Beyaz Irk ve Amerind’lerin ilk akrabalık bağı -8.000’lerde gerçekleşir. Buzul Çağının sona ermesiyle beraber yeryüzünün daha yaşen temelbilir bir yer olmaya başlar ve akarsular, göller, dereler yani hayatın kaynağı SU yeryüzündeki yaşen temelbilir mekanların temellerini oluşturmuştu. Bu dönemde Aral gölü, yoğun insan popülasyonuna sahip bir yerleşke durumundadır. Bu bölgenin yerlileri olan Beyaz Irk, Aral gölü dolayında varlıklarını devam ettirmekteydiler. Kuzey bölgelerinde yaşamakta olan Amerind’lerin bir kısmı, -8.000’lerde güney bölgelerine doğru göç hareketi başlatmışlardı.
Ön Türk’ler! Yani Türk’lerin ataları. Türk Tarihinde henüz son 100 senede gün yüzüne çıkartılabilmiş ve günümüz teknik imkanlarıyla en temel hatlarına ve kısmen de olsa detaylarına vakıf olabildiğimiz Ön Türkler dönemi tarihimiz açısından fevkalade öneme sahiptir. Öncelikle Ön Türk ifadesini netleştirmemiz gerekmektedir. Ön Türkler, Türk olarak tanımladığımız etnik kimliğin kökenlerini teşkil eden unsurlardır. Bu unsurlara tam manasıyla Türk’tür diyemeyiz. Çünki bu toplum kendilerine henüz “Türk” dememektedir.
Kendilerine Türk sıfatını koymaları binlerce yıl sonra gerçekleşecektir. Bunun yanında Türk değildir dememizde olanaklı değildir. Zira Türk kimliğini oluşturan genetik, etnik, kültürel, dini ve toplumsal temeller Ön Türk’ler döneminde inşa edilmiş ve bu güne kadar Türk’ler tarafından miras olarak kabul edilerek yaşatılmıştır. Bu değerleri Türk’ler dışından sahiplenmiş ve yaşatabilmiş diğer bir toplum bulunmadığı için, hemde genetik olarak da mirasçı kabul edildiğinden, ifade olarak Ön Türk’ler dememiz doğru olacaktır.
Öncelikle Ön Türk’lerin genetik soy ağacını incelememiz gerekmektedir. Ön Türkler 1. Derecede Esas Irk’lardan olan Beyaz Irk ile 2. Derecede “Melez” Irk’lardan olan Amerind’lerin akrabalık bağı sonucunda ortaya çıkmış 3. Derecede “Türemiş” bir Irk’dır. Ön Türk varlığını tarih sahnesine çıkartan bu akrabalık bağı, tespitlere göre Taş Çağı olarak isimlendirdiğimiz, buzul çağının sona ermesinden kısa bir zaman sonra gerçekleşmeye başlamıştır.
Bilindiği üzere Milyonlarca sene önce başlayan Buzul Çağı, -100.000’lerde etkisini azalttı, -18.000’lerde Zirve noktasına ulaştıktan sonra hızla etkisini yitirerek -10.000’lerde bütünüyle sona edi. Asya’da iklimsel ve coğrafi zorluklar sebebiyle zor bir hayat sürdürmeye çalışan İnsanoğlu, Buzul Çağı’nın son bulmasıyla hızla çoğalmaya ve İnsanlık Tarihinin temellerini oluşturmaya başladılar. Bu oluşum süreci içerisinde Ön Türk olarak tanımladığımız toplumlar ortaya çıkmış, önce genetik olarak ayrışmış, sonrasında kültürel değerlerini ve toplumsal yaşayış şekillerini edinerek kendine “Türk” adını vererek örgütlenmiştir.
Ön Türk’leri oluşturan öğelerden bir tanesi olan “Beyaz Irk”, insanoğlunun Afrika’dan Asya’ya göç hareketine giriştiği -70.000’li senelerden beri Asya kıtasını mesken edinmiş, -40.000’lerde genetik olarak diğer Irk’lardan ayrı nitelikler kazen temelrak burda yayılmış kadim Irk’lardan birisidir. Günümüzde çekik gözlü insanlar hariç beyaz ten rengine sahip tüm insanların bu Irktan türediği kati bir gerçektir. Beyaz Irk, Asya’daki varlığını devam ettirirken ilk fotoğrafları çizerek bu resimlere anlamlar yüklemiş, sonrasında damgalara ve yazıya dönüştürmüştür. Ön Türk’lerin atalarından bir diğeri de Amerind’ler yani Kızıl Derililer olarak tanımladığımız Amerikan yerlilerinin atalarıdır.
