Sokollu Mehmed Paşa (1505-1579)

[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/img/images/sokollu-mehmet-pasa0044496d1ee1aa12.jpg][/KRSAG]
Sokollu veya Sokullu Mehmed Paşa (1505 - 11 Ekim 1579), Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı donanmasının Kaptan-ı Deryalığı ve yine Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde 14 yıl Osmanlı Devleti'nin sadrazamlığını yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Kanuni Sultan Süleyman'ın son sadrazamı olmuştur. Hem Osmanlı İmparatorluğu'nun zirvede bulunduğu dönemi simgelemesi itibarıyla hem de icraatları, projeleri ve kişiliği sayesinde en önemli Osmanlı sadrazamlarından biri kabul edilir.
Kökeni
1505 yılında Vişegrad kadılığındaki Rudo kasabasına uzak olmayan (Osmanlı idaresi altında iken Sokol olarak adlandırılan) Sokoloviçi köyünde doğdu. Adı Bayo Sokoloviç'di. Muvekit'e göre Sokollu Mehmet Paşa, Sokollu Ahmet Bey'in oğludur ve bu iddia, Mehmet Paşa'nın düzenleyip imzaladığı vakıfnamesine dayandırılmıştır. Bu nedenle Balkan halkları arasında Mehmed Paşa Sokoloviç olarak anılır. Vaftiz edilirken Bayo adı takılmıştı. Yaygın görüş Sokollu'nun Boşnak kökenli olduğu yönündedir ancak Sırp olduğu yönünde de görüşler vardır. Sokullu'nun babasının adı Dimitriye'ydi. Dimitriye'nin bir kızı ve Sırp tarihçilerine göre üç, Türk yazarlarına göre ise iki oğlu daha vardı.
Sadrazamlıktan Önce
1519 yılında devşirme sistemi ile çocuk yaşta Edirne Sarayına getirilmiş, Mehmed adı verilerek Türk ve Müslüman kültürü ile yetiştirilmiştir. Ardından İstanbul'a gönderildi. Topkapı Sarayı'nın Enderun bölümünde çeşitli görevlerde bulundu. 1541'de Kapıcıbaşılığa yükseldi. 1546'da saray hizmetlerinde başarılı olanların dış göreve atanmaları yolundaki gelenek uyarınca Kaptan-ı Derya'lığa getirildi. Görevde iken Trablusgarp Seferi'ne katıldı, İstanbul Tersanesini genişletti ve yeniledi. 1549'da vezirliğe yükselerek Rumeli Beylerbeyliğine atandı.

Avusturya ile 1547'de imzalanan barış antlaşmasının bozulması üzerine Sokollu Mehmed Paşa 1551'de Erdel üzerinde yapılacak seferin komutanlığına getirildi. 80.000 kişilik orduyla Erdel'e giren Sokollu Mehmed Paşa önemli kaleleri aldı, ama Temeşvar Kuşatmasında başarılı olamayarak geri çekildi. Temeşvar 1552'de, Macaristan serdarlığına atanan Kara Ahmet Paşa ile alınabildi.

