Yaşar Kemal

[KRSAG=https://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/d/df/Ya%C5%9Far_kemal.jpg/220px-Ya%C5%9Far_kemal.jpg][/KRSAG]
Yazar, romancı (D. 1923 [nüfus kaydında 1926], Hemite [Gökçedam] köyü / Osmaniye [önceden Kadirli / Adana’ya bağlı] – Ö. 28 Şubat 2015, İstanbul). Asıl adı Kemal Sadık Göğceli’dir. İlk kitabı Ağıtlar I (1943) bu asıl adıyla yayımlanmıştı. Ayrıca Alageyik, Yusuf Karataylı takma adlarını da kullandı. Doğduğu köyde, 1895’te oraya yerleştirilmiş olan Türkmenler yaşıyordu. Yaşar Kemal’in ailesi bu köye 1915’te yerleşti. Üç buçuk yaşındayken bir kaza sonucunda sağ gözünü kaybetti. Beş yaşındayken, babası oğulluğu tarafından öldürüldü. Bu olay üzerine kekeme oldu ve kekemeliği on iki yaşına kadar sürdü. Ancak ailenin biricik çocuğu olarak, Çukurova’nın doğal ortamında zengin bir çocukluk ve ilk gençlik dönemi geçirdi. Bir gün saz şairlerinin dizi dibinde oturdu, bir gün bir definecinin ardında koştu. Karacaoğlan ile Kozanoğlu başkaldırısının (1865) şiirini söyleyen Dadaloğlu kültürü ile donandı. Edindiği bu zengin yaşam deneyimi ve halk kültürünü sonraki yıllarda romanlarında anlata anlata bitiremedi. Yaşar Kemal, Kadirli Cumhuriyet İlkokulunu (1938) bitirdi. Adana I. Ortaokulunun son sınıfından ayrıldı (1941). Adana ve yöresinde ırgatlık, su bekçiliği, kâtiplik, inşaat denetçiliği, arzuhalcilik, kunduracı çıraklığı, vekil öğretmenlik gibi kırk kadar işte çalıştı.
Hayatı
Yaşar Kemal, İspanyol göçmeni ve Abdülhamid’in başhekimi Jak Mandil Paşa’nın torunu olan Tilda Hanım’la evlenmişti. Yaklaşık elli yıl süren bu evlilikten Raşit Gökçeli adında bir oğlu dünyaya geldi. Tilda Hanım’ın ölümünden dokuz ay sonra da Ayşe Seniha Baban ile (11 Ağustos 2001) evlendi.

