Hafta'nın Konusu KADINA ŞİDDET !!!

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
  • Bu haftamızın konusu ( Kadına Şiddet ) Her hafta bir konu işlenecektir Bu konu hakkında Yorumlarınızı bekliyoruz..
  • özünde iyi insan olmak denen götten bacaklı tanımın en nadide örneklerinin yeraldığı şiddet biçimidir..
    kadınlar ne yazık ki en yakınlarındaki erkeklerin (eş, sevgili, baba, erkek kardeş) şiddetine maruz kalıyorlar ve onlara sevginin kan bağıyla ya da aidiyetle ilgili olduğu öğretilmiş olduğundan, şiddet uygulayan erkeğe şiddet anında öfkelenip hemen ardından da bağırlarına basıveriyorlar..

    tipik celladına aşık olma durumunun da ötesinde, cinsiyetçiliğe dair toplumsal meşruiyete zemin hazırlayan bir adanmışlık var işin içinde.. ve özel alanın politizasyonu sağlanmadan yıkılmaycak bir öğrenilmiş sevgi anlayışı sözkonusu..
    çok ama çok acıklı vaziyetler bunlar..
    gel de şimdi deme; hümanizm bir insanlık suçudur !
resized_7639c-82a92da6video.jpg
 
Son düzenleme:

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
kadına yönelik şiddete ilişkin tüm ülkeye genellenebilecek istatistiki veriler henüz bulunmamaktadır. ancak 2003 yılında gerçekleştirilen ve tüm ülkeyi temsil edebilecek nitelikte olan türkiye nüfus ve sağlık araştırmasında, aile içi şiddet biçimlerinden özellikle fiziksel şiddete ilişkin tutumlarını ne kadar içselleştirdiklerinin belirlenmesi amacıyla kadınların ekonomik ve cinsel nedenlere dayalı olarak kocanın fiziksel şiddet uygulamasını haklı bulup bulmadıklarına dair sorular sorulmuştur. araştırma kapsamında bulunan 15-49 yaş grubunda kadınların %39'u belirtilen nedenlerden en az birini kocasının kendisini dövmesi için haklı bir neden olarak belirtmiştir.

araştırmada kadınların şiddeti kabullenme durumu kadının yaşı, eğitim durumu, yaşadığı bölge ve çalışma durumuna göre oldukça büyük farklılıklar göstermektedir. bulgulardan bazıları aşağıda yer almaktadır.

15-19 yaş grubunda bulunan kadınların %63'ü,
45-49 yaş grubunda bulunanların %39'u belirtilen nedenlerden birini haklı bulmuştur.
eğitimi olmayan ya da ilkokul bitirmemiş kadınların %62'si,
lise ve üzeri eğitim almış kadınların % 8,8'i fiziksel şiddet için belirtilen nedenlerden birini haklı bulmuştur.
batı bölgelerinde yaşayan kadınların %32,5'i,
doğu bölgelerinde yaşayan kadınların %49'u uygulanan şiddetin nedenlerinden birini haklı bulmuştur.
çalışma ve gelire sahip olma da şiddetin içselleştirilmesinde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

işi olmayan kadınların %38'i,
gelir getiren bir işte çalışanların %30'u
gelir getirmeyen bir işte çalışanların %61'i şiddeti bir nedenle haklı bulmaktadır.
 
Son düzenleme:
M

Muzik

Guest
Ne yazıkki engellenemeyecek zulüm, istediğiniz kadar eğitin, istediğiniz kadar ceza verin, kanundan cezadan korkmayan bu ülkeden bir halt olmaz.
İnsanı hayvandan ayıran şey saldırgan olmama kapasitesidir.' diyen ghandi, bu sözü boşuna söylememiş olmalı.
sözün özü, sorunun kadına şiddetle değil, şiddetle ilgili olduğunu düşünüyorum.
İnsan insana vurmaz,
İnsan insanı vurmaz...
 

Fineas

Epik
Kullanıcı
Katılım
14 Mar 2018
Mesajlar
4,287
Tepkime puanı
4,885
Puanları
0
Konum
İzmir
Cinsiyet
Erkek
Ne kadina ne cocuga nede hayvanlara eziyet eden doven felan insan degildir . Heleki cocuklara masumlar aci cekmesin ~
 

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
YILLARA GÖRE KADIN CİNAYETLERİ SAYISI

2008 - 80 kadın

2009 - 109 kadın

2010 - 180 kadın

2011 - 121 kadın

2012 - 201 kadın

2013 - 237 kadın

2014 - 294 kadın

2015 - 303 kadın

2016 - 328 kadın

2017'de 409 kadın öldüldü.

Son 10 yılda tam 2337 kadın şiddet görerek hayatını kaybetti.

Yıllara oranla baktığımzda İstanbul, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlerde kadın cinayetleri daha fazla. Bu illeri Bursa, Adana, Şanlıurfa gibi iller takip ediyor.
 

Me`Va

Mevsim.Org Doğru Adrestesiniz
Yönetici
Katılım
15 Eyl 2017
Mesajlar
3,722
Tepkime puanı
4,840
Puanları
113
Yaş
35
Konum
Sevgiyle bakan gözler in..
Cinsiyet
Kadın
YILLARA GÖRE KADIN CİNAYETLERİ SAYISI

2008 - 80 kadın

2009 - 109 kadın

2010 - 180 kadın

2011 - 121 kadın

2012 - 201 kadın

2013 - 237 kadın

2014 - 294 kadın

2015 - 303 kadın

2016 - 328 kadın

2017'de 409 kadın öldüldü.