I. Süleyman 1553'te Sokollu Mehmed Paşa'yı Rumeli askerlerinin başında Anadolu'ya gönderdi. Aynı yıl başlayan Nahçıvan Seferinde Sokollu komutasındaki Rumeli askerleri büyük başarı gösterdiler. Sefer dönüşünde Sokollu üçüncü kez vezirliğe yükselerek kubbealtı vezirleri arasına katıldı. Sokollu Mehmed Paşa, Süleyman'ın oğulları arasındaki mücadeleler sırasında da hep Selim'in yanında oldu. Nitekim taht mücadelesini Selim kazandı. Semiz Ali Paşa'nın sadrazamlığa yükselmesiyle ikinci vezir olan Sokollu, onun 1565'te ölmesiyle sadrazamlığa getirildi. Yaşı hayli ilerlemiş olan Süleyman çok güvendiği Sokollu'ya geniş yetkiler vermişti. 1561'de üçüncü vezir iken Süleyman'ın torunu ve Sultan II. Selim'in kızı Esmehan Sultan ile evlendi.
Sadrazamlık Dönemi
Bu tarihten ölümüne kadarki 15 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresini fiilen elinde tuttu. I. Süleyman'ın son seferi olan Zigetvar kalesi fethini, padişah öldükten sonra o idare etti. Süleyman'ın ölümünü askerden II. Selim gelinceye kadar saklayarak onu tahta çıkarmayı başardı. II. Selim döneminde sürekli sadrazamlıkta kaldı ve devlet işlerini idare etti. Sokollu 1568'de Avusturya ile 8 yıl süren bir barış antlaşması imzaladıktan sonra doğuya yöneldi. Amacı Osmanlı egemenliğini Asya'da ve doğu denizlerinde de güçlendirmekti. Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki artan etkinliğine karşın Kızıldeniz, Umman Denizi ve Basra Körfezi'ndeki Osmanlı gemilerinin sayılarını attırdı. Hindistan ve Endonezya ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Sokollu ayrıca Tunus'u Osmanlı himayesi altına sokarak, Kuzey Afrika'yı da denetlemek istiyordu. Ama Piyale Paşa ve Lala Mustafa Paşa gibi karşıtların etkisiyle Divan 1570'te Kıbrıs'ın alınması kararını aldı. Sokollu Venediklilere karşı böyle bir savaşın Avrupa'yı kendilerine karşı birleştireceği görüşündeydi. Ama Lala Mustafa Paşa Divan'a uyarak 1571'de Kıbrıs'a çıktı. Haçlı Donanması'nın misillemesinde Osmanlı donanması İnebahtı'nda yenildi. Alınan ağır yenilgi karşısında Osmanlılara gelen bir Venedik elçisine "Biz sizden Kıbrıs'ı alarak kolunuzu kestik, siz ise donanmamızı yenmekle yalnızca sakalımızı kestiniz; unutmayın ki, kol bir daha yerine gelmez, ama sakal eskisinden de gür çıkar." dedi. Gerçekten de Sokollu'nun dediği oldu ve Venedikliler barış istemek zorunda kaldılar. Daha sonra Osmanlı Donanması Tunus'u İspanyollardan aldı.
Ölümü
[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/img/images/sokollu-mehmet-turbesic7079ef51d052230.jpg][/KRSAG]
Sokollu 1574'te ölen II. Selim'in yerine geçen III. Murad döneminde de sadrazamlığını sürdürdü. Fakat artık eski gücü yoktu çünkü padişah da artık onun karşıtlarıyla işbirliği halindeydi. Sokollu yine de bazı siyasal başarılara imza attı. Fas'ı Portekiz akınlarından kurtardı, Avusturya'nın saray içine dönük oyunlarını etkisiz hale getirdi. Fakat baskılar artık iyice artmıştı, amcasının oğlu Budin Beylerbeyi Sokullu Mustafa Paşa sudan bir nedenle idam edildi. Sokollu Mehmed Paşa, 11 Ekim 1579 tarihinde derviş kılığındaki biri tarafından bir ikindi divanı çıkışında kalbinden hançerlenerek ağır yaralandı. Ağır yaralarından dolayı Sokollu bir süre sonra öldü. Eyüpsultan'da bulunan türbesine defnedildi. Sadrazamın katili konuşturulamadı ve ertesi gün öldürüldü. Sokullu’yu öldüren kişi görünüşte timarlarının azaltılmasından şikayetçi olan bir Boşnak olduğu iddia edilmiştir. Ancak bazı araştırmacılar suikastta yıllar önce şeyhleri Hamza Bâli' nin idam edilmesinin intikamını almak isteyen Hamzavîlerin rolü olduğunu iddia etmektedir. Ayrıca sadrazamdan kurtulmak istediği düşünülen III. Murad’ın da suikastın arkasında olduğu iddiaları vardır.

