Aşk Ne Değildir ??

BesiktasCarsi

New member
Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2018
Mesajlar
312
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Yaş
38
Cinsiyet
Erkek
Ask hayatin tekdüzeligine,bütün siradanligina en soylu baskaldiridir.Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakismaz.Ve elbetteAski suçlamak,yargilamak,karalamak inkar etmek de asla yakisik almaz''aşık olmak insanın bilincini iradesini ve yargılama yetisini askıya alır kişinin.Gerçek aşkın ve sevginin derinliğini kavramak herşeyden önce kendimizi bilmekden tanımakdan geçer. Sorularla varmamız lazım bu tanıma sürecine.İnsan nedir?sorusuna yada ,Yaşamın amacı nedir ?gibi sorulara ne kadar yanıt bulabiliriz ?Yoksa canlı kalmakiçin mi yaşıyoruz ?Gerçek aşkı ve sevgiyi bilmek anlatmak,kendimizi tanımakla eş değerdir.Kendimizi tanımak ise bir iki belirgin huyumuzu saymakla hiç alakası olmayan yada belirgin baskın öne çıkmış (Sosyal,Melankolik,Dışa dönük) özelliklerimizden ibaret değildir. Derinlemesine algılama ve bakışla tanımlanabilecek bir durumdur.Kendini tanımak ve bilmek aşkın karşılığını bilmekdir.İşde ozaman bir diğer parçamızı buluruz.Buda demekdir ki,herhangi bir sevdiğimiz insan,yada hoşlandığımız insan bir parçamızıdır diyemezyiz.Neden?dersek eger,çünkü karakteristik özelliğimiz'de yada beğenilerimiz veya kişiliğimiz'de baskın olan öne çıkan kriterlerimiz,arzularımız aklımızda karşıdaki kişiyi algılama da ilk izlenimi oluşturur ve bunun etkisi altına alır bizi.Hislerden dolayı karşı cinse bir yönelmenin içine gireriz,örneğin:Çok güzel alımlı bir bayan yada yakışıklı bir bay genellikle her iki cins tarafından etkilenebilecek bir görüntüdür,bizim için estetik anlamda güzel sempatik olan ve kalbimizde güzel bir yere koyduğumuz kişi özelde aslında bir çok yönünü bilmediğimiz biridir,yani Aysberg gibi buzdağının görünen küçük bir yüzüdür.Yada görünmeyen asıl olan gerçek en büyük yüzü nerdedir ? Denizin altındadır.Yada bunu tersi olarakda düşünebiliriz.Size kendisini begendirmek isteyen birisi,genel anlamda kabul gören beğenilen albenilerini ve artılarını kullanarak yaklaşım içerisine girer.Bu başlangıç noktasında diğer görünmeyen yönler artık perdelenmiş ve bizde ilk izlenimin etkisi altında kalmışızdır artık.Çünkü size verilmek istenen bir mesaj ve amaç doğrultusunda alınmak istenen bir mesaj vardır.Kendinisini Aşka ve Sevgiye vermiş gerçek olanı arayan kişiler,tanıma anlama kavrama süresini daha sağlıklı acele etmeden yaşamaya çalışırlar.Bunun faydası;örtüşüp örtüşmediğini anlamak,her anlamda karşılıklı uyumla Aşkın Mükemmelliğini ortaya koymakla beraber sevginin ve Aşkın gerçek ruhunu ortaya çıkarmakdır amaç.İnsan oğlu sahip olmadığı özellikleri aradığını bunlara sahip olsa arayacak hiç bir şeyi kalmayacağını ve kendinde olmayanı özelliklede olmadığı için sever,yani karşınızdaki kişinin sizdeki özellikleri kendisinde olmadığı için seversiniz.İnsanoğlu kendisini tam hissetmesi için önemli gördüğü özelliklerin peşinde koşar,çünkü kendini donatmak ve zenginleştirmek ister.Düz sıradan alışıla gelmiş hayatı klasik yaşayan ideali olmayan,birisi onun gerçek ruhunu çıkaramayacağından alternatifi olmadığı sürece yaklaşmaz ona.Eger bu aradıklarını bulamıyorsa da kendini ve ''İdeallerini Küçültür'', farkında olarak yada olmayarak yalnız kalmamak için bunu yapmak zorundadır.

Çünkü sevmek ve sevilmek Temel bir İhtiyaçdır.Sağlıklı tanıma süreciyle gerçekleşen sevgiler herzaman daha uzun ömürlü ve gerçekde uzun sürenlerdir.Tanrı evreni yaratırken insan ruhlarının kendi kendilerine hayran olarak Dünyada yaşamak üzere topluluklara bölündüğü anlatılır.Her ruh sanki yarısını kaybetmiş gibi birşeyler kaybettiğini,yani bir zamanlar kendi parçası olanı ve artık bulamadığını bulma ihtiyacındandır.''Aşk kaybedilmiş birliğin aranması,zıtlık ve benzerliğin uyumundan başka birşey değildir''.İki türlü aşkın olduğu bilinir.Platonik AŞK ve Tinsel AŞK.Ruhu bir zamnlar aradığını bulmaya yiten birincisidir,ikincisi ise zevkden cinsel tatminden iç güdülerinden,amaca ulaşmak için her yolu mübah kılan kazanmak,elde etmek için maske yüzlü bir açlıkdan başka bir şey değildir.Platon'un da dediği gibi aşk bilgelikdir.Aşk Enerjidir, Aşk benzerlikdir.Aşkın cansızlarda bile yaşam olduğunu söylemişdir.