Son 10 yılda tam 2337 kadın şiddet görerek hayatını kaybetti.

Yıllara oranla baktığımzda İstanbul, İzmir, Antalya gibi büyük şehirlerde kadın cinayetleri daha fazla. Bu illeri Bursa, Adana, Şanlıurfa gibi iller takip ediyor.

Sadece oldurulenler mi peki canina tak edip te kendini olduren kadinlar? Onlarida unutmayalim.
 

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Şiddetin erkeğe olanına da karşıyız !!!
Abidin kardeş allah kurtarsın.

[22:50:31] <&Abidin> Muzik burda erkeğe şiddet uyguluyorlar
[22:50:54] <&Abidin> o konuda çalışma yapmalısın
[22:51:06] <+EfSoO> Abidin yalan konuşmaaaaaaa
[22:51:07] <%Muzik> Abidin Şiddetin her şekline karşıyız
[22:51:49] <&Abidin> Muzik şahitsin bak EfSoO nasıl bağıra bağıra konuşuyo benle
[22:52:30] <&Abidin> şiddet görüyorum burda arkadaş
 

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Ataerkil toplum yapısının bir sonucu olarak, genelde toplumumuzda kadın hep 2. sınıf insan muamelesi görmektedir. İnsanlar arasında yaygın olarak bilinen ‘”Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemeli” lafı bile durumun vehametini ortaya koymaktadır.

Kadına şiddetten, sadece fiziksel şiddet anlaşılmamalıdır. Fiziksel şiddetin yanında psikolojik şiddet, taciz bunlar da kadına karşı şiddetin bir başka tezahürüdür. Ülkemizde çoğu kadın; erkek baskısı ve şiddeti yüzünden kendi kararlarını bile veremez konumdalar. Bu ülkede kadınlar aileleri tarafından özellikle de baba unsurunca zorla evliliklere maruz kalmakta, eğitim hakkı engellenmekte, istediği gibi hareket edebilme özgürlüklerine duvar örülmektedir. Kadının kendi kararlarını alabilmesine engel olabilmek için de kadın, ya şiddetle ya da ölümle tehdit edilmekte ve sindirilmeye çalışılmaktadır. Bunu yapan da hep baba, erkek kardeş veya eş sıfatındaki kişilerdir. Bu öyle sığ bir zihniyettir ki, bu zihniyete sahip kişiler sırf erkek olduğu için kendisini kadından üstün görmekte, kadının hayatı üzerinde kendi hükmünün geçeceği kanısına varmaktadırlar.

Ülkemizde kadın cinayetleri de o kadar vahim hale geldi ki; tabiri caizse tavuk keser gibi kadın cinayetleri işlenmeye başlandı.Ne zaman bir gazete okumaya kalksak veya haberleri izlemek istesek mutlaka bir kadın cinayeti haberiyle karşılaşır hale geldik. Hele bir de bu konudaki yaptırımların yetersiz kalması ve gerekli önlemlerin alınmadığını veya önlemlerin alınmasında ihmallerin yaşandığını gördükçe sinir katsayımız daha da artar hale geldi. Ülkemizde kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin birçoğuna gerekçe olarak kıskançlık duyguları ve namus gerekçe gösterilmektedir.

Bu arada sosyal medyada rastladığım bir söz o kadar doğru ki bunu belirtmek istiyorum:
” Namus deyince neden akla kadın gelir ki,�Hele de günümüzde namusunu kaybetmiş onca erkek varken? ‘�Hakikaten kadına karşı ‘sözde namus davası gerekçe gösterilerek, hunharca işlenen cinayetleri anlayamıyorum. Namus gerçekten de kadına özgü bir durum değildir.Namus insana ait bir kavramdır. O yüzden kadının kendisi hakkında verdiği kararlar dolayısıyla “namus” adı altında işlenen cinayetlere karşı son derece öfkeliyiz. Kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebeplerinden biri de kadının çalışma hayatında daha aktif konuma gelmesi, sosyal hayatta daha fazla yer etmiş olması ve kadının hak ve özgürlükleri açısından bilinçlenmesi ile bunun neticesinde erkeğin her dediğine boyun eğmemesi ve kendi hakları konusunda verdiği mücadelelerin kadın-erkek arasında çatışmalara neden olmasıdır. Bu çatışmaları sona erdirmek isteyen ve kadına kendi sözünü dinletmeye çalışan erkek ya şiddet uygulayarak ya da kadını öldürerek bu duruma son vermeyi seçmektedir. Kadına şiddetin bir diğer boyutu da psikolojik şiddettir.Ve bu fiziksel şiddetten bile daha vahimdir.

Psikolojik şiddet uygulayan kişiler; kadını aşağılayarak , küçük görerek kadının kendine olan özgüvenini sarsmakta ve benliğini yitirmesine yol açmaktadır.Bunun sonucunda da bu kadınlar kendine güveni olmayan, tek başına hareket edemeyen, korkak bir kadın haline dönüşmekte ve erkeğe muhtaç konuma gelmektedirler. Bu da kadını sindirmenin bir çeşit yolu olarak görülmektedir. Kadına karşı psikolojik şiddetin bir diğer boyutuna örnek olarak da özellikle çalışma hayatında sırf cinsiyetinden ötürü terfi alamaması veya cinsiyetinden ötürü daha aşağı kademede görülmesi veya baskı uygulanması gösterilebilir. Bunun yanında kadına yapılan sözlü ve fiili tacizlerin, cinsel istismarların da şiddetin bir türü olduğu kanaatindeyim.

Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin artık ciddi boyutlarda ele alınması ve bu durumun olumlu yönde aşılması için daha ağır yaptırımlar uygulanması gerekir. Bunun yanında özellikle TV dizilerinde kadına karşı şiddet ve cinsel istismarın bu kadar yaygın olarak işlenmesi, bu durumu insanların gözünde normalleştirmekte ve artık insanlar bu konulara karşı duyarsızlaştırılmaktadır.Ve bu konuların işleniş biçimi dolayısıyla kadının aciz insanlar olarak gösterilmesi son derece yanlıştır.Bu nedenle TV kanallarında bu tür görüntülerin daha az gösterilmesi, kadını yücelten görüntülerin daha fazla yer alması bu olumsuzlukları bir nebze de olsa engelleyecektir.

Sonuç olarak hayata renk katan, hayatın her alanında emeği olan kadınlara hak ettiği değer verilmelidir.
 
  • Beğen
Tepkiler: eLa

Okyanus

New member
HanımZade
Katılım
30 Eyl 2018
Mesajlar
4
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
48
Cinsiyet
Kadın
Şiddet ne yazikki Günumuz TÜRKİYESINDE malesefki halen yasanan sorun diyemiycem ayıbımiz Fiilen dayak siddet oldugu gibi psikolojik siddet de ŞİDDETTİR
 

DireniŞ

New member
Kullanıcı
Katılım
28 Tem 2018
Mesajlar
7
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Ankara
Cinsiyet
Erkek
Kadın doğrgan özelliğini Allahtan yaradılırken almıştır unutmamalıki Anne denilince önünde diz çöküp eğilmelidir.Kadına Şiddete HAYIR..
 

KaLpSiz

New member
Kullanıcı
Katılım
30 Eyl 2018
Mesajlar
14
Tepkime puanı
32
Puanları
0
Yaş
33
Cinsiyet
Erkek
  • Bu haftamızın konusu ( Kadına Şiddet ) Her hafta bir konu işlenecektir Bu konu hakkında Yorumlarınızı bekliyoruz..
  • özünde iyi insan olmak denen götten bacaklı tanımın en nadide örneklerinin yeraldığı şiddet biçimidir..
    kadınlar ne yazık ki en yakınlarındaki erkeklerin (eş, sevgili, baba, erkek kardeş) şiddetine maruz kalıyorlar ve onlara sevginin kan bağıyla ya da aidiyetle ilgili olduğu öğretilmiş olduğundan, şiddet uygulayan erkeğe şiddet anında öfkelenip hemen ardından da bağırlarına basıveriyorlar..

    tipik celladına aşık olma durumunun da ötesinde, cinsiyetçiliğe dair toplumsal meşruiyete zemin hazırlayan bir adanmışlık var işin içinde.. ve özel alanın politizasyonu sağlanmadan yıkılmaycak bir öğrenilmiş sevgi anlayışı sözkonusu..
    çok ama çok acıklı vaziyetler bunlar..
    gel de şimdi deme; hümanizm bir insanlık suçudur !
resized_7639c-82a92da6video.jpg
Kadına şiddet sadece fiziksel değildir Kadını aşağılamak Psikolojik baskı yapmak Kısaca her türlü şiddete hayır diyorum.
 

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Bu çalışma, kadının aile içinde yaşanan şiddete bakışını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Sivas İli Alibaba Mahallesi’nde oturan, 15-49 yaş grubunda olan 162 evli kadın oluşturmuştur. Evrenin tümü örnekleme alınmıştır. Veri toplama aracı olarak, literatürden yararlanılarak araştırmacılar tarafından oluşturulan soru formu kullanılmıştır. Soru formları kadınlarla yüz yüze görüşerek uygulanmıştır. Verilerin analizinde yüzdelik kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi sonucunda kadınların %40,7’si aile içi şiddete maruz kaldıklarını, bunların %91’i eşi, %19,7’si eşinin yakınları tarafından kendilerine şiddet uygulandığını belirtmiştir. Kadınların %56,9’u aile içinde şiddet uygulayanların erkekler olduğunu, şiddetin en çok kadınlara (%59.8) ve çocuklara (%32.4) uygulandığını belirtmişlerdir. Çalışmaya katılan kadınların büyük bir bölümünün (%59.7) şiddeti fiziksel şiddet olarak tanımladıkları, ekonomik ve cinsel şiddeti tanımlayanların olmadığı görüldü. Kadınlar ekonomik yetersizliğin (%58,8) aile içi şiddeti artıran en önemli neden olduğunu belirtmişlerdir.
 