Gençlik yılları polis ve jandarma baskıları altında geçen Yaşar Kemal, Komünist Partisi kurucusu olduğu gerekçesiyle 1950 yılında tutuklandı, Kozan Ağırceza Mahkemesinde yargılandı (Nisan-Mayıs 1950), bir süre sonra serbest bırakıldı. 1967-69 yıllarında Ant dergisindeki yazılarından dolayı kovuşturmaya uğradı ve yargılandı. “Kanlı İktidarın Ortakları” ve “Camiler Kışla Oldu” başlıklı yazıları nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesinde beş yıl yargılandıktan sonra aklandı. 12 Mart 1971 Muhtırasının ardından adı arananlar listesine dahil edildiğinden gidip teslim oldu ve sorgusuz sualsiz bir ay hapis yatı. Bundan birkaç gün sonra, yabancı dil bilmediği halde Marksizmin Temel Kitabı’nın çevirmeni olarak yargılanarak on sekiz ay hapse mahkûm edildi, bu karar Yargıtay tarafından bozuldu. Yirmi dört yazarın yazılarından oluşan Düşünce Özgürlüğü ve Türkiye adlı kitaptaki iki yazısından biri olan “Zulmün Artsın” nedeniyle kitap toplatıldı ve diğer yazarlarla birlikte Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 12 Temmuz 1995’te yargılanmaya başlandı ve birkaç gün sonra aklandı. “Türkiye’nin Üzerindeki Kara Gökyüzü” yazısı nedeniyle 7 Mart 1996’da yargılandı ve ilk mahkemede savcının beraat istemesine karşın, mahkeme bir yıl sekiz ay hapis ve para cezasıyla sonuçlandıysa da bu ceza sonradan ertelendi. Yaşar Kemal, Türkiye İşçi Partisi (TİP)’in kuruluşundan kapanışına kadar bu parti içinde faaliyet gösterdi.
Çocukluğu
Çocukluk yıllarında Karacaoğlan şiiri bilmeyenlerin ayıplandığı Çukurova’da, yöredeki halk şairlerini, destancıları dinleye dinleye büyüdü. Altı yedi yaşlarındayken o da şiirler söylemeye başladı. Önceleri yalnız çocuklar dinliyordu onu, sonra büyükler de dinlemeye başladı. Ancak annesi halk şairi olmasını istemiyordu. Ancak, ailesi daha Çukurova’ya göçmeden, ünlü Kürt halk şairi Abdale Zeyniki’nin evlerine konuk olması alile tarafından övünülerek anlatılıyordu. Yaşar Kemal de, evin içindeki Abdale Zeyniki ve çevredeki halk şairlerinden etkilenerek şiir söylemeye başlamış ve sürdürmüştü. Böylece adı Âşık Kemal’e çıktı. Onun da Karacaoğlan gibi bir âşık olacağından hiç kimsenin kuşkusu kalmamıştı. İlkokulu bitirince önünde iki seçenek vardı: Ya Adana’da ortaokula başlayacak ya da yöredeki diğer halk şairleri gibi dağların yolunu tutacaktı. Kararını ortaokula başlamak yönünde verdi. Kısa bir süre halk şairlerinin yolunda şiirler yazdıktan sonra bundan vazgeçip dönemin çağdaş şairlerinin yolunda gitmeye kara verdi.
Sanat hayatı
1978 yılında yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle atıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi:
"Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde, bayramlarda beni hep Aşık Mecitle atıştırırlardı. Aşık Mecitle, Kadirli'de bir kahvede bir gece sabaha kadar atıştığımı şimdi iyice anımsıyorum.
Annesi ilk zamanlar şiir okumasına karşı çıkarken daha sonraları babasının koruyucusu olan Zalanınoğlu adındaki eşkıyanın öldürüldüğünü duyan Yaşar Kemal, sabahlara kadar ağıt yaktı. Yaktığı ağıtı annesi dinlemiş ve onun bu ağıtını beğenmiştir. Yaşar Kemal'in ifadesiyle artık annesini de yenmiştir ve bir halk aşığı olma yolunda hiçbir engel kalmadı. Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurova'dan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayımladı.1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayımladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. 1940'larda Adana'da çıkan Çığ dergisi çevresinde Pertev Naili Boratav, Nurullah Ataç, Güzin Dino gibi isimlerle tanıştı. Özellikle, ressam Abidin Dino'nun ağabeyi Arif Dino'yla kurduğu yakınlık onun düşün ve yazın dünyasının gelişimini önemli bir ölçüde etkilemiştir Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı.

İnce Memed'e 1947'de başlamış, yarım bırakmıştım. Bu romanı 1953-54'te bitirdim. Aynı yıl da, İnce Memed'i bitirdikten bir ay sonra Teneke'ye başladım. Onu da bitirdim. İki romanı arka arkaya okursak, o romanları ayrı ayrı yazarların yazdığını sanırız.
İnce Memed eseriyle ilgili Yaşar Kemal'in sözleri.

Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı ve ) 1951-1963 yılları arasında gazetede fıkra ve röportaj yazarı olarak çalıştı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi. 1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikâyesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı.
Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan eseri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi.
Temalar
Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum."

Yaşar Kemal'in edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarında, halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.
Etkilendikleri
Yaşar Kemal hem Dünya edebiyatından hem Türk edebiyatından etkilenmiştir. Beşinci sınıftayken Alphonse Daudet'nin Le Petit Chose kitabı yazarın okuduğu ilk romandır, daha sonra Kerem ile Aslı'yı okur. On yedi yaşındayken okuduğu Don Kişot yazarı etkileyen ilk kitaptır. Romanı okuduktan sonra günlerce etkisinde kaldığını şu sözlerle belirtmiştir:

"Don Kişot'u okuyunca yeni bir dünya buldum. Günlerce etkisinde kaldım. Cervantes bütün insanlığımı, yüreğimde sakladığım birçok gizi açıklamıştı. Bir karanlığa gömülmüş, sonra da içimde bir yücelme olmuştu."

Abidin Dino'dan alıp okuduğu Sait Faik Abasıyanık'ın Medarı Maişet Motoru'na "hayran" kalmıştır. On yedi yıl boyunca roman, sanat, sosyalizm tartıştığı Arif Dino ile şiir, edebiyat, resim konuştuğu Abidin Dino, yazarı etkilemişlerdir. Dilde ise Karacaoğlan'ın etkisinde "çok" kaldığını belirtmiştir. Alexandre Dumas'nın Kamelyalı Kadın'ını defalarca okumuştur ve romanının sürükleyici olmasını kendi romanlarında temel ilke haline getirdiğini belirtmiştir. Bunların dışında Balzac, Dostoyevski, Gogol, Çehov, Köroğlu etkilendiği diğer yazar ve şairlerdir. Yazar, yazmaya başlamadan önce dilini canlı tutabilmek için Türk edebiyatından Nâzım Hikmet'i okumuştur.
Siyaset hayatı ve davaları
17 yaşından ölümüne değin sosyalist politikanın içinde yer aldı. 1950'de komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanıp Kozan Cezaevi'nde bir sene boyunca tutuldu ve 1951 yılında serbest bırakıldı. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne (TİP) 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP’de sekiz yıl çalıştı ve partinin yöneticilerinden birisi oldu. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir:
"Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için bilinçli olarak kullanılmışlardır emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım."
TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir.