Amerindler, Kuzey bölgelerinde yaşamakta olan “Sarı Irk” ile Beyaz ve beklide bir miktar Siyah Irk’ın akrabalık bağları sonucunda meydana gelmiş ilk Melez Irk’dır. Amerindler -25.000’li senelerde ortaya çıkarak bir kısmı kuzeyden Bering Boğazı üzerinden ABD’ya göç etmiş, başka bir kısmı Asya’da kalarak varlığını sürdürmüştür. -18.000 de Zirve noktasına ulaşan Buzul çağı sebebiyle güney bölgelerine doğru göç etmiş ve Asya toplumları ile karışmıştır. Ön Türk’lerin oluşum süreci bu iki Irk’ın akrabalık bağları karışması ile ortaya çıkmıştır.
Avrasyalı Ön Türk’ler
Beyaz Irk ve Amerind’lerin ilk akrabalık bağı -8.000’lerde gerçekleşir. Buzul Çağının sona ermesiyle beraber yeryüzünün daha yaşanılabilir bir yer olmaya başlar ve akarsular, göller, dereler yani hayatın kaynağı SU yeryüzündeki yaşanılabilir mekanların temellerini oluşturmuştu. Bu dönemde Aral gölü, yoğun insan popülasyonuna sahip bir yerleşke durumundadır. Bu bölgenin yerlileri olan Beyaz Irk, Aral gölü dolayında varlıklarını devam ettirmekteydiler. Kuzey bölgelerinde yaşamakta olan Amerind’lerin bir kısmı, -8.000’lerde güney bölgelerine doğru göç hareketi başlatmışlardı.
Bu göç hareketiyle Aral gölüne kadar inen Amerind toplulukları, bölgede yaşamakta olan Beyaz Irk ile muhatap olarak aynı coğrafyayı paylaşırlar. Bu paylaşım zaman içinde evlenmelerle akrabalık bağına dönüşmüş ve iç evliliklerle genetik olarak müstakil bir hal almıştır. İlerleyen yüzsenelerde dış toplumların etkenlerine maruz kalmayarak iç evlilikler ile akrabalık bağını güçlendiren bu toplumlar artık birbirinden ayrı iki Irk değil birbirlerine benzeyen tek bir toplum haline gelirler. Bu akrabalık bağı ilk Ön Türk kolunu meydana getirir.
Bu kol hem Beyaz Irk’ın hem Amerind’lerin sosyal yaşantısı, dini inançları ve genetik özelliklerinin bir karışımı halinde yeni bir Etnik yapı oluşturur. Ön Türk tarihindeki en derin izler bu yeni toplumumuzun eseridir. Bu kol, tarihin sonraki evrelerinde Sümerler, Sakalar, Tirikler, Hurriler ve Etrüskler olarak karşımıza çıkartacaktır. Bu nedenle bu kola Avrasyalı Ön Türk’ler diyoruz.
Asyalı Ön Türk’ler
İkinci akrabalık bağının gerçekleşmesi -2.000’lerde Asya steplerinde gerçekleşti. Asya’nın kuzey bölgelerinde varlıklarını sürdüren Amerind’ler, bir kolları Aral gölüne göç etmişse de bütünlüklerini korumuş ve yoğun dış etkenlere maruz kalmadan varlıklarını devam ettirmişlerdi. -8.000’ler küçük bir kolu Aral’a geç eden Amerindler, göç hareketine devam ederek Baykal Gölü ile Tanrı Dağları arasında bulunan geniş coğrafyada yerleştiler. Binlerce yıl bu bölgede varlıklarını devam ettiren Amerindler artık Tanrı dağlarının yerlileri haline geldiler.
Daha önce Aral Gölünde akrabalık bağı kuran bu iki ırk, bu kez Tanrı dağlarında bir araya geldiler. Asya içlerinde varlıklarını sürdüren Beyaz Irk’ın bir kolu Kuzey bölgelerine doğru göç hareketine girişti. Bu göç hareketi sonucunda Tanrı Dağları dolayında yerleşik bulunan Amerind’ler ile sosyal bir karışım içine girdiler. Amerindlerin çoğunlukta, Beyaz Irk’ın azınlıkta olduğu bu toplum zaman içinde iç evlilikler ile müstakil bir topluluğa dönüşerek tek bir toplum haline geldiler. Bu topluluk, yoğun olarak Amerind’lerin, azınlıklı olarak Beyaz Irk’ın genlerini taşımaktadır.