  • Beğen
Tepkiler: eLa

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Şiddet türü Şiddet davranışı Sayı Yüzde
Fiziksel Şiddet Dayak atma Sert cisimle vurma Tokat atma Tekmeleme Bıçakla saldırma Öldürmek 156 150 147 146 145 138 96.3 92.6 90.7 90.1 89.5 85.2
Sözel Şiddet Aşağılayıcı sözler söyleme Kişiyi küçümseme Kişinin kendisini ruh hastası olarak görmesine neden olma Lakap takma 93 83 64 63 57.4 51.2 39.5 38.9
Ekonomik Şiddet Parasını elinden almak Çalışmasını yasaklamak Harçlık vermemek ya da kısıtlamak Aile geliri konusunda bilgisiz bırakmak 81 64 64 57 50.0 39.5 39.5 35.2
Cinsel Şiddet İstemediği cinsel davranışa zorlamak Tecavüz etmek 114 138 70.4 85.2
Duygusal Şiddet Dayak ya da ölümle korkutmak Sık sık kıskançlık kavgası çıkarmak Kanunsuz işleri yapmaya zorlamak İntiharla tehdit etmek Arkadaşları veya ailesi ile görüşmesini engellemek Hareket özgürlüğünü kısıtlamak Terk etmekle tehdit etmek Çocukları kullanarak tehdit edici mesajlar yollamak Kendini suçlu hissetmesine neden olmak 130 104 103 102 94 91 81 80 75 80.2 64.2 63.6 63.0 58.0 56.2 50.0 49.4 46.3 Cevapsız 6 3.7
 
  • Beğen
Tepkiler: eLa

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından alınan bir kararla her 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılıyor. Bugünün anlam ve önemi büyük çünkü, şiddetin boyutları sadece 3. dünya ülkeleriyle sınırlı değil. Kadın hakları konusunda önemli gelişmelere imza atan ülkelerde bile, kadına yönelik şiddet giderek artıyor. Peki ciddi konu için seçilen gün neden 25 Kasım? Bu tarih Dominik Cumhuriyeti’nde 1930-61 yılları arasında ülkeyi yöneten diktatör Rafael Trujillo tarafından 1960’ta katledilen 3 kadın aktivist olan Mirabal kardeşler anısına Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlendi. 25 Kasım'ın sembol isimleri olan Mirabal kardeşlerin en temel hakları olan özgür düşüncelerini ifade etmesine karşı uygulanan şiddet aslında bugün dünyadaki milyonlarca kadına uygulanandan farksız. Eşine düşüncelerine açtığında dövülen, ailesine aklından geçenleri söylediğinde 'cezalandırılan', hatta bazı ülkelerde toplum içerisinde kendisini ifade ettiği için linç edilen kadınların hepsi Mirabal kardeşlerin kaderini paylaşıyor. Anneler, sevgililer, eşler, kız kardeşler... Şöyle bir etrafınıza baktığınızda göremiyorsanız, gazetelerin üçüncü sayfalarını açmak size zor geliyorsa, işte size Türkiye ve dünyada kadının hali:

1.Katliam

fft16_mf2696602.Jpeg


2014 yılında Işid'in Suriye ve Irak'taki kadınlara uyguladığı zulüm yüzbinlerce kadının vahşice öldürülmesi, tecavüze uğraması ve köle olarak satılmasıyla sonuçlandı.

2.Kölelik

fft16_mf2696603.Jpeg

Nijerya'da Boko Haram'ın 2014 yılındaki tek bir eyleminde 300 kız çocuğunu kaçırıp öldürmesi, tecavüz etmesi ve köle olarak satmasına dünya seyirci olarak kaldı.

3.Toplu tecavüz

fft16_mf2696604.Jpeg


Yine 2014 yılında daha önce de toplu tecavüzlerle gündeme gelen Hindistan'da, babasının dövülmesine karşı gelen kızın onlarca erkeğin tecavüzüne uğrayıp öldürülmesine dünya tanık oldu.

4.Adaletsizlik

fft16_mf2696606.Jpeg

2014'te İran'da kendisini korumak için tecavüz saldırganını öldüren Reyhane Jabbari suçlu bulunarak idam edildi, dünya sadece seyretti.

5.Haklar

fft16_mf2696607.Jpeg


Mısır kadın hakları sıralamasında son sırada bulunurken her kadından %47'si aile içinde ya da sokakta şiddet görüyor.

6.Tutsaklık

fft16_mf2696608.Jpeg


Mısır'da kadınların %99'a yakın bir oranı sokağa çıktıklarında tacize uğruyorlar. Kadınlar bu sebeple eve mahkum bir hayat yaşıyor.

7.Cinayet

fft16_mf2696609.Jpeg


Peki ya biz? Türkiye'de her gün ortalama 4 ila 5 kadının ailesi ya da eşi tarafından öldürülüyor! Bunu açacak olursak sadece basına yansıyan olaylardaki rakamlar şu şekilde:

Namus cinayetleri: 5 kadın

fft16_mf2696610.Jpeg


Nefret cinayetleri (cinsiyet ve etnik, dini grup ayrımcılığı) : 6 kadın

fft16_mf2696611.Jpeg


İntihar: 32 kadın

fft16_mf2696612.Jpeg


Aile içi ve eş cinayetleri: 294 kadın yaşamını yitirdi.

fft16_mf2696613.Jpeg


Benzer olaylarda 458 kadın yaralı olarak kurtuldu.

fft16_mf2696625.Jpeg


8.Fuhuş

fft16_mf2696627.Jpeg


Türkiye'de 2014 yılında 142 kadın taciz ve tecavüz şikayetinde bulundu. 202 kadın fuhuşa zorlandığı sebebiyle emniyet güçlerine başvurdu.

