Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Tabii acı çekeceksin,görmenin bedelidir bu.Tabii için korkuyla dolacak,yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir.
Büyümek zordur! Nietzsche Ağladığında
İçimde garip, değişik bi' his. Yüreğim kuş olmuş sanki kanat çırpıyor. Hayırdır inşallah...
Papatyaları sevin. Umut vaat eder kalplere papatyalar. Huzur verirler, sakinleştirirler. Papatyalar kadar hiçbir şeyi sevmediğim doğrudur. Elimden gelse papatyalar koyacağım elimin değdiği her yere.
Sokrates'in yanından geliyorum Akropoliste oturup tartıştık. Benim varolmadığımı kanıtladı moralim çok bozuk. İnsan bazen yaşanmışlara değil, yaşanamamışlara yazar! Ben gidene değil, beklenene yazıyorum. Tanımayanlar sakin biri olduğumu, arkadaşlarım agresif olduğumu, en iyi arkadaşlarımsa tamamen deli olduğumu düşünüyorlar. Sürekli gülüyorum, umursamıyorum falan ama içimde biriktirdiklerim bir gün pekmezimi akıtacak gibi geliyor, dur bakalım ne zaman.
“Biz birlikte çok güzeliz. Ben sensizliği öğrenmek istemiyorum ki sende bensizliği öğrenme” dedi adam; “ben eskiden öğrenmiştim unutmamışım demek ki” dedi kadın…
İşte bunlar hep ayrılık, iki satır özünde sevda.
Bir sokakta sevdiğiniz biri yaşadığı zaman orası bir dünya olur.
Susarak sevilmez. Ne yapacaksın sevecek yerlerinin turşusunu mu kuracaksın? Beynimin en kullanmadığım kısmı, seni bundan sonra asla bırakmamam gerektiğini söylüyor. Yok yere hasret koyma aramıza, durduk yere iş çıkarma başımıza. Ben ömrümce seni özledim. En yakınımdayken yüz yıllık hasret nasıl konur sende gördüm. Çok sevdiğim bir kitap gibisin; biran önce her şeyi okumak istiyorum. Ama bitsin istemiyorum.
Ben sizi papatyaları sever gibi seviyorum. Sizinle gökyüzüne papatyalar eksek diyorum. Bu mevsimlerde papatya açmayı severim. Görmez kimse içimdeki papatya bahçelerini. İçimdeki solmuş tüm papatyalara bir bir can verdiniz siz. Şiir kadar saf, papatya kadar güzel sizi sevmek. Nasıl da başlı başına huzursunuz. Gidelim mesela sizinle uzaklara; papatya dolu bir yere gidelim. O gün, o şiiri okurken de söylediğim gibi “göğe bakalım.” Tepemizde masmavi gökyüzü olsun sonsuz, bir yanımızda da maviliklerden deniz uçsuz bucaksız, bir de kıpkırmızı çayımız ve aşk kokan kitaplarımız… Öylece yaşlanalım…
Yarayım.
Konuşan yürüyen, hatta yemek yiyen bir yarayım. Nefes alıyorum, bütün tepkileri veriyorum. Çok kanıyorum ama insanların üzerine hiç damlamadım.
Hatta seven bir yarayım. Hangi yara birini sever ki ?
Derinim.
Çok acıyorum.
Seni,
Üzerime sarar mısın artık ?