Kurt Cobain'in Yaşamı

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Kurt Cobain adıyla bilinen Kurt Donald Cobain 20 Şubat 1967 de Hoqiam - Washington da doğmuştur. 80 li yıllarda Nirvana grubunu kurmuş ve Bir süre sonra Seattle’da yer alan plak şirketlerinden biri, Sub Pop tarafından keşvedilen grup 1988 yılında ilk single’ları “Love Buzz/Big Cheese”i kaydetmiştir. 1989 yılının Haziran ayında ise 600 $’a kaydedilen ilk albümleri “Bleach” piyasaya çıktı. Bu albümün piyasaya çıkmasının ardından Portland ve Oregon’u kapsayan küçük bir turneye çıkan grubun solisti Kurt Cobain daha sonra eşi olacak Courtney Love’la da bu turne sırasında tanıştı.

Nirvana’nın asıl büyük çıkışı ise 1991 yılında katıldıkları Reading Feastivali’nde gerçekleşti. Bu festival sırasında kaydedilen ve bir belgesel niteliği taşıyan “1991: The Year Punk Broke”la birlikte grubun adı tüm dünyada duyuldu.

Nirvana en büyük çıkışını 1991 yılında nevermind albümüyle başardı. Fakat bu dönem Kurt Cobain 'in hem fiziksel hemde ruhsal olarak çökmeye başladığı dönemdi. 3 platin ödüle layık görülen ve dünya çapında 10 milyon kopya satan Nevermind’dan çıkan single “Smells Like Teen Spirit” ise MTV’nin sürekli yayınladığı kliplerden biri oldu.


Müzikal başarılarının yanı sıra maddi açıdan da oldukça iyi duruma gelmeye başlayan grubun solisti Kurt Cobain ise bütün bu bolluğun yanında içine kapanmayı ve kendi dünyasını yaratmayı tercih etti. Bu sırada 1992 yılının Şubat ayında Hole grubunun solisti olan Courtney Love’la Hawaii’de evlendi. 18 Ağustos’ta ise kızları Frances Bean dünyaya geldi.

Nirvana’nın üçüncü stüdyo çalışmaları Kurt Cobain’in sağlık problemleri sebebiyle ertelenedi. Kronik mide sancılarından şikayetçi olan Cobain çok sık hastaneye kaldırılmaya başladı. 1992 yılında ise Geffen, Nirvana hayranlarının sabrını daha fazla zorlamamak için grubun B-Side’larından oluşan bir toplama albümü, “Incesticide”ı piyasaya sürdü.

1994 yılının başlarında Nirvana’nın Avrupa turnesi, Kurt Cobain’in sağlık problemleri yüzünden yarıda kesildi. Italyada iken Kurt komaya girdi (ki bunun başarısız bir intihar denemesinin bütün izlerini taşıdığı daha sonradan açıklandı) . Aynı yılın Mart ayı sonlarında ise Cobain, Los Angeles’taki bir rehabilitasyon merkezine yatırıldı . Bir gün sonra da kaçtı. Ve Seattle’a geri döndü. Bu olaydan yedi gün sonra yani 8 Nisan’da Cobain, Seattle’daki evinde ölü bulundu.

26-kurtcobain.jpg
pc0746sm.jpg
cobain.jpg


Vee Herşey Burdan Sonra Başlıyor...

Peki Bu İntihar mı yoksa cinayet mi?

Kurt, ardında bir adet veda notu ve bir yığın mantıksal çelişki bırakmıştı. Şöyle bir kaç paragraf boyunca bunları izleyelim:

* İlk olarak Kurt Cobain'in ölümü sırasındaki genel duruma bir bakalım. Öncelikle bilmeliyiz ki Kurt ve Courtney ayrılmanın eşiğindeydiler ve iş mahkemeye intikal etmişti. Courtney pekala Kurt'un ilişkilerinin bittiğinin farkında olduğunu biliyordu. Courtney en acımasız "boşanma" avukatlarından birini tutmuştu ve Kurt'un cüzdanını hafifletmeye kararlıydı.

* Birisi, her kimse, Kurt Cobain'in öldükten sonra bulunamayan kredi kartını kullanmaya teşebbüs etmiş, ama hesap iptal edildiği için başarısız olmuştu. Halen bu kişi bulunamadı.

* Cobain bir suikaste kurban gitmekten veya kısaca öldürülmekten korkuyordu ve kendi canına kıydığı silahı, uyuşturucu tedavisi için Los Angeles'daki kliniğe yatmadan önce satın almıştı. Her ne kadar klinikten çıkıp Seattle'daki evine döndüğünde, doğrudan intihar amaçlı olarak aldığı söyleniyorsa da bu gerçek değil. Silahta üç mermi vardı ve tümüyle savunma amaçlı olarak doldurulmuştu.