9.Kayıt dışı işçilik

fft16_mf2696628.Jpeg


Peki kadına şiddet sadece onu fiziksel müdehale midir? Kadına uygulanan manevi şiddet de ülkemizde almış başını yürümüş vaziyette! Türkiye'de kayıt dışı çalışan kadın toplam 4.032.000 civarında!

10.İşsizlik

fft16_mf2696629.Jpeg


Türkiye'de iş arayan kadınların sadece %26'sı iş bulabiliyor.

11.Aile içi şiddet

fft16_mf2696630.Jpeg


Peki bu gezegenin günah keçisi sadece Türkiye ve 3. dünya ülkeleri mi? Asla. Dünya genelinde her 4 kadından biri aile içi şiddete uğruyor.

12.Taciz

fft16_mf2696631.Jpeg


Dünya genelinde her üç kadından biri tacize uğruyor. Ve yine dünya genelinde cinayete kurban giden kadınların yarısı aile içi ve yaşadıkları ilişkilerde gördükleri şiddet sebebiyle yaşamını yitiriyor.

13.Eş Şiddeti

fft16_mf2696632.Jpeg

Kore'de kadınların üçte ikisi eşinden şiddet görüyor.
 

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
14.Şiddet

fft16_mf2696633.Jpeg


Britanyadaki şiddet suçlarının dörtte biri kadına yönelik aile içi şiddet suçlarıdır.

15.Tecavüz

fft16_mf2696635.Jpeg

ABD'de her 5 kadından biri tecavüz girişimine maruz kalıyor. Bu durum kadınların yarısında 17 yaşından önce gerçekleşiyor.

16.Çaresizlik

fft16_mf2696636.Jpeg


ABD'de 30 milyona yakın sayıda kadın aile içi şiddet maduru. Bu kadınların bir çoğu kaçacak yerleri olmadığı için kendisini çaresiz hissediyor.

17.Korku

fft16_mf2696637.Jpeg


Avrupa Birliğinde kadınların %27'si aile içi şiddete uğruyor. %27'lik kısmın yarısı korktukları için polise başvuramıyor.

18.Şüphe

fft16_mf2696626.Jpeg


Kanada'da her 6 günde bir, bir kadın eşi ya da birlikte yaşadığı kişi tarafından öldürülüyor. Kanada'da pek çok kadın eşleri tarafından öldürülme şüphesiyle yaşıyor.

19.Zorlanmak

fft16_mf2696638.Jpeg

Her yıl milyonlarca kadın özellikle Afrika'da 'sünnet' olmaya zorlanıyor. Bu eyleme maruz kalan kadınların büyük bir bölümü hayatları boyunca acı çekiyor ve çeşitli hastalıklarla boğuşuyorlar.

20.Medeniyetsizlik

fft16_mf2696639.Jpeg


Kadına karşı şiddetin sözde en az yaşandığı ülkeler olan İsveç, Norveç ve Finlandiya'da yaşanan tecavüz olaylarının sadece %10'u ortaya çıkartılabiliniyor. Baltık ülkelerindeki hukuk sistemi tecavüz gibi cinsel saldırı olaylarında tatmin edici cezalandırmalar uygulayamadığı için kadınlar tecavüz olaylarını yargıya taşımaktan çekiniyorlar. Özellikle Finlandiya dünyada tecavüze karşı en 'hoşgörülü' ülke olarak biliniyor. Finlandiya aynı zamanda dünya üzerindeki kadına yönelik işlenen suçların bildirilmesinde 3. ülke konumunda! Pek çok kadın medeni olarak görülen ülkelerindeki bu tutum sebebiyle medeniyetsizliği hissediyor.

fft16_mf2696640.Jpeg


Kadına şiddet küresel bir sorun, sadece birkaç ülkeyi parmakla göstererek çözülebilecek bir durum söz konusu değil en modern olarak gördüğümüz Baltık ülkelerinden, saygıyı ön planda tutan Doğu Asya ülkelerine kadar dünyanın hemen her yerinde kadına karşı şiddet ve suç, korkutucu boyutlarda. Türkiye'de her gün 4-5 kadın, Kanada'da her 6 günde 1 kadın şiddet sebebiyle yaşamını yitiriyorsa dünya ortalamasına vurduğumuzda kadının yok yere ölmediği, şiddet görmediği gün yok gibi gözüküyor. Dünyada kadınların şiddetten kaçıp kurtulabilecekleri bir ülke de yok. İşte bu yüzden 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Tüm ulusların bir araya gelerek kadına karşı şiddetle mücadeleye destek vermesi gerekiyor. Yoksa bu korkutucu oranlarla dünya asla kadınlar için güvenli bir gezegen olmayacak.
 

