Sabırlı Olmanın Mükafatı

Sabırlı Olmanın Mükafatı


Peygamberimiz (s.a.v) diyor ki:
Malına veya kendisine bir belâ ve musibet gelen kişi bunu sabırla karşılayıp o da ondan ötekine, berikine şikayetçi olmazsa Allah (c.c.) o kimseyi affetmeyi üzerine borç bilir.

Ey saadet yolunun yılmaz yolcusu!..

Aklı başında olan kişi, başına gelen belâ ve musibetler karşısında sabırla dayanır. Sıkıntı ve çilelerden asla yaka silkmez. Fakirlikten hiçbir zaman şikayetçi olmaz. Çünkü insanoğlunun Allah’ın rahmet ve mağfiretine erişmesi, Cennetteki derecesinin yükselmesi, günahlarının kazınıp silinmesi böylesine bir sabır örneğine bağlıdır.

İbn-i Abbas diyor ki:
Vakti zamanında peygamberlerden biri Rabbine şikâyet eder, der ki HEy Rabbim!.. mü’min kulların sana itaat ediyor, kötülük işlemekten kaçınıyor. Fakat bütün bunlara karşılık onları dünya servetlerinden mahrum ediyorsun, üstelik de her türlü belâ ve musibetleri başlarından eksik etmiyorsun.

Buna karşılık kâfir kulların sana itaat etmiyor, her türlü kötülüğü işliyor. Fakat yine de bütün dünya servet

lerini önlerine yığıyor ve her türlü belâ ve musibetleri başlarından atıyorsun. Sebebi ne ola ki?..”

Bunun üzerine yüce Allah (c.c.) şikâyette bulunan Peygamberine şöyle cevap verir:

“Ey sevgili elçim!.. Kullarım da, başlarına gelen belâ ve musibetler de benimdir. Ayrıca her ikisi de beni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederler. Şimdi mü *mini ele alalım Müfminin günahları vardır.

O yüzden onu dünya servetlerinden mahrum bırakıyorum. Üstelik de onun başına belâ ve musibet veriyorum ki bunlar günahlarını silip süpürsün. Huzuruma çıktığında onu iyilikleriyle mükâfatlandırayım.

Kâfire gelince o, dünyada servet içinde hayat sürüyor. Belâ ve musibete de çarpmıyor. Kısacası kâfiri dünyada rahat içinde yüzdürüyorum. Yüzdürüyorum ki yarın öbür dünyada huzuruma çıktığında kendisini kötülükleriyle çetin azabıma uğratayım.99
 
Üst
Alt