Sokollu Mehmed Paşa 14 yıl süren sadrazamlığı boyunca usta bir siyasetçi olarak öne çıkmış, birçok askeri ve siyasal başarının elde edilmesinde birinci derecede rol almıştır. 60 yıllık devlet hizmeti sırasında da hiçbir görevinden alınmamış, daima bir üst göreve atanmış olması da ayrı bir özelliğidir. Sokollu bir tanesi İstanbul'da, diğerleri Lüleburgaz, Havsa (Edirne) ve Payas (Hatay)'ta bulunan beş külliyesi, imparatorluğun hemen her yanına yayılmış eserleri olmuştur.
Sokullu Mehmet Paşa'nın Don-Volga Projesi Ve Neden Gerçekleşemedi?
II. Selim padişah olunca bu projeyi gündeme aldı. Bu projenin Osmanlı devletine ekonomik ve siyasi açıdan birçok faydası olacaktı.

Don-Volga Kanal Projesi gerçekleşmesi durumunda tarihin akışı üzerine etki edebilecek büyük projelerden birisiydi. Eğer bu proje gerçekleşmiş olsaydı Ruslar Kafkasya ve Orta Asya bölgesine sarkamayacaklar en önemlisi belki de günümüzün büyük Rusya’sı olmayacaktı. Ayrıca Türkistan Türkleri ile bağlantı kurulabilecekti.
[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/resim/images/harita.jpg][/KRSAG]
Osmanlı Devleti Avrupa yönünde ve İran yönündeki mücadeleler nedeniyle Rusya’yı gözden kaçırmışlardı. Rusya’nı başına geçen IV.İvan’ın Kafkasya bölgesine sarkması ve arka arkaya bölgedeki hanlıkları (Kazan 1552, Astrahan 1556) hakimiyet altına alması Osmanlı Devlet adamlarını uyandırdı. Kanuni Sultan Süleyman Avusturya ile barış sağlanınca Rusya meselesini ele aldı. İlk olarak Astrahan’ın Ruslardan alınması için bir sefer tasarlandı. Hatta Karadeniz ve Hazar Denizini birbirine bağlayacak olan Do-Volga Kanal Projesi gündeme alındı. Fakat Kanuni Sultan Süleyman devrinde bu konu da herhangi bir adım atılamadı.

II. Selim padişah olunca bu projeyi gündeme aldı. Bu projenin Osmanlı devletine ekonomik ve siyasi açıdan birçok faydası olacaktı. Şöyle ki:

1. Rusların Kafkasya ve Orta Asya bölgesine sarkmasına engel olunacak
2. Türkistan Türkleri ile sağlam bir bağlantı oluşturulacak
3. İran doğudan çember altına alınacak
4. Türkistan Türklerinin hac yolları güvenlik altına alınacak
5. Harezm-Astrahan-Kırım ticaret yolu güvenlik altına alınacak ve canlandırılacak
6. Azerbaycan ve Gürcistan beylerinin İran’a karşı istedikleri himaye gerçekleşecekti.

Sokollu Mehmet Paşa öncülüğünde hazırlıklar tamamlandıktan sonra 1569 yazında bölgeye donanma ve ordu sevk edilerek 30 bin civarında işçi ile kanalın kazılmasına başlandı. Ayrıca etrafı sularla çevrili olan Astrahan kalesi kuşatıldı. Sokullu Mehmet Paşa Azak kalesini üs haline getirtmiş gerekli bütün malzemeler gönderilmişti. Ancak Kırım Han’ı pasif direniş sergiliyordu. Bu kanal açma girişiminden rahatsızlık duyuyordu. Sebebi ise Osmanlı Devletinin bölgedeki etkinliğinin artmasından ve kendilerinin önem kaybetmesinden endişeleniyordu.

Bu seferden sorumlu Kasım Paşa kanal kazma işini durdurdu ve bütün kuvvetini Astrahan üzerine yönlendirdi. Ruslar şiddetli bir direniş gösterdiler. Büyük toplar getirilmemiş , kış yaklaşmıştı. Ayrıca en çok güvenilen Kırım kuvvetlerinin de kale kuşatması tecrübeleri yoktu. Kırım han’ı sürekli sorun çıkarıyor asker içerisinde Rus ordusunun ve İran Safevi ordusunun yaklaşmakta olduğu söylentileri yayılıyordu. Sonunda Kasım Paşa kırım’a çekilerek orada kışlama kararı aldı. Halbuki bu tarihlerde ne İran’da nede Rusya’da büyük bir kuvvetle saldırması beklenemezdi. Çünkü İran sınırına Anadolu Beylerbeyi sevk edilmiş hatta Türkistan Hanı kanalın kazılmasına İran engeli çıkmasına mani olacağını bildirmişti. Rusya ise Baltık kıyılarında Litvanya savaşları ile meşgul olduğundan bölgeye büyük bir kuvvet gönderemezdi.