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Türkiye’de yaşanan en vahim ve olmaması gereken durumlardan biri de kadına uygulanan şiddettir. Kadına şiddet, geçmişte her ne kadar yansıtılmayan ya da basın tarafından duyurulmayan, açığa çıkarılmayan bir durum olsa da; günümüzde gündemden düşmeyen ve gün geçtikçe artan bir durum haline gelmiştir. Genelde bu, fiziksel şiddet olarak uygulanır. Fakat duygusal, cinsel ve psikolojik şiddet de uygulanabilen diğer şiddet türleridir. Şiddete maruz kalan kadınların genelde ekonomik düzeyi düşük, sosyal ve benlik algıları zayıf kişiler olduğu görülmektedir. Buna rağmen üniversite mezunu olan ve eğitim seviyesi yüksek kadınlara da şiddet uygulandığı bilinen bir gerçektir

Gerek Dünyada gerekse Türkiye de kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik çabalar her geçen gün artmakta dır. Şiddet Toplumsal bir sorundur.Bu sorun kadının ve toplumun gelişmesinin önünde ciddi bir engeldir. Her gelir ve eğitim düzeyinden, her yaşta, bekar, evli, boşanmış kadınlar şiddet görmektedir. Şiddet zamana ve sosyal yapıya göre değişen bir kavram olmasına rağmen, son yıllarda en fazla dikkat çeken konulardan birisidir (Kocacık, 2000:1).
Kadına yönelik şiddet nedir? Türleri ve özellikleri?

Aile içi şiddet temelde toplumun problemidir. Şiddet dendiğinde akla ilk gelen fiziksel ve cinsel şiddettir. Kadına yönelik şiddette genellikle amaç kadın üzerinde bir hakimiyet kurmaktır. Kadına yönelik uygulanan fiziksel ve cinsel şiddetin yanı sıra başka şiddet türleri de uygulanmaktadır. Diğer şiddet türleri ev içinde saklanabilse de fiziksel şiddet dışarıya yansımaktadır. Ülkemizde şiddetin başlıca göstergeleri; dayak, aşağılama, küfür ve tecavüzdür. Kadına yönelik şiddetin en ağır biçimlerinden biri namus bahanesiyle kadının yaşama hakkına yönelik uygulanan şiddettir. Şiddet güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olur.





Şiddeti dört başlık altında toplayabiliriz:

1) Fiziksel Şiddet

2) Psikolojik Şiddet

3) Cinsel Şiddet

4) Ekonomik Şiddet



1) Fiziksel Şiddet: Kişilerin bedenine yönelik olan ve yine kişilerin bedensel olarak zarar görmesine yol açan tokat atmak, dövmek, vurmak, itmek, tekmelemek, yaralamak, boğazlamak, silahla yaralamak, sarsmak, öldürmeye kalkışmak şeklinde oluşmaktadır. Genellikle bu tür davranışlara maruz kalan kadın beraberinde psikolojik olarak da etkilenmektedir. Kadınlar annelerinin kaderini yaşadığını düşünüp şiddeti kabullenmektedirler. Şiddeti sadece fiziksel şiddet olarak algılamak yerine sözel şiddetin de en az fiziksel şiddet kadar ağır olduğunu bilmekteler.

2) Psikolojik Şiddet: Kişilerin bedensel veya kişilik özellikleri kullanılarak, baskı kurularak, duyguları kullanılarak istemediği davranışlarla karşı karşıya bırakılmasıdır. Eşinin düşüncelerini yok sayma, ona söz hakkı vermeme, değer yargılarını önemsememe, küçük düşürücü davranışlarda bulunma, korkutma, tehdit etme, aşağılama, reddetme, onların öz güvenini sarsma amacıyla yapılan her türlü sözlü ve fiili tutum ve davranış biçimleri, psikolojik şiddet türlerindendir. Gelenekçi bir kişilik yapısına sahip koca eşinin annesi gibi davranmasını beklemektedir. Onun çalışmasını kabullenmemekle birlikte dışarıyla fazla bir ilişkisinin olmasını da istememektedir. Böyle bir zihniyete sahip olan koca günümüz çağı ile annesinin yaşadığı çağ arasındaki farkı anlayamamaktadır.

3) Cinsel Şiddet: Evli olduğu kişi bile olsa kadını istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimde cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel içerikli imalarda bulunmak, cinsel içerikli sözcükler söylemek v.b davranışlar cinsel şiddetin tanımı içerisine girmektedir. Cinsel şiddet kimi zaman evli eşlerde kimi zaman da aile içerisinde görülebilmektedir. Hatta kimi zaman evli olmadığı halde birlikte olduğu kişiden, sevgilisinden bile cinsel şiddet gören kişiler vardır. Şiddet uygulayan erkekler eşleri üzerinde her türlü hakka sahip olduklarını düşünmektedirler. ‘‘Sen benimsin’’ söylemleri ile eşlerine hiçbir şekilde söz hakkı vermemektedirler. Erkeklerin eşleri üzerinde hakimiyet kurması, onlara söz hakkı vermemesi onları köleleştirmek boyutunda olmamalıdır.

4) Ekonomik Şiddet: Ekonomik gücün kullanılarak kişilerin yaşamını devam ettirebilecek maddi gücünün elinden alınmasıdır. Evin masraflarını karşılamamak, eşin (kadının) çalışmasına izin vermemek, çalışan eşin (kadının) parasını elinden almak, kadının mal / mülkünü kontrol etmek ekonomik şiddet içeren davranışlardır.


