Seni Anlamayacaklar Çocuk Aile içinde istismar edilen çocuklar Okullarda , kurslarda, sokaklarda cinsel istismara uğrayan çocuklar Başlarına geleni kimselere anlatamayan çocuklar Çocuk yaşta zorla evlendirilen, evliliğin ne olduğunu bilmeyen çocuklar Sadece cinsellikleri değil çocuklukları, hayatları tümden istimar edilen çocuklar Kız olarak doğdukları için aşağılanan, okula gönderilmeyen çocuklar Savaşın ne olduğunu bilmeyen ve canlı bomba olmak üzere eğitilen çocuklar Kaçırılıp bir daha haber alınamayan çocuklar Eline silah verilip savaşa gönderilen çocuklar Ağır işlerde çalıştırılan çocuklar Ailesi tarafından satılan çocuklar Sokakta dilenen çocuklar Savaştan kaçarken denizlerde boğulan çocuklar Özel eğitime gereksinim duyduğu için ailenin evladından utandığı (elalem ne der?) çocuklar O ırktan, bu ırktan, şu ırktan diye ölümlerine ses çıkarılmayan çocuklar Sokaktan geçen bir kadını, savaşta ölen annesine benzetip, eteğine yapışıp sen benim annemsin, anne anne ! diye ağlayan bağıran ve dünyayı inleten çocuklar… Bazen bazı durumları anlatacak kelime bulamıyorum ve susuyorum. Kime sorasak soralım çocuk istismarı konusuda herkesin azda olsa bir bigisi vardır. Çocuk istismarı hakkında bir şey okuduğumuzda veya duyduğumuzda çoğumuz sinir küpüne bineriz. Oturduğumuz yerden ‘yazık yaa’deriz. Acırız , üzülürüz, oflarız puflarız. Sonra mı? Sonra unuturuz. Peki istismara uğrayan bir çocuk neyi unutur veya neyi unutabilir. Hayatın bir anlamı var mıdır ki onlar için. Eskisi gibi mutlu olabilirler mi , güvenirler mi insanlara, sevebilirler mi, korkusuz gezip tozabilirler mi psikolojik, sosyolojik, biyolojik olarak hayatta kaldıkları yerden devam edebilirler mi… Bilerek veya bilmeyerek yapıyoruz istismarı veya ihmali. Kimse kabullenmez , kimse çocuklara zarar vermek istemez yaa! Aslında o kafalarımızı kuma sokmayı bırakıp şöyle bir çevremizi gözlemlediğimizde, toplumun epey önemli bir kısmının ruhsal açıdan hasta olduğunu görecektik , hastalığı gün yüzüne vuranların dışında, hasta olduğunun farkında olmayan milyonlarca şizofren, bipolar, obsesif kompülsif, pedofil, nekrofil yaşıyordu toplumda. Bunları ise ancak bir cinayet , bir suç, bir istismar ortaya çıktığı zaman görebiliyorduk. İstismar kavramına değinecek olursak: İstismar; en geniş kapsamıyla bir yetişkin tarafından istemli ya da istemsiz yapılan, çocuğun sağlığını , fizyolojik, psikolojik, sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlardır(Dünya Sağlık Örgütü). Çocuk istismarı ihmal, duygusal,fiziksel ve cinsel istismar olmak üzere dört grupta sınıflandırılmaktadır. Çocuk ihmali: Çocuğun beslenme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık ve sevgi gibi temel gereksinimlerini çocuğa bakmakla yükümlü kişi veya kişiler tarafından karşılanmaması sonucu çocuğun gelişiminin en üst düzeyde gerçekleşmesinin engellenmesi olarak tanımlanmaktadır. Bir çocuğun ihmal edildiği nasıl anlaşılır Okuldan uzak kalıyorsa Yemek ve para için dilencilik yapıyor veya çalıyorsa Sürekli pis giyiniyor ve kötü kokuyorsa Vücudu aşırı derecede zayıf düşmüşse Kendi kendine zarar veriyorsa Alkol ve diğer uyuşturucuları kullanıyorsa İhmalin çocuklar üzerindeki etkisine baktığımızda Yalnızlık , güvensizlik Öğrenme güçlülüğü Davranış problemleri İletişimde başarısızlık Çocukluğunda ihmale maruz kalmış bireylerde gelecekte şu etkiler görülebilir Topluma ve kedine güven eksikliği Kendine zarar verme ve intihar eğilimi Depresyon Sosyal ilişkilerde zorluklar çekme Şiddet eğilimi Fiziki istismar: Çocuğun kaza dışı yaralanması, bir yetişkin tarafından ceza, itaate zorlama gibi amaçlarla ugulanan bazen ciddi boyutlara varan fiziki şiddeti ifade eder. Fiziki istismara en yoğun olarak 4-6 yaş arasında rastlanır ve erkekler kız çocuklarına göre daha fazla fiziki istismara maruz kalmaktadır(İnsan Hakları Derneği, 2008). Duygusal istismar: Çocuğa bakan kişilerin, çocuğun ruhsal sağlığı