Delikan`ın Şiir Dünyası

D

Delikan

Guest
Yürek yanmış gönül yanmış
Uzakta kalmış gönlüm
Aşk uzaklara gitmiş
Bir avuç suda aya vurmuş
Karanlıklarda savrulmuş
Sağnaklara tufan olmuş
Yürek yanmış gönül yanmış
Sevda olmuş gözyaşlarına bulanmış
Mevlanalarda yunuslarda aramış
Koynunda gecelemiş bir nefeslik
Bir cana hasret sevgide
Bir tende bir nefeste
Bir gözde
Herşey sende.....
 
D

Delikan

Guest


Sende beni ararsın değil mi
Bir o camdan bir bu camdan bakarsın tabi
Görürüm belki diye
Yalandan bakkala çıkarsın
Olmadı aşağı mahalleden alırsın ekmeği
Rastlarsın belki kokuma
Kurban ol sen benim bo
Kuma gömme kafanı utanma söyle
O nazları afra tafralarını yendin mi
Sorma bana alıntı mı bunlar kendin mi
Sen değil mi akli dengemi bozan
Kimi zaman punkçu gibiyim
Kimi zaman ozan
Yok öyle artık her gülüşüne atlayan sazan

Ben bu satırları saçmalarken sen çok derin bir uykuda olacaksın
Saçında pireler uçuşurken
Sivri sinekler kulağına sorti yaparken
derin uykularda olacaksın
Ben sana deli gibi aşıkken
Uyanma
 
D

Delikan

Guest
Kaç zamandır sormuyorsun
Haberim mi yok küstün de
Hüzün dumanları tütmüş
Yüreğim alev üstünde


Kuşlar göçlere uçacak
Gözlerim zehir içecek
Tomurcuklanıp açacak
Yüreğim alev üstünde


Karşıma çık bir gülüver
Bütün derdimi alıver
Mavi bakışla geliver
Yüreğim alev üstünde


Kaç zamandır sormuyorsun
Haberim mi yok küstün de
Hüzün dumanları tütmüş
Yüreğim alev üstünde...
 
D

Delikan

Guest
Sevsen de , hadi git ne olur
Yağmurlarda üşümeni istemem gülüm.
Kıyamam sana , bilirsin.
Senin gözlerine yağmurlarım inmesin.
Kara bulutlarım yüreğini incitmesin.
Ben yağmurlarda yaşamaya alışkınım.
Sen güneşli sabahlara uyanmaya layıksın gülüm.
Hadi koş ne olur aydınlık sabahlara..

Kıyamam sana bilirsin,
Dokunma seni seven yüreğime.
Dikenimle kanamasın narin ellerin,
Acılarımla yanmasın yüregin.
Daha fazla ağlamadan gözlerin,
Hadi git ne olur.
Sen, baharların kınalı çiceği,
Ben, karlı dağların yaralı dikeni.
Ben acılarla yaşamaya alışkınım.
Sen ise baharlara layıksın gülüm.
Hadi koş kırlara, mevsim baharlara

Her sabah,
Sen gözlerinle baharlara uyanırsın.
Ben ise karakışlara...
Kıyamam sana, bilirsin.
Karakışlarda üşümesin ellerin
Ayazlarım üşütmesin yüreğini.
Seni ölümüne sevsem de
Hadi gine olur git.
Ben karakışlarda yaşamaya alışkınım.
Baharlarına hazanlarım erişmeden
Hadi koş kınalı saçlarınla
Güneş huylu yetimlerin pembe düşlerine...

Su, hiç ateşi ağlatabilir mi ?
Yağmur, hic güneşi ıslatabilir mi ?
Hadi git ne olur.
Durma daha fazla karanlıklarımda.
Hadi koş ne olur güneşli sabahlara.
Mutluluklar sadece sana yakışır gülüm.
Merak etme sen beni,
Baharın koynunda gülümsüyorsan,
Gülüşünle ayazlarda ısınırım ben...
 