Azda olsa Çekik gözlü olmaları bundandır. Amerindler’in Beyaz Irk ile karışan toplumları Asya Türkleri olmuş, Beyaz Irk ile karışmayan Amerindler ise Tanrı Dağlarının doğusuna doğru ilerleyerek burda Sarı Irk ile karışıp Moğolların, Sienpilerin, Tibetlilerin v.B. Asya halklarının ataları olan toplumları inşa ettiler. Bu kol, tarihin sonraki evrelerinde Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar v.B. İlk Türk Devletleri ile karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle bu kola Asyalı Ön Türk’ler diyoruz.
-1.500 lü senelerde Asyalı Ön Türk kolu farklı bir Irk haline gelmiş, -8.000’lerde Aral Gölünde ortaya çıkan Avrasyalı Ön Türk kolu ise -3.500’lerde Sümer Devletini kurmuş, Sümerlerin -2.000’lerde yıkılmasıyla sonraki yüzsenelerde Asya’ya göç ederek takriben yine -1.500’lü senelerde Asya’da bulunan Ön Türk kolu ile birleşip karışarak Türk kimliğini ortaya çıkartmıştır.
Burada dikkat edilmesi gerekli olan ve muhtemelen bir soru işareti olarak beliren bir husustan bahsetmek gerekecektir. 1nci ve 2nci Ön Türk kolları olarak bahsettiğimiz iki farklı bölgede, binlerce yıl arayla ortaya çıkan Etnik yapılar nasıl olurda aynı Etnik Köken ile ifade edilebilir? Şunu anımsamak gerekir ki ; her iki toplumda aynı atadan yani Amerind’ler ile Beyaz Irk’ın akrabalık bağı sonucunda ortaya çıkmıştır.
Bunun yanında her iki toplumda da aynı Dini ve Kültürel değerler, aynı Yazı ve Dil, aynı yaşayış tarzı hakimdir. Buda aynı kültürün iki ayrı coğrafyada iki ayrı şekilde tezahürü olarak adlandırılabilir. Hem genetik, hem kültürel hem de etnik olarak birbirlerinden çok az farkı olan bu toplumların bir araya gelmesi ile “Türkler” ortaya çıkmıştır ki buda “Türk” kimliğini oluşturan bu iki kola “Ön Türk” dememizi fazlası ile açıklar.
-Alinti-
Ön Türk’ler! Yani Türk’lerin ataları. Türk Tarihinde henüz son 100 senede gün yüzüne çıkartılabilmiş ve günümüz teknik imkanlarıyla en temel hatlarına ve kısmen de olsa detaylarına vakıf olabildiğimiz Ön Türkler dönemi tarihimiz açısından fevkalade öneme sahiptir. Öncelikle Ön Türk ifadesini netleştirmemiz gerekmektedir. Ön Türkler, Türk olarak tanımladığımız etnik kimliğin kökenlerini teşkil eden unsurlardır. Bu unsurlara tam manasıyla Türk’tür diyemeyiz. Çünki bu toplum kendilerine henüz “Türk” dememektedir.
Kendilerine Türk sıfatını koymaları binlerce yıl sonra gerçekleşecektir. Bunun yanında Türk değildir dememizde olanaklı değildir. Zira Türk kimliğini oluşturan genetik, etnik, kültürel, dini ve toplumsal temeller Ön Türk’ler döneminde inşa edilmiş ve bu güne kadar Türk’ler tarafından miras olarak kabul edilerek yaşatılmıştır. Bu değerleri Türk’ler dışından sahiplenmiş ve yaşatabilmiş diğer bir toplum bulunmadığı için, hemde genetik olarak da mirasçı kabul edildiğinden, ifade olarak Ön Türk’ler dememiz doğru olacaktır.
Öncelikle Ön Türk’lerin genetik soy ağacını incelememiz gerekmektedir. Ön Türkler 1. Derecede Esas Irk’lardan olan Beyaz Irk ile 2. Derecede “Melez” Irk’lardan olan Amerind’lerin akrabalık bağı sonucunda ortaya çıkmış 3. Derecede “Türemiş” bir Irk’dır. Ön Türk varlığını tarih sahnesine çıkartan bu akrabalık bağı, tespitlere göre Taş Çağı olarak isimlendirdiğimiz, buzul çağının sona ermesinden kısa bir zaman sonra gerçekleşmeye başlamıştır.
