Gaziantep

  • Konbuyu başlatan Eqe
  • Başlangıç tarihi
E

Eqe

Guest
[FONT=&quot]Gaziantep’in Turizm Coğrafyası[/FONT][FONT=&quot]
GAZ-4-1024x448.jpg
[/FONT][FONT=&quot]Adının Nereden Geldiği[/FONT][FONT=&quot]Asıl adı Kala-i Füsus “Yüzük Kalesi”dir. Fakat Antep’in kaynaklardaki adı Ayıntap ve Aynitap olarak geçmektedir. Ayın, pınar-kaynak-suyun gözü tap ise güzel-parlak anlamındadır. Dolayısıyla da ilin suyunun bolluğundan dolayı Güzelpınar anlamına gelen Ayıntap ismi ile anılmıştır.[/FONT][FONT=&quot]Taş devrinden beri bir yerleşme bölgesi olan bu yerenin özelikle Dülük diyarı Hitit döneminde önemli bir dini merkez olmuştur. İslam orduları Yermük savaşında Bizans’ı yenince Antep’de alınmış ve bu fethin anısına Antep’in ünlü camisi Ömeriye inşa edilmiştir. (632) Gaziantep, 1270 yılında Moğollar tarafından tamamen yakılıp yıkılmıştır. Yöre, 1516 yılında Mercidabık Savaşı’ndan sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır. Canını, kanını öz evlatlarını ortaya koyarak aldığı “Gazi’ ünvanının haklı gururunu yaşayan ilimiz bu gün Türk mutfağının zengin örnekleriyle meşhurdur. ilimiz, dünyanın en güzel fıstığı olan meşhur Antep Fıstığı ve tüm dünyaya ihraç edilen baklavası ile tüm dünyaya adını duyurmuştur.[/FONT][FONT=&quot]Dünyada sadece bu ilde bulunan Kastelleri, dünyaca adı bilinen antik kent Zeugması ve dünyanın en büyük açık hava taş atölyesi Yesemek Heykel Atölyesi ile ülke turizminde de ayrı bir yere sahiptir. Fırat’ın zengin akarsu kaynaklarıyla sulanan verimli Oğuzeli (Barak Ovası) ovasının bereketli toprakları bu ilimizi Güneydoğu’nun en gelişmiş ili yapmıştır. Bölgede yabancı işgaline karşı destansı bir mücadele örneği gösteren Şahin Bey adına ilçede bir anıt yapılmıştır. Antep bölgesine ait pek çok eser Bey Mahallesi Hanifoğlu sokaktaki Etnografya müzesinde sergilenmektedir.[/FONT][FONT=&quot]Önplana Çıkan Turizm Kaynakları[/FONT][FONT=&quot]
gaziantep071.jpg
[/FONT][FONT=&quot]Belkıs (Zeugma) Antik Kenti: Nizip ilçesine 10 km ve aynı adlı köyde bulunan Zeugma şehir kalıntıları Fırat nehrinin yamaçlarında yer almaktadır. Zeugma, köprü ve geçit anlamına gelmektedir. 20 bin dönümlük arazi üzerine kurulan Belkıs M.Ö.l.yy’da bölgenin en önemli şehirlerinden biri olmuş ve adına para basılmıştır. Roma döneminde 80 bin nüfusuyla dünyanın en büyük kentlerinden olmuştur. Kentteki Akropol üzerine kader tanrıçası Thyke’nin bir tapınağı yapılmıştır. Helenistik, Roma ve Bizans dönemi kalıntılarının arasında renkli mozaikler birer sanat şaheseridir. Fakat bu tarihi zenginliğin ne yazık ki bir bölümü Fırat üzerinde kurulan Birecik Baraj sularının altında kalmaktan kurtarılamamıştır. Buradan kurtarılabilen eserler Gaziantep Müzesinin Bel-kıs salonunda sergilenmektedir.