Kasım Paşa yolda iken İstanbul’dan gelen fermanda kışın Astrahan önlerinde geçirilmesi isteniyor baharla birlikte büyük bir yardım desteğinin iletileceği söyleniyordu. Ama artık çok geçti. Kasım Paşa Kırım’a çekilirken ordunun yarısını kaybetti. Azakta bulunan depoların yanması büsbütün seferi baltaladı.

Bu seferin başarısız olmasının bir çok nedeni vardı. Birincisi böyle bir önemli sefer de sadrazamın ya da padişahın bulunmaması bunun yerine asıl mesleği maliyeci olan Kasım Paşa’nın komutan tayin edilmesi, Kırım Han’ının gizli engelleme çabaları, arazi yapısı ve bölge şartları iyi tahlil edilmemiş, bölgenin iklim şartları göz ardı edilerek sefere çok geç sayılabilecek bir zamanda başlanılmıştı.

Astrahan Seferi ve Don-Volga Kanal Projesinin başarısızlıkla sonuçlanması ileri de Kafkasya, Türkistan ve hatta Anadolu’nun Rus tehdidine girmesine neden oldu. Oysa ki o tarihlerde Rusya İmparatorluğu yeni filizleniyordu bu büyümenin önüne geçilerek Türk ve İslam dünyası üzerinde ki büyük bir tehdit in oluşması engellenebilirdi.
Don ve Volga ırmakları arasında bir kanal açarak Osmanlı donanmasına Hazar Denizi yolunu açma, Süveyş Kanalı'nı açma, İzmit Körfezi Sapanca Göl Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz'e alternatif bir boğaz açma gibi çağının ötesinde projeleri vardı. Don-Volga kanalı için gerekli işgücü seferber edildi, ancak hava şartları nedeniyle çalışmalar sürdürülemedi. Süveyş Kanalı düşüncesiyle ön adım olarak Sudan zapt edildi. Ancak bu proje de sonuca ulaşamadı. Devlet teşkilatı içinde de önemli düzenlemeler yapmıştır.
Sokollu Mehmed Paşa (Drina) Köprüsü
[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/resim/images/drinakopru.jpg][/KRSAG]
Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü veya Drina Köprüsü, Mimar Sinan tarafından Sokullu Mehmet Paşa adına 1577'te Drina Irmağı üzerine yapılan 11 gözlü köprüdür. Köprü bugün Bosna Hersek’in batısında yer alan Vişegrad’dadır.

2007'de UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne Alınmıştır.

Drina Irmağı’nı kuzey-güney doğrultusunda keser. Eni 7 metreden biraz geniş, uzunluğu 180 metreye yakın olan Drina Köprüsü büyük kesme taş bloklardan yapılmıştır. Özellikle 20. yüzyıl sonunda Bosna Hersek’te yaşanan iç savaş döneminde köprü ciddi hasar görmüştür.

Köprünün bulunduğu nehir üzerine yapılan baraj sebebi ile bölgedeki su rejiminin değişmesi sonucu temellerinde ve ayaklarında önemli hasarlar ortaya çıkmıştır. Drina Köprüsü’nün restorasyonu Cemal Biyediç Üniversitesi ile işbirliği içerisinde T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) tarafından gerçekleştirilmektedir.

Köprü dünyada, İvo Andriç'in Nobel edebiyat ödülü alan Drina Köprüsü adlı romanı ile tanınır.
Kaynak Topragizbiz.com
 

lalala

Moderator
Moderator
Katılım
9 May 2019
Mesajlar
833
Tepkime puanı
877
Puanları
0
Yaş
35
Cinsiyet
Kadın
Kanuni'nin etkili sadrazamlarından..
 
Üst
Alt