Yine Platona göre Aşk Güzel ,Adil ,İyi ve Gerçeğe eşitdir.Başka türlüsünü yapamadığından peşinde koşar.Başka birisinde bizden eksilen ruhu yani bizim için İyi ,Güzel, Gerçek ,Adil olan herşeyi hayata geçiren birisini bulmak içindir bu Arayış ve Aranmak Sürecidir aynı zamanda.

Kaç kişi yada kaç çift ne kadar hayatının insanı gerçekde bulabiliyor ? kim bilir,çok çabuk yaşıyor ve hızlı tüketiyoruz,ilişikiler saman alevi bendenlere sıçrıyor ve sonra iyice Tanımadan,Tanınmadan anlık yada belli bir dönemin heyecanı yada boşluğuyla Evlilikler oluyor.Oysa gerçekler ise hep peşimizdedir.Elbet bir gün çıkacağını göz önüne alındığında başlıyor Gerçek Yüzler,dökülmeye başlıyor ilişikiler ve kavgalar ayrılıklarla son buluyor.Cesareti olanlar ayrılıyor ,olmayanlarda Aile, Sosoyal Çevre yada Çoçukları için ''Zindanına Zindan ekliyor''.Bu gün artık Türkiyede ve Dünyamızda sayısızca boşanmalar yaşanıyor.Nedeni ''Doğru Olduğu Sanılan Yanlış Başlangıçlar''.Anlık heyecanlar kişilerin karşılarındakini kaybedeceği korkusuyla,gerçeklerini saklamarı kendilerini beğendirme ve elde etme arzuları.Çünkü kendi beğendiklerini kendileri gibi yapmak ve kendilerine dönüştürmek istemeleri.Birnevi Egolarını tatmin etme arzusu.

Günümüzda artık insanlar Aşk'larında elele tutuşmanın heyecanından bile uzaklaşmışlarken,Hayatın Sihrini ve anlamını'da yaşadıkları hayat sanıyorlar ve bunada kendilerini inandırıyorlar. Bu gün böyle olmasının en etkili sebeblerinden biride ''Cinsel Devrimdir''.Çünkü insanların içini boşaltmışdır ve sonuçları bir facia olmuşdur.''Bugün seni seviyorum ama yarın kim bilir kimi.''Benim İçin Herşeyden Önemlisin''yada belli bir zaman sonra''Hiç Bir Değerin Yok ,''sen koşullarımın gereğisin üzgünüm sevdim sanmışdım''.Oysaki Aşk'ın BUGÜN,YARIN ve YAŞAM BOYUNCA sürecek bir Aşk olması gerekmezmi.Yani insanın bir diğer yarısıyla yaşlanmasının hiç bir önemi yokdur,çünkü bedenler ölür ama Aşk Asla Ölmez.
Öyleki Alevi Bektaşi inancında kutsal sayılan Turnalar bile
Mutluluğun,Sevginin ,Vefanın ,Onurun ,Özgürlüğün,Bilgeliğin simgesidir.Japonyadan bir çok ülkeye kadar Halk Kültüründe en kutsal sayılan Güvercin ve Turna gösterilir.Turnaların bu simgesel özelliğinin dışında Turnalar tek eşlidir ve yüzyıla kadar yaşadıkları anlatılan Turnalar,eğer eşleri ölürse bir daha asla eşlezmezler.Bu sevgide sonsuzlukdur,eğer bir avcı Turnalardan birini vurursa geride kalan eşlerden diğeri olan Turna yaşamaya devam edemez ve Ölümü seçer ve kendini suya bırakır.
Buaraya kadar yazdıklarımızda şu çıkıyorki AŞK aynı zamanda kendini ve derinliğini tanımakdır