ve gelişimini olumsuz etkileyen davranışları ve onu sağlıklı gelişimi için gereken uygun ve destekleyici bir ortamı sağlamamasıdır(Koç,vd.,2012). Çocuğa bağırma , küfretme, tehdit etme, aşırı baskı, otorite kurma, aşağılama, bağımsızlığını engelleme gibi davranışlar duygusal istismar kapsamına girer. Duygusal istismarın izleri yaşam boyunca kendini gösterebilmektedir. Anne babası tarafından sürekli olumsuz bir şekilde eleştirilen, aşağılanan, akranlarıyla karşılaştırılan, sevgi ve ilgi ihtiyacını yeterince alamayan çocuklar pasif kişilik özelliklerine sahip, kendine güveni olmayan ve antisosyal davranışlar gösteren kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bu çocuklarda normal zihinsel kapasite olmasına rağmen, öğrenme güçlüğü ve dikkat dağınıklığı gibi sorunlar görülmektedir. Aile içi şiddetle karşılaşan çocuklarda davranış bozuklukları, gelişmede gecikme sık görülmektedir. Ayrıca bu çocukların geleceğin istismarcıları olma olasılığı daha yüksektir. Cinsel istismar: Çocuğa bir başkası tarafından uygulanan cinsel haz amacıyla yapılan her türlü eylem cinsel istismar olarak tanımlanır. Ensest, tecavüz, çocuğu pornografi ve fuhuş malzemesi yapmaktan; teşhircilik, cinselliği kışkırtan konuşmalar, cinsel ilişki ya da pornografik film seyrettirme vb. eylemler cinsel istismar yelpazesi içindedir(Koç,F.,vd 2012). Cinsel istismar durumunda çocuğun anlattıkları dikkate alınmalı ve ilgiyle dinlenmelidir. Kesinlikle çocuğun hayal kurduğu, yalan söylediği düşünülmemelidir. Çocuk azarlanmamalı, ayıplanmamalıdır. Çocuk çağı travmaları içinde çocuk istismarı, çocuğa genellikle en yakınları tarafınndan yapılıyor olması nedeniyle tanımlanması ve tedavi edilmesi en zor olan travma olarak nitelendirilmektedir. Cinsel istismar %77 oranında aile bireyleri, %11 oranda akrabala, %5 oranla çocuğun bakımından sorumlu olmayan kişiler ve %2 oranla da çocuğun bakımından sorumlu olan kişiler tarafından gerçekleşmektedir(Ovayolu ve ark., 2007). Çocuk istismarının bazı sebepleri Aile içi şiddet Mutsuz evlilikler Sosyoekonomik durumun düşük olması Üvey anne baba tutumları Alkolik baba Erken yaşta ebeveyn olma Geleneksel aile yapısında fiziksel cezanın kabülü Cinsiyet ve çocuklarda cinsel istismar Çocuklarda cinsel istismarın, cinsiyet farklılığı ile ilgili yapılan çalışmalar az olmasına rağmen, kız çocuklarda cinsel istismarın erkek çocuklara göre daha fazla görüldüğünü söyleyebiliriz(Walker ve ark., 2004). Cinsel istismara kızlar erkeklere göre üç kat fazla maruz kalmaktadırlar. Bununla birlikte, erkek çocukların cinsel istismarı kızlara oranla daha az açığa çıkarılmaktadır(Akt: Finkelhor, 1994). Cinsel istismar yapanların çoğunun erkek olduğu, düşük sosyoekonomik düzeye sahip olduğu, çocukluklarında cinsel istismara uğradıkları ve ailelerinin tek ebeveynli olduğu yapılan çalışmalarda elde edilen önemli sonuçlardır(Akt:Tardif ve ark,2005). Cinsel istismara uğramış çocuk nasıl fark edilir? Bir çok insanın istismar edilen çocuk hakkında bilmediği ve inanmak istemediği gerçeklerden biri, çoğu zaman onun sevdiği, güvendiği insanların kendisini incittiğidir. Biliyorum bu inanması zor bir durumdur fakat doğrudur. Çocuklar istimara maruz kaldıklarını ortaya çıkarmakta tereddüt ederler. Çoğu zaman ceza alacağı ya da terkedileceği korkusuyla kimseye herhangi bir şey anlatmaz ve bunu saklama eğiliminde olur. Ancak ortada fiziksel bir zarar varsa açığa çıkar. İstismarın fark edilmesi genellikle tesadüftür; çocuğun herhangi bir fiziksel yaralanma sebebi ile doktora götürülmesi, çocukta anormal davranışların görülmesi veya çocuğun hamileliği gibi(Akt: Polat, 2006). Çocukları istimardan korumak için neler yapılmalı? 