D

Delikan

Guest
Kaçıp kurtulmak mı aşk emridir gözlerin
Bir namluya sürülmüş mermidir gözlerin

En yalnız kentten daha yalnız bir yüreğim
Akşama keder bağışlayan elem midir gözlerin

Yaprak yaprak dökülür içimde hayat ağacı
Ben can verirken bakışında,diridir gözlerin

Dudağımda tuzlu sular,sözümde yangın
Yandıkça kanat çırptığım alev midir gözlerin

Kaçıp kurtulmak mı aşk emridir gözlerin
Bir namluya sürülmüş mermidir gözlerin



Nuh KENİŞ
 
D

Delikan

Guest

Yamaçtan huzursuz akşamlar inerse
Araçların homurtusu geceye meydan okursa
Şaşkın umutlarımla dolaşıyorsam sokaklarında
Ve bir sarhoşun kafasında seni düşünüyorsam
Bu kent benimle doğmuş, seninle ağlamışsa
Rüzgar ayrılık şarkıları söylüyorsa kulaklarıma
Sevda yıldızları tutuşmuş, oturmuşsa yüreğime
Alabildiğine yığılmışsa maviler üzerime
Ben kumsalına geldiğim zaman
Sen deniz olursun, ben umman




Otursam kumsalında bir ateş yaksam
Ateş geceyi aydınlatsa, alevler içimi
Denizinde ayışığı ve yakamozlar varsa
Narçiçeği dalından yere düşerse
Ve o zaman içimde fırtınalar koparsa
Uzun uzun bir hüzün menekşe gözlerimde
Dalgaların hışırtısını duyarsam kumsalı öperken
Bir geceyarısı serinliğinde, denizin derinliğinde
Bir gitar mırıltısı gibi martı çığlıkları dinlerken
Ben sana doğru koşarak geldiğim zaman
Sen deniz olursun, ben umman



Çıksan denizinden kumsala gelsen otursan
Gelsen otursan şöyle bir yanıma uzansan
Kırçiçeklerinden taç yapıp başına taksam
Gözlerim gözlerinde öyle beklesem
Sarılsan sımsıkı çevrem fesleğen koksa
İçimdeki hala o eski seven çocuksa
Ayrılıklar bitse, hüzün kaybolsa
Zaman dursa, hayat dursa, sen dursan
Huzur kaplasa içimizi, mutluluk dolsa
Ben eğilip dudaklarından öptüğüm zaman
Sen deniz olursun, ben umman


ERDEN ERKİN...
SEN DENİZ OLURSUN, BEN UMMAN
 
D

Delikan

Guest
Ümitsiz aşkının okyanusunda
Dev dalgalara kapılmış
Bir sandal gibiyim
Etrafta ne bir dal ne bir dalgakıran
Ne de bir liman var sığınacağım
Fetyat figan eylesem duyan olmaz
Oksyanusun tam ortasındayım
Gel beni kurtar
İçten içe batmaktayım...
 
D

Delikan

Guest
etkileyici-damar-sozler.jpg
 
D

Delikan

Guest
Suda efkarı demler demlik ile semaver.
Lâle güzelliğinde bardak bize gülümser.
Asude zamanlara başlar çay ile sefer.
Buğusuyla haz derer demli demlik güzeli.


Zamana ipek düğüm atar camdan cerenler.
Nazlı buğu perisi inceliğe imgedir.
Efsane katresinde muhabbeti derenler.
Huzurun kucağında kardeşliğe simgedir.
Edasıyla naz derer demli demlik güzeli.


Bir suzinak bestenin güftesi güler suda.
Onu yudumlayanın aklı kalır ahuda.
Elâ gözlü perinin gözü dem dem uykuda.
Sükûtuyla söz derer demli demlik güzeli.


Bir peri suret bize nemli gözlerle bakar.
Albenisi cezp eder değdiği dudakları.
Onun ihyası için ateş kendini yakar.
Gamze ile süslenir yakuttan yanakları.
Tutiyi ahraz eder demli demlik güzeli...
 
D

Delikan

Guest
Ay doğar su ışır bir yanım yalaz
Şimdi cerenlerin tam da naz vakti
Suyun rengi yakut buğusu niyaz
Semaverle demlik imzalar akdi
Berrak hayallerin gamzesi ışık
Demlik gülü dem dem nazla karışık



Kristal düşlerin suya tabiri
Demliğin sinesi ateş bestesi
Çaya melikedir efsane biri
Güle nispet olur gülün destesi
Berrak hayallerin gamzesi ışık
Demlik gülü dem dem nazla karışık



Çaydanlık isinden Leyla sürmesi
Leylin koynunda sır harflerin düşü
Hayalde nakıştır yârin busesi
Okunur yazılmaz suyun gülüşü
Berrak hayallerin gamzesi ışık
Demlik gülü dem dem nazla karışık



Kelimeler berrak dizeler duru
Suyun öyküsünü hurufat bilmez
Çaya teşne dudak beş mevsim kuru
Bu iklimde çaydan başka sevilmez
Berrak hayallerin gamzesi ışık
Demlik gülü dem dem nazla karışık...
 
