Sultanım Seyda Muhammed İhsan hazretleri

SABIR VE HALİMLİĞİ
Seyda Hz’nin en belirgin vasıflarından biri hilmi ve sabrıdır. Karşı karşıya kaldığı musibetler ne kadar ağır olursa olsun sabrı da o kadar çok olmuştur. Bizler için onun sabrını tarif etmek mümkün değildir. Allah (c.c.) ona Hz. Eyüp (a.s)’ın sabrından vermiştir. Zaman zaman derdi ki : “Benim yaşadığım sıkıntıları başkası görmüş olsaydı Allah muhafaza aklını yitirirdi. Sabır benden acizlik etmiş, eğer sabır dile gelseydi bana isyan ederdi.” Karşılaştığı olumsuz hal ve hareketlere karşı sürekli hâlim bir tavır takınır, asla aynı şekilde cevap vermez ve daima sabırlı olurdu. Hatta onlar için şükür ve dua ederdi. “Her konuyu Allah (c.c)’ya havale edersek Cenab-ı Hak bizim derecemizi yükseltir, dünya ve ahirette mükafatlar nasip eder.” derdi.
Seyda Hz. her anında sabırlı olup, haksız bir durumla karşı karşıya kaldığı zaman; “Elhamdulillah Mevlam bizleri mazlumlardan eylemiş, zâlimlerden eylememiştir. Ne kadar sabırlı olduysam o kadar kazançlı çıktım, Allah (c.c.)’nun muvaffakiyetine mazhar oldum” derdi.

Seyda hazretleri 1994 yılına kadar insanlara dini anlatmak ve allahı bu kutlu yola çağırmak için anadolunun birçok memleketini gezdi.1994 yılında imamhatiplik vazifesini tamamlayarak emekli oldu. Bu tarihten sonra irşad vazifesini de en asgari seviyeye indirdi. Zaman zaman müridlerini ziyaret etmek için şehir dışına çıkardı.

Seyda hazretleri emekliliğinden sonra kendi evinde kendisi için ayrılan hücrede adeta dört duvar arasında hapis hayatı yaşıyordu. Ve devamlı mürakabe halinde bulunurdu. Kendisinin bu hali emekliliği sırasında başladı ve ebedi saadete intikal ettiği ana kadar devam etti. Seyda hazretlerinin vefatı da bu hücrede gerçekleşti. Bazen aylarca yıllarca evinden dışarı çıkmazdı. Allah teala kendisine bu sonsuz sabrı vermişti. Bazen seyda hazretlerine dışarı yeşilliklerin bulunduğu bir yere gidelim istirahat buyurun diye söylendiğinde iznim yok başka zaman inşallah derdi.
 
Üst
Alt