Peygamber Efendimiz’in Saçları Nasıldı?

Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa’nın (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) mübarek saçları… Bu başlık altında Hazreti Peygamber’in (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçlarının uzunluk ve kısalık hali ile saçlarını taraması, biçimlendirmesi ve şekillendirmesi bahis konusu edilecektir. Hazreti Peygamber’in (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçları genellikle uzundur. Bu uzun saç şekli üç ayrı tabir ile ifade edilmiştir. Saçlarının kulak yumuşağına kadar uzanan haline ‘vefre’ kulak yumuşağından biraz daha aşağı (omuzlarına değmediği hali) ‘limme’, omuzlarına kadar uzanan hali (omuzlarına değdiği hali) ‘cümme’, tabiri ile ifade edilmiştir.

Peygamber’in (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçlarının vefre şekli, kısaltmış olduğundaki halidir. Cümme şekli tıraştan sonra saçlarının uzayarak geldiği haldir. Hazreti Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) cümmeden daha uzun bir saç şekli benimsememiştir.

Hazreti Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) genelde saçlarını uzatmayı benimsemiş, bazı özel durumlarda ise ustura tıraşı ile saçlarını kazıtmıştır. Bu durumlar; Peygamberimiz’in (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hicretten sonra umre yapmak maksadı ile Kâbe’yi dört defa ziyareti esnasında vaki olmuştur. Birincisi hicretin altıncı senesindeki ilk umresidir ki, buna Hudeybiye umresi de denir. İkincisi ertesi sene yaptığı Umret’ül-kazâ denilen umredir. Üçüncüsü ise Huneyn seferinde Cirane mevkiinden başlayarak icra ettiği umredir. Dördüncüsü Veda Haccı sırasında yaptığı umredir. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) yaptığı bu umreler sebebi ile ihramdan çıkarlarken bizzat kendisi saçlarını usturayla kazıtmıştır.

Abdullah ibni Ömer’den (Radiyallâhu Anh) naklen: “Muhakkak ki Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) veda haccında saçlarını ustura ile tıraş ettirdi. Ashabından (Radiyallâhu Anhum) bir taife de ustura ile tıraş oldu, bazıları da kısaltmakla yetindiler.

Özetle Hazreti Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçlarını uzatmayı benimsemişlerdir. Saçlarının en uzun hali ‘cümme’, biraz daha kısası ‘limme’, en kısa hali ise ‘vefre’dir. Umre ve hac gibi özel durumlarda kazıtmak sureti ile tıraş etmişlerdir. Burada örf ve âdetin benimseyeceği biçimde, fitne sebebi olmadığı müddetçe, ehli küfre benzememek sureti ile saçları uzatmak, kısaltmak ve ustura ile tıraş etmek, Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) sünen-i zevâid ismi verilen sünnetlerindendir.

Enes ibni Mâlik (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: “Rasûlüllâh’ın (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçları kulaklarının yarısına kadar uzamıştı.”

Hazreti Âişe (Radiyallâhu Anhâ) Annemiz anlatıyor: “Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin saçları cümme şeklinin biraz üstünde (omuzlarına değmiyordu), vefre şeklinin biraz aşağısında (kulak yumuşaklarını az geçiyordu) yani limme şekli idi.”

Berâ bin Âzib (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: “Hazreti Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçları kulak yumuşaklarını adeta döver gibi idi.”

Katâde (Rahimehullah) naklediyor: Enes ibni Mâlik’e (Radiyallâhu Anh) “Rasûlüllâh’ın (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçları nasıldı” diye sordum: “Ne kıvırcık ne de düz idi, saçları kulak yumuşaklarını geçiyordu. Diye cevap verdi.”

Ebû Talib’in kızı Ümmü Hânî (Radiyallâhu Anha) naklediyor: “Hazreti Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Mekke’ye teşrif ettiklerinde saçlarında ince ince dört örgü var idi.”

Enes ibni Mâlik (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: “Muhakkak Rasûlüllâh’ın (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçları kulaklarının yarısına kadar gelirdi.

Abdullah ibni Abbâs (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: “Muhakkak Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçlarını alnının üzerine düz bir şekilde salıverirdi. Müşrikler ise saçlarını ikiye ayırırlardı. Ehl-i kitap da alınları üzerine düz bırakırlar idi. Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)ise hakkında emir gelmeyen hususlarda ehl-i kitabın adetlerine muvafakat etmeyi severdi. Daha sonra (müşrik inancı sona erip tam anlamı ile yok olup saçları önden ikiye ayırmak,) şirk alameti olmaktan çıkınca, Hazreti Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ehli kitaba da muhalefet etmiş ve) saçlarını önden ikiye ayırmıştır”

Ümmü Hânî (Radiyallâhu Anha) anlatıyor: “Rasûlüllâh’ı (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) gördüm. Saçlarında ince ince dört örgüsü vardı.”