''Ask hayatin tekdüzeligine,bütün siradanligina en soylu baskaldiridir.Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakismaz.Ve elbetteAski suçlamak,yargilamak,karalamak inkar etmek de asla yakisik almaz''aşık olmak insanın bilincini iradesini ve yargılama yetisini askıya alır kişinin.Gerçek aşkın ve sevginin derinliğini kavramak herşeyden önce kendimizi bilmekden tanımakdan geçer. Sorularla varmamız lazım bu tanıma sürecine.İnsan nedir?sorusuna yada ,Yaşamın amacı nedir ?gibi sorulara ne kadar yanıt bulabiliriz ?Yoksa canlı kalmakiçin mi yaşıyoruz ?Gerçek aşkı ve sevgiyi bilmek anlatmak,kendimizi tanımakla eş değerdir.Kendimizi tanımak ise bir iki belirgin huyumuzu saymakla hiç alakası olmayan yada belirgin baskın öne çıkmış (Sosyal,Melankolik,Dışa dönük) özelliklerimizden ibaret değildir. Derinlemesine algılama ve bakışla tanımlanabilecek bir durumdur.Kendini tanımak ve bilmek aşkın karşılığını bilmekdir.İşde ozaman bir diğer parçamızı buluruz.Buda demekdir ki,herhangi bir sevdiğimiz insan,yada hoşlandığımız insan bir parçamızıdır diyemezyiz.Neden?dersek eger,çünkü karakteristik özelliğimiz'de yada beğenilerimiz veya kişiliğimiz'de baskın olan öne çıkan kriterlerimiz,arzularımız aklımızda karşıdaki kişiyi algılama da ilk izlenimi oluşturur ve bunun etkisi altına alır bizi.Hislerden dolayı karşı cinse bir yönelmenin içine gireriz,örneğin:Çok güzel alımlı bir bayan yada yakışıklı bir bay genellikle her iki cins tarafından etkilenebilecek bir görüntüdür,bizim için estetik anlamda güzel sempatik olan ve kalbimizde güzel bir yere koyduğumuz kişi özelde aslında bir çok yönünü bilmediğimiz biridir,yani Aysberg gibi buzdağının görünen küçük bir yüzüdür.Yada görünmeyen asıl olan gerçek en büyük yüzü nerdedir ? Denizin altındadır.Yada bunu tersi olarakda düşünebiliriz.Size kendisini begendirmek isteyen birisi,genel anlamda kabul gören beğenilen albenilerini ve artılarını kullanarak yaklaşım içerisine girer.Bu başlangıç noktasında diğer görünmeyen yönler artık perdelenmiş ve bizde ilk izlenimin etkisi altında kalmışızdır artık.Çünkü size verilmek istenen bir mesaj ve amaç doğrultusunda alınmak istenen bir mesaj vardır.Kendinisini Aşka ve Sevgiye vermiş gerçek olanı arayan kişiler,tanıma anlama kavrama süresini daha sağlıklı acele etmeden yaşamaya çalışırlar.Bunun faydası;örtüşüp örtüşmediğini anlamak,her anlamda karşılıklı uyumla Aşkın Mükemmelliğini ortaya koymakla beraber sevginin ve Aşkın gerçek ruhunu ortaya çıkarmakdır amaç.İnsan oğlu sahip olmadığı özellikleri aradığını bunlara sahip olsa arayacak hiç bir şeyi kalmayacağını ve kendinde olmayanı özelliklede olmadığı için sever,yani karşınızdaki kişinin sizdeki özellikleri kendisinde olmadığı için seversiniz.İnsanoğlu kendisini tam hissetmesi için önemli gördüğü özelliklerin peşinde koşar,çünkü kendini donatmak ve zenginleştirmek ister.Düz sıradan alışıla gelmiş hayatı klasik yaşayan ideali olmayan,birisi onun gerçek ruhunu çıkaramayacağından alternatifi olmadığı sürece yaklaşmaz ona.Eger bu aradıklarını bulamıyorsa da kendini ve ''İdeallerini Küçültür'', farkında olarak yada olmayarak yalnız kalmamak için bunu yapmak zorundadır.

Çünkü sevmek ve sevilmek Temel bir İhtiyaçdır.Sağlıklı tanıma süreciyle gerçekleşen sevgiler herzaman daha uzun ömürlü ve gerçekde uzun sürenlerdir.Tanrı evreni yaratırken insan ruhlarının kendi kendilerine hayran olarak Dünyada yaşamak üzere topluluklara bölündüğü anlatılır.Her ruh sanki yarısını kaybetmiş gibi birşeyler kaybettiğini,yani bir zamanlar kendi parçası olanı ve artık bulamadığını bulma ihtiyacındandır.''Aşk kaybedilmiş birliğin aranması,zıtlık ve benzerliğin uyumundan başka birşey değildir''.İki türlü aşkın olduğu bilinir.Platonik AŞK ve Tinsel AŞK.Ruhu bir zamnlar aradığını bulmaya yiten birincisidir,ikincisi ise zevkden cinsel tatminden iç güdülerinden,amaca ulaşmak için her yolu mübah kılan kazanmak,elde etmek için maske yüzlü bir açlıkdan başka bir şey değildir.Platon'un da dediği gibi aşk bilgelikdir.Aşk Enerjidir, Aşk benzerlikdir.Aşkın cansızlarda bile yaşam olduğunu söylemişdir.

Yine Platona göre Aşk Güzel ,Adil ,İyi ve Gerçeğe eşitdir.Başka türlüsünü yapamadığından peşinde koşar.Başka birisinde bizden eksilen ruhu yani bizim için İyi ,Güzel, Gerçek ,Adil olan herşeyi hayata geçiren birisini bulmak içindir bu Arayış ve Aranmak Sürecidir aynı zamanda.

