İlişkilerde aşkı mı yoksa güven mi? Kim bilir hayatımız boyunca bu soruyu kendimize kaç kere sorduk bilinmez. Aşkın gözü kördür, aşk sarhoşu, aşkın büyüsü gibi betimlemeler ve özlü sözler elbette başlangıçta ilişkiler konusunda sorgusuz sualsiz aşkın insanlar için ilk sırada ve her şeyin önünde geldiğinin en büyük ispatı.
Çünkü aşk gerçekten de bize sormadan bacayı sarıyor. Peki ya güven? …
Aşkın ötesinde, ilişkilerde ilerleyen günlerde aşk kavramının yanında güven duygusunun da ne denli önemli olduğu su yüzüne çıkıyor. Çağımızda ilişkileri yıkan aldatmalar, birliktelikleri hırpalayan yalanlar ilişkileri yok ettiği kadar evlilikleri bile uçurumlara sürükleyen kavramlardan. Peki, aşk bilmecesi nasıl çözülecek?
Ne yazık ki yaşadığımız dönemde ilişkilerde oluşan sorunların %90’ı güven kaynaklı yaşanıyor. Bu da akla aynı insanda hem aşkı hem de güven duygusunu bir arada tadamayacak mıyız sorusunu getiriyor.
Mantık evliliklerini incelediğimizde, örneğin 2 – 3 kuşak öncesine baktığımızda köklü birlikteliklere ve sağlam temellere dayanan ilişkilere rastlamak da mümkün. Bu da mantık üzerine kurulmuş ilişkilerin daha uzun ömürlü olabileceği kavramını getirebiliyor kimi zaman akıllara.
Diğer taraftan adrenalin ve heyecan yüklü, tutkulu aşk ilişkilerini incelediğimizde birbirlerine delice aşık olan kadın ve erkeklerin aşk benzinlerinin kısa bir süre sonra bittiğine ve aşk büyüsünün sonlandığında mutluluğu başkalarında aradıkları hikayelere de sıkça rastlamıyor değiliz. Bize soracak olursanız güven ve aşk konusunda kişiler doğru soruyu kendilerine sorarak bu sorunun cevabını önce kendi içselliklerinde bulmalı.
Hiç şüphesiz ki aşk, bu dünyada insanın ayaklarını yerden kesecek kadar güçlü bir duygu ve içinde de insanı uyuşturacak dozda mutluluk var. Ama unutulmamalı ki aşk kavramı da gaz kadar uçucu ve çok uzun ömürlü olamayan olgulardan. Bu nedenle insanın aşk konusunda gönlüne ferman dinletmesi ve sözünü geçirebilmesi şart… En azından ayağı yere sağlam basan ve yaptıkları, eğilimleri, karakteristik özellikleriyle güven yansımaları ve çağrışımları veren kişiler aşkı hak ediyor olmalı bu dünyada.
Zira aşkta emek işi… Aynı işe gittiğimiz, para kazandığımız, sevdiklerimize verdiğimiz emek, günlük aktivitelerimizde harcadığımız efor kadar aşka da emek ve efor harcıyoruz. Bu da gelecek te ‘değdi mi şimdi’ dedirtmeyecek ve bizlere pişmanlıklar yaşatmayacak kişilere yapılan yatırımlardan olmalı diye düşünüyoruz
Size tüm varlığıyla aşkı hatırlatan ve tüm varlığıyla sizi 7/24 yaprak gibi titreten aklınızdan çıkaramadığınız kişi, üzerinizde güven vermeyen hisler uyandırıyorsa, gün geldiğinde size en büyük kalp sancılarını yaşatan kişinin ta kendisi de olabilir.
Huzur ve güven de aynı aşk gibi birçok şeye değişilmeyecek olan duygulardandır ve gelecek için birçok değer vaad eder. Ama siz bunun yerine sınırsız heyecan ve yüksek dozda adrenalinli bir aşkı tercih edebilirsiniz elbette. Yamaç paraşütü yapmakla sakin sularda yelken turuna çıkmak arasındaki fark neyse bu da onun gibi bir şey.
