Current Biyoloji dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, bebeklerin ağlama sesleri, ana dillerine dair özellikler barındırıyor. Örneğin; Alman bebeklerinin ağlamalamalarındaki ses tonlaması giderek azalırken, Fransız bebeklerin ki giderek yükseliyor.
Bebeklerin anne rahmindeyken, işitmeye başladıklarını uzun zamandır biliyoruz. Hatta seslere o kadar iyi kulak misafiri olurlar ki doğduklarında, annelerin sesini bile ayırd edebiliyorlar. Biraz büyüdüklerinde, duydukları sesleri taklit etmeye başladıklarını da biliyoruz. Ancak bu araştırma bize, bebeklerin ana dillerini edinmeye henüz anne karnında iken başladıklarını göstermiştir.
Deney
Otuzu Fransız, otuzu Alman, altmış yeni doğan bebeğin, ikinci günlerinde, sesleri kayıt edilmiştir. Kayıtlarda yapılan incelemede, bebeklerin ana dillerinin karakteristik özellikleri olan tonlama, melodi, ritim vb. incelenmiş ve sonuçta Alman bebekler ile Fransız bebeklerin ağlama seslerinde, belirleyici farklar olduğu saptanmıştır.
Eğitim anne rahminde başlıyor…
Fetusun etrafındaki sesleri duyduğunu, annesinin sesi gibi bazı sesleri ayırd ettiğini ama fetusun bunu nasıl yaptığını gizemini koruduğunu söyleyen “Bebek 411” adlı kitabın yazarı, Dr. Ari Brown, hamileliğinin 30. haftasından sonra fetüsün yüksek seslerle ilgili “kısa dönemli hafıza” sı olduğunu ve daha önceden duydukları sesleri, yeniden duyduklarında farklı reaksiyon verdiklerinin gözlendiğini bildirmiştir. Ancak Current Biyoloji’de yayınlanan araştırma, bu bilgileri bir adım daha öteye götürerek, fetüsün sadece bazı sesleri tanımakla kalmayıp, seslerin taklidine başladığını ortaya koymuştur. Wurzburg Üniversitesi’nden Kathleen Wermke, her dilin ritm, tonlama, vurgu yapısı gibi kendi karakterine özgü unsurları olduğunu ve bebeklerin ağlama seslerinde bunlara bakarak, bebeğin ana dilini belirlenebildiğini söylemiştir. Ses tellerinin ve nefesin kontrol edilmesini, üstelik bu ikisinin koordine edilmesini gerektiren taklit etme işini, yeni doğanın başarıyor olduğunu görmenin çok önemli bir bilgi olduğunu sözlerine eklemiştir.
Birinci günde iletişim mümkün mü?
Çocuk psikoloğu Dr. Rahil Briggs, yeni doğanların sesini kontrol etmelerini şaşırtıcı olduğunu ancak bebeğin dili “öğrendiği” gibi bir yoruma yol açmaması gerektiğini bildirmiştir. Öğrenmekten ziyade taklitten söz edebiliriz demiştir.
Ebeveynler ne yapmalı
Bilim dünyası, her geçen gün fetüsün beyninin aktifliği konusunda yeni bilgiler saptıyor. Bebeğin henüz anne karnındayken, sesleri taklit edebilecek kadar iyi dinlediğini ortaya koyan bu araştırma, hamilelik sırasında ve tabi ki bebek dünyaya geldikten sonra ebeveynlerin bebeklerin işitebilecekleri sesler konusunda, titizlik göstermesi gerektiğini gösteriyor.
Kaynaklar:
Bebeklerin anne rahmindeyken, işitmeye başladıklarını uzun zamandır biliyoruz. Hatta seslere o kadar iyi kulak misafiri olurlar ki doğduklarında, annelerin sesini bile ayırd edebiliyorlar. Biraz büyüdüklerinde, duydukları sesleri taklit etmeye başladıklarını da biliyoruz. Ancak bu araştırma bize, bebeklerin ana dillerini edinmeye henüz anne karnında iken başladıklarını göstermiştir.
Deney
Otuzu Fransız, otuzu Alman, altmış yeni doğan bebeğin, ikinci günlerinde, sesleri kayıt edilmiştir. Kayıtlarda yapılan incelemede, bebeklerin ana dillerinin karakteristik özellikleri olan tonlama, melodi, ritim vb. incelenmiş ve sonuçta Alman bebekler ile Fransız bebeklerin ağlama seslerinde, belirleyici farklar olduğu saptanmıştır.
Eğitim anne rahminde başlıyor…
Fetusun etrafındaki sesleri duyduğunu, annesinin sesi gibi bazı sesleri ayırd ettiğini ama fetusun bunu nasıl yaptığını gizemini koruduğunu söyleyen “Bebek 411” adlı kitabın yazarı, Dr. Ari Brown, hamileliğinin 30. haftasından sonra fetüsün yüksek seslerle ilgili “kısa dönemli hafıza” sı olduğunu ve daha önceden duydukları sesleri, yeniden duyduklarında farklı reaksiyon verdiklerinin gözlendiğini bildirmiştir. Ancak Current Biyoloji’de yayınlanan araştırma, bu bilgileri bir adım daha öteye götürerek, fetüsün sadece bazı sesleri tanımakla kalmayıp, seslerin taklidine başladığını ortaya koymuştur. Wurzburg Üniversitesi’nden Kathleen Wermke, her dilin ritm, tonlama, vurgu yapısı gibi kendi karakterine özgü unsurları olduğunu ve bebeklerin ağlama seslerinde bunlara bakarak, bebeğin ana dilini belirlenebildiğini söylemiştir. Ses tellerinin ve nefesin kontrol edilmesini, üstelik bu ikisinin koordine edilmesini gerektiren taklit etme işini, yeni doğanın başarıyor olduğunu görmenin çok önemli bir bilgi olduğunu sözlerine eklemiştir.
Birinci günde iletişim mümkün mü?
Çocuk psikoloğu Dr. Rahil Briggs, yeni doğanların sesini kontrol etmelerini şaşırtıcı olduğunu ancak bebeğin dili “öğrendiği” gibi bir yoruma yol açmaması gerektiğini bildirmiştir. Öğrenmekten ziyade taklitten söz edebiliriz demiştir.
Ebeveynler ne yapmalı
Bilim dünyası, her geçen gün fetüsün beyninin aktifliği konusunda yeni bilgiler saptıyor. Bebeğin henüz anne karnındayken, sesleri taklit edebilecek kadar iyi dinlediğini ortaya koyan bu araştırma, hamilelik sırasında ve tabi ki bebek dünyaya geldikten sonra ebeveynlerin bebeklerin işitebilecekleri sesler konusunda, titizlik göstermesi gerektiğini gösteriyor.
Kaynaklar:
