Ejderhaları çoğunlukla İskandinav ve Çin mitolojilerinden dinledik ancak Türk kültürü ve mitolojisinde de ejderhanın önemli bir yeri var.
İşte Türk kültüründe ve mitolojisindeki ejderhaların önemi ve yeri.
Türk Mitolojisinde Ejderha
Türk mitolojisinde ejderha güç, kudret gibi iyi özelliklerin simgesi olarak düşünüldüğü gibi, çeşitli doğa olaylarını temsil eden olağanüstü bir yaratık veya şeytani bir varlık ve kötü bir motif olarak yer almaktadır.[1]
Yaygın olarak ejderha adıyla bilinen bu olağanüstü yaratıkla ilgili tasavvurların Türk kültüründe çok eski zamanlara dayandığı bilinmektedir.
Erken dönem Türk kültüründe gücü ve kudreti simgeleyen bu olağanüstü yaratıkla ilgili tasavvurların kökeni Asya Hunları’na kadar dayanmaktadır.
Türk mitolojisinde Asya Hun hükümdarı Mete’nin ejder soyundan olduğu rivayetleri bulunmaktadır.[2]
Ayrıca yine Hunların “Yatan Ejderin Beldesi” veya din merkezleri ve başkentleri olan “Ejderin Şehri (Lung-ch’eng)” gibi şehir adlarından ejderha etrafında çok erken dönemlerde bir kült oluşturulduğu ve bu kültün yaşam tarzlarına yansıdığı kabul edilmektedir.[3]
Bu erken dönemde, Türk kültüründeki ejderha ile ilgili tasavvurların Çin kültüründen alındığı veya bu düşüncelerde Çin kültürünün etkisi olduğu yönünde görüşler bulunmaktadır.[4] Ejderhanın eski Türkçedeki adlarından biri olan lu kelimesinin de Çince lung kelimesinden türemiş olduğu görüşü de araştırmacılar tarafından ifade edilmektedir.[5]
Bunun yanında Türk kültüründe ejderha figürüyle ilgili tasavvurlarda Çin kültürünün yanında Fars kültüründen etkiler olduğu yönünde görüşler de bulunmaktadır.
Ejderha kelimesinin Farsça kökenli olduğu ve Türk mitolojisindeki ejderha ile ilgili düşünce ve tasavvurlarda Fars mitolojisindeki ejderha tasavvurundan etkiler olabileceği de düşünülmektedir.
Türk kültüründe ejderha yerine kullanılan daha farklı ifadeler de bulunmaktadır. Çince kökenli olduğu düşünülen lu kelimesi dışında, eski kaynaklarda; yılan, büke, nÄg yılan ve evren gibi sözler bunların başlıcalarıdır.[7] Türkçenin en eski kaynaklarından Divanü Lugati’t-Türk’te nÄg yılan ifadesinin karşılığında ejderha anlamı verilmektedir.[8]
Büke ifadesi de ejderhanın yılan ile ilişkisini ortaya koyan bir adlandırma olup ve ejderha veya büyük yılan anl***** gelmektedir.
Altay Türklerinin mitik düşünce ve tasavvurlarında veya Kuzey Türklüğünde Çin kültüründeki ejderha tasavvurlarından daha çok, büyük yılan şeklinde yaratıkların bulunması da bu ifadeyle ilişkilidir.[9]
Ejderha karşılığı kullanılan ifadelerden biri de evren sözüdür. Evir- fiil kökündan sıfat-fiil olarak türemiş olan bu söz ve ejderhanın Türk kozmogonik düşüncesinde olağanüstü bir varlık olarak tasavvur edildiğini gösteren bir ifadedir.[10]
Bu ifade On İki Hayvanlı Türk Takvimi’nin Bulgarca halinde ve Türkçenin en önemli kaynaklarından Kutadgu Bilig’te de görülmektedir.[11]
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Türk mitolojisinde ejderha ile ilgili tasavvurlar, yılan kavramıyla ilişkili görülmektedir. Türkiye Türklerinin inanışlarında, tıpkı Altay Türklerinin ve Kuzey Türklerinin ejderha tasavvurlarında olduğu gibi, büyük bir yılan şeklinde düşünülen ejderha, doğar doğmaz çok hızlı büyüyen ve ağzından ateş püskürerek her şeyi yakan olağanüstü bir varlıktır.[12]
Ejderhanın ağzından ateş çıkarabilme özelliği ve yedi başlı bir canavar şeklinde olması Türk boylarının bu varlıkla ilgili mitik tasavvurlarında da sıklıkla görülen özelliklerdendir.[13]
Dünya mitolojilerinde uçan yılan olarak tasavvur edilen ejderhanın bu tasviri özelliği Türk mitolojisinde de görülmektedir.[14]
Kanatlı, kuyruklu ve boynuzlu olarak tasvir edilen ejderha, bir inanışa göre, yılanın çok uzun süre yaşayıp dönüşüm geçirmesi ile oluşmuştur.