4 Şubat 1974'te yetmiş şair ve yazarın ilk toplantısıyla Türkiye Yazarlar Sendikası kuruldu ve Yaşar Kemal, ilk toplantı sonucu "Kuruluş Kurulu" içinde yer aldı. Ayrıca genel kurulda Yaşar Kemal sendikanın genel başkanlığına getirildi. 1950'de Halide Edip Adıvar'ın öncülüğünde Türk PEN Kulübü kuruldu fakat kulüp, 12 Eylül 1980 askerî darbesi üzerine kapandı, 1989'da Yaşar Kemal'in öncülüğünde tekrar açıldı. Kemal, bu dönemde kulübün başkanlığına getirildi.

Ocak 1995'te Alman Der Spiegel dergisinde Türkiye'de devletin Kürtlere yönelik yıllardır süren baskı politikasını, o günlerde tüm şiddetiyle süren savaşı anlatan "Yalanlar Seferi" başlıklı bir makalesi yayınlandı. Terörle Mücadele Yasası'na göre "bölücülük propagandası" yapmakla suçlanan Kemal'e Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) dava açıldı. Kemal aslında makaleyi Düşünce Özgürlüğü ve Türkiye başlıklı derleme kitap için yazmıştı. Kitap Şubat 1997'de yayımlandı ve raflara çıkışının ikinci gününde toplatıldı. 23 Ocak 1995'te yapılan ilk duruşmada aralarında Orhan Kemal, Demirtaş Ceyhun, Erdal Öz, Adalet Ağaoğlu'nun bulunduğu yüzlerce kişi Yaşar Kemal'e destek vermek için mahkemeye gitti. Yazar, 2 Aralık 1995'te beraat etti. Aynı yıl Index on Censorship dergisinde "The dark cloud over Turkey" (tr. Türkiye Üzerinde Kara Bulutlar) yazısı yayımlandı ve yazı, Düşünce Özgürlüğü ve Türkiye içinde yer aldı. Bu yazısından ötürü 7 Mart 1996'da Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesine dayanılarak yargılandı ve yayıncıya 3 milyon 491 bin 666 TL para, Yaşar Kemal ise bir yıl sekiz ay hapis ile para cezası verildi ve ceza ertelendi. Makalenin halkı kin ve nefrete teşvik ettiği ileri sürülen karar 18 Ekim 1996'da da Yargıtay tarafından onandı. Bunun üzerine C.S.Y. Yayınevi, kitabın toplatılmasıyla düşünce ve ifade özgürlüğünü garanti altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesinin ihlal edildiğini belirterek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'e (AİHM) başvurdu. Yaşar Kemal de kendi başvurusunda Türkiye'nin 10. maddenin yanında toplatma kararını mahkemeden önce almakla suçsuzluk ilkesini bozduğunu belirtti. Bu nedenle AİHS'nin 6 ve kanunsuz cezalandırmayı yasaklayan 7. maddelerinin de ihlal edildiğini vurguladı. AİHM, sözleşmenin 6 ve 7. maddelerine aykırılık iddialarını reddeden mahkeme, maddi tazminata yer olmadığını, 10. maddesinin ihlal edildiğine dair tespitin, yazarın manevi zararını gidermeye yeteceğine karar verdi.
Ödülleri ve başarıları
Yaşar Kemal, Türkiye'den aldığı birçok ödülün yanı sıra Uluslararası Cino del Duca ödülü, Légion d'Honneur nişanı, Commandeur payesi, Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres nişanı, Premi Internacional Catalunya, Fransa Cumhuriyeti tarafından Légion d'Honneur Grand Officier rütbesi, Alman Kitapçılar Birliği Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü'nün de bulunduğu yirmiyi aşkın ödül, ikisi yurt dışında beşi Türkiye'de olmak üzere, yedi fahri doktorluk payesi almıştır. 1973'te Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterildi. Nobel'e aday gösterilen ilk Türk olan Kemal, verdiği bir röportajda "Ölene kadar da aday olacağım." dedi.
