San Vitale Kilisesi

[KRSAG=https://img.mevsim.org/images/2020/08/25/Basilica_of_San_Vitale2C_Ravenna2C_Italy.md.jpg]San Vitale Kilisesi[/KRSAG]
San Vitale Kilisesi veya Aziz Vitale Kilisesi, Ravenna'da, muhtemelen 537 yılında yapımına başlanmış, 547 yılında aziz Vitalis'e adanmış, Geç Antik - Erken Bizans döneminin en önemli kiliselerinden biridir. Yapıda Bizans İmparatorluğu mimari formlarının yanı sıra, o zamana özgü tipik italyan mimarisinin izlerini de görmek mümkündür.

Kilise, Bizans Kayseri I. Justinianus'un İtalya'da Ostrogot Krallığı'na karşı sürdürdüğü savaş sırasında inşa edilmiştir. Merkezi kubbeli bu kilise, daha çok içinde barındırdığı muntazam Mozaik'leri ile ünlüdür. Özellikle I. Justinianus ve karısı Theodora'nın Apsis'te bulunan portreleri bu mozaiklerin en önemlileri arasında sayılırlar. San Vitale Kilisesi, 1996 yılından beri UNESCO Kültür Mirası Listesi'nde bulunmaktadır. 1960 yılında dönemin papası XXIII. Ioannes tarafından kiliseler arasında şeref unvanı olarak da bilinen "Minor bazilika" unvanını almıştır.
Yapı tarihi
1911 yılında yapılan kazılardan anlaşıldığına göre, kilisenin bugün bulunduğu bölgede 5. yüzyılda haç biçiminde bir yapı bulunmaktaydı. Bu erken tarihli yapının aziz Vitalis adına yapılıp yapılmadığı bilinmemektedir. Keller'e göre günümüz yapısının narteksi bir aziz şehitliğiydi. (Martyrium)

Ravenna'lı kronikçi Agnellus'un 9. yüzyılda aktardığına göre, 521-532 yılları arasında görev yapan katolik piskopos Ecclesius, bugünkü yapının banisiydi. Bunun kanıtı olarak Apsis'de bulunan ve Ecclesius'u yapının banisi olarak tasvir eden mozaik verilebilir. O tarihlerde Ravenna, henüz hala Ostrogot başkentiydi ve burada yaşayan halk başlarında birer piskopos bulunan Aryanizm ve Katolizm arasında bölünmüştü. Agnellus'un aktardıklarına göre Julianus Argentarius adında bir bankacı yapının maddi masraflarını karşılamıştı ki bu durum da yapının içinde birçok kez karşılaşılan Julianus'un monogram'ı sayesinde kanıtlanabilir niteliktedir. Bu isim Ravenna'da bulunan başka kiliselere yaptığı maddi yardımlarla da bilinmektedir. Örneğin Sant’Apollinare in Classe. Ecclesius'dan sonra gelen piskopos Ursicinus'un(534-536) yapıdaki rolü belirsizdir. Asıl inşa çalışmaları muhtemelen bir sonraki piskopos olan Victor (537/38-544/45) zamanında başlamış olmalıdır. Ona ait monogram kilisenin iç kısmındaki kemerlerde görülebilir. Onun piskoposluğu döneminde, Ravenna şehri 540 yılında Belisarius yönetimindeki Bizans orduları tarafından Ostrogot Krallığı'ndan alınmıştır. Yine Agnellus'un aktardıklarına göre kilisenin takdis ve kutsaması 547 yılında piskopos Maximian (546-556) tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu olaya dair bir mozaik de yine Apsis mozaikleri arasında görülebilmektedir.

