Dersin ki sen hiç ilk görüşte aşkı bilirmisin? Bilmem,gözlerinde kaybolduğum zamanları. Bilmem,kokunda sarhoş olduğum baharları. Bilmem,teninin beyazlığının yüzüme vurduğu sabahları. Dersin ki sen hiç aşık oldunmu? Olmadım,bilmezsinki ben senin gözlerinde doğdum. Olmadım,göremezsin senin için delidivane oldum. Olmadım,çünkü hep yarım kaldım. Dersin ki sen hiç birinin gözlerinde kayboldunmu? Kaybolmadım,gözlerin uzaktı bana. Kaybolmadım,hep en yüksek yokuştun bana. Kaybolmadım, çünkü hiç gökyüzü olmadın bana. Dağılmış bulutların arasında ki gökkuşağı gibiydin bana. Yağmurdan sonra açan ve kendini gösterip bir anda kaybolan. Ben kandım oysa gözlerindeki rengarenk bakışlara. Titriyordu yüreğim,düşünce gözlerindeki boşluklara. Ey sevgili,anlatsamda anlamayacağın bir kudretle yazıyorum bugün sana. Görmeyeceğini bildiğim halde duyguları dökmek bu şiire; anlatılmaz umutların,son perdesi gibi. Asla mutlu sonla bitmeyecek bir tiyatro eseri. Kapanışta ölüm ve yalnızlık var. Tıpkı gözlerinde olan anlamsız bakışlar, Sanki hiç bitmeyen bir sonbahar, Dökülen yapraklar ve kırılan umutlar. Sevmedim,aşık oldum. görmeden tapar oldum. tanrıya bile kızar oldum. seni benden,ölümü ise ecelinden ayıramaz hiç bir varlık, Ve ben sevmedim,tapar oldum,tapar oldum.