[/FONT][FONT=&quot]Yesemek Açık hava Müzesi: İslahiye ilçesi Yesemek köyü yamaçlarında Kurt dağının uzantısı ve Karetepe Sırtı mevkiinde bulunan bu alan, ilçeye 33 km Antep’e 113 km mesafededir. Kaynaklara Heykel Atölyesi olarak geçen bu mekan 1890 yılında keşfedilmiştir. 300’den fazla yontu ve heykel taşın gün yüzüne çıkarıldığı bu atölye M.Ö. 1375-1335 yılları arasında Hitit Kralı I.Şuppiluliuma tarafından yaptırılmış ve işletmeye açıldığı yıllarda yörenin yerli halkı Hur’lar çalıştırılmıştır. Hititlerden sonra bölgeye hakim olan uygarlıkların kültürlerini yansıtan heykellerin de bulunduğu atölye M.Ö.8.yy’da Asurluların yöreyi ele geçirmesinden sonra işlevini kaybetmiş ve 1890 yılına kadar susmuştur. Yontular arasında sfenksler, aslanlar, tanrılar ve çeşitli şekiller yer almaktadır. Dünyada bir benzeri daha olmayan bu zengin kültür mirası bir heykel okulu niteliğindedir.[/FONT][FONT=&quot]Kargamış: İstanbul-Bağdat demiryolunun kesiştiği Fırat nehrinin batısında bulunan bu antik şehir Mezopotamya-Mısır ve Anadolu ticaret yollarının kuşağında bulunması nedeni ile ilk çağlardan beri bir kültür ve sanat şehri olarak kalmıştır. “Gılgamış Destaru”bu şehir üzerinde tasvir edilmiştir. Harabelerinin büyük kısmı Suriye tarafında kalan kentte yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bulgular dünyanın değişik müzelerine kaçırılmıştır. Sınır teşkil etmesi nedeni ile hak ettiği ölçüde turizmde değerlendirilememektedir.[/FONT][FONT=&quot]Rum Kale: Yavuzeli ilçesine 25 km Kasaba köyü sınırları içerisinde Fırat ile Merziman çayının birleştiği sahilde yüksek kayalıklar üzerine kurulmuş bir Geç Hitit kalesidir. Antik dönemdeki adı Hromgla olan kale, Hıristiyanlığın yayılma dönemlerinde Roman devletinin zulmünden kaçan Hz. İsa’nın havarilerinden Johannes (Yohenna) burayı mekan tutmuş ve incilin sayfalarını burada çoğaltmıştır. Konumu, ihtişamı kutsallığı bakımından ayrı bir öneme sahip olan kalenin bu gün duvarları yansına kadar toprağa gömülüdür. 8 burcu ve 51 kulesi ile bölge kalelerinin en ihtişamlı ve büyüğü olan bu görkemli eserin, mutlaka görülmesi gereken turizm kaynakları arasınadır.[/FONT][FONT=&quot]Kasteller: Dünyada Gaziantep’ten başka bir yerde örneği görülmeyen ve Kastel diye bilinen yer altı su tesisleri günümüze kadar varlıklarını devam ettirmiş bir ata yadigardır. Su mimarisinin eşsiz örneklerini oluşturan kasteller yeraltından insan eli kayalara oyulmuş ve buralardan şehir çeşmelerine içme suyu olarak akarken evlerin altından geçirilerek hem evin içinin serinlemesi sağlanmış hem de oluşturulan ayrı, ayrı havuzcuklar çamaşır, bulaşık yıkama ve etrafında oturarak serinleme yeri olarak kullanılan eşsiz bir buluş olmuştur. Yeraltı kanalları ile gelen bu su kanallarına 10 ila 40 basamakla inilebilmektedir. Kanalların yeraltında olması bu eşsiz değerleri sanat tarihi terminolojisinde yer almaktan uzak tutmuştur.