Kaç kişi yada kaç çift ne kadar hayatının insanı gerçekde bulabiliyor ? kim bilir,çok çabuk yaşıyor ve hızlı tüketiyoruz,ilişikiler saman alevi bendenlere sıçrıyor ve sonra iyice Tanımadan,Tanınmadan anlık yada belli bir dönemin heyecanı yada boşluğuyla Evlilikler oluyor.Oysa gerçekler ise hep peşimizdedir.Elbet bir gün çıkacağını göz önüne alındığında başlıyor Gerçek Yüzler,dökülmeye başlıyor ilişikiler ve kavgalar ayrılıklarla son buluyor.Cesareti olanlar ayrılıyor ,olmayanlarda Aile, Sosoyal Çevre yada Çoçukları için ''Zindanına Zindan ekliyor''.Bu gün artık Türkiyede ve Dünyamızda sayısızca boşanmalar yaşanıyor.Nedeni ''Doğru Olduğu Sanılan Yanlış Başlangıçlar''.Anlık heyecanlar kişilerin karşılarındakini kaybedeceği korkusuyla,gerçeklerini saklamarı kendilerini beğendirme ve elde etme arzuları.Çünkü kendi beğendiklerini kendileri gibi yapmak ve kendilerine dönüştürmek istemeleri.Birnevi Egolarını tatmin etme arzusu.

Günümüzda artık insanlar Aşk'larında elele tutuşmanın heyecanından bile uzaklaşmışlarken,Hayatın Sihrini ve anlamını'da yaşadıkları hayat sanıyorlar ve bunada kendilerini inandırıyorlar. Bu gün böyle olmasının en etkili sebeblerinden biride ''Cinsel Devrimdir''.Çünkü insanların içini boşaltmışdır ve sonuçları bir facia olmuşdur.''Bugün seni seviyorum ama yarın kim bilir kimi.''Benim İçin Herşeyden Önemlisin''yada belli bir zaman sonra''Hiç Bir Değerin Yok ,''sen koşullarımın gereğisin üzgünüm sevdim sanmışdım''.Oysaki Aşk'ın BUGÜN,YARIN ve YAŞAM BOYUNCA sürecek bir Aşk olması gerekmezmi.Yani insanın bir diğer yarısıyla yaşlanmasının hiç bir önemi yokdur,çünkü bedenler ölür ama Aşk Asla Ölmez.
Öyleki Alevi Bektaşi inancında kutsal sayılan Turnalar bile
Mutluluğun,Sevginin ,Vefanın ,Onurun ,Özgürlüğün,Bilgeliğin simgesidir.Japonyadan bir çok ülkeye kadar Halk Kültüründe en kutsal sayılan Güvercin ve Turna gösterilir.Turnaların bu simgesel özelliğinin dışında Turnalar tek eşlidir ve yüzyıla kadar yaşadıkları anlatılan Turnalar,eğer eşleri ölürse bir daha asla eşlezmezler.Bu sevgide sonsuzlukdur,eğer bir avcı Turnalardan birini vurursa geride kalan eşlerden diğeri olan Turna yaşamaya devam edemez ve Ölümü seçer ve kendini suya bırakır.
Buaraya kadar yazdıklarımızda şu çıkıyorki AŞK aynı zamanda kendini ve derinliğini tanımakdır
 

