Delikan`ın Şiir Dünyası

D

Delikan

Guest
TuylKy.jpg
 
Son düzenleme:
D

Delikan

Guest
Kalmadı kıskançlık kalmadı cürüm,
Bahane uydurup saldıran yoktur.
Kanadı kırılmış kuş kadar hürüm,
Sinir zindanında öldüren yoktur.

Hicran pazarından hürriyet aldım,
Paşa gönlüm ile baş başa kaldım.
Sevda zindanından tahliye oldum,
Halime düşmanı güldüren yoktur.

Deryada gemiyim kırıldı dümen.
Özgürlük çölümde yeşerdi çimen.
Gözlerim güzele kayınca hemen,
Hırçın kedi gibi çıldıran yoktur.

Mazinin dibinden suç ayıklayıp,
Demiyor o günler zamanda kayıp.
Ağzına geleni peş peşe sayıp,
Ayrılık kazanı kaldıran yoktur.

El ele yaşadık büyü çağını,
Sevgiyle suladık duygu bağını.
Kafası kızınca aşk bardağını,
Hüzün ateşiyle dolduran yoktur.

Rüyada görünce üzmekten ürken,
Hallerde yaşadım yanımda varken.
Duygu meyvesini toplayım derken,
Dilini uzatıp dal kıran yoktur.

Cadı kazanında fitne kaynatan,
Besmele getirsem kaşını çatan,
Cadde ortasında zeybek oynatan,
Şeytana darbuka çaldıran yoktur.

Kuyusunu kazdı aşka saygının,
İpini kopardım bitmez kaygının.
Adına aşk denen tatlı duygunun,
Zehiri var ama baldıran yoktur...
 
D

Delikan

Guest
Bir düşe uyandım,
Kuru yapraklar üzerinde dolaşan,
Bir tırtıl gibi.

Sen geçiyordun o eski evin önünden
Duvarları kireç,
İçi saten'den örülü.

Yine veda edemedim sana,
uyukuya dalmadan, kurduğum hayal gibi.

Gittin öylece,
Adın tavanda asılı kaldı,
Ben düşte.

Yine nereye düştü yolun,
Ey siyahı sende sevdiğim adam.

Bilirim,
Dar zamanlarında ürküttüğün gündüzler,
Geniş zamanlarında seyrelttiğin geceler,
İzlerini bırakmış,
Tam ortasına şakaklarının.

Bilirim,
Dönemezsin yolundan,
Ve gülemezsin,
Dünden eksik.

Gelip geçersin bir gülümsemede,
Bir kırk yıl,
Kırk yarım şiir gibi,
Kırk acı omuzlarında.

Duvarları kireç,
İçi saten'den örülmüş, siyah giyen adam...
 
D

Delikan

Guest
BENİ SENSİZ ŞU ÇÖLLERDE YALNIZ BIRAKAN SEN MİSİN
HAYKIRIŞLARIMLARIMI DİNLEYEN HAYALLERİMİ GÖREN SEN MİSİN
YALNIZ GECEN GECELERİMİ GÖREN YÜREĞİMİ FISILDAYAN
BAKIYORUM ETRAFIMA IŞIĞINI GÖRMEK İÇİN
BENİ ANLATAN SENİ SEN YAPAN VE SEN MİSİN DİYEN GÖZLERİNE
BAK İÇİMDEKİ ATEŞE BAK VOLKAN GİBİ YÜREĞİME BAKAN
BENİ BEN OLARAK HAYKIRTAN SENMİSİN
NERDESİN AŞKIM NERDESİN SENİ SEN YAPAN YAZILARIMDA YOKSUN
DUYGULARIMDA HAYALLERİMDE MISRALARIMDA YARINLARIMDA
SEN MİSİN DİYEREK BAKAN DÜNYAMDA SEN MİSİN SEN MİSİN
ŞİMDİ BAKIYORUM BEYNİME BAKIYORUM SENİ GÖREN GÖZLERİME
VUCUDUMA DÜŞÜNLERİME YÜREĞİME HAYKIRIYORUM GERCEĞE
SEN MİSİN SEN MİSİN DİYEN DUDAKLARIMDAKİ SÖZLERİMLE ...............
 