Kadına yönelik şiddetin görülme sıklığı

Kadına yönelik şiddet türlerinin en sık görülen şekli, kadının birlikte olduğu kişi tarafından istismar edilmesidir. Kadına yönelik şiddet, yapılan antropolojik çalışmalara göre Papua Yeni Gine’de bazı yerli toplulukları dışında dünyada neredeyse her toplumda görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda görüşülen kadınların birbirine benzer şekilde üçte bir ile üçte ikisinin eşi tarafından dövüldüğünü beyan ettiği görülmektedir. (Heisse. 1993).
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin araştırılmasına yönelik çalışmaların geçmişi kısadır ve sayıları oldukça sınırlıdır. Bu konudaki ilk çalışma bir kamuoyu şirketi olan PlAR tarafından 1988’de yapılmış ve kadına yönelik şiddet sıklığı %75 olarak bulunmuştur. Aile Araştırma Kurumu’nun 1993’te 2479 kadınla yaptığı çalışmada ise kadına yönelik şiddet sıklığı %30, 1147 erkek arasında ise %34 olarak saptanmıştır. Sözel şiddet sıklığı kentsel bölgede %62, kırsal alanda ise %49 olarak saptanmıştır (T.C. Aile Araştırma Kurumu, 1997).

Aile Araştırma Kurumu’nun Ankara, İstanbul ve İzmir’de 1070 hanede yaptığı çalışmaya göre ise fiziksel şiddet sıklığı %21.2 bulunmuştur. Şiddet nedeniyle hastaneye başvuranların oranı ise %11.2’dir.Aile Araştırma Kurumu’nun 1997 tarihli çalışmasında bütün ülke genelindeki 2578 hanede kadına yönelik fiziksel şiddet sıklığı %16.5, sözel şiddet sıklığı %12.3 olarak bulunmuştur (T.C. Aile Araştırma Kurumu, 1997).

Kadına yönelik şiddet her ırktan, her etnik kökenden, her dinsel ve sosyoekonomik düzeyden kadını etkilemektedir. Ancak tecavüze uğradığını veya dövüldüğünü söyleyen kadınların sıklığında bu değişkenlere göre farklılık görülmektedir. Damgalanma, dışlanma korkusu bildirimlerin olduğundan daha az yapılmasına neden olmaktadır.

Kadına yönelik şiddetin nedenleri

Erkeklerin kadınlara şiddet uygulama nedenleri psikolojik, biyolojik, sosyolojik açıdan incelendiğinde şiddet ve saldırganlığa nedenlerine benzer açıklamalar yapılmaktadır. Psikolojik açıdan bakıldığında erken psikoanalitik teoriye göre onaylanan temel bir iç güdü olarak kabul edilen saldırganlık, başarı ve üstünlük sağlamakta ve erkeklerde olumlu bir güç olarak cesaret , güçlü olma, enerji, ataklık, vs anlamına gelmektedir (Lowdermik et, al., 2000). O’Leary İse saldırganlığı sözel saldırganlıktan (bağırma, isim takma) başlayıp fiziksel saldırganlığın hafif sekililerinden (itme, tokat atma) gerçek şiddet davranışına (dövmek, yumruk atmak) ve uç olaylara (cinayet) kadar giden bir süreç olarak görmektedir. Bu değerlendirme şeklinin, tedavi sürecine ve çalışmalara dahil edilebileceğini iddia etmektedir, yapılan çalışmalara göre gerçekten de her kategorideki davranışlar ve nedenleri farklıdır.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için neler yapılmalıdır

Dünyada çeşitli ülkelerde ve etnik gruplarda yapılan çalışmalara göre kadına yönelik şiddetin birçok ülkede bulunduğu gösterilmiştir. Ancak dünyanın bazı bölgelerinde kadına yönelik şiddet yaşanmamaktadır. Böyle bir ortamın varlığı kadına yönelik şiddetin önlenemez bir durum olduğu yönündeki düşünceyi çürütmektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi toplumların böyle bir sorunun varlığının farkında olması ile başlar. Önleme çabalarına kadın kadar erkeğin de katılımı sağlanmalıdır. Eşler arasında yaşanan şiddetin hoş görülmediği bir ortamın yaratılması gerekmektedir. Sağlık alanında yapılacak bilgilendirme kampanyaları ile kadınları sahip oldukları haklar, var olan kanunlar, sağlık kuruluşlarından nasıl hizmet alınacağına dair bilgilendirebilir. Sağlık çalışanları yapacakları işbirliği ile kadın erkek arasındaki eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, eşler arası şiddetin önlenmesi, cinsel şiddet ve taciz ile ilgili kapsamlı yasaların çıkarılması konularında savunuculuk yapmalıdır. Sağlık çalışanlarının eşler arası şiddet hakkında bilgilendirilmesi ve istismar edilen kadına yaklaşım konusunda donanımlı hale getirilmeleri ve kendi yaşamlarını şiddet açısından değerlendirmeleri sağlanmalıdır.( ARAT, 1996).

Kadınların güçlendirilmesi ve toplumdaki statülerinin yüksel-tilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır . Genel olarak tüm toplumun şiddet kullanımının azaltılması sağlanmalıdır. Toplumun değer yargılarında değişiklik oluşturulmalıdır. Evlilik öncesi eğitim ve danışmanlık hizmeti sunumu, tıbbi kayıtların doğru, iyi ve düzenli tutulması ve konunun mezuniyet öncesi tıp eğitimi ve uzmanlık eğitimi programlarında yer alması da birincil korunma içindedir . Kadına yönelik şiddet konusunda araştırma ve izlem çalışmaları yapılmalı, bu araştırmalar desteklenmelidir. (Kocacık, 2000:1)

