TayLan'ca

[TayLan]

 

[TayLan]

Soğuk bir kış gecesinde fotoğrafini seyre durdum. Dişarıda dondurucu biraz ayaz, kıvrıldım sobanın bas ucuna.
İçimi ısıtmasada yüzümdeki soğuk dalgaları dağıtıyor. Seninle tanışma anını hatırlamaya calisiyordum.Fotoğraftaki sac tellerine parmaklarımla dokunurken. Ne oldu da sen çıktın karsima, belki doğru kişiydin. Belki yanlış yerdeydik. Anlam veremedim bir türlü, sobanın üstünde duran su kaynamaya başlamış. seninle sohbet çaysız olmaz deyip cay demledim yürek karası bir gece vakti . Yudumlarken çayımın ilk demlerini o anda seninle göz göze geldim. Sanki ilk kez karşılaşmışız gibi yuzumde tebessüm oluştu. Ahhh dedim..! senki içimde kelebekler ucusturan, senki gülünce yüzünde papatyalar açan. Nasıl sevmiyecemki seni bunca neden varken ?
Soba karardi, çay bitti ! İyi geceler sol yanım..

 

[AyLa]

Emeğine sağlık TayLan arkadaşım

 

[TayLan]

 

[TayLan]

Sesin sesime dokunsa, bir ezgiye dönüşürüm.
Soluk soluğa bir bahar içimde.
Kuş kanatlarına yerleşir gülüşlerim.

 

[TayLan]

Sen sınır ötesinde yasaklı bir gül, ben yaralı bir direnişçi.
Sınırı nasıl geçerim bilmiyorum ama. Sen benim yaramın dermanısın.
Bekle beni, bir gece yarısı gelip seni koklayacağım.

 

[TayLan]

Ne tuhaf!
Aklımı başımdan uçuran seni, yüreğimin en çok ısındığı şehirden selamlıyorum.
Lakin sen bir an bile işitmiyorsun sesimi.
Ne o yoksa küstün mü bana?
Sen de mi benim gibi kırılıp paramparça oldun..?
Zira hiç uğramaz oldun rüyalarıma, artık geceler dahi kırgın bana.
Baksana nasıl da vuruyor yüzüme rüzgarını senin yokluğunda.
Hafif esmiyor rüzgar, ay artık eskisi gibi parlatmıyor etrafını
Kuşlar artık pencereme yuva yapmıyor.
Yağmur sanki benim penceremi buğulamıyor.
Sanki tüm evren hatta şu şehir gitmenin matemini iliklerime kadar yaşatıyor bana
Ne tuhaf..!
Sana varamıyorum
Sana hitap edemiyorum
Ne tuhaf..!

 

[TayLan]

Belkide en güzel devrimi yapıyordu gözlerin. Sen bakıyordun, ben devriliyordum.

 

[TayLan]

Yalnış durakta bekledim seni.

Gelip geçen bir gürültüde sen inecektin otobüsten, ve ben binmeyecektim.

Kalabalıkta çarpışacaktık seninle, afedersinizleşecektik daha.

Önemli değiller peşinden gelecekti,
bir gülümseme ve ucuz çay satan bütün yerler aklımdan geçecekti.

Sen birini seçecektin, ve tekrarlayacaktık ucuz çay içmelerimizi.

Sana yazdığım aşk mektubum delik cebime kaçacaktı,
bulamayacaktım ve dile gelecekti "seni seviyorum"larım.

Ama sen gelmedin bende sustum.
Şimdi iki çay parası kadar zengin,
sensiz bütün günlerim kadar fakirim.

 

[TayLan]

Tahmin edemeyeceğin kadar çok koştum, ayaklarım patlıyor.
Defalarca kez düştüm aynı dizimin üstüne.
Kâbuslar ve cinayetler gördüm.
Aynı yatakta uyudum içimdeki çocuğun katiliyle.
Ama sen bunları boş ver!
Bir yangından kaçıp kurtulmuş gibi sarıl bana.
Tahmin edemeyeceğin kadar çok ağladım.
Gözlerim akacak sandım yanaklarıma.
İhanetlere uğradım geçerken bu dünyadan.
Kahırlar çektim,ellerim bu yüzden çürük.
Ama sen bunları unut.
Uçurumdan yuvarlanmış bir otobüs kazasını yarasız atlatmış gibi,sarıl bana.
Tahmin edemeyeceğin kadar çok kırıldım,kemiklerim batıyor.
Kabul olmamış duasıyım annemin, biraz sakatım.
Ve Tanrı'nın pek şans vermediği kulu,biraz çaresiz.
Ama sen bunları bırak!
Yere çakılmış bir uçağın içinden sağ çıkmış gibi, sarıl bana.

 

[Ahmet]

himmm

 

[TayLan]

Ben, ona soğuk kış gecelerinde, odun sobalı evler vaat etmiştim.
Sıcak bir tas çorbam, bir kuru ekmeğim var demiştim.
Ben ona en üşüdüğün zamanlarda.
Yalnız kalırsan gel benim yüreğime.
Bir ömür orda yaşlan demiştim.
Her sabah bir tutam çiçekli gülüş katarım sabah çayına demiştim.
Her gün bir şiir, bir tutam huzur.
Ömürlük sevda senin demiştim.
Demiştim ,demiştim, demiştim…!

 

[Minikçe]

Bir dik duruşun, ​

kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı, ettigini bilemezsiniz.​

Öyle işte...

​

 

[TayLan]

Elim çiçek kokuyordu.
Bana çiçek koparmak suçundan hüküm verdiler.
Ama hiç kimse, belki gül dikmişimdir diye düşünmedi.

 

[TayLan]

Öyle bir gülüşü var ki.
Vitrine koysam, ekmek peynir gibi satılır...!

 

[TayLan]

Papatya sandı galiba beni.
Seviyor muyum, sevmiyor muyum anlayabilmek için koparıyor her seferinde bir parçamı.

 

[hasretle]

 

[TayLan]

Seni hiç tanımadığım bir şehrin sokaklarında kaybolmak gibi.
Bekliyorum!
Bul ve sev beni.

 

[TayLan]

Seni tanımak, seni bir kerecik bile görmek.
Milyarca yıl yaşamaktan daha dolu. Daha hızlı ve daha değerlidir...!