D

Delikan

Guest

Ben hissetsem orada olduğunu
Bana çarptığını
Bana güldüğünü
Bana yorulduğunu hissetsem
Bu saatlerde beni düşünsen keşke


Ben bilsem aklından neler geçer
Deniz ve dalgalar
Çay ve simit
Gözlerimdeki gözlerin geçer
Bıraksan kalbini kendi haline
Bu saatlerde beni seçsen kendine keşke


Ben bulsam sendeki beni
Elindeki solgun gülde
Ateş duman ve külde
Bana sımsıkı örül de
Bu saatlerde bırakmasan beni keşke...
 
D

Delikan

Guest
Alacakaranlıktaki avuntularımla,
Başlıyor kanamaya, sarmaş dolaş düşler,
Nisan yağmurlarıyla dolar iken içime hasretin
Dudaklarında yarım kalan, geçmişin avuntusu
Nasılda titrerdi, mum aleyi misali nefesine, nefesim..

Gelişini özlemek:
Aysız gecelere adını yazmak arzusuyla diriltiyor beni
Damarlarımda kıvranan kan gibi,
_______ basıyorum hahalini yüreğime
Yanağımdan süzülen nisan esintisi,
Damla damla,seni çağırır, kalp atışı belirsiz bedenime
Bendeki sen güneşin doğuşu olursun sıcacık, özleminle

Sensizlik yakama yapışmış, ayrılık uykusu gibi
Her köşe başında sen varsın, saçların ıslak, dağınık,
Göklerin bulutları yüzünde asılı sanki,
_____Dokunsalar yağacağım,

kaç zamandır sensizliğe titreyip durur
Bilmem yalnızlığın rengini yakar mı mum alevi…
Gözlerim, pembelikler içinde kayboluşunu izler,
_____ gün doğumunda çocukça
Gelisşine dilek tutuyor şimdi şiirler,
Sensizliğe seferberoldu özlemine kenetlendi kelimeler...

Gözlerimde nehirler;
___ gecenin büyülü gizemine vuruyor kendini,
Bir bilse kaç sızılı ırmak kanar yüreğimin deltasında
Dilime yapışıp kalan sözler şiir olup dökülüyor_
___Avuntulu türküler dolduruyorum dudaklarıma...

Oysa sevda limanından güneşli günlere yelken açmıştık
Biz hesapsız yolculukların sonbaharına çıktık,
Şehrin ışıklı kaldırımlarından, güneş doğmalıydı içime
Yeni düşler kurmalıydık henüz, doğmamış çocuklar adına...
 
D

Delikan

Guest
Ben acıyım,ben yetimim.
Ben tekim,boğuşmalı kalabalıklarda.
Ben kara bir kediyim,uğursuz.
Ben bir serseriyim,sersefil.
Ben nisanım,baharın coşkusu,
Sonbaharın altın sarısı yaprağı,
Ben döküldüm,toplandım,
Ötelere süprüldüm,süprüldüğüm yerlerde
Yine yeşerdim.
Ben bir yüreğim,bir erkek,
Ben cımbızla çektim kadınımı.
Ben bir vahşetim,yüzüm kara,gözüm kara,
Sözüm,eskimsi bir sirke.
Ben gülerim.
Ben okyanusum,denizden,su damlasına,
Damladan ilk hale.
Ben nasılım?,nasılsın diyecek kadar vefakar.
Ben haylazım,çekip gitmesini bilen,

Şimdi vur beni,vur öleyim.
Ya da sar fikrine en coşkulu kalbine ey insan!
Ey kadınım
Ben senim,sen aşk...
 
D

Delikan

Guest
mutluluk senin gözlerinde ki bakışta
kalbinin çarptığı şefkatle saçlarımı oksamandı
mutluluk sabahın ilk öpücüğü
ilk gülüşüydü
sesinde ki sevda tınıları
sarhosluğumdu gözlerine her baktığımda
misafir ol dememiştim ki gönlüme
şimdi hangi gönülde
söylüyorsun bana söylediklerini
gözlerimden düşsün damla damla yaslarla
bakma sen gözyaşlarıma
yaktığın kadar
acıttığın kadar
yaşarsın
hangi yalana mutluluk ekleyerek
kırmam dediğin her noktadan
gülerek kırdığında
dünya sana mi kalır sanırsın
sıra gelmez yaptığın yanına kar kalır mı
ben nasıl yandıysam
gökler yere
yer göğe değse
gözyaslarım
bulur
hiç bir ah kalmaz
dur daha
seninde gelir hesap zamanın....
 