Minikçe

Well-known member
HanımZade
Katılım
11 May 2017
Mesajlar
9,662
Tepkime puanı
11,973
Puanları
113
Konum
..
Cinsiyet
Kadın
Turnalar tek eşlidir ve yüzyıla kadar yaşadıkları anlatılan Turnalar,eğer eşleri ölürse bir daha asla eşlezmezler.Bu sevgide sonsuzlukdur,eğer bir avcı Turnalardan birini vurursa geride kalan eşlerden diğeri olan Turna yaşamaya devam edemez ve Ölümü seçer ve kendini suya bırakır. AŞK HEVES OLMAMALI!
Buaraya kadar yazdıklarımızda şu çı aşk heves olmamalı!kıyorki AŞK aynı zamanda kendini ve derinliğini tanımakdır
Ask hayatin tekdüzeligine,bütün siradanligina en soylu baskaldiridir.Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakismaz.Ve elbetteAski suçlamak,yargilamak,karalamak inkar etmek de asla yakisik almaz''aşık olmak insanın bilincini iradesini ve yargılama yetisini askıya alır kişinin.Gerçek aşkın ve sevginin derinliğini kavramak herşeyden önce kendimizi bilmekden tanımakdan geçer. Sorularla varmamız lazım bu tanıma sürecine.İnsan nedir?sorusuna yada ,Yaşamın amacı nedir ?gibi sorulara ne kadar yanıt bulabiliriz ?Yoksa canlı kalmakiçin mi yaşıyoruz ?Gerçek aşkı ve sevgiyi bilmek anlatmak,kendimizi tanımakla eş değerdir.Kendimizi tanımak ise bir iki belirgin huyumuzu saymakla hiç alakası olmayan yada belirgin baskın öne çıkmış (Sosyal,Melankolik,Dışa dönük) özelliklerimizden ibaret değildir. Derinlemesine algılama ve bakışla tanımlanabilecek bir durumdur.Kendini tanımak ve bilmek aşkın karşılığını bilmekdir.İşde ozaman bir diğer parçamızı buluruz.Buda demekdir ki,herhangi bir sevdiğimiz insan,yada hoşlandığımız insan bir parçamızıdır diyemezyiz.Neden?dersek eger,çünkü karakteristik özelliğimiz'de yada beğenilerimiz veya kişiliğimiz'de baskın olan öne çıkan kriterlerimiz,arzularımız aklımızda karşıdaki kişiyi algılama da ilk izlenimi oluşturur ve bunun etkisi altına alır bizi.Hislerden dolayı karşı cinse bir yönelmenin içine gireriz,örneğin:Çok güzel alımlı bir bayan yada yakışıklı bir bay genellikle her iki cins tarafından etkilenebilecek bir görüntüdür,bizim için estetik anlamda güzel sempatik olan ve kalbimizde güzel bir yere koyduğumuz kişi özelde aslında bir çok yönünü bilmediğimiz biridir,yani Aysberg gibi buzdağının görünen küçük bir yüzüdür.Yada görünmeyen asıl olan gerçek en büyük yüzü nerdedir ? Denizin altındadır.Yada bunu tersi olarakda düşünebiliriz.Size kendisini begendirmek isteyen birisi,genel anlamda kabul gören beğenilen albenilerini ve artılarını kullanarak yaklaşım içerisine girer.Bu başlangıç noktasında diğer görünmeyen yönler artık perdelenmiş ve bizde ilk izlenimin etkisi altında kalmışızdır artık.Çünkü size verilmek istenen bir mesaj ve amaç doğrultusunda alınmak istenen bir mesaj vardır.Kendinisini Aşka ve Sevgiye vermiş gerçek olanı arayan kişiler,tanıma anlama kavrama süresini daha sağlıklı acele etmeden yaşamaya çalışırlar.Bunun faydası;örtüşüp örtüşmediğini anlamak,her anlamda karşılıklı uyumla Aşkın Mükemmelliğini ortaya koymakla beraber sevginin ve Aşkın gerçek ruhunu ortaya çıkarmakdır amaç.İnsan oğlu sahip olmadığı özellikleri aradığını bunlara sahip olsa arayacak hiç bir şeyi kalmayacağını ve kendinde olmayanı özelliklede olmadığı için sever,yani karşınızdaki kişinin sizdeki özellikleri kendisinde olmadığı için seversiniz.İnsanoğlu kendisini tam hissetmesi için önemli gördüğü özelliklerin peşinde koşar,çünkü kendini donatmak ve zenginleştirmek ister.Düz sıradan alışıla gelmiş hayatı klasik yaşayan ideali olmayan,birisi onun gerçek ruhunu çıkaramayacağından alternatifi olmadığı sürece yaklaşmaz ona.Eger bu aradıklarını bulamıyorsa da kendini ve ''İdeallerini Küçültür'', farkında olarak yada olmayarak yalnız kalmamak için bunu yapmak zorundadır.

Çünkü sevmek ve sevilmek Temel bir İhtiyaçdır.Sağlıklı tanıma süreciyle gerçekleşen sevgiler herzaman daha uzun ömürlü ve gerçekde uzun sürenlerdir.Tanrı evreni yaratırken insan ruhlarının kendi kendilerine hayran olarak Dünyada yaşamak üzere topluluklara bölündüğü anlatılır.Her ruh sanki yarısını kaybetmiş gibi birşeyler kaybettiğini,yani bir zamanlar kendi parçası olanı ve artık bulamadığını bulma ihtiyacındandır.''Aşk kaybedilmiş birliğin aranması,zıtlık ve benzerliğin uyumundan başka birşey değildir''.İki türlü aşkın olduğu bilinir.Platonik AŞK ve Tinsel AŞK.Ruhu bir zamnlar aradığını bulmaya yiten birincisidir,ikincisi ise zevkden cinsel tatminden iç güdülerinden,amaca ulaşmak için her yolu mübah kılan kazanmak,elde etmek için maske yüzlü bir açlıkdan başka bir şey değildir.Platon'un da dediği gibi aşk bilgelikdir.Aşk Enerjidir, Aşk benzerlikdir.Aşkın cansızlarda bile yaşam olduğunu söylemişdir.

Yine Platona göre Aşk Güzel ,Adil ,İyi ve Gerçeğe eşitdir.Başka türlüsünü yapamadığından peşinde koşar.Başka birisinde bizden eksilen ruhu yani bizim için İyi ,Güzel, Gerçek ,Adil olan herşeyi hayata geçiren birisini bulmak içindir bu Arayış ve Aranmak Sürecidir aynı zamanda.

