
1: Müteşekkir

Dilimize Arapçadan geçmiş olan müteşekkir kelimesi, teşekkür kelimesinden türetilmiştir. Şükran, memnuniyet ve minnet anlamları içerir. Müteşekkir kelimesinde karşılıksız yapılan bir iyilik için duyulan minnettarlık ifade edilir. Kelimeyi şöyle bir cümle içinde kullanarak daha iyi anlamaya çalışalım;
“İş bulmam konusunda bana yardım ettiğiniz için, size öyle müteşekkirim ki anlatamam.”
2: Namütenahi

Sıfat özelliğinde olan kelimemiz Farsça “na”, Arapça “mütenahi” köklerinden türetilmiştir. Anlam olarak, sonsuz, ucu bucağı ve nihayeti olmayan demektir. Aslında Arapça olan mütenahi sonlu anlamına gelir. Başına gelen -na eki ile bu kelime olumsuzlaştırılmış yani sonu olmayan anlamı kazandırılmıştır. Sevgili Sait Faik Abasıyanık namütenahi kelimesini bir dizesinde şu şekilde kullanmıştır.
“Öğleye yakın bu sis dağılınca gökyüzü namütenahi açılıyordu.”
3: Zevahir

Yine Arapça kökenli bir kelime var sırada. Zahir kelimesinden türetilen zevahir, dış görünüm anlamına gelir. Bir kişinin veya bir eşyanın dışarıdan görünen dış yüzü demektir. Günümüzde ise sıklıkla “zevahiri kurtarmak” şeklinde kullanılır. Yani bir kişinin karizmasını düzeltmesi veya yapılan bir işte alelacele durumu toparlamak olarak kullanılır. Kelimemiz, ses sanatçısı Seden Gürel’in yıllar önce söylediği bir şarkıda şu şekilde geçiyor;
“Çalkala hadi adamım
Devrine, durumuna göre çalkala
Hadi kitabına uyduralım
Hadi aleme karşı zevahiri topla”
4: Ehvenişer

Arapça kökenli olan kelime, kötülerin arasında daha iyisi anlamı içerir. Günümüzde bu kelimeyi kötünün iyisi ifadesiyle kullanırız. Kötü şeyler arasında seçim yapıldığında, daha az kötü olanlar için ehvenişer kelimesi kullanılır. Yani iki kötü arasında daha hafif olanıdır. Bu kelimeyi ilk kez, Türkiye’nin ilk kadın romancılarından biri olan Halide Edip Adıvar, Birinci Dünya Savaşı sonlarında şu cümle içerisinde kullanmıştır:
“Bütün eski ve yeni Türkiye hudutlarına şamil olmak üzere, muvakkat (geçici) bir Amerikan mandasını ehven-i şer olarak görüyoruz.”
5: Zeyrek

Uyanık, akıllı, güçlü hafızalı, anlayışlı ve zeki anlamına gelen zeyrek kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir. Halk arasında işinin ehli, eli uz ve usta gibi anlamlarda kullanılan zeyrek kelimesi bir de keten tohumu anlamında kullanılır. Erkek ismi olarak da kullanılan zeyrek kelimesini bir cümle içinde kullanarak anlamı kuvvetlendirelim.
“Sınıftaki esmer, uzun boylu çocuk her soruya verdiği kusursuz cevaplarla ne kadar zeyrek biri olduğunu gösteriyor.”
6: Meyus

Üzgün, ümitsiz, karamsar ve kederli gibi anlamları olan kelimenin kökeni Arapçaya aittir. Ümitsizlik anlamındaki “yeis” kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Daha çok olaylar karşısında düşülen bıkkınlık, yorgunluk hali ve karamsarlığı ifade eder. Meyus kelimesini şöyle bir cümle içinde kullanacak olursak;
“KPSS’de aldığı puanla bu yıl da atanamayınca, yeni dönem için yazıldığı dershaneye meyus bir şekilde gitti.”
7: Girift

Farsça kökenli olan kelimemiz genel olarak karışık anlamına gelir. Eş anlamlısı girişik olan girift kelimesi; iç içe girmiş, karmaşık, birbirine dolaşmış ve çapraşık gibi anlamlar içerir. Farsçadan gelen kelime aynı zamanda neye benzeyen, üflemeli bir çalgı türü için de kullanılır. Bu müzik aletini çalan kişiye ise giriftzen adı verilir. Girift kelimesini basit bir cümle için şu şekilde kullanabiliriz;
“Öğrenci sınav kağıdını öyle girift bir şekilde yazmış ki, ne okuyabildim ne de anlayabildim.”