10. yüzyıl'a geldiğimizde San Vitale Kilisesinin Benediktin Tarikatı kontrolü altında olduğu görülmektedir. Ortaçağda yapıda bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu yapılan değişikliklere örnek olarak Tonoz galerinin eklenmesi verilebilir. Eklenen galerinin ağırlığını taşıması için birçok payanda inşa edilmiştir. Bunun dışında 16. yüzyıla geldiğimizde kilisenin doğu tarafından yeni bir giriş portali daha eklenir.
Mimari
Yapının çekirdeği sekizgen kubbeli bir alanı oluşturmaktadır. Yapının giriş bölümü güneybatıda yönünde bulunan narteks sayesinde sağlanıyordu. Sekizgen bölgede kubbeyi taşıyan sekiz sütun bulunmaktadır. Kubbenin yarıçapı 15,70 metredir ve pencerelerle ışıklandırılmıştır. Kubbenin dekorasyonu 18. yüzyıla aittir.
Kilisenin tamamı tuğla ile örülmüştür. Bunun için kullanılan ince ve kalın tuğlalar Julianus Argentarius'un diğer yapılarda da kullandığı türdendir.
Mozaikler
Ravenna'da bulunan diğer birçok geç antik yapısı gibi San Vitale Kilisesi'de mozaikleri ile tanınmaktadır. Mozaikler hem duvar hem de zeminde dikkat çekmektedirler. Mozaiklerde çeşitli süs ve çiçek desenleri yer almaktadır. Kubbe'deki değişiklikler dışında mozaiklerin çoğu bugün hala görülebilir vaziyettedirler.

Kilisenin inşası zamanında eklenen duvar mozaikleri de farklı bir etki uyandırmaktadır. Bu mozaikler Altar ve Apsis bölgesini neredeyse tamamen örtmekte ve güçlü mavi, yeşil ve altın renkleriyle etkilemektedirler. Klasik antik dönemin mozaikleri ile karşılaştırıldığında bu yapıda kullanılan tessera parçaçıklarının çok büyük oldukları dikkat çekicidir. Birçok özellik açısından bu mozaikler geç antik dönem boyunca görülen mozaikler arasında sayılabilirler. Buna göre içerik birinci önceliğe sahiptir, daha sonra form gelmektedir. Mozaiklerin sağladığı bir diğer etki ise yıllara rağmen kaybolmayan renklerindeki canlılıktır. Yıllar geçtikçe solan, renklerini kaybeden mozaiklerin aksine buradaki mozaikler solmayan renkleri solmaya, yarı mücevherimsi taşlardan yapılmışlardır. Örneğin altın rengini sağlamak için gerçek altın kullanılmıştır.

Hemen Altara giriş bölümünde İsa ve 12 Havarisi ile Vitalis'in çocukları olarak kayıtlara geçen azizler Gervasius ve Protasius'un mozaikleri bulunur. Altar bölgesinde bulunan çoğu mozaikler konularını eski ahitten almaktadırlar. Burada bulunan iki ayrı lünette İbrahim'in 3 konuğu ağırlaması, İshak'ın kurban edilmesi, Habil ve Kabil ile melchizedek sahneleri yer alır. Tüm bu mozaikler Altar'da kutlanan Efkaristiya'ya dayanmaktadır. Lünetlerin altında birkaç melek tasvirinin yanında, Musa, Yeremya ve Yeşaya peygamberlerin hayatlarından kesitler yer alır. Bunların dışında galeride dört Evangelistin tam vücut portreleri ve sembolleri olan hayvanlar resmedilmiştir. En üst bölge çiçek desenleri ile süslenirken, tavan bölgesinde 4 melek tarafından taşınan, İsa'nın sembollerinden biri olan koyun bir Madalyon içinde gösterilmektedir. Apsis'in üst kısmında yer alan bölgede ise kutsal şehirler olarak da ifade edebileceğimiz Kudüs ve Beytüllahim tasvirleri yer alır.

Apsis: bir melek piskopos Ecclesius'a kilisenin bir modelini veriyor
Kilisenin en önemli mozaikleri şüphesiz apsiste bulunan I. Justinianusos ve Theodora'nın; beraberindekiler eşliğindeki;portreleridir. I. Justinianus bu mozaiğin merkezinde yer alır ve kıyafetleri sebebiyle rahatlıkla diğerlerinden ayrılır. Mozaikte onun kayser olduğunu işaret eden birçok figürsel özellik bulunmaktadır, bunlardan bir tanesi de başının üstünde yer alan hâle'dir.
 
Üst
Alt