Sevgili Küllük ^^
Unutmuştum seni. İnan bana, gerçekten hiç aklıma gelmiyordun artık. Yemin ederim iyiydim ben, hiç düşünmüyordum seninle ilgili hiçbir şeyi. Bende herkes gibi "Hayat her şeye rağmen güzel" deyip, en azından kendimi bu yalana inandırıp toparlanmaya çalıştım. Hayal kurmayı bıraktım, seni hatırlatacak hiçbir objeyle göz göze gelmemeye çalıştım, uzaklaştım hepsinden.
Bilincimin imkan verdiği bütün yolları denedim seni hatırlamamak için, ta ki seni rüyamda görünceye dek. Parkın birinde bir bankta oturuyordum, sonra birden sen çıkıp gülümseyerek bana doğru ilerledin. Yanıma oturdun... Hiçbir şey olmamış gibi; "-hala eskisi gibi miyim?" dedin.
Hala eskisi gibiydin... Teninin gün ışığına değdiği yerde cennetin nüks ettiği, bundan başka hiçbir benzetmeyle ifade edemeyeceğim bir güzellikteydin. Ama cevap veremedim, sustum, neden ben de bilmiyorum, belki konuşurdum; Ama seni öyle çok andım ki ben yokluğunda, nasıl bir bitmişlik bırakmışsın ki bana, söyleyecek hiçbir şey bulamadım, kalakaldım.
Ve derken uyandım. Göğsüm sıkışıyordu. Sığmıyordum içime. Yangın çıkmış bir ev düşün, tam ortasındasın, sığınacak hiçbir şey yok.
Elimi yüzümü soğuk suyla yıkadım, geçmedi.
Çıkıp iki sokak dolaştım, geçmedi.
Küfürler savurdum, geçmedi.
Geri geldim, oturdum, ağladım, geçmedi.
Elim telefona gitti, numaran değişmişti. Geçmedi,
Ben kendimden geçtim, sen benden geçmedin.
Geçmedi...