D

Delikan

Guest
hüzün yüzümde ayna
belki de bu yüzden yağmurların yağması
bu çocukluk
bu gitmeler
bu yalnızlık

hiçbir şeyimsin diyen insanların,
her şeyi olduğunu hatırlayan,
bir kadının elleriydi belki de hüzün

bir tutam kalmak
ve alabildiğine gitmekten öte,
hiçbir şey yoktu teraziyi dengeleyen

çocukların kapı zillerine basıp da kaçmaları kadar,
kolay olmuyordu uzaklaşmak
ki aslında çocuk değildik sevişmelerde
uyandık
ve kandırıldık

öyleyse sen söyle usta
bu yağmurlar bir yüreği bile ıslatabiliyorsa
ve çözülmüyorsa dili haykırışların,
hasret bunun neresinde..?

belki bir sazın tellerinde kaybettik masumiyeti
belki de susturulduk kavuşmalarda bile
deniz gençliğindeki gibi mavi değilse
bu ne denizin suçu
ne de martıların..

kalbim.! affet bütün sevdalarımı
yoruldum
ve kanıyorum..
 
D

Delikan

Guest
“Olmaz” deme!..
Her şey mümkün.
En güvendiğimiz dağlara bile
Yağıyor karlar.
Hiç olmadık bir yerde,
Umulmadık bir vakit,
El çekiyor bizden umutlar.

Kürek kemiğinin ortasına
Bir bıçak saplıyor.
Mert denilenler,
Yiğit sanılanlar!..
O bıçak yakmıyor canını
İhanetin acısı kadar...

Ölmek basit geliyor,
Yıkılmak hafif kalıyor
Aldatılmışlığın,
Kalleşliğin yanında.

İnanması zor,
Katlanması güç ama,
Alışıyor insan bir müddet sonra
yaşamaya.
Sırtının ortasında onlarca bıçakla...
 
D

Delikan

Guest
...HANGİ YANA ÇEVİRSEN BAŞINI YA BİR SAHTEKARLIK,YADA BİR KOKUŞMUŞLUK ESİR ALIR SENİ
...YALANLAR VE YALANCILAR AYYAŞ OLUR KOLUNU KANADINI KIRARLAR
...ATEŞ EKİLMİŞ TARLALARIN ORTASINDA ÇARESİZ BİR DAMLA KALIRSIN
...İNANDIĞIN KADER MEYVE VERMEZ ARTIK SANA
...HUZUR,MESNETSİZ BİR KURAKLIK YAŞATIR
...GÜNDÜZ AĞLATIR,GECELER SÖVER SURATINA KARŞI
...KOCA ŞEHİRDE BOMBOŞ HİSSETTİĞİN ANLARDA KİFAYETSİZ RUHUNU
...BAŞKA RUHLAR PİSLİKCESİNE TESLİM ALMAK İSTER
...DÜNYANIN BOZUKLARI KANUN YAPICI OLUR
...YAPIŞIR SENİN EN TERTEMİZLERİNE
...DÜN YEMLEDİĞİN MASUM KUŞLAR,ATEŞTEN TAŞLARINI FIRLATIR BEDBAHT BEDENİNE
...SÖZLER İĞNELER ARTIK DERT DUVARLARINI
...YIKILIR EN GÜVENDİĞİN LİMANLAR DELİ BİR DALGADA
...HAYALLERİNİ ÇIRILÇIPLAK EDER PUŞTLARIN RÜZGARLARI
...AMA MUHAKKAKKİ VAR SENİNDE BAŞINI OMUZUNA YASLAYACAĞIN BİR DOSTUN
...SADECE BİR DOSTUN
...DOST DEDİĞİN BİR OLUR,ASLA OLMAZ İKİNCİSİ
...UZATTIĞI ELİ YAKALAYABİLİRSEN
...YENİLMEZ BİR ORDU OLURSUN
...HER ŞEREFSİZLİK MIZRAKLARINDA CAN ÇEKİŞİR
...YETERKİ DOSTUNUN HERŞEYDEN HABERİ OLSUN.
 
