- Katılım
- 19 Tem 2017
- Mesajlar
- 1,562
- Tepkime puanı
- 2,340
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Erkek
Oysa ben çocuktum Yüreğime parmak izini basıp geçtin Silemedim Avuçlarından içtiğim aşkın imlasını bozan ben değildim Ki yerli yersiz üç nokta iliştirdin sevdama Ömrümü vesairelere sığdıramadım Çocuktum Hazırda umutlarım vardı. Ben bu şehre adınla biten şiirler serperim.. Sokaklarına konduramadım bedenimi..yoktu... Kapımın önünden geçmeyecektin Penceremden bakamayacaktım sana... Yaralandım Çocuktum işte Gelirsin sandım Yanıldım Bitti derken Her günümde seni bir bir çoğalttım. Sabırsızlığım,açlığımdan senli günlerime. Çocuktum adın yaktı ellerimi Tutunamadım bir daha ''sen'' diye hiç kimseye... Yollar,yıllar,hasret bitirmedi seni;beni bitirdiği kadar... Çocuktum Yüreğimi alıp kaçtın! Hani diyorum son defa gözlerimden düşsen Sevdanın yatağını şaşırmış nehirlerine.. Büyümek buymuş işte... Korkuların biçim değiştirmesi Gece yatağıma Gündüz yanağıma yapışan Oyun oynarken bile kambur gibi sırtımda taşıdığım telaşlarımdın Eziktim Çocuktum işte...Yüreğime parmak izini basıp geçtin Bir ses...Bir adamın sesi Ve bir kadın...Hayatı avuçlarının içinde taşıyan.. Kurduğum hayallere çakılan korkularım ''kalktım'' derken düştüğüm ''başladım'' derken bittiğim Artık boş mezarlıklara dönen evlerde adım anılır. Ve ben yeniden doğmak için Kahramansız masallar dinlerim Hep ''yokmuş'' diye başlayan... Çocuktum..adın elime battı Koparmışken tutunduğum ipleri Dizginlerimi salmışken boşluğa Zamansız bir aşk yağdı....ıslandım.... Korunaklarım yoktu... Sokaklarda minyatür aşklar yaşanıyordu Yüzü yoktu hiçbirisinin Kaldırımlarına gölgeler düşmüyordu bu kentin...Heybesine gün sarhoşu mart çığlıkları yüklemiş yolcular Geçip gidiyordu aklımın dolambaçlı yollarından. Kimsesizliğe yenilen... Korkusuna eksik anlamlar yüklenmiş erguvanlar, Uğurlarken hüzün kuşlarını, Uzak kentler yıkılıyordu gözlerimin tutunduğu boşluklara. Ve hiçbir aşk vitrinlerini süslemiyordu Bir yığın bedeb gülüşlerini arıyordu köşe başlarında Ve hiçbir yangın içimi ısıtmıyordu sevdan kadar Tarifi yoktu kederimin... Çocuktum işte Geçtiğim yollara baktım yaşamın dikiz aynasından Yüzlerce ben bırakmışım ardımda Ve yaşın kadar sen tanımışım omuzlarımda Yüzüm yere eğik,gözlerimde hüzün... İhbarlar taşımışım gidişine Sevdanın köşe başında tutuklanmışım sensizliğe Çocuktum işte Kendimi kendimden kaçırırken İçimde yüzlerce gedik açıldı Yıllardır soğuk rüzgarlar çarpıp geçiyor çocukluğum yamalı geçmişine Kendimi tırnaklarımla deşerken Gizli gizli kan akıttım soğuk yatağıma Kan denizinde gömüldüm uykulara.. Çocuktum işte Yaşamın dikiz aynasından baktım geçtiğim yollara Sarsıntısıyla bozulup dağılmış bir aşk hikayesinin, Her biri ayrı zamanlarda yaşamış kahramanlarını; durmadan büyüyen boşluğuna ittim. Kaidesini arayan kara suratlı bir heykel gibi kargaşanın ortasında. Asılı kaldım bir halatın ucunda.... Çocuktum işte Olanca ağırlığınla çakıldım gözbebeklerine...