2 yaşından itibaren çocuklarınızı, ortalık yerlerde soyup giydirmeyin ve vücut mahremiyeti açısından da ondan izin alarak bu işi yapın. Vücudumuzdaki özel alanlar (mayonun kapattığı yerler) anlatılmalı. Çocuğa; “Hiç kimse senin, vücudunun parçalarına bakamaz ve dokunamaz” diyerek anlatılmalı. Çocuklara kendilerinin de, başkalarının özel yerlerine bakamayacakları ve dokunamayacakları anlatılmalı. Bunun tek istisnası olarak, canımız acıdığında sorunu anlamak için anne/baba ve doktorun “izin alarak” bakması ve dokunmasının zararının olmayacağı anlatılmalı. Eğer birisi, çocuğun özel yerine bakar ya da dokunur (kendini kötü hissettirir) ise; ona aşağıdaki davranış biçimi öğretilmeli: *Söyleyebileceğin en sert ve en ciddi biçimde HAYIR de. *Oradan uzaklaş ve güvenli bir yere gitmeye çalış. *Güvendiğin bir büyüğüne anlat. *Büyükler seni dinleyip bu konuda bir şey yapana kadar da söylemeye devam et. Birinin, çocuğun özel yerlerine baktığında ya da dokunduğunda, büyüklerine gidip anlatmaması için çocuğa karşı yönlendireceği yalan, tehdit ve/veya vaat edeceği herhangi bir hediye karşısında, önceden çocuğun bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekiyor: Çocuğun; “zaten anlattıklarına kimse inanmaz, anlatırsan da seni sevmez ve istemezler” tarzında tehditlere karşı da uyarılması çok önemli. Çocuğun, her şeyi anlatabileceği ve ne anlatırsa anlatsın, ne yaparsa yapsın sevileceği, kendisine hissettirilmeli ve güven telkin edilmeli. Çocuğu kandırarak bir yere götürmek için verilebilecek hediye çikolata, şeker benzeri şeyler karşısında ise; çocuğa, yabancıdan hiç bir şey kabul etmemesi ve teklif edilen her ne ise önce anne ve/veya babadan izin alınması gerektiği öğretilmeli. Özellikle öğretmenler çocuk istismarı konusunda hizmet içi eğitimde bilgilendirilmelidirler. İstismara uğramış çocukları fark etme konusunda beceri kazandırılmalıdır. Çocuk istismarı hakkında gerek aile gerekse okul çocukları doğru bir şekilde bilgilendirilmelidir. Çocuk istismarı hakkında toplum bilgilendirilmelidir. İç dürtülerinize güvenin. Eğer çocuğunuzu birilerine bırak istemiyorsanız bırakmayın. Ummak istiyorum ki çocuklarımız, cinsel istismara uğramaz. Çünkü maalesef, cinsel istismar halinde, başvurulacak hukuki süreç, en az istismarın kendisi kadar sancılı. Çocuğun olay hakkında; karakolda, savcı önünde, mahkeme salonlarında duruşmada tekrar tekrar dinlenmesi, beden muayenesi, çocukları yaralayan, yıpratan durumlardır. ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMEŞİ Birleşmiş milletler, 20 Kasım 1989’da çocuk haklarına dair sözleşmeyi kabul etmiştir. Madde 2: Çocuk Hakları, bütün çocuklar içindir. Doğum yerleri, konuştukları dil ne olursa olsun fark etmez. Büyüklerinin inançları ya da görüşleri nedeniyle hiçbir çocuğa ayrım yapılmaz. Madde 3: Çocuklarla ilgili bütün yasa ve uygulamaları oluşturanlar, önce çocukların yararını düşünmek zorundadır. Madde 6: Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır. Madde12: Her çocuğun duygu ve düşüncelerini istediği şekilde açıklama hakkı vardır. Çocukların da başka kişilerin zarar görmemesi için gerekeni yapmaları gerekir. Madde 19: Hiç kimse, çocuklara karşı olan sorumluluklarını onlara zarar verecek şekilde kullanamaz. Devlet çocukların hiçbir zarara uğramaması için her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Madde 34: Çocukları bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilemez. Madde 35: Devlet, çocukları koruma ve çocukları kaçırıp onları satan, onları çalıştırmak isteyen kişilerle mücadele etme sorumluluğuna sahiptir. Şimdi bu maddelerin hangilerini uyguluyoruz? Aslında şöyle bir maddeleri okuduğumuzda ne kadar da güzel, doğru yapılması gerekenler, yazanların, hazırlayanların ellerine gönüllerine sağlık ama işte görülüyor ki uygulama açısından dünyaca sorun yaşıyoruz ne yazık ki. Çocuk istismarı ve ihmalinin evrensel bir sorun olduğunu görüyorum ve onların yaşamlarından, yaşananlardan hepimiz sorumluyuz. İstismarı bildirmek için Alo 183 (sosyal Destek Hattı) Alo 155 (polis) Alo 156 (jandarma) Çocuk izleme merkezleri (ÇİM) (02124041500) Lütfen istismara sessiz kalmayınız!