D

Delikan

Guest
Bir mahur beste çalar devamı suzinaktır
Demlik ile semaver kavilleşir sükutla
Gümüşi iklim gülü akıbeti firaktır
Anlatılmaz bir hüzün neyle tamburla utla
Erguvanlar gülümser İstanbul”a naz ile
Bir yağmurlu havada örtüşür niyaz ile


Islanır düşlerimiz turna kanatlarında
Çayın rayihasından suya kaç ahenk iner
Umudumuz süvari mavera atlarında
Demlik gülü kokusu yere ve göğe siner
Erguvanlar gülümser İstanbul”a naz ile
Bir yağmurlu havada örtüşür niyaz ile


Bestenigar dem be dem bizi anlatır bize
Ünsiyet kelimesi git gide kademlenir
Bir aşkta ümit yoksa at şişeyi denize
Çay melikesi gelir uğruna çay demlenir
Erguvanlar gülümser İstanbul”a naz ile
Bir yağmurlu havada örtüşür niyaz ile


Dudak değince cama bir öykü ondan hisse
Suya karışan hayal konuğudur dört mevsim
Bu öykünün yüzünden kapılır gönül hisse
İnce belliler taşır suretinde kırk bir im
Erguvanlar gülümser İstanbul”a naz ile
Bir yağmurlu havada örtüşür niyaz ile...
 
D

Delikan

Guest
...HAYAT
...KARANLIK GÖĞE DOĞRU UZAYAN ESKİ BİR AHŞAP MERDİVEN GİBİDİR
...NEREYE GİTTİĞİNİ BİLMEDEN ÇIKARSIN
...SAHTE DOSTLARIN VARDIR BASAMAKLARI ÇÜRÜTÜRLER
...DÜŞMENİ BEKLERLER
...SIKINTILAR VARDIR TOZ OLUP AYAĞINA SERİLİRLER
...ÇARESİZLİKLER VARDIR PASLI ÇİVİDİR ONLAR
...YÜREĞİNE İŞLERLER....BAZI ŞEYLER VARDIR ADINI BİLMEDİĞİN
...RÜZGAR OLUR GERİ DÖNDÜRMEZ SENİ
...VELHASIL
...ESKİ BİR MERDİVEN VARDIR
...DÜNYADAN ALIR
...SAHİBİNE TESLİM EDER SENİ
 
D

Delikan

Guest

Acı mırra süzülür fağfuri fincana sır
Kırk yıl süren öykünün nihayeti bilinmez
Kahvenin saltanatı sürecek nice asır
Gönlü kıran sözcükler kolay kolay silinmez
Fincanın dibindeki acı tortusu telve
Nice zamandan beri hüznümün rengi kahve


Gönlümün burukluğu kahveden değil elbet
Hüzün en ağır konuk en mutena mekanda
Kahve saatlerinde gelirse içten davet
Dost ile hem dem olmak efsanedir zamanda
Fincanın dibindeki acı tortusu telve
Nice zamandan beri hüznümün rengi kahve


Acı çay acı kahve ahvalimin öyküsü
Fincan ile bardağın hikayesi hep uzun
Dostluk efsanesinin çay ile kahve süsü
İçinden Leyla geçer nicedir uykumuzun
Fincanın dibindeki acı tortusu telve
Nice zamandan beri hüznümün rengi kahve

Mırra acısında sır kahve renginde sızı
Fağfuri Belkıs ile ünsiyetin girişi
Dostluğa dair tılsım zorluyor imkânsızı
Bulutlara nakıştır her mevsim gönül işi
Fincanın dibindeki acı tortusu telve
Nice zamandan beri hüznümün rengi kahve ...
 
D

Delikan

Guest

Hava gibiyim
Çok azla açarım pamuk pamuk
Bu zamanlar da örümceklenirim

Yar olmadıkla
Al beyaz çırpınışlarla örtüm
Neye sevindim, neye üzüldüm bilmem
Yüzümdeki nur dediğin
Gün doğmazıyla her kezinde simsiyah

Fitil fitil hesabı olur kuruşun
Fikrin yetmediği her yerde
Bir kurşun...
Bilmezki erir
Çelik irade karşısında duruşun

Yaptıramayacağı şey yoktur
Korku ve umutsuzluğun

Doğarla her seferdeki
Nabız nabız atışladır
Yay gibi gerili mavi güçle neferdeki
Şimşekleri atıp çekişle
Yağmasa da umuttur içteki bu gürleyişle

Sarışın dev gibi
Çakmak çakmak oldum mu
Kıvılcımlaşır özümde bulutlar
Ha yağdı ha yağacak
O zaman değmeyin işte...