Risk faktörlerine yönelik çalışmalar yürütülmelidir. Kadın ve erkek yoksulluğunu önlemeye, erkeklerin ve kadınların meslek edindirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Toplumda alkol tüketimini azaltmaya yönelik sağlığı geliştirici çalışmalar yürütülmelidir. Yasal ve mali düzenlemeler ile alkol tüketiminin azaltılması sağlanmalıdır . Sağlık sektörü eşler arası şiddetin ikincil ve üçüncül korunmasında daha belirgin bir role sahiptir. Sağlık çalışanlarını kadına yönelik şiddet ile ilgilenmekten alıkoyan nedenlerin araştırıldığı çalışmalarda temel sorunun konu ile ilgili ön yargılar olduğu saptanmıştır. Ön yargıların çoğu kadına yönelik şiddetin kabul edilebilir, geçerli nedenleri olan, kadının hak ettiği bazı davranışları içerdiği yaklaşımıdır. Bu yaklaşım ve ön yargılardan yaygın olanları; kadına yönelik şiddetin özel yaşamı ilgilendirdiği, bir sağlık sorunu olmadığı ve bu kadınlarla uğraşmanın umutsuz bir iş olduğu gibi
 

Seth

New member
Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2018
Mesajlar
660
Tepkime puanı
666
Puanları
0
Cinsiyet
Erkek
bir bireyin nefsi müdafaa koşulları dışında diğer bireye uyguladığı şiddetin suç olduğunu herkes bilir.

ama, "kızını dövmeyen dizini döver" gibi yüz kızartıcı bir atasözüne sahip olan ve bunu sıklıkla telaffuz etmekten utanmayan bir toplumda

kötü yemek yaptığında, ağlayan bebeği susturamadığında, veya herhangi bir sebep olmaksızın skinin keyfine fenerbahçe yenildi diye mesela evde karısını döven adama polis eliyle hiç bir şey olmamış gibi, "kocandır" diyerek karısını geri teslim edilebilen bir toplumda

"erkeğim yeri geldiğinde suratıma iki tane çakmalı" diyerek ortalıklarda dolaşan kafatası boşluklarının televizyona çıkabildiği ve milyonlarca kişi tarafından izlendiği bir toplumda

"kadın"ın önce insan olduğunu hatırlatmak için belki de gerekli bir slogandır.

"insana şiddet suçtur" ve "kadına şiddet suçtur" arasındaki farkı doğuran koşullarda şekillenmiş bir toplum çünkü bu. çünkü kadına şiddet neredeyse suç gibi görülmekten çıkmış, "kadını terbiye etmek" "kadını eğitmek" "yola getirmek" için bir yöntem, hatta geleneklerimizin bir parçası haline gelmiş.

kadına şiddet, bizim toplumumuzda, üstün bir cins olan erdemli ve bilge erkeklerimizin kadını terbiye etme yoludur.
yer yer usulca aşağılayarak, yer yer döverek, yer yer bağırıp çağırarak.

kadınlar haddini bilsin diye.

bunun için: "kadına yönelik şiddet suçtur, uyandıriiiim" demek, bir hatırlatma biçimidir.

önemli not: kadının şiddetten korunmasının bir "lütufmuş" gibi görülmesine ilişkin olarak, anayasa tasarısında kadının engelliler ile birlikte "korunması gereken grup"ta addedildiğini hatırlatmak isterim.

buyrun buradan yakın.
 

Markus

New member
Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2018
Mesajlar
2,971
Tepkime puanı
659
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbuL
Cinsiyet
Erkek
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Türkiye’de kadın sığınaklarıyla ilgili verileri paylaşırken, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda sorumlu devlet kurumlarının yeterli bütçe ayırmadığını söyledi.

Mor Çatı, Birleşmiş Milletler mevzuatlarına göre Türkiye’deki kadın sığınaklarının yatak kapasitesi yüzde 54 oranında eksik kaldığını Bakanlık verileriyle destekleyerek anlattı.

Ayrıca 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre, nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelerin sığınak açma zorunluluğunu hatırlatan Mor Çatı, bu kanuna göre Türkiye’de 237 belediyenin sığınağı olması gerekirken, sadece 32 belediyenin kadın sığınağı bulunduğuna dikkat çekti.

Açıklamada, kadın sığınaklarına ayrılan bütçeyi arttırdığını söyleyen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinin 2014’te sadece yüzde 0.24’ünün, 2015’te yüzde 0.3’ünün, 2016’da yüzde 0.29’unun, 2017’de yüzde 0.29’u, 2018’de ise sadece yüzde 0.38’inin kadın sığınaklarına ayrıldığına da dikkat çekildi.

Mor Çatı, kadınların sistematik şiddetten kurtulmak üzere gittikleri sığınaklar için “konukevi” gibi isimler kullanılmasının ise kadına yönelik şiddetin ciddiyetini görünmez kıldığını ifade etti:

“Bu tür kavramlar kullanmak şiddete maruz kalan kadınların konukevlerinde geçici bir süreyle ‘misafir’ edildikten sonra aynı toplumsal koşullara gönderilerek çözülebileceği algısını da beraberinde getirir. Sığınak ise kadınların can güvenliğini sağlamak amacıyla can havliyle sığındıkları yerlerdir. Dolayısıyla bizler şiddet tehdidi altında olan kadınların geçici süreyle sığındığı bu mekanlara konukevi değil sığınak diyoruz.”
 
Üst
Alt