Bilindiği üzere Milyonlarca sene önce başlayan Buzul Çağı, -100.000’lerde etkisini azalttı, -18.000’lerde Zirve noktasına ulaştıktan sonra hızla etkisini yitirerek -10.000’lerde bütünüyle sona edi. Asya’da iklimsel ve coğrafi zorluklar sebebiyle zor bir hayat sürdürmeye çalışan İnsanoğlu, Buzul Çağı’nın son bulmasıyla hızla çoğalmaya ve İnsanlık Tarihinin temellerini oluşturmaya başladılar. Bu oluşum süreci içerisinde Ön Türk olarak tanımladığımız toplumlar ortaya çıkmış, önce genetik olarak ayrışmış, sonrasında kültürel değerlerini ve toplumsal yaşayış şekillerini edinerek kendine “Türk” adını vererek örgütlenmiştir.
Ön Türk’leri oluşturan öğelerden bir tanesi olan “Beyaz Irk”, insanoğlunun Afrika’dan Asya’ya göç hareketine giriştiği -70.000’li senelerden beri Asya kıtasını mesken edinmiş, -40.000’lerde genetik olarak diğer Irk’lardan ayrı nitelikler kazen temelrak burda yayılmış kadim Irk’lardan birisidir. Günümüzde çekik gözlü insanlar hariç beyaz ten rengine sahip tüm insanların bu Irktan türediği kati bir gerçektir. Beyaz Irk, Asya’daki varlığını devam ettirirken ilk fotoğrafları çizerek bu resimlere anlamlar yüklemiş, sonrasında damgalara ve yazıya dönüştürmüştür. Ön Türk’lerin atalarından bir diğeri de Amerind’ler yani Kızıl Derililer olarak tanımladığımız Amerikan yerlilerinin atalarıdır.
Amerindler, Kuzey bölgelerinde yaşamakta olan “Sarı Irk” ile Beyaz ve beklide bir miktar Siyah Irk’ın akrabalık bağları sonucunda meydana gelmiş ilk Melez Irk’dır. Amerindler -25.000’li senelerde ortaya çıkarak bir kısmı kuzeyden Bering Boğazı üzerinden ABD’ya göç etmiş, başka bir kısmı Asya’da kalarak varlığını sürdürmüştür. -18.000 de Zirve noktasına ulaşan Buzul çağı sebebiyle güney bölgelerine doğru göç etmiş ve Asya toplumları ile karışmıştır. Ön Türk’lerin oluşum süreci bu iki Irk’ın akrabalık bağları karışması ile ortaya çıkmıştır.
Avrasyalı Ön Türk’ler
Beyaz Irk ve Amerind’lerin ilk akrabalık bağı -8.000’lerde gerçekleşir. Buzul Çağının sona ermesiyle beraber yeryüzünün daha yaşanılabilir bir yer olmaya başlar ve akarsular, göller, dereler yani hayatın kaynağı SU yeryüzündeki yaşanılabilir mekanların temellerini oluşturmuştu. Bu dönemde Aral gölü, yoğun insan popülasyonuna sahip bir yerleşke durumundadır. Bu bölgenin yerlileri olan Beyaz Irk, Aral gölü dolayında varlıklarını devam ettirmekteydiler. Kuzey bölgelerinde yaşamakta olan Amerind’lerin bir kısmı, -8.000’lerde güney bölgelerine doğru göç hareketi başlatmışlardı.
Bu göç hareketiyle Aral gölüne kadar inen Amerind toplulukları, bölgede yaşamakta olan Beyaz Irk ile muhatap olarak aynı coğrafyayı paylaşırlar. Bu paylaşım zaman içinde evlenmelerle akrabalık bağına dönüşmüş ve iç evliliklerle genetik olarak müstakil bir hal almıştır. İlerleyen yüzsenelerde dış toplumların etkenlerine maruz kalmayarak iç evlilikler ile akrabalık bağını güçlendiren bu toplumlar artık birbirinden ayrı iki Irk değil birbirlerine benzeyen tek bir toplum haline gelirler. Bu akrabalık bağı ilk Ön Türk kolunu meydana getirir.