Kaç kişi yada kaç çift ne kadar hayatının insanı gerçekde bulabiliyor ? kim bilir,çok çabuk yaşıyor ve hızlı tüketiyoruz,ilişikiler saman alevi bendenlere sıçrıyor ve sonra iyice Tanımadan,Tanınmadan anlık yada belli bir dönemin heyecanı yada boşluğuyla Evlilikler oluyor.Oysa gerçekler ise hep peşimizdedir.Elbet bir gün çıkacağını göz önüne alındığında başlıyor Gerçek Yüzler,dökülmeye başlıyor ilişikiler ve kavgalar ayrılıklarla son buluyor.Cesareti olanlar ayrılıyor ,olmayanlarda Aile, Sosoyal Çevre yada Çoçukları için ''Zindanına Zindan ekliyor''.Bu gün artık Türkiyede ve Dünyamızda sayısızca boşanmalar yaşanıyor.Nedeni ''Doğru Olduğu Sanılan Yanlış Başlangıçlar''.Anlık heyecanlar kişilerin karşılarındakini kaybedeceği korkusuyla,gerçeklerini saklamarı kendilerini beğendirme ve elde etme arzuları.Çünkü kendi beğendiklerini kendileri gibi yapmak ve kendilerine dönüştürmek istemeleri.Birnevi Egolarını tatmin etme arzusu.

Günümüzda artık insanlar Aşk'larında elele tutuşmanın heyecanından bile uzaklaşmışlarken,Hayatın Sihrini ve anlamını'da yaşadıkları hayat sanıyorlar ve bunada kendilerini inandırıyorlar. Bu gün böyle olmasının en etkili sebeblerinden biride ''Cinsel Devrimdir''.Çünkü insanların içini boşaltmışdır ve sonuçları bir facia olmuşdur.''Bugün seni seviyorum ama yarın kim bilir kimi.''Benim İçin Herşeyden Önemlisin''yada belli bir zaman sonra''Hiç Bir Değerin Yok ,''sen koşullarımın gereğisin üzgünüm sevdim sanmışdım''.Oysaki Aşk'ın BUGÜN,YARIN ve YAŞAM BOYUNCA sürecek bir Aşk olması gerekmezmi.Yani insanın bir diğer yarısıyla yaşlanmasının hiç bir önemi yokdur,çünkü bedenler ölür ama Aşk Asla Ölmez.
Öyleki Alevi Bektaşi inancında kutsal sayılan Turnalar bile
Mutluluğun,Sevginin ,Vefanın ,Onurun ,Özgürlüğün,Bilgeliğin simgesidir.Japonyadan bir çok ülkeye kadar Halk Kültüründe en kutsal sayılan Güvercin ve Turna gösterilir.Turnaların bu simgesel özelliğinin dışında Turnalar tek eşlidir ve yüzyıla kadar yaşadıkları anlatılan Turnalar,eğer eşleri ölürse bir daha asla eşlezmezler.Bu sevgide sonsuzlukdur,eğer bir avcı Turnalardan birini vurursa geride kalan eşlerden diğeri olan Turna yaşamaya devam edemez ve Ölümü seçer ve kendini suya bırakır.
Buaraya kadar yazdıklarımızda şu çıkıyorki AŞK aynı zamanda kendini ve derinliğini tanımakdır

