Mübârek aylar, günler ve gecelerin dinimizde önemli bir yeri vardır. Üç ayların değerini dile getiren başka bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır.
Dinimiz, mübarek aylara, günlere, gecelere önem vermiştir. Allahü Teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, duâ ve tevbeleri kabul edeceğini bildirmişdir.
Böyle mübarek ay, gün ve geceler mü’minler için çok büyük fırsatlardır. Böyle bir fırsat elimize bir daha ya geçer ya geçmez! Dünkü gün elimizden çıktı. Yarına ulaşacağımıza dair elimizde senet yok! Öyleyse hakikî ömrümüz, bulunduğumuz gündür. Bunu unutmayalım! Bugün dünyadayız, yarın âhirette olabiliriz!
Kullarının çok ibâdet yapması, duâ ve tevbe etmeleri için bu geceleri sebep kılmıştır.
Kıymetli geceye, kendisinden sonra gelen günün ismi verilir. Önceki günü öğle namazı vaktinden, o gecenin fecrine yani imsak zamanına kadar olan zamandır. Yalnız, Arefe ve üç kurban günlerinin geceleri böyle değildir. Bu dört gece, bu günleri takip eden gecelerdir. Bu geceleri ihyâ etmeli, yani kaza namazları kılmalı, Kur’ân-ı Kerîm okumalı, duâ, tevbe etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindir-meli, bunların sevâblarmı ölülere de göndermelidir. Bu gecelere saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günah işlememekle olur.
Gecenin on iki kısmından bir kısmını örneğin bir sâat kadarını ihyâ etmek, bütün geceyi ihyâ etmek olur. Yaz ve kış geceleri için hep böyledir. Fıkıh kitablannda saat demek, bir miktar zaman demektir.
İnsan, varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir biçimde yaratılıp yükselmelere ve alçalmalara müsait, duygu ve kabiliyetlerle donatılmıştır. İnsan, yüce yaratıcı tarafından bu dünyaya “Eşref-i mahlûk” olarak gönderilmiştir. Bunun yanında insanı imtihana da tabi tutmuştur.
İşte üç aylar ve bu aylardaki mübarek geceler, nefis ve şeytan tuzağına düşmüş ve her iki dünyasını zindana çevirecek günah, isyan ve gaflet bataklığında boğulmakla karşı karşıya gelmiş insanın kurtuluşu için uzatılan can simididirler.
İşte üç aylar ve bu aylardaki mübarek geceler, nefis ve şeytan tuzağına düşmüş ve her iki dünyasını zindana çevirecek günah, isyan ve gaflet bataklığında boğulmakla karşı karşıya gelmiş insanın kurtuluşu için uzatılan can simididirler.
Mübarek aylar ve geceler, günahkâr ve yaratılış gayesini unutan insanlara, kerem ve ihsan sahibi yüce Allah tarafından tanınan ve eğer değerlendirilirse çok büyük kazançlara vesile olan bir fırsattır.
Bu aylarda ve gecelerde, içimizi ve dışımızı bilen Rabbimize karşı, nefsimizi muhasebeye çekmeli, O’nun bizim dünya ve âhıret hayatımızda rahat etmemiz için gönderdiği İslâma tam teslim olup olmadığımızı gözden geçirmeli, hiç vakit geçirmeden İslâm’ın rahmet, bereket, mağfiret, fazilet ve hayat bahşeden çeşmesinden kana kana nasip almak için bu ayları, günleri başlangıç yapmalıyız.
-Alinti-