[/FONT][FONT=&quot]Ökkeşiye Türbesi: Bölgede en çok ziyaretçi çeken yerlerin başında gelir. Adana-Gaziantep yolu üzerinde Nurdağı eteklerinde yeşilliklerle çevrili bir tepe içerisinde, Antep ve çevre illerde binlerce insana isim kaynağı olan bu türbede Sahabilerden Hökkeş Hz’leri yatmaktadır. Antep’in fethi sırasında şehit olan 5 sahabiden biri olan Hökkeş, daha çok çocuklarının erkek olmasını arzu eden çiftler tarafından ziyaret edilir ve ziyaretten sonra doğan er-kek çocuklara da genellikle Ökkeş ismi verilmektedir. Ayrıca Hz. Ömer zamanında buralara kadar gelip Antep’in fethi sırasında şehit düşen Said İbn-i Ebu Vakkas, Karaçomak, Pir Sefa ve Davud-u Ejder adlı 4 büyük manevi şahsiyetin daha türbesi ilimiz sınırları içersindedir.[/FONT][FONT=&quot]Diğer Turizm Kaynakları[/FONT][FONT=&quot]Tarihi Eserler[/FONT][FONT=&quot]Gaziantep Kalesi: Ülkemizdeki nadide kalelerden biri olan bu heybetli eserin surları Bizans İmp. (M.S.6.yy) Jüstinyanus tarafından yaptırılmıştır. 1200 mt çevre uzunluğu 36 burcu ile aynı zamanda bir yerleşim yeri olmuştur. Çevresi 30 mt genişliğinde 10 mt derinliğinde bir savunma hendeği ile çevrilen kaleye girişler köprüler ile sağlanmıştır. Bu gün çevre düzenlemesi yapılarak yeniden turizme kazandırılmıştır.[/FONT][FONT=&quot]Ömeriye Camii (Ömeryn): Düğmeci Mahallesindeki cami Antep’in en eski camisidir. İslam ordularının Antep’i fetihlerinin ve Antep halkının islamiyeti kabul etmelerinin anısına Hz. Ömer zamanında yapılmış ve 1210 yılında tamir edilmiştir. Cami minaresinin bedenlerinde Antep savunmasındaki dehşetli günlerden kalma mermi ve şarapnel parçalarının izini görmek mümkündür.[/FONT][FONT=&quot]Boyacı Camii Hamdi Kutlar caddesinde olup 1357 yılında tamir görmüş oldukça tarihi bir camididir. Mimberi alttan kızaklı ve duvardaki özel bölmesine girip çıkabilmektedir. Antep’in en büyük camilerinden biri olan caminin içerisindeki ahşap işçiliği dikkati çekmektedir.[/FONT][FONT=&quot]Şeyh Fethullah Külliyesi: Şeyh cami olarak da bilinen bu cami Kepenek Mahallesinde olup Hz. Ebu Bekir’in soyundan gelen Fethullah tarafından yaptırılmıştır. İlk yapıldığı halini muhafaza eden ve bir benzeri daha bulunmayan bu kutsal mabedin içerisinde Antep savunmasında şehit olan Karayılan'(Molla Mehmet)ın mezarı vardır. Caminin güneyinde ise Şeyh Fethullah’ın üstü açık mezarı vardır. Caminin mimari özelliğinde Selçuklu tarzı hakimdir.[/FONT][FONT=&quot]İhsan Bey (Esenbek) Camii Şehitler Caddesi üzerinde ve ne zaman yapıldığı belli olmayan caminin güney bahçesinde Antep savunmasında şehit olan bir grup mücahidin mezarı vardır. Caminin altındaki kastele 25 basamaklı bir merdivenle inilir.