- Katılım
- 26 Eyl 2016
- Mesajlar
- 654
- Tepkime puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Kadın
Söylemekten hiç sıkılmayacağımız cümle: Bizim çok güzel öğretmenlerimiz var
İngilizce öğretmeni Vahide yerlikaya Gürel de onlardan biri...
Okulunda hazırladığı yabancı dil sınıfını ve öğrencilerle kurduğu diyaloğu bu güzel öğretmenin kendi ağzından dinliyoruz:
"Burası bizim yabancı dil sınıfımız."
"Bu sınıfta benim belirlediğim bir oturma düzeni, cevap vermek için parmak kaldırmak, "öğretmenim pastelle mi boyayalım yoksa kuru boyayla mı?", "tenefüste sınıfa girebilir miyim?", "kitap okumak var mı?", "oyunlarla oynayabilir miyiz?", "tahtadan İngilizce oyun açabilir miyiz?" gibi sorular yok."
"Tek kuralımız var: Sınıfa ve arkadaşlarına zarar vermediğin sürece bu sınıfta istediğin her şeyi yapabilmek ve sorunları sadece konuşarak halletmek."
"Çünkü bu sınıfta ders göreceksen benim belirlediğim sıra düzeninde oturtup senin isteklerini göz ardı etmek istemiyorum. "Pastelle boya", "kırmızıyla yaz" diyerek hayal gücünü daraltmak istemiyorum. Dili kullanabilmek için olabildiğince konuşmanı, cevap vermek için benim iznimi beklemeni istemiyorum."
"Tenefüste sınıfa girebilir istediğin kitabı alabilir ister okuma köşesinde istersen de dışarda okuyabilirsin."
"Sınıfta kalmak istiyorsan board game'leri istediğin gibi oynayabilir, tahtaya yüklediğim onlarca İngilizce şarkıdan hoşuna gidenleri açıp dinleyebilirsin. Zaten olabildiğince fazla dile maruz kalmanı istiyorum."
"Zor oluyor bu düzeni oturtmak; önce öğrenciler aynı sıraya oturmak için kavga ediyor ama sabırla konuşarak sorunu çözmelerini istediğimde bir süre sonra kendi çözümlerini üretmeye başlıyorlar."
"Sırayla oturmak gibi mesela. Bunu ben kural olarak koyarsam hayatının geri kalan kısmına uygulamıyor öğrenci, okuldaki kural olarak kalıyor ama kendisi üretirse bu çözümü hep kullanıyor. Önce 1-2 kitap kayboluyor ama sonra istediğini bulamadığında arkadaşını uyarıyor."
"Tahtayı bozacak diye tahtaya dokunmak yok demek yerine, zarar vermeden istediğini aç dediğimde bir dahaki sefere istediğini açabileceği bir tahta olsun diye dikkatle kullanıyor tahtayı."
"Panolarım yırtılıyor. Ama ceza vermek değil de benim üzüldüğümü söylersem ikinci panom yırtılmıyor."
"İlk ay zorluğu olsa da sorgusuz kurallara uyan, düzeni hep dış figürden bekleyen, itaakatkar, etrafta ceza verecek unsur yoksa zarar vermekten çekinmeyen öğrenci yerine kendisi karar veren, çözüm üreten, ortak kullanım alanlarını özenle kullanan, araştıran, sorumluluk duygusu gelişmiş bireyler yetişiyor."
"Empati, özgürlük, sevgi ve saygı duygularını verin ve neler başarabildiklerini izleyin. "
İngilizce öğretmeni Vahide yerlikaya Gürel de onlardan biri...
Okulunda hazırladığı yabancı dil sınıfını ve öğrencilerle kurduğu diyaloğu bu güzel öğretmenin kendi ağzından dinliyoruz:
"Burası bizim yabancı dil sınıfımız."
"Bu sınıfta benim belirlediğim bir oturma düzeni, cevap vermek için parmak kaldırmak, "öğretmenim pastelle mi boyayalım yoksa kuru boyayla mı?", "tenefüste sınıfa girebilir miyim?", "kitap okumak var mı?", "oyunlarla oynayabilir miyiz?", "tahtadan İngilizce oyun açabilir miyiz?" gibi sorular yok."
"Tek kuralımız var: Sınıfa ve arkadaşlarına zarar vermediğin sürece bu sınıfta istediğin her şeyi yapabilmek ve sorunları sadece konuşarak halletmek."
"Çünkü bu sınıfta ders göreceksen benim belirlediğim sıra düzeninde oturtup senin isteklerini göz ardı etmek istemiyorum. "Pastelle boya", "kırmızıyla yaz" diyerek hayal gücünü daraltmak istemiyorum. Dili kullanabilmek için olabildiğince konuşmanı, cevap vermek için benim iznimi beklemeni istemiyorum."
"Tenefüste sınıfa girebilir istediğin kitabı alabilir ister okuma köşesinde istersen de dışarda okuyabilirsin."
"Sınıfta kalmak istiyorsan board game'leri istediğin gibi oynayabilir, tahtaya yüklediğim onlarca İngilizce şarkıdan hoşuna gidenleri açıp dinleyebilirsin. Zaten olabildiğince fazla dile maruz kalmanı istiyorum."
"Zor oluyor bu düzeni oturtmak; önce öğrenciler aynı sıraya oturmak için kavga ediyor ama sabırla konuşarak sorunu çözmelerini istediğimde bir süre sonra kendi çözümlerini üretmeye başlıyorlar."
"Sırayla oturmak gibi mesela. Bunu ben kural olarak koyarsam hayatının geri kalan kısmına uygulamıyor öğrenci, okuldaki kural olarak kalıyor ama kendisi üretirse bu çözümü hep kullanıyor. Önce 1-2 kitap kayboluyor ama sonra istediğini bulamadığında arkadaşını uyarıyor."
"Tahtayı bozacak diye tahtaya dokunmak yok demek yerine, zarar vermeden istediğini aç dediğimde bir dahaki sefere istediğini açabileceği bir tahta olsun diye dikkatle kullanıyor tahtayı."
"Panolarım yırtılıyor. Ama ceza vermek değil de benim üzüldüğümü söylersem ikinci panom yırtılmıyor."
"İlk ay zorluğu olsa da sorgusuz kurallara uyan, düzeni hep dış figürden bekleyen, itaakatkar, etrafta ceza verecek unsur yoksa zarar vermekten çekinmeyen öğrenci yerine kendisi karar veren, çözüm üreten, ortak kullanım alanlarını özenle kullanan, araştıran, sorumluluk duygusu gelişmiş bireyler yetişiyor."
"Empati, özgürlük, sevgi ve saygı duygularını verin ve neler başarabildiklerini izleyin. "