D

Delikan

Guest
elinde renk renk kokuyor
çiçekler güneşten midir
zerresi canı yakıyor
sevdan kor ateşten midir


bildim aşkın çok mihneti
mihnetinden asaleti
yok mudur bir merhameti
söyle kalbin taştan mıdır


gökten yere yağmur yağdı
şiddetinden gül baş eğdi
yüreğime bir ok değdi
kirpikten mi kaştan mıdır


geçmiyor derdim uğraşsam
diyar diyar hep dolaşsam
ben inlerken sabah akşam
senin gönlün pek şen midir...
 
D

Delikan

Guest
bozkırın ortasında
şehrin sembolü gibisin
abide gibi yükselirsin yüreğimde
sen bunun farkında değilsin
meryem ana manastırı
hacı baba türbesi
aşk çeşmesi gibisin
sen bunun farkında değilsin
içtiğim su kadar temiz ve saf
ekmeğime katık yaptığım tuz
bir nefeste çektiğim sigaram gibisin
sen bunun farkında değilsin
evreni aydınlatan güneş
geceleri izlediğim gökyüzü
toprakla buluşan yağmur kokusu gibisin
sen bunun farkında değilsin
gündüz hayalsin, gece düş
yanımdasın, gölgemsin
canımsın, cananımsın, kanımsın
sevdamsın, gerçeğimsin, kadınım
ve sen bunun da farkında değilsin ...
 
D

Delikan

Guest

Bir söz söyle bana…
Bir söz söyle bana hiç duyulmamış
Hiç süslenmemiş yalancı harflerle

Bir söz söyle bana…

Yüreğinden gelen ilk kelime ile başla
Ve cümlen bitene kadar hiç susma

Bir söz söyle bana
Ne kalemler duymuş olsun şimdiye dek
Ne kulaklar duymuş
Lügatta anlamı olmayan
Bir söz söyle bana
Üstüne soru sorulmayan

Bir söz söyle bana
Katmer katmer çiçeklere sarılı
Bir söz söyle bana
Yüreğinin en gizli köşesinde yazılı

Bir söz söyle bana
Sözlerinde güllerin manası olsun
Gözlerinde kadifemsi koku
Bir söz söyle bana
Yüreğimi yüreğine o sözle doku


Bir söz söyle bana

SEVMEK FİİLİYLE BAŞLAMADAN SEVGİYİ ANLATSIN

BİR SÖZ SÖYLE BANA
GÖZLERİN HEP O SÖZLE BAKSIN
YÜREĞİM YÜREĞİNE O SÖZLE AKSIN…

Bir söz söyle bana…




Ve şimdi dinliyorum...
sadece ve sadece...
Bir söz söyle... bana...
 

Ahmet

New member
Kullanıcı
Katılım
4 Haz 2017
Mesajlar
10,838
Tepkime puanı
5,175
Puanları
0
Cinsiyet
Erkek
güzel yürekli adamsın vessalam ...
 
D

Delikan

Guest
En büyük depremde korkum ölüm
Gidişin en büyük deprem,
Korkularım, gideceksin diye,
Korkum her geçen gün kendini daha çok sevdireceksin diye.
Kaygı, merak, endişe sana besleniyor yürekte,
Aşkla, dertle, hüzünle, umutla yoğrulmuştuk.

Sevdadan söz ederken tutamayışın kendini,
Cümlen bitip noktayı koyan son bakışın.
İçime akışının başlangıcı aşkının.
Sessizliğin, hele o iç çekip susuşun.
Başka bir dünyaydı suskun gözlerin.
Dalından birer, birer düşerdi gönül yapraklarım içimde.
Bakışlarını çözmek gözlerime düşerdi.