Her an bozulmağa değişken
Bulut gibi dökmekteyim siyim siyim

Yer gibi emerim içime içime
Ne gezdirmedim ki üzerimde

Nasılsın diye sorma
İnsanlarım gibiyim işte
Bir yanım acı
Bir yanım göz yaşı
Bir yanım yaprak döker
Bir yanım bahar bahçe
Diyen ozanlarımla bağıt........................
 
D

Delikan

Guest
‘Karda zordur yürümek

Anladım, sevmeyecek!’

Bir küçük kar tanesiydim

Alev alevdim

Güneşe deliydim

Tam verecekken bana

Sıcaklığını yüreğinin

Elinin

Ateşinde eridim



Kar yağar lapa lapa

Ay vurur ağaçlara

Ben onun sıcağına

deliyken

Ayaz yedi yüreğim

Eriyorken ben,

Sen,

ayazlarımda,

buz mavisi yazlarımda

Üşüyeceksin!


Sen artık

Karda ayak seslerimsin

Çığlık çığlığa yarınlardan düşüşlerimsin

Avuçlarında eriyen sevdalarla

Beni anımsa!


Kar yağarı lapa lapaA

Ve artık benden kalan
Son şey

Kar fırtınalarıydı...

Yüreğimi ısıtmak için

Yazıldım sana...

Ben küçük bir kar tanesiydim

Eridim sevdanın avuçlarında...



Yine kar yağsa

Yine süzülüp gelirim sana

Erimekse

Yine eririm

Sevdanın avuçlarında...
 
D

Delikan

Guest
YÜREK NEDEN MORARMAZ?
Bahis olmaz sevda kurşunlarının
Kısrağı olmaz
Koşusu olmaz
Gönül gözüyle görülen bir davanın kırgınlığı olmaz
Olmaz kötü anlamsız davranışları.
İyi günlerin gökkuşağıdır sevdanın gözü
Yağmur kar etmez
Kar da kar değildir zaten
Güneş vursa ne olur aydınlığa?
Ne olur gözümün,yüreğimin feri?
Ne olur yani dünyayı kazansam?
Ne olur bir bahar çiçeğini kokladıkça sen olmadıkça?
Geçiyorken vapurla karşıdan bir başka karşıya
Yanımda sen oturmuyorsan?
İskemlenin,simidin
Martı sesleri arasında martılarla paylaştığım simidin lezzeti de olmaz
Olmaz lezzeti sen yokken türkünün
Olmaz,olmaz lezzeti sen yokken halayın
Aman ha aman bunu da hiç unutma;
Olmaz lezzeti sen yokken sevginin taa taaa kendisinin
Bilmiyorum nasıl anlatılır gönül gözüyle görülen sevdalar?
Bilmiyorum gönül gözümle gördüğüm bu sevgimi senin yüreğin nasıl algılar?
Ama Gülüm ,düşünüyorum bazen
Hatta bazenleri bolca kendime ayırdım
Ve dedim ki;
Mihribanım,türküler aşk için yazılıyorken
Tabiatın bütün kanunları dize gelir
Kanunlar dize geliyorsa eğer sevda üstüne
Günün her zamanı aşk için çiçek açar
Unutma ki karanlığın korkacağı tek unsur aydınlıktır.
İşte o aydınlığın adı ; AŞKtır.
Eğer o aşkı tanımıyor ya da tanımlamasını bilmiyorsanız
Karanlıklar size yar olacaktır.
O zaman suç aydınlığın değil,
Karanlığa gönül verende olacaktır.
Yani, görülmesi gereken bir değer vardır;
Bu dengeyi korumasını beceremeyenler
Ben ne yapmışım diye dizini döverler.
Ama bilinmesi gereken;
Diz dövüle dövüle yar bulunsaydı
Bugün hepimiz yüreğimizin yerine dizimizi dövüyor olurduk...
 
Üst
Alt