[/FONT][FONT=&quot]Ahmet Çelebi Camii Ulucanlar Mahallesinde olup medrese, cami ve kastelden oluşan bu külliye de Peygamber soyundan Şeyh Ramazan Efendi tarafından yaptırılmıştır. Medrese 1672’de Ahmet Çelebi tarafından sonra-dan ilave edilmiştir. Caminin 44 basamakla inilebilen bir kasteli vardır.[/FONT][FONT=&quot]Kurtuluş Camii: Tepe Mahallesinde olup Antep’in büyük camilerinden biridir. 1892’de kilise olarak yapılmış ve sonradan camiye çevrilmiş ihtişamlı bir yapıdır. Bunların dışında Hacı Nasır, Handan Bey, Eyüpoğlu, Alaybey, Şirvani, ve Tahtalı camileri Selçuklu ve Osmanlı yadigarı olarak günümüzde asıllarını muhafaza etmektedirler.[/FONT][FONT=&quot]Yuşa Peygamber ve Pir Sefa Türbesi: İsrailoğullarından ve Hz. Musa’nın yeğeni olan Yuşa Peygamber İsrailoğullarını göçebelikten kurtarıp Kenan denilen topraklar üzerinde yerleşik hayata geçirmiştir. Boyacı Mahallesi Pir Sefa mevkii denilen yerde tek katlı binanın iki odasından birinde yatmaktadır. Diğer odada ise Sahabilerden Pir Sefa yatmaktadır.[/FONT][FONT=&quot]Davut Ejder (Dülükbaba) Türbesi: Adana yolu üzerinde Dülük Baba adıyla anılan tepe üzerinde bulunan Davut Ejder türbesi daha çok evlenme çağındaki gençlerce ziyaret edilmektedir.[/FONT][FONT=&quot]Kendirli Kilisesi Şahinbey ilçesi Atatürk bulvarı üzerinde bulunan kili-senin 100 yıl önce Katoliklerce yapıldığı sanılmaktadır.[/FONT][FONT=&quot]Fevkani (Nizip) Kilisesi Nizip Şıhlar Mahallesinde Bizans dönemi yapısı olup bir süre han olarak kullanılnuş şimdi ise değişik amaçlarla kullanılmaktadır.[/FONT][FONT=&quot]Medreseler Geçmişte çevresinde 20 den fazla medrese bulunan Antep’ de bu gün ayakta kalabilenler şunlardır. Çukur Mahallesinde Mihaliye, Kozanlı’da Kozanlı ve Hasan Ağa ve Torlay-ı Cedit’de Osmaniye medreseleridir.[/FONT][FONT=&quot]Hamamlar ilde sağlam kalabilen hamamlar; Şeyh Fetullah, Tuğla, Paşa, Kervanbey, İki kapılı, Tabak, Eskihamam ve Pazar hamamlarıdır.[/FONT][FONT=&quot]Bedestenler Bu gün halen fonksiyonlarını devem ettiren önemli bedestenler, Hüseyin Paşa ve ona bitişik olan ve 18.yy’da yapılmış Zincirli (Karabasamak) bedestenleridir.[/FONT][FONT=&quot]Hanlar: Bir sanat ve ticaret merkezi olan Gaziantep’de seyyahlara hizmet eden pek çok han inşa edilmiştir. Sayıları 30’dan fazla olan bu hanlardan günümüze sağlam kalabilenler; Y.Sultan Selim zamanında yapılan Menzil Han, Şire, Tuz, Tütün, Lal Mustafa Paşa (Hışva), Mecidiye, Emir Ali, Anadolu, Belediye, Kirkej, Elbeyli, Hacı Ömer ve Anadolu hanlarıdır.[/FONT][FONT=&quot]Anıt Mezarlar Araban ilçesi Hisar köyünde M.S.2.yy’da yapılan Hisar Anıt, Elif köyünde Elif Anıt, Araban ilçesi Hasanoğlu köyünde yine aynı tarihlerde yapılan Hasanoğlu Anıt mezarları günümüze kadar gelebilmiştir.