* Aslında ortada herhangi bir intihar mektubu falan olduğu tartışmaya tümüyle açıktır. Her ne kadar mektubun sonunda karısına ve kızına hitaben yazıldığı polis kayıtlarına geçtiyse de, mektubun içinde kendini öldürmenin arifesinde olduğunu ima eden bir ifade yoktur. Buda'ya diye başlayan mektup aslında Kurt Cobain'in show-biz'den ne kadar sıkıldığını ve hayranlarına bu işi bırakmayı düşündüğünü biraz dokunaklı bir dille anlatan bir dilekçe gibidir. En sondaki yani karısına ve kızına hitaben kaleme alınmış iki üç satırdaki el yazısının Kurt'a ait olduğu halen kuşkuludur (Buda yaklaşımı bizcileyindir, yoksa Boddah diyor, dostlar falan diye çevrilebilir).

* Kurt'un cesedi bulunduğunda ikinci bir not daha vardı ve Courtney bunu, ta ki aylar sonra Rolling Stone dergisinin yaptığı bir söyleşiye kadar sakladı. Bu notta Kurt, Courtney'i ve hatta Seattle'ı terk edeceğini söylüyordu ama gezegeni terk edeceğine ilişkin bir ibare yoktu.

* Curt Cobain odasında kapalı kalmamıştı. Kapının önüne bir şeyler yığılmamış ve Kurt, ölenin kendisi olduğu anlaşılsın diye sürücü ehliyetini ortalığa bırakmamıştı. Cesedini bulan memur, ehliyetini cüzdanından kendisi çıkartmıştı.

* Silahın üzerinde Kurt Cobain'e ait belirgin parmak izlerine rastlanmamıştı. Ayrıca rastlanması da mucize olurdu, çünkü parmak izi testi, ceset bulunduktan yaklaşık bir ay sonra yani 6 Mayıs'ta yapılmıştı.

* Kurt'un cansız bedeninde, öldürücü dozun üç katı eroin aldığı saptanmıştı; kanının litresinde 1,52 mg zehir vardı. Toplam 225 mg eroin şırınga etmiş olması gerekiyordu, hem de kendi başına. Ayrıca kanında Diazepam adlı pisliğe de rastlanmıştı. Varsayalım ki bu kadar zehri tek başına aldı (ki bu tümüyle olanaksız), bu durumdaki bir insanın değil tüfeğin namlusunu ağzına götürmesi ve tetiği çekmesi, göz kapağını bile açması mümkün müdür? Üstelik bu dozajla Tahtalıköy'e dönüşü olmayan seyahat zaten garantiyken, neden yatağına yatıp huzur içinde ölümü beklemedi. Bir kaç dakika gecikmeden ne çıkardı.

İşte Kurt Cobain 'in Ölmeden önceki mektubu ve türkçesi :

Cobain_note.JPG


İngilizce :

to boddah
speaking from the tongue of an experienced simpletion who obviously would rather be an emascluated, infantile complain-ee. this note should be pretty easy to understand. all the warnings from the punk rock 101 courses over the years, since my first introduction to the, shall we say, ethics involved with independence and the embracement of your community has proven to be very true . ı haven't felt the excitement of listening to as well as creating music along with reading and writing for too many years now. ı feel guilty beyond words about about these things. for example when we're backstage and the lights go out and the manic roar of the crowd begins, it doesn't affect me the way in which it did for freddy mercury, who seemed to love, relish in the love and adoration from the crowd, which is something ı totally admire and envy. the fact is, ı can't fool you, any one of you. ıt simply isn't fair to you or me. the worst crime ı can think of would be to rip people off by faking it and pretending as if ı'm having 100% fun. sometimes ı feel as if ı should have a punch-in time clock before ı walk out on stage . ı've tried everything within my power to appreciate it (and ı do, god believeme ı do, but it's not enough). ı appreciate the fact that ı and we have affected and entertained a lot of people. ı must be one of those narcissists who only appreciate things when they're gone. ı'm too sensitive. ı need to be slightly numb in order to regain the enthusiasm ı once had as a child. on our last 3 tours, ı've had a much better appreciation for all the people ı've known personally and as fans of our music, but ı still can't get over the frustration, the guilt and empathy ı have for everyone. there's good in all of us and ı think ı simply love people too much, so much that it makes me feel too fucking sad. the sad little sensitive, unappreciative, pisces, jesus man. why don't you just enjoy it? ı dont know! ı have a goddess of a wife who sweats ambition and empathy and a daughter who reminds me too much of what ı used to be , full of love and joy , kissing every person she meets because everyone is good and will do her no harm. and that terrifies me to the point where ı can barely function. ı can't stand the thought of frances becoming the miserable, self-destructive, death rocker that ı've become. ı have it good, very good, and ı'm grateful, but since the age of seven, ı've become hateful towards all humans in general. only because it seems so easy for people to get along and have empathy. only because ı love and feel sorry for people too much ı guess. thank you all from the pit of my burning, nauseous stomach for your letters and concern during the past years. ı'm too much of an erratic, moody, baby! ı don't have the passion anymore, and so remember, it's better to burn out then to fade away. peace, love, empathy kurt cobain frances and courtney, ı'll be at your altar. pleas keep going courtney, for frances. for her life, which will be so much happier without me. ı love you, ı love you!