''Ask hayatin tekdüzeligine,bütün siradanligina en soylu baskaldiridir.Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakismaz.Ve elbetteAski suçlamak,yargilamak,karalamak inkar etmek de asla yakisik almaz''aşık olmak insanın bilincini iradesini ve yargılama yetisini askıya alır kişinin.Gerçek aşkın ve sevginin derinliğini kavramak herşeyden önce kendimizi bilmekden tanımakdan geçer. Sorularla varmamız lazım bu tanıma sürecine.İnsan nedir?sorusuna yada ,Yaşamın amacı nedir ?gibi sorulara ne kadar yanıt bulabiliriz ?Yoksa canlı kalmakiçin mi yaşıyoruz ?Gerçek aşkı ve sevgiyi bilmek anlatmak,kendimizi tanımakla eş değerdir.Kendimizi tanımak ise bir iki belirgin huyumuzu saymakla hiç alakası olmayan yada belirgin baskın öne çıkmış (Sosyal,Melankolik,Dışa dönük) özelliklerimizden ibaret değildir. Derinlemesine algılama ve bakışla tanımlanabilecek bir durumdur.Kendini tanımak ve bilmek aşkın karşılığını bilmekdir.İşde ozaman bir diğer parçamızı buluruz.Buda demekdir ki,herhangi bir sevdiğimiz insan,yada hoşlandığımız insan bir parçamızıdır diyemezyiz.Neden?dersek eger,çünkü karakteristik özelliğimiz'de yada beğenilerimiz veya kişiliğimiz'de baskın olan öne çıkan kriterlerimiz,arzularımız aklımızda karşıdaki kişiyi algılama da ilk izlenimi oluşturur ve bunun etkisi altına alır bizi.Hislerden dolayı karşı cinse bir yönelmenin içine gireriz,örneğin:Çok güzel alımlı bir bayan yada yakışıklı bir bay genellikle her iki cins tarafından etkilenebilecek bir görüntüdür,bizim için estetik anlamda güzel sempatik olan ve kalbimizde güzel bir yere koyduğumuz kişi özelde aslında bir çok yönünü bilmediğimiz biridir,yani Aysberg gibi buzdağının görünen küçük bir yüzüdür.Yada görünmeyen asıl olan gerçek en büyük yüzü nerdedir ? Denizin altındadır.Yada bunu tersi olarakda düşünebiliriz.Size kendisini begendirmek isteyen birisi,genel anlamda kabul gören beğenilen albenilerini ve artılarını kullanarak yaklaşım içerisine girer.Bu başlangıç noktasında diğer görünmeyen yönler artık perdelenmiş ve bizde ilk izlenimin etkisi altında kalmışızdır artık.Çünkü size verilmek istenen bir mesaj ve amaç doğrultusunda alınmak istenen bir mesaj vardır.Kendinisini Aşka ve Sevgiye vermiş gerçek olanı arayan kişiler,tanıma anlama kavrama süresini daha sağlıklı acele etmeden yaşamaya çalışırlar.Bunun faydası;örtüşüp örtüşmediğini anlamak,her anlamda karşılıklı uyumla Aşkın Mükemmelliğini ortaya koymakla beraber sevginin ve Aşkın gerçek ruhunu ortaya çıkarmakdır amaç.İnsan oğlu sahip olmadığı özellikleri aradığını bunlara sahip olsa arayacak hiç bir şeyi kalmayacağını ve kendinde olmayanı özelliklede olmadığı için sever,yani karşınızdaki kişinin sizdeki özellikleri kendisinde olmadığı için seversiniz.İnsanoğlu kendisini tam hissetmesi için önemli gördüğü özelliklerin peşinde koşar,çünkü kendini donatmak ve zenginleştirmek ister.Düz sıradan alışıla gelmiş hayatı klasik yaşayan ideali olmayan,birisi onun gerçek ruhunu çıkaramayacağından alternatifi olmadığı sürece yaklaşmaz ona.Eger bu aradıklarını bulamıyorsa da kendini ve ''İdeallerini Küçültür'', farkında olarak yada olmayarak yalnız kalmamak için bunu yapmak zorundadır.

Çünkü sevmek ve sevilmek Temel bir İhtiyaçdır.Sağlıklı tanıma süreciyle gerçekleşen sevgiler herzaman daha uzun ömürlü ve gerçekde uzun sürenlerdir.Tanrı evreni yaratırken insan ruhlarının kendi kendilerine hayran olarak Dünyada yaşamak üzere topluluklara bölündüğü anlatılır.Her ruh sanki yarısını kaybetmiş gibi birşeyler kaybettiğini,yani bir zamanlar kendi parçası olanı ve artık bulamadığını bulma ihtiyacındandır.''Aşk kaybedilmiş birliğin aranması,zıtlık ve benzerliğin uyumundan başka birşey değildir''.İki türlü aşkın olduğu bilinir.Platonik AŞK ve Tinsel AŞK.Ruhu bir zamnlar aradığını bulmaya yiten birincisidir,ikincisi ise zevkden cinsel tatminden iç güdülerinden,amaca ulaşmak için her yolu mübah kılan kazanmak,elde etmek için maske yüzlü bir açlıkdan başka bir şey değildir.Platon'un da dediği gibi aşk bilgelikdir.Aşk Enerjidir, Aşk benzerlikdir.Aşkın cansızlarda bile yaşam olduğunu söylemişdir.

Yine Platona göre Aşk Güzel ,Adil ,İyi ve Gerçeğe eşitdir.Başka türlüsünü yapamadığından peşinde koşar.Başka birisinde bizden eksilen ruhu yani bizim için İyi ,Güzel, Gerçek ,Adil olan herşeyi hayata geçiren birisini bulmak içindir bu Arayış ve Aranmak Sürecidir aynı zamanda.

Kaç kişi yada kaç çift ne kadar hayatının insanı gerçekde bulabiliyor ? kim bilir,çok çabuk yaşıyor ve hızlı tüketiyoruz,ilişikiler saman alevi bendenlere sıçrıyor ve sonra iyice Tanımadan,Tanınmadan anlık yada belli bir dönemin heyecanı yada boşluğuyla Evlilikler oluyor.Oysa gerçekler ise hep peşimizdedir.Elbet bir gün çıkacağını göz önüne alındığında başlıyor Gerçek Yüzler,dökülmeye başlıyor ilişikiler ve kavgalar ayrılıklarla son buluyor.Cesareti olanlar ayrılıyor ,olmayanlarda Aile, Sosoyal Çevre yada Çoçukları için ''Zindanına Zindan ekliyor''.Bu gün artık Türkiyede ve Dünyamızda sayısızca boşanmalar yaşanıyor.Nedeni ''Doğru Olduğu Sanılan Yanlış Başlangıçlar''.Anlık heyecanlar kişilerin karşılarındakini kaybedeceği korkusuyla,gerçeklerini saklamarı kendilerini beğendirme ve elde etme arzuları.Çünkü kendi beğendiklerini kendileri gibi yapmak ve kendilerine dönüştürmek istemeleri.Birnevi Egolarını tatmin etme arzusu.