[/FONT][FONT=&quot]Tarihi Yerleşim Yerleri[/FONT][FONT=&quot]Dülük (Doliche) Antik Kenti: Gaziantep’in 12 km kuzeyinde Dülük köyü yakınlarında bulunan kent Bizanslılarca “Telukh” olarak adlandırılmıştır. Hititlerden Roma dönemine kadar dini bir merkez olan kent din adamlarının merkezi niteliği taşımıştır. Yazılı kaynaklara göre burada Hititlerin Baol Tapınağı bulunuyordu. Kent aynı zamanda Anadolu’nun en eski topluluklarının kültürlerini yansıtan merkezlerden biridir. Bu antik kent, yontma taş devrine ait aletler, mağaralar, sığınaklar ve kaya mezarları ile zengin bir turizm kaynağı oluşturmaktadır.[/FONT][FONT=&quot]Tilmen Höyük Islahiye ilçesinin 10 km doğusunda olup 24 mt lik yüksekliği ile bölgenin en büyük höyüğü durumundadır. Çevresinde tespit edilen 50 den fazla höyük arasında en önemli yerleşim merkezlerinden bir olduğu tespit edilen Tilmen M.Ö.3000 yıllarında büyük bir şehir konumunda olmuştur. Kale ve surlarla çevrili yerleşim yerinde çok sayıda eser ortaya çıkarılmıştır.[/FONT][FONT=&quot]Zincirli Höyük Nurdağı ilçesi 10 km kuzeyde Islahiye-Fevzipaşa bucağı Zincirli köyündedir. Tunç devrinden beri bir yerleşim yeri olduğu anlaşılan şehrin çevresi dünyada bir benzerine daha rastlanmayan daire biçimli çift duyarlı güçlü bir surla çevrilmiştir. Hitit döneminde bir Krallık olan kentte yapılan kazılarda tapınak ve saraya ait taş kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. SakçagözüGaziantep-Adana yolu 50.km’sinde Geç Hitit dönemine ait önemli bir merkezdir. Bu dönemlere ait çok sayıdaki eser İstanbul ve Ankara müzelerinde sergilenmektedir. Bu kent yediden yetmişe halkın dilinde Hz. Ali ile ilgili anlatılan Kesikbaş Efsanesi Sakçagözü bölgesinin kuzeydoğusundaki mezarlıkta geçmiştir.[/FONT][FONT=&quot]Doğal Çekim Merkezleri[/FONT][FONT=&quot]Safdağı Yaylası İl merkezine 32 km mesafedeki bu yayla sahip olduğu özelliklerle ülkemizdeki diğer yaylalardan farklıdır. Rüzgarın, suyun, kuşun, kuzunun sesini aynı anda duyabileceğimiz yayladaki Kepekçi tepesi oksijen yönünden akıllara durgunluk verecek boyuttadır. Ocak ayında bile bol oksijeni nedeni ile insanların terlediği tespit edilmiştir. Yayla 267 tür bitkinin yetiştiği ender bir mekandır. 20 den fazla kireçsiz su kaynağı ve bol oksijeni nedeni ile trekking için ideal bir turizm köşesidir.[/FONT][FONT=&quot]Hızır Yaylası Islahiye ilçesi Altınüzüm beldesinin 20 km batısında Tandır köyü Amanos dağları üzerindedir. 1500 mt yükseklikteki yayla sahip olduğu panoramik görüntüsü ve tatlı su kaynaklan ile dinlenmek için bulunmaz bir köşedir. Mesire Yerleri: Ülkemizin en büyük koruluklarından birine sahip ilin kuzeyindeki Dülükbaba, Oğuzeli ilçesinde soğuk suları ile meşhur Karpuzatan, ilin 10 km batısında Burç Ormanları, Burç Gölü ve Büyükşahin Bey kasabası (Körkün) mesire yerleri bölge insanlarının ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Ayrıca Eğil Berkam köyünde Ashab-ı Kehf Mağarası, Ergani Hilan Mağaraları ve içerisindeki kabartma resimler görülmeye değer özellikler taşır.[/FONT]
 
Üst
Alt