- Katılım
- 14 Eyl 2018
- Mesajlar
- 2,971
- Tepkime puanı
- 659
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
- Konum
- istanbuL
- Cinsiyet
- Erkek
4 ayaklı olan ,yaşamını bağa dediğimiz kabugunun içinde ve onu taşıyarak geçiren deniz canlısıdır.
Kaplumbağa veya halk arasında tosbağa olarak bilinmekte olan çok sert ve kemiksi bir yapıya sahip olan ve kabuk içinde ve adına bağa dediğimiz kemiksi yapısı içerisinde yaşayan ağır yürüyüşlü, dört ayaklı, sürüngen vede çok sakin, sitrezsiz bir hayvandır.
Hareketleri yönünden ne kadar telaşsız ve ağır hayvanlarsa onların tarih boyunca gelişimi de o kadar yavaş olmuştur. Kaplumbağaların da Kerevitler gibi 200 milyon yıldan beri vücut yapılarında önemli bir değişikliğe- evrime uğramadığı görülmüştür. Oysa bu enteresan ve iki hayatta ( su ve hava ) da yaşayabilen kaplumbağalar, dünyada soyu henüz tükenmemiş en eski hayvanlardandır.
Açlığa ve susuzluğa çok dayanıklı oldukları gibi çok da uzun ömürlüdürler. 100 - 150 yıl kadar yaşarlar. En zayıf noktaları sırt üstü düştüklerinde kendilerini kolay kolay düzeltemezler ve çok kolay av olabildikleri gibi güneş ve sıcaklık durumunda da vücutlarındaki suyunu anında kaybederler ve yaşamlarını yitirirler.
Yaşadığı çevrede sıcaklık düşmeye başlayınca hayvan iyice uyuşup kalır ve bol güneş ışığı alan kuru topraklarda kendine bir delik kazıp bütün kışı orada uyuyarak geçirmek için kazmış olduğu çukurun içine girer.
Günümüzde, soyunu sürdürmekte olan 250'ye yakın kaplumbağa türü olduğu tesbit edilmiştir.
Kaplumbağaların başı vücutlarına oranla çok küçüktür. Ağızları bir kuşun gagasına benzemekle birlikte dişlerinin yerini sert kemiksi bir damak almıştır. Kaplumbağalar, bununla besinlerini yakalar ve ezerek mekanik sindirim yaparlar.Yeşil yapraklı bitkileri ve küçük yumuşak yengeçleri yiyerek beslenirler. Dilleri kafasına oranla büyük ve yumuşak bir formattadır. Tehlikeyi sezdiklerinde anında kafalarını ve ayaklarını kabuğunun içerisine çekerler. Yaşları, üzerlerindeki kabukta bulunan halkaların sayıları ile belirlenir.
Ayaklarının uçlarında beşer parmak bulunmalarına karşın, karada ve bataklıklarda yaşayan kaplumbağalarda bunlar hareketlidirler.Tırnakları ise sert ve kıvrık bir şekildedir. Bataklıklarda yaşayan kaplumbağalarda ise ayaklar, birbirleriyle bir perde ile birleşmiş ve küreğe benzer bir durum almıştır. Bunların arka ayak parmaklarının sayısı dörttür. Deniz kaplumbağalarında ise parmaklar bitişiktir. Aralarında perdeler vardır. bunları suyun içinde yüzmek ve dengede kalmak için kullanırlar.
Türkiye'de; Nil kaplumbağası, Yeşil kaplumbağa, Çizgili kağlumbağa, Fırat kaplumbağası ve Benekli kaplumbağası gibi çeşitleride bulunmaktadır.
Kaplumbağa veya halk arasında tosbağa olarak bilinmekte olan çok sert ve kemiksi bir yapıya sahip olan ve kabuk içinde ve adına bağa dediğimiz kemiksi yapısı içerisinde yaşayan ağır yürüyüşlü, dört ayaklı, sürüngen vede çok sakin, sitrezsiz bir hayvandır.
Hareketleri yönünden ne kadar telaşsız ve ağır hayvanlarsa onların tarih boyunca gelişimi de o kadar yavaş olmuştur. Kaplumbağaların da Kerevitler gibi 200 milyon yıldan beri vücut yapılarında önemli bir değişikliğe- evrime uğramadığı görülmüştür. Oysa bu enteresan ve iki hayatta ( su ve hava ) da yaşayabilen kaplumbağalar, dünyada soyu henüz tükenmemiş en eski hayvanlardandır.
Açlığa ve susuzluğa çok dayanıklı oldukları gibi çok da uzun ömürlüdürler. 100 - 150 yıl kadar yaşarlar. En zayıf noktaları sırt üstü düştüklerinde kendilerini kolay kolay düzeltemezler ve çok kolay av olabildikleri gibi güneş ve sıcaklık durumunda da vücutlarındaki suyunu anında kaybederler ve yaşamlarını yitirirler.
Yaşadığı çevrede sıcaklık düşmeye başlayınca hayvan iyice uyuşup kalır ve bol güneş ışığı alan kuru topraklarda kendine bir delik kazıp bütün kışı orada uyuyarak geçirmek için kazmış olduğu çukurun içine girer.
Günümüzde, soyunu sürdürmekte olan 250'ye yakın kaplumbağa türü olduğu tesbit edilmiştir.
Kaplumbağaların başı vücutlarına oranla çok küçüktür. Ağızları bir kuşun gagasına benzemekle birlikte dişlerinin yerini sert kemiksi bir damak almıştır. Kaplumbağalar, bununla besinlerini yakalar ve ezerek mekanik sindirim yaparlar.Yeşil yapraklı bitkileri ve küçük yumuşak yengeçleri yiyerek beslenirler. Dilleri kafasına oranla büyük ve yumuşak bir formattadır. Tehlikeyi sezdiklerinde anında kafalarını ve ayaklarını kabuğunun içerisine çekerler. Yaşları, üzerlerindeki kabukta bulunan halkaların sayıları ile belirlenir.
Ayaklarının uçlarında beşer parmak bulunmalarına karşın, karada ve bataklıklarda yaşayan kaplumbağalarda bunlar hareketlidirler.Tırnakları ise sert ve kıvrık bir şekildedir. Bataklıklarda yaşayan kaplumbağalarda ise ayaklar, birbirleriyle bir perde ile birleşmiş ve küreğe benzer bir durum almıştır. Bunların arka ayak parmaklarının sayısı dörttür. Deniz kaplumbağalarında ise parmaklar bitişiktir. Aralarında perdeler vardır. bunları suyun içinde yüzmek ve dengede kalmak için kullanırlar.
Türkiye'de; Nil kaplumbağası, Yeşil kaplumbağa, Çizgili kağlumbağa, Fırat kaplumbağası ve Benekli kaplumbağası gibi çeşitleride bulunmaktadır.