Günümüzda artık insanlar Aşk'larında elele tutuşmanın heyecanından bile uzaklaşmışlarken,Hayatın Sihrini ve anlamını'da yaşadıkları hayat sanıyorlar ve bunada kendilerini inandırıyorlar. Bu gün böyle olmasının en etkili sebeblerinden biride ''Cinsel Devrimdir''.Çünkü insanların içini boşaltmışdır ve sonuçları bir facia olmuşdur.''Bugün seni seviyorum ama yarın kim bilir kimi.''Benim İçin Herşeyden Önemlisin''yada belli bir zaman sonra''Hiç Bir Değerin Yok ,''sen koşullarımın gereğisin üzgünüm sevdim sanmışdım''.Oysaki Aşk'ın BUGÜN,YARIN ve YAŞAM BOYUNCA sürecek bir Aşk olması gerekmezmi.Yani insanın bir diğer yarısıyla yaşlanmasının hiç bir önemi yokdur,çünkü bedenler ölür ama Aşk Asla Ölmez.
Öyleki Alevi Bektaşi inancında kutsal sayılan Turnalar bile
Mutluluğun,Sevginin ,Vefanın ,Onurun ,Özgürlüğün,Bilgeliğin simgesidir.Japonyadan bir çok ülkeye kadar Halk Kültüründe en kutsal sayılan Güvercin ve Turna gösterilir.Turnaların bu simgesel özelliğinin dışında Turnalar tek eşlidir ve yüzyıla kadar yaşadıkları anlatılan Turnalar,eğer eşleri ölürse bir daha asla eşlezmezler.Bu sevgide sonsuzlukdur,eğer bir avcı Turnalardan birini vurursa geride kalan eşlerden diğeri olan Turna yaşamaya devam edemez ve Ölümü seçer ve kendini suya bırakır.
Buaraya kadar yazdıklarımızda şu çıkıyorki AŞK aynı zamanda kendini ve derinliğini tanımakdır
 

EmreGlmcn

New member
Kullanıcı
Katılım
22 Mar 2018
Mesajlar
9
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Yaş
26
Cinsiyet
Erkek
İnanır mısın bu başlık altında dün akşam bir konu açacaktım nedense açmadım , şu an ise sevdiğim kızın en sevdiği türküyü dinliyorum kendisi başka bir erkeği seviyor ve en sevdiği türkü olmasının sebebi erkeğin bu türküyü sevmesi. Aşk vazgeçmemek değildir. Bazen zorunda kaldığın için vazgeçme gerekebilir ama bu yol bir girdap misali.. çaresizlik ve hüzün dolu... Kısaca Aşk hep mutlu olmak değildir.
 

Absnthe

www.Mevsim.Org
Kullanıcı
Katılım
3 Ocak 2017
Mesajlar
1,891
Tepkime puanı
2,961
Puanları
0
Web sitesi
www.mevsim.org
Cinsiyet
Erkek
İstediğin kadar uzağa git. Hep aynı gökyüzünü paylaşacağız. Sahi AŞK Neydi ?
 

Zulfikar

New member
Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2018
Mesajlar
461
Tepkime puanı
796
Puanları
0
Yaş
50
Cinsiyet
Erkek
Ben DegiLim..
 

Minikçe

Well-known member
HanımZade
Katılım
11 May 2017
Mesajlar
9,662
Tepkime puanı
11,973
Puanları
113
Konum
..
Cinsiyet
Kadın
tüketmek değildir
 

Kalbi-Sebila

You can go your own way
HanımZade
Katılım
17 Kas 2017
Mesajlar
2,165
Tepkime puanı
3,443
Puanları
0
Yaş
34
Cinsiyet
Kadın
Menfaât değildir
 
Son düzenleme:

Minikçe

Well-known member
HanımZade
Katılım
11 May 2017
Mesajlar
9,662
Tepkime puanı
11,973
Puanları
113
Konum
..
Cinsiyet
Kadın
karşındakiyle oynamak değildir

687474703a2f2f6d656469612e74756d626c722e636f6d2f74756d626c725f6c797533656878625365317234337274782e676966
 

Minikçe

Well-known member
HanımZade
Katılım
11 May 2017
Mesajlar
9,662
Tepkime puanı
11,973
Puanları
113
Konum
..
Cinsiyet
Kadın
gurur değildir
 
Üst
Alt