Bir başka inanışa göre ise, yılan ve vahşi manda/ceylan karışımı bir varlıktan türemiştir.[15] Bir diğer inanışa göreyse ejderha, Süreyya yıldızının bir bakışıyla gebe kalan bir dişi geyiğin gökyüzüne çıkıp ejderle yeryüzüne inmesi sonucu oluşmuştur.
|
Türk mitik düşünce ve tasavvurlarında ejderha mekan ve tabiat unsurları bağlamında gökyüzü ve su ile ilgili olarak düşünülmüştür. Altay ve Sibirya Türk topluluklarında gökgürültüsü, bir hayvan biçiminde düşünülmüş ve bu hayvan genellikle ejderha olarak veya ejderhaya benzer şekilde tasvir edilmiştir. [17]
Türk mitik düşüncesinde gök kubbenin en alttaki çığrısı olan feleğin bir çift gök ejderi tarafından çevrildiği düşünülmüştür.
Gök ejderi (Kök-Luu/Evren) hem gök hem de zaman için bir tür sembol olarak düşünülmüştür.[18]
Bunun yanında ejderha düzenli dünya karşısında kaosun bir sembolü olarak görülmüş ve bu bağlamda, Türk mitolojisinde kaosu simgeleyen su ile ilişkili olarak kabul edilmiştir. Ejderhaya eski dönemlerde iyi özellikler atfedilirken, zaman içerisinde bu varlık mitik tasavvurlarda kötü özelliklerle anılmaya başlanmıştır.[19]
Yukarıdan beri verdiğimiz bilgileri özetleyecek olursak son derece büyük ve ağzından alevler saçan bir yılan şeklinde tasavvur edilen ejderhanın Türk mitolojisinde gökyüzü ve su kültünün bir sembolü halinde düşünüldüğünü söyleyebiliriz.
Türk mitolojisinde ateş saçan, genellikle yedi başlı olmak üzere bazı tasvirlerde birden çok başı bulunan, boynuzlu, büyük ve uçan bir yılan şeklinde tasvir edilen bu olağanüstü varlık; eski dönemlerde bolluk, bereket ve gücün sembolü olup iyi özellikleri ile düşünülürken, sonraki dönemlerde kendisine kötü özellikler yüklenmiş eski bir mitik unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Burada ejderha figürünün İslamiyet öncesi inanışlarda gücü ve kudreti temsil eden, doğadaki unsurlarla veya doğa olaylarıyla ilişkili bir tür sembol olduğu görülmektedir.
Ejderhaya eski inançlarda iyi özellikler atfedilirken zaman içerisinde bu inançların terk edilmesiyle ejderhanın da kötü düşünce ve tasavvurların sembolü olmaya doğru götürüldüğü söylenebilir.
İslam kültür dairesi içerisinde ejderha tamamen kötü bir varlığa dönüşmüş, kötülüğün bir tür sembolü haline gelmiştir. Burada, İslamiyet kuralları içerisinde, herhangi bir başka tapınma unsurunun insanları İslam’dan uzaklaştıracağı düşüncesinin etkili olduğu ve bu sebeple ejderha gibi varlıkların kötü olarak tasavvur edildiği düşünülebilir.
|
Türkiye Sahası Efsanelerinde Ejderhayı İfade Eden Kelimeler
Türkiye sahası efsanelerinde bir motif olarak yer alan ejderha bu efsanelerde çeşitli adlarla anılmaktadır.