Türkçe :

boodah'a

daha çocukça şikayetleri olan. tükenmiş,deneyimli bir ahmağın ağzından konuşuyor olmak. bu bayağı kolay anlaşılabilir bir not olmalı. yıllar boyunca,diyelim ki,cemiyetimizin serbestliği ve benimsemesi ile ilgili ahlak punk rock 101 derslerinden alınan öğütlerin ne kadar doğru olduğunu kanıtlamıştır. çok uzun yıllardır okuyup yazmakla birlikte dinlemekten,yaratmaktan da olduğu gibi heyecan almadım. bunlar için kelimelerle anlatılamayacak bir suçluluk duyuyorum. mesela sahne arkasındayken ve ışıklar sönüp kalabalığın çılgın tezahüratı karşısında,beni hayran olduğum ve kıskandığım freddy mercury'e olduğu gibi etkilemedi. gerçek şu ki sizi aptal yerine koyamam. hiç birinizi. bu basitçe ne sizin ne de benim için adil değil. aklıma gelen en kötü suç, insanlara karşı sahtekarlık yapıp %100 eğleniyormuşum gibi görünerek dolap çevirmek. bazen sahneye çıkmadan önce saati yumruklamak, zamanı durdurmak geçiyor içimden. kulisteyken, ışıklar söndüğünde duyduğum çığlıklar da etkilemiyor beni.

gücümün yettiğince değer vermek için her şeyi denedim ve deniyorum. tanrım,inan bana deniyorum,ama bu yeterli olmuyor. benim ve bizim birçok insanı etkilediğimiz ve eğlendirdiğimiz gerçeğine saygı duyuyorum. elden kaybolduktan sonra kıymet veren biri,o narsistlerden biri olur. ben çok hassasım. bir zamanlar bir çocukken sahip olduğum hevesi yeniden kazanmak için biraz uyuşmaya ihtiyacım var. son üç turumuzda şahsen tanıdıklarıma ve müziğimizin hayranı olan tüm insanlara daha çok değer verdim,ama hala herkes için beslediğim asabiyet,suçluluk ve anlayışı aşamadım. hepinizin içinde iyilik var ve sanırım insanları çok fazla seviyorum. öyle çok ki bu beni mutsuz hissettiriyor. üzgün,küçük,hassas,değer vermeyen balık burcu. isa oğlum!neden tadını çıkarmıyorsunuz? bilmiyorum!ihtiras ve anlayış yemini eden cazibeli bir karım var ve bana eski halimi çok fazla hatırlatan bir kızım. sevgi ve neşe dolu,her gördüğü insanı öpüyor çünkü herkes çok iyidir ve ona kimse zarar vermez! frances' in üzgün,kendine zarar veren,ölü bir rock' çı olduğumu düşünecek olmasına dayanamıyorum. iyi yapıyorum,çok iyi ve minnettarım,ama yedi yaşından beri insanlara karşı genel bir nefret duydum...sırf insanlara iyi geçinmek ve anlayış sahibi olmak çok kolay görünüyor diye. anlayış! sanırım sadece insanları çok sevdiğim ve onlara çok üzüldüğüm için. geçen yıllar boyunca mektuplarınız ve ilginiz için alevler içindeki mide ağrısı cehenneminden hepinize teşekkür ediyorum. ben çok kararsızım, ümitsizim! artık eski tutkum yok,ve şunu hatırla,sönüp gitmektense yanmak daha iyidir(bu sözler,neil young'ın hey,hey,my,my... adlı şarkısındandır). barış, sevgi ve hoşgörü dileğiyle…

francis ve courtney ben sizin yanınızda olacağım

lütfen courtney devam et,

francis için,

onun hayatı için ki ben olmadan daha mutlu olacak.sizi seviyorum, sizi seviyorum…
 
Üst
Alt