Tutuklanırdım, tut istediğimi bilirdi ellerin ellerimi,
Bir ışık, bir aydınlık içimde,
Ela güneşim, gözlerine yakınlığın ışığımıydı o aydınlık.
Ellerin öyle güzel, öyle sıcak
Erirdim de mi akardı göz yaşlarım yanağıma dokununca.

Bir tatlı rüzgardı meltem,
Şimdilerin sert rüzgarı, canımı acıtan meltem.
Okşamıyor da sanki kamçılıyor tenimi,
Hatırlatır ellerini, hasretim ellerine hasretim acıtır yüreğimi.

Ay ışığı denize düşecek korkuyorum,
Ben bir uçurum olmuş geçmiş zamanlı düşlerime düşeceğim.
Yine seni her geçen günden bir fazla özleyeceğim.
Her eşyanın dili çözülecek, her renk dile gelmek isteyecek.
Siyah yine örtecek tüm renklerin üstünü.
Ve bırakacak bana hüznü.
Soranlara sebebimi diyeceğim.
Bir büyük sevdam vardı...
 
D

Delikan

Guest

Cümlelerim ağardı bu sabah,
Aklar düştü satırlarıma...

Siyahla tanıştım,
Geceye anlattım aşkımı;
Kımıldamadı bile yıldızlar...

Bitmiş buldum kendimi, tükendikçe azdı yaralarım
Yaraladıklarım ah etmişti, anladım!

Susuz kalmış yüreğime, yağdırdım kara kışları,
Dolular vurdu çiçeklerimi,
Ellerimde solup gitti tutunduklarım.

Körpe kuzularımı saldım çayırlarıma,
Kurtlar kapıp kaçtı birer birer...
Elimde kaldı meleyişleri.

Cümlelerim ağardı bu sabah,
Aklar düştü satırlarıma...

Zarflayıp kaldırdım hayatımı,
Postaya vermedim,
Elden teslim ettim acılarımı...

Susuzluktan kavrulan hücrelerime,
Kucak dolusu seni sundum.
Cümlelerim ağardı bu sabah,
Tam da seni unuturken...
 
D

Delikan

Guest
Akıp giden bir zaman duruyor,
İstanbul'un sanrılı yamacında.
Güneş kızılca bir kıyametle ayrılıyor,
Mavilerimin renk değiştirdiği gökyüzümden.
Yerini alaca bir karanlığa bırakırken haliç,
Bu şehri; şedit ışıklı gürültüler kudurtuyor...

Bıkkın bir üzüntünün,
Terkedilmiş mutluluklarını açıyorken akşam sefaları,
Birden bire yılların yorgunluğuyla soluveriyorlar umutlarımda.
Ah gönül deryamın açmayan akşam sefası,
Bir gün batımıyla birlikte terk edip gittin beni.
Mavisiz kalan gökyüzümün,
Siyaha kurşun sıktığı bir anında...

Her akşam surlarında bir delik açılıyor,
İçimdeki fethedilmeye muhtaç kalenin.
Tam sevdamın hükmünü sürecekken,
Yıkılmaya yüz tutmuş bir imparatorluk oluyorum.
Yusuf'u kaybeden Yakup misali,
Kaybolduğum sensizlikte,
düştüğüm kuyuya ağlıyorum

Ah sebebi yokluğum!
Bu şehir tırnaklarını batırıyor düşlerime.
Üsküdar alıp götürüyor senin seyredilmeye değer hayalini.
Ben avuçlarımda
Bir İstanbul boğazı oluyorum.
Ve sen vuruyorsun gözlerimin kıyılarına.
Ağlıyorum.
Boğuluyorsun...


17.Aralık.2004 Üsküdar
Güneş nasıl batmışsa istanbul'da
Öylece batıp gittin umutlarımdan
dranaz'a hiç doğmamış gibi...
 
D

Delikan

Guest
Yollarım kapanmış
Güneşim tutulmuş
Tuttuğum dallar kırılmış
Bu başka sokaklarda,
Evimi arıyorum sevgili...

Akıl başka konuşur
Gönül başka konuşur
Kullar başka konuşur
Dünya başka konuşur,
Dilimi arıyorum sevgili...

Bura nere
Ben kimim
Nasıl baksam
Kime sorsam
Ah bir bana varsan
Kendimi arıyorum sevgili...