Eserleri
Yaşar Kemal'in sinema ve tiyatroya uyarlanan eserleri
Öykü
  • Sarı Sıcak, İst.: Varlık, 1952
  • Bütün Hikâyeler, İst.: Cem, 1975.
Roman
  • İnce Memed, I. Cilt, İst., 1955
  • Teneke, İst.: Varlık, 1955
  • Orta Direk, İst.: Remzi, 1960
  • Yer Demir Gök Bakır, İst.: Güven, 1963
  • Ölmez Otu, İst.: Ant, 1968
  • İnce Memed, II. Cilt, İst., 1969
  • Akçasazın Ağaları / Demirciler Çarşısı Cinayeti, İst.: Cem, 1974
  • Akçasazın Ağaları / Yusufcuk Yusuf, İst.: Cem, 1975
  • Yılanı Öldürseler, İst.: Cem, 1976
  • Al Gözüm Seyreyle Salih, İst.: Cem, 1976
  • Kuşlar da Gitti, (uzun öykü) İst.: Milliyet, 1978
  • Deniz Küstü, İst.: Milliyet, 1978
  • Yağmurcuk Kuşu / Kimsecik I, İst.: Toros, 1980
  • Hüyükteki Nar Ağacı, İst.: Toros, 1982
  • İnce Memed, III. Cilt, İst., 1984
  • Kale Kapısı / Kimsecik II, İst.: Toros, 1985
  • İnce Memed, IV. Cilt, 1987
  • Kanın Sesi / Kimsecik III, İst.: Toros, 1991
  • Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana / Bir Ada Hikayesi I, İst.: Adam, 1997
  • Karıncanın Su İçtiği / Bir Ada Hikayesi II, İst.: Adam, 2002
  • Tanyeri Horozları / Bir Ada Hikayesi III, İst.: Adam, 2002
  • Çıplak Deniz Çıplak Ada / Bir Ada Hikayesi IV, İst.: YKY, 2012
  • Tek Kanatlı Bir Kuş, İst.: YKY, 2013.
Çocuk Romanı
  • Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, İst.: Cem, 1977.
Çeviri
  • Ayışığı Kuyumcuları (A. Vidalie; Thilda Kemal ile), İst.: Adam, 1977.
Röportaj
  • Yanan Ormanlarda 50 Gün, İst.: Türkiye Ormancılar Cemiyeti, 1955
  • Çukurova Yana Yana, İst.: Yeditepe, 1955
  • Peri Bacaları, İst.: Varlık, 1957
  • Bu Diyar Baştan Başa, İst.: Cem, 1971
  • Bir Bulut Kaynıyor, İst.: Cem, 1974
  • Allahın Askerleri, İst.: Milliyet, 1978
  • Röportaj Yazarlığında 60 Yıl, İst.: YKY, 2011
  • Çocuklar İnsandır, İst.: YKY, 2013.
Deneme-Derleme
  • Ağıtlar, Adana: Halkevi, 1943
  • Taş Çatlasa, İst.: Ataç, 1961
  • Baldaki Tuz, (1959-74 gazete yazıları) İst.: Cem, 1974
  • Gökyüzü Mavi Kaldı, (halk edebiyatından seçmeler, S. Eyüboğlu ile)
  • Ağacın Çürüğü: Yazılar - Konuşmalar, (der. Alpay Kabacalı) İst.: Milliyet, 1980
  • Yayımlanmamış 10 Ağıt, İst.: Anadolu Sanat, 1985
  • Sarı Defterdekiler: Folklor Derlemeleri, (haz. Alpay Kabacalı) İst.: YKY, 1997
  • Ustadır Arı, İst.: Can, 1995
  • Zulmün Artsın, İst.: Can, 1995
  • Binbir Çiçekli Bahçe, İst.: YKY, 2009.
Destansı roman
  • Üç Anadolu Efsanesi, İst.: Ararat, 1967
  • Ağrıdağı Efsanesi, İst.: Cem, 1970
  • Binboğalar Efsanesi, İst.: Cem, 1971
  • Çakırcalı Efe, İst.: Ararat, 1972.
Şiir
  • Bugünlere Bahar İndi, İst.: YKY, 2010.
 

lalala

Moderator
Moderator
Katılım
9 May 2019
Mesajlar
833
Tepkime puanı
877
Puanları
0
Yaş
35
Cinsiyet
Kadın
, Küçük yaşta sağ gözünü kaybetmiş ve köye gelen tuhafiyecinin, köy kadınlarının borcunu yazmasından etkilenip, yazıya ilgi duymuştur.Roman, deneme, şiir eserleri bırakmıştır.
 
Üst
Alt