Ümmü Hânî’den (Radiyallâhu Anha) rivayet edilen yukarıdaki iki hadis başka sahabeler tarafından rivayet edilmemiştir. Bu rivayetlerde geçen saç şekli, Hazreti Peygamberimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) mu’tad olan saç şekli değildir. Bu dört örgünün saçlarının hangi tarafında olduğu bilinmemek ile beraber fetih zamanında ne için böyle bir şey yaptığının hikmetini de beyan eden bir bilgiye rastlanılmamaktadır.

Peygamber Efendimizin (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Saç ve Sakal Bakımı
Hazreti Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) kişinin temiz, bakımlı ve düzgün görünümlü olmasına dikkat çekmiş ve saç-sakal-bıyık bakımını da bu bağlamda değerlendirilmiştir. Kişinin saçlarını temizlemesi, yıkaması, güzel koku sürmesi, taraması gibi bakımına özen göstermesini tavsiye etmişlerdir.

Bir hadîs-i şerif’te Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “kim saç bırakmışsa ona (onun bakımına özen gösterip dikkat) ikram etsin.” buyurmuşlardır.

Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz üst baş temizliğine önem verdiği gibi tertipli ve uyum halinde olmasına da dikkat ederlerdi ve ashabına da bu hususta tavsiyelerde bulunurlardı.

Nitekim Câbir ibni Abdullâh’dan (Radiyallâhu Anh) gelen bir rivayette: Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçı sakalı, üstü başı dağınık bir adam gördü. Bu durumdan rahatsız olan Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) “Bu adam saçlarını düzeltecek bir şey bulamamış mı acaba?” diyerek sitemde bulundular. Diğer taraftan üstü başı kir-pas içinde olan başka bir kimseye de “Bu adam elbiselerini yıkayacak su bulamamış mı acaba?” diyerek memnuniyetsizliklerini dile getirmişlerdir.

Saç-sakal ve üst-başın tertipli ve düzgün olmasını tavsiye eden Peygamberimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) sadece süslenmek ve bunu gün aşırı meşgale haline getirmeyi de hoş karşılamamışlardır. Bunun icab ettikçe ve gerektiği durumlarda yapılmasını tavsiye etmişlerdir.

Hazreti Âişe (Radiyallâhu Anha) annemiz anlatıyor: “Ben hayızlı iken bile Rasûlüllâh’ın (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) saçlarını tarardım.”

Enes ibni Mâlik (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: “Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ekseriyetle saçlarını yağlar, sakal’ı şeriflerini tararlar idi. Genel olarak da sarıklarının içine ince bez koyarlar idi. O bez parçası adeta zeytinyağcının elbisesi gibi yağlanır idi.”

Hazreti Âişe (Radiyallâhu Anha) validemiz anlatıyor: “Hazreti Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) gusül ve abdest almak gibi temizlik işlerinde, saç ve sakal-ı şerifini tarayacağı vakitte, ayakkabılarını giyeceği vakitte sağ tarafından başlamayı sever idi.”

Abdullah ibni Muğaffel (Radiyallâhu Anh) anlatıyor: “Hazreti Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) icab ettikçe saç ve sakal bakımını yapmayı tavsiye edip, aşırı meşgul olmayı yasaklamışlardır.“

Humeyd ibni Abdurrahmân (Rahimehullah) anlatıyor: “Muhakkak ki Nebiyyi Muhterem (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) zaman zaman gerektikçe saç ve sakal bakımını yapar ve tararlardı.”
Dipnotlar[HR=][/HR]
[1] Buhâri 127.ci bab hadis no: 1729
[2] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 23
[3] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 24
[4] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 25
[5] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 26
[6] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 27
[7] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 28
[8] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 29
[9] Tirmizî, Şemâil 3.cü bab hadis no: 30
[10] Sünen-i Ebû Dâvûd, Kitâb’ul Teraccul 2.ci bab hadis no: 4160
[11] Sünen-i Ebû Dâvûd, dördüncü cild. 16.cı bab hadis no: 4059
[12] Tirmizî, Şemâil 4.cü bab hadis no: 31
[13] Tirmizî, Şemâil 4.cü bab hadis no: 32
[14] Tirmizî, Şemâil 4.cü bab hadis no: 33
[15] Tirmizî, Şemâil 4.cü bab hadis no: 34
[16] Tirmizî, Şemâil 4.cü bab hadis no: 35
 
Üst
Alt