Bir Kadın Bir Erkek

M

Muzik

Guest
Bir erkeği sevmekle değişir bir kadının tüm dünyası..


14982137190.97376300.jpg


Hadi biraz itiraf oyunu oynayalım…
Evet çok sevdiniz, aşık oldunuz; hatta bir de üstüne ayrıldınız. Arkasından kimselere laf söyletmez olduğunuz anlarda bile sizi bırakıp gidişine, bir şeyleri yürütemeyişine küfürler savurdunuz içinizden, sessizce. Ya da yeri geldi o adamın savurduğu küfürlerin başrolü oldunuz.
Hayat bu kadar karmaşık olmasa gerek ya da ne bileyim ben karmaşık olmasın istiyorum.
Şimdi tüm bu detayları boş verip onu tanıdığımız ana dönüp kendimizi keşfedelim istiyorum sadece. Zira, sanırım buna en çok benim ihtiyacım var ve sizi de alet edeyim istiyorum. Hadi bi gayret, silkinin bakalım.
14982139980.11422600.jpg

Ben onu tanıdım değişti dünyam
Peki neden değişti? Ondan öncesi diye bir şey kalmıyor çok değil bir yıl sonra. Hatta bazılarına bir hafta yetiyor, bunu hiç fark ettiniz mi?
Şöyle ki, bir yandan iyi ki de kalmıyor. Yani çok seviyorduysak o hayatımızı, değiştirmezdik herhalde diyorum. Değiştirmezdik di mi?
Değiştirmezdik, değiştirmezdik.
Değiştirir miydik?
Aman Allah'ım, bu ne büyük girdap…
Tamam hadi ben itiraf ediyorum, ama siz de edeceksiniz. Ne bileyim işte, ondan öncesine ihtiyaç duymadım hiç. Duysaydım aşk demeye dilim varmazdı diye düşünüyorum. Peki bir sabah böyle uyanışımızın sebebi ne? Hormonlar mı? Bunun altından da hormonlar çıkarsa, bileklerimi kesebilirim artık sanırım :)
Şaka bir yana, ben yazmak için deliren bir insan olarak zaten her şeyi sorguluyorum. Ama bunu sorgulayan tek kadın olmadığımı bildiğimden size de ihtiyaç duyuyorum.
14982137800.04737700.jpg

Ya sonra…
Evet ya sonra? Prens bir günde hayatını değiştirdiği dünyalar güzeli prensesini ömürlük sevdiğine bunca hormon sirkülasyonunda her gün yeniden nasıl inandıracak? Böyle sorunca da acıdım şimdi, zor şu prensin de işi.
Yani tamam bu prens de insan ya hu! O da sıkıldığında demek ki ayrılık oluyor bu işin sonu. Milyarlarca ihtimal varken dönüp sarılmak için, insanoğlu kaçmayı seçiyor işte.
Sonra?
Sonrasını biliyorsunuz canım, masal başa dönüyor işte. Canımız yanıyor. Onun kafasını koparıp, gözünü patlatmak, beynini akıtmak filan istiyoruz. Canımız acıyor, çok acıyor. Sonra da bir erkekten yola çıkıp tüm dünyadan nefret ediyoruz.
Bencil olmayayım tabi, aynı durum erkekler için de geçerli.
14982139220.11515900.jpg

Kalbi hassas kadın ırkı
Bizi bu düzene toplumun taşıdığını düşünüyorum ben. Erkek güçlü, kadın hassas; erkek ağlamaz, kadın metroda otobüste salya sümük… Derken dengeler bir şekilde oturmuş işte. Erkek de bastırmak zorunda olduğu tüm duyguları kadının dibine kadar yaşamasından rahatsız oluyor demek ki. İstemiyor bunca duygu yükünü çekmek.
Fikir yürütüyorum işte, siz ne dersiniz?
Bir orta yolu bulmak için bu duygusallıkla da kadın çırpınıyor sanki. Ya da erkeğin artık duygularını belli etmeyi tercih etmesi gerekiyor. Yoksa hiçbir kadın müneccim değil şu hayatta.
14982139480.83059100.jpg

İletişim şart
Belki de bütün sorun burada. Hani sürekli dönüyor ya karikatürler; kadınlar en çok çenelerini, erkekler de beyinlerini kullanıyormuş.
Sabahtan beri bu fikre keşke doğru olsa diyorum. Tamam, kadınların konuşmayı çok sevdiğini kabul ediyorum.
Peki soruyorum, erkek bu kadar düşünüyor ve o düşünceyi nasıl anlamamız gerekiyor; işte uçtu gitti şimdi, hepsi evrende.
Şimdi ne olacak? Kadın boşlukta dolaşan sözcüklerden erkeğin cümlelerini mi tamamlayacak? Konuşmadan, paylaşmadan, ne hissettiğini bilmeden ölüp gidecek miyiz yani?
Benim başıma gelmez ki dediğimiz ne varsa yaşayıp, ölüp gidecek miyiz?
Allah'ım benim düşünmekten bıkmayacak beynim ve sevgi dolu kalbim bu kadarını taşıyamaz. Sen hepimizin adına gör yazdıklarımı ve yazamadıklarımı…
Ağlıyoruz işte, gözlerimizden belli…
Damla Karakuş

 
Üst
Alt