Sonuç olarak yeni bir ilişkiye başlarken ya da evlilik aşamasındayken şunu kendinize sormalısınız; tekin olmayan ve sizi tedirgin eden heyecan dolu bir aşk mı, yoksa aynı paralelde akabileceğiniz ve zamanla sevebileceğinize inandığınız güvenli bir liman mı? İşte kilit soru bu bizce…
Çünkü aşk gerçekten de bize sormadan bacayı sarıyor. Peki ya güven? …
Aşkın ötesinde, ilişkilerde ilerleyen günlerde aşk kavramının yanında güven duygusunun da ne denli önemli olduğu su yüzüne çıkıyor. Çağımızda ilişkileri yıkan aldatmalar, birliktelikleri hırpalayan yalanlar ilişkileri yok ettiği kadar evlilikleri bile uçurumlara sürükleyen kavramlardan. Peki, aşk bilmecesi nasıl çözülecek?
Ne yazık ki yaşadığımız dönemde ilişkilerde oluşan sorunların %90’ı güven kaynaklı yaşanıyor. Bu da akla aynı insanda hem aşkı hem de güven duygusunu bir arada tadamayacak mıyız sorusunu getiriyor.
Mantık evliliklerini incelediğimizde, örneğin 2 – 3 kuşak öncesine baktığımızda köklü birlikteliklere ve sağlam temellere dayanan ilişkilere rastlamak da mümkün. Bu da mantık üzerine kurulmuş ilişkilerin daha uzun ömürlü olabileceği kavramını getirebiliyor kimi zaman akıllara.
Diğer taraftan adrenalin ve heyecan yüklü, tutkulu aşk ilişkilerini incelediğimizde birbirlerine delice aşık olan kadın ve erkeklerin aşk benzinlerinin kısa bir süre sonra bittiğine ve aşk büyüsünün sonlandığında mutluluğu başkalarında aradıkları hikayelere de sıkça rastlamıyor değiliz. Bize soracak olursanız güven ve aşk konusunda kişiler doğru soruyu kendilerine sorarak bu sorunun cevabını önce kendi içselliklerinde bulmalı.
Hiç şüphesiz ki aşk, bu dünyada insanın ayaklarını yerden kesecek kadar güçlü bir duygu ve içinde de insanı uyuşturacak dozda mutluluk var. Ama unutulmamalı ki aşk kavramı da gaz kadar uçucu ve çok uzun ömürlü olamayan olgulardan. Bu nedenle insanın aşk konusunda gönlüne ferman dinletmesi ve sözünü geçirebilmesi şart… En azından ayağı yere sağlam basan ve yaptıkları, eğilimleri, karakteristik özellikleriyle güven yansımaları ve çağrışımları veren kişiler aşkı hak ediyor olmalı bu dünyada.
Zira aşkta emek işi… Aynı işe gittiğimiz, para kazandığımız, sevdiklerimize verdiğimiz emek, günlük aktivitelerimizde harcadığımız efor kadar aşka da emek ve efor harcıyoruz. Bu da gelecek te ‘değdi mi şimdi’ dedirtmeyecek ve bizlere pişmanlıklar yaşatmayacak kişilere yapılan yatırımlardan olmalı diye düşünüyoruz
Size tüm varlığıyla aşkı hatırlatan ve tüm varlığıyla sizi 7/24 yaprak gibi titreten aklınızdan çıkaramadığınız kişi, üzerinizde güven vermeyen hisler uyandırıyorsa, gün geldiğinde size en büyük kalp sancılarını yaşatan kişinin ta kendisi de olabilir.
Huzur ve güven de aynı aşk gibi birçok şeye değişilmeyecek olan duygulardandır ve gelecek için birçok değer vaad eder. Ama siz bunun yerine sınırsız heyecan ve yüksek dozda adrenalinli bir aşkı tercih edebilirsiniz elbette. Yamaç paraşütü yapmakla sakin sularda yelken turuna çıkmak arasındaki fark neyse bu da onun gibi bir şey.
Sonuç olarak yeni bir ilişkiye başlarken ya da evlilik aşamasındayken şunu kendinize sormalısınız; tekin olmayan ve sizi tedirgin eden heyecan dolu bir aşk mı, yoksa aynı paralelde akabileceğiniz ve zamanla sevebileceğinize inandığınız güvenli bir liman mı? İşte kilit soru bu bizce…