Bu kol hem Beyaz Irk’ın hem Amerind’lerin sosyal yaşantısı, dini inançları ve genetik özelliklerinin bir karışımı halinde yeni bir Etnik yapı oluşturur. Ön Türk tarihindeki en derin izler bu yeni toplumumuzun eseridir. Bu kol, tarihin sonraki evrelerinde Sümerler, Sakalar, Tirikler, Hurriler ve Etrüskler olarak karşımıza çıkartacaktır. Bu nedenle bu kola Avrasyalı Ön Türk’ler diyoruz.
Asyalı Ön Türk’ler
İkinci akrabalık bağının gerçekleşmesi -2.000’lerde Asya steplerinde gerçekleşti. Asya’nın kuzey bölgelerinde varlıklarını sürdüren Amerind’ler, bir kolları Aral gölüne göç etmişse de bütünlüklerini korumuş ve yoğun dış etkenlere maruz kalmadan varlıklarını devam ettirmişlerdi. -8.000’ler küçük bir kolu Aral’a geç eden Amerindler, göç hareketine devam ederek Baykal Gölü ile Tanrı Dağları arasında bulunan geniş coğrafyada yerleştiler. Binlerce yıl bu bölgede varlıklarını devam ettiren Amerindler artık Tanrı dağlarının yerlileri haline geldiler.
Daha önce Aral Gölünde akrabalık bağı kuran bu iki ırk, bu kez Tanrı dağlarında bir araya geldiler. Asya içlerinde varlıklarını sürdüren Beyaz Irk’ın bir kolu Kuzey bölgelerine doğru göç hareketine girişti. Bu göç hareketi sonucunda Tanrı Dağları dolayında yerleşik bulunan Amerind’ler ile sosyal bir karışım içine girdiler. Amerindlerin çoğunlukta, Beyaz Irk’ın azınlıkta olduğu bu toplum zaman içinde iç evlilikler ile müstakil bir topluluğa dönüşerek tek bir toplum haline geldiler. Bu topluluk, yoğun olarak Amerind’lerin, azınlıklı olarak Beyaz Irk’ın genlerini taşımaktadır.
Azda olsa Çekik gözlü olmaları bundandır. Amerindler’in Beyaz Irk ile karışan toplumları Asya Türkleri olmuş, Beyaz Irk ile karışmayan Amerindler ise Tanrı Dağlarının doğusuna doğru ilerleyerek burda Sarı Irk ile karışıp Moğolların, Sienpilerin, Tibetlilerin v.B. Asya halklarının ataları olan toplumları inşa ettiler. Bu kol, tarihin sonraki evrelerinde Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar v.B. İlk Türk Devletleri ile karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle bu kola Asyalı Ön Türk’ler diyoruz.
-1.500 lü senelerde Asyalı Ön Türk kolu farklı bir Irk haline gelmiş, -8.000’lerde Aral Gölünde ortaya çıkan Avrasyalı Ön Türk kolu ise -3.500’lerde Sümer Devletini kurmuş, Sümerlerin -2.000’lerde yıkılmasıyla sonraki yüzsenelerde Asya’ya göç ederek takriben yine -1.500’lü senelerde Asya’da bulunan Ön Türk kolu ile birleşip karışarak Türk kimliğini ortaya çıkartmıştır.
Burada dikkat edilmesi gerekli olan ve muhtemelen bir soru işareti olarak beliren bir husustan bahsetmek gerekecektir. 1nci ve 2nci Ön Türk kolları olarak bahsettiğimiz iki farklı bölgede, binlerce yıl arayla ortaya çıkan Etnik yapılar nasıl olurda aynı Etnik Köken ile ifade edilebilir? Şunu anımsamak gerekir ki ; her iki toplumda aynı atadan yani Amerind’ler ile Beyaz Irk’ın akrabalık bağı sonucunda ortaya çıkmıştır.
Bunun yanında her iki toplumda da aynı Dini ve Kültürel değerler, aynı Yazı ve Dil, aynı yaşayış tarzı hakimdir. Buda aynı kültürün iki ayrı coğrafyada iki ayrı şekilde tezahürü olarak adlandırılabilir. Hem genetik, hem kültürel hem de etnik olarak birbirlerinden çok az farkı olan bu toplumların bir araya gelmesi ile “Türkler” ortaya çıkmıştır ki buda “Türk” kimliğini oluşturan bu iki kola “Ön Türk” dememizi fazlası ile açıklar.
-Alinti-