Han

En Güzel Edep Güzel Ahlaktir...!
Kullanıcı
Katılım
20 Ocak 2021
Mesajlar
7,620
Tepkime puanı
6,991
Puanları
0
Konum
Huzur🧿
Cinsiyet
Erkek
Karamanoğlu Mehmet Bey Türkçe

Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılışından sonra kurulmuş olan beyliklerin egemen oldukları dönem, siyasî açıdan Anadolu’daki Türk birliğinin parçalanması manasını taşımakla beraber, Türkçe açısından önemli bir fırsat ortamı oluşturmuştur. Zira bağımsızlıklarını ilan eden beyliklerin yöneticileri, şair ve yazarları toplumun anlayabileceği Türkçe eserler yazmaları veya mevcut Arapça ve Farsça eserleri toplumun anlayabileceği bir biçimde Türkçeye çevirmeleri yönünde teşvik etmişlerdir.

Zeynep Korkmaz’ın tespit ettiği gibi, Anadolu’da beyliklerin egemen oldukları devir, Türkçeye dayalı yerli ve millî kaliteli bir yazı dilinin oluşumu için bir geçiş dönemi işlevi görmüştür.

Şüphesiz bu manada en dikkat çekici isim, Konya dolayında egemen olan Karamanoğullarının önderi Mehmet Bey’dir. Mehmet Bey, "Bugünden sonra hiç kimse divanda dergâhta, bârgâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil konuşmaya.” fermanıyla herkes gibi şair ve yazarları da Türkçeyi tercih etmeye teşvik etmiş; bu şekilde Türkçenin önünün açılmasında önemli bir katkı sağlamıştır.

Aydınoğlu Mehmed Bey, Umur Bey ve İsâ Bey, Saruhanoğlu İshak Bey, Germiyanoğlu Süleyman Şah, Candaroğlu İsfendiyar Bey gibi diğer beylerin de teşvikleri ile Türkçe, kısa bir süre içinde Anadolu’da sadece geniş halk kitlelerince değil, okur yazar aydın kesiminde de tercih edilen dil haline gelmiştir.

Beylikler Dönemi olarak da bilinen bu ortamda pek çok telif ve tercüme eser Türkçeye kazandırılmıştır. Bu çeviri eserlerin orijinalleri her ne kadar Türkçe değil ise de çevirileri günümüzdeki gibi birebir değil de çevirenin yorumları, eklemeleri ya da çıkarmaları gibi yoğun müdahaleleriyle gerçekleştiği için bu tür eserler adeta Türkçeye bir kez daha yazılarak aktarılmıştır.

Nitekim pek çok araştırmacı ve akademisyenin bu tür eserler için çeviriden ziyade uyarlama ya da bir kez daha yazım ifadelerini kullanmayı tercih etmeleri de bundandır. Kaldı ki bilim dünyası, bu tür uyarlama ve bir kez daha yazımların sahiplerini çevirmen değil, şair ya da yazar olarak kabul etmektedir. Görüldüğü gibi Karamanoğlu Mehmet Bey’in yukarıdaki fermanı, özellikle şair ve yazarları cesaretlendirip teşvik ederek, Türkçenin hem halk hem de aydınlar tarafından benimsenip kullanılmasına; bu şekilde doğal gelişimini sürdürmesine çok büyük bir katkı sağlamıştır. Zira o dönemde kaleme alınmış telif ya da uyarlama eserler, bugün bile Türkçeyle ilgili bilimsel çalışmalar için en önemli kaynaklar arasında sayılmaktadırlar.


-Alinti-
 
Üst
Alt