Bir kiraz dalında
Şu koca ummanda
Karanlık dünyamda
Kim bilir belki de,
Seni arıyorum sevgili...
 
D

Delikan

Guest
boşaldı dün gece şişeler
her kadehte sen vardın
yudum yudum içtim çaresizliğimi,
şahidim:
kör karanlıklar…

ağladı dün gece kadehler
seni içtim, sensiz içtim
dün gece sabaha kadar…
boşalan her kadehim
seninle, hayalinle, özleminle doldu
hatıralar damla damla düştü gözlerimden
gülümsedim, ufuklarca kanatlandım bir an
düş bahçesine düştüm
çiçekler süsledi
ay gülümsedi…
ve derken,
üzerimde bir kara bulut
bir koyu gölge
sırtımda bir sızı
saplanan bir bıçak…
uçtum mu
düştüm mü
anlayamadım dün gece
şahidim:
kör karanlıklar…

kırıldı dün gece şişeler
dudağımda kadehler eridi
alev alevdi içimde her yudum;
bilemedim, neydi içtiğim
şarap mıydı
zehir miydi
ateş miydi
kan mıydı…
sorun;
söylesin
kör karanlıklar…
 
D

Delikan

Guest
Sen gitmiştin, ben bahara uyandığımda. Gözlerim senin yolundaydı bir mavilik vardı yollarda bazen karanlık.

Çok sevmiştim seni bütün güzelliklerin bir insanı sevmekle başlayacağını bilerek. Ama güneş her gün söz vermiş gibi doğuyor ve söz vermiş gibi batıyordu, zaman geçiyor. Bütün güzelliklerin içindeki derin sızı büyüyordu. Bu baharda efkârlıydım, yorgundum, ömrümü sana vermiştim.

Zaman mezarlığından mektuplar yazmıştım sana hiç okumadığın…

Bahar bitmişti… her şeye rağmen ayakta kalmanın coşkusu, yarım bir şarkının dudakta kalan acısı ile.

Yaz gelmişti ama ben hala üşüyorum…
 
D

Delikan

Guest
Kalabalık yalnızlıklarda seviyordum seni,
Alabildiğine beyazdı ellerin.
Ruhumun makarasına dolanan
Bir çift uçurtmaydı,kararsız...

Gülüşünde bin kadın uzanırdı
İpe gönderip ipten alırdı,
Hürriyetimi verirdi dudakların ,
Vatanım olurdu...

Bense mülteci, firar edip gözlerinden
Yine gözlerine sığınırdım.
Seslensem, kelimeler susardı
Tutardı gece soluğumdan...

Öyle ya, sevdanın en zalim yanı olsa gerekti
Battaniye altına saklamak bir adı
Yahut hapsetmek bir aşkı
Kör, sağır, dilsiz bir battaniye altına...
 
D

Delikan

Guest
En büyük derdim, tek derdim, yüreğimin yarası
Cebimde kalmamış üç kuruş nan parası
Akla kara, yinede bir yer var gemide
Aşkın gemisinde son kalan, o da bize; avam kamarası

Bir aşk araklamıştık cehennem gecesinde
Meleklerden iktibas aşk bizim yüreklerimizde
Depar atıyorduk zebanilerin pençelerinin üstünde
Meleklerden imzalı aşkın sancağı elimizde

HER ŞEY TAMAM OLDU DİYECEKKEN…

Bırakıp gittin beni bedük kokan yerde
O an bıraktığın düşler çürüdü elimde
Ağladım, deniz şahlandı, med cezir…
Boyun eğdim saba eserken yalnızlığın ellerinde

Nedensizce gittiğin o gece kararmıştı ay
Şimdi ağlatır beni, doğmayan her yeni ay
Okyanus resitali yalnızlığım, kaptan bağırır: Aganta!
Ne zaman çatlayacağı belirsiz, yüreğimde fay

Yüreğim sensizse eğer; bil ki, tamu ateşinde
Arıyorsa seni eğer; bil ki okyanusun derinliklerinde
Senleyse eğer; Mutlak belli eder…
Sensizliği kesinse eğer; ölmüştür toprak içinde.
ELZEM İLAÇ YÜREĞİME SENİN ELİNDE...
 
Üst
Alt