Genel kullanımda ejderha adlandırması daha çok bilinse de tasavvur olarak metinlerde bu olağanüstü varlığı ifade eden farklı sözler bulunmaktadır.
Efsanelerde genellikle kötü özellikler gösteren bu olağanüstü varlık en çok ejderha şeklinde ifade edilmektedir.[20] Bunun yanısıra bu varlık için ejder ifadesi de kullanılmaktadır.[21] Metinlerde sıklıkla yer almakta olan bir diğer ifade ise evrandır.[22]
Türkçenin eski kaynaklarında yer alan isimlerden biri olduğunu belirttiğimiz evren de Türkiye sahası efsanelerinde görülmektedir.[23] Bunların yanında efsane metinlerinde evren yılanı ve yılan sözleri de bu olağanüstü varlığı karşılamak için kullanılan ifadelerdir.[24]
Buradan hareketle Türkiye sahası efsanelerinde bu olağanüstü varlığı karşılamak için ejderha, evran, evren, evren yılanı ve yılan ifadeleri kullanıldığını söyleyebiliriz.
Türkiye Sahası Efsanelerinde Ejderhanın Tasviri Özellikleri
Ejderha efsane metinlerinde çeşitli özelliklerle tasvir edilmektedir. Bu varlığın tasvirlerinde cüssesine ve iriliğine vurgu yapmak amacıyla büyük, çok büyük, kocaman ve dev gibi ifadeleri yer almaktadır.[25]
Bunun yanında ejderha bu efsanelerde yılan olarak da tasvir edilmektedir.[26] Bu efsanelerde ejderha, büyük bir yılan veya çok büyük bir yılan şeklinde tanımlanmaktadır.[27]
Bazı efsane metinlerinde büyük gürültüler ve homurtular çıkardığı ifade edilen ejderhanın tasvirlerinde iki başlı, yedi başlı, boynuzlu, kuyruğu bulunan, iri gözlere sahip ve hayvana benzeyen bir varlık olduğu yönünde ifadeler yer almaktadır.[28]
Metinlerde renk olarak siyah ile tasvir edilen ejderha, ağzından veya burnundan alev saçar ya da kuyruğunun ucunda ateş bulunmaktadır.[29]
Boynunda zincir bulunur vaziyette de tasvir edilen ejderha, bazı metinlerde konuşur, uçabilir.[30]
Bir metinde dumanlar içinde tasvir edilen bu varlığın gücüne ve korkutucu yanlarına vurgu yapmak için korkunç ve güçlü gibi ifadeler de tasvirlerinde görülür.
|
Türkiye Sahası Efsanelerinde Ejderhanın Yaşadığı ve Bulunduğu Mekanlar
Ejderha, Türkiye sahası efsanelerinde çeşitli mekanlarda yaşar ve bulunur. Efsane örneklerinden hareketle anlatmalarda belli başlı mekanların sıklıkla geçtiği görülmektedir.
Bu mekanlar, çeşitli tabiat unsurları şeklinde Türk mitik düşünce ve tasavvurlarına uygun olarak metinlerde görülmektedir. Ejderhanın mekansal anlamda gök, gök ile ilişkili bir şekilde dağ ve su ile ilişkisi Türkiye sahası efsanelerinde yer almaktadır.
Türkiye sahası efsanelerinde ejderhanın mekan olarak en çok bulunduğu yer dağdır.[32]
Bunun yanında ejderha, dağdaki toprağın altında ve bir mağarada bulunur.[33] Efsane metinlerinde ejderhanın sıklıkla görüldüğü bir mekan olarak geçen bir diğer tabiat unsuru da sudur.[34]
Metinlerde ejderha su başını tutar ve nehirde, nehir yatağında veya nehir kenarında yaşamaktadır.[35]
Efsane metinlerinde ejderhanın bulunduğu veya ilişki içinde olduğu mekanlardan biri de gökyüzüdür.
Metinlerde ejderha göktedir veya gökten iner.
Ejderhanın gökten inmesine bulutlar, şimşekler ve yağmurlar da eşlik edebilir. Bunun yanında ejderha bir efsanede bir bulut ile göğe çıkar.[36] Bunların yanında iki efsane metninde ejderha, bir türbededir.
|