Nilüfer Hatun (1285 - 1383)

Nilüfer Hatun (1285 - 1383, Bursa), Yarhisar Tekfuru'nun kızı, Orhan Gazi'nin eşi ve I. Murad'ın annesidir. Hayatı hakkındaki bilgiler, ilk Osmanlı kaynaklarından Âşıkpaşazâde ve onu aynen tekrarlayan Neşrî’ye dayandırılır. Bu kaynaklarda Bursa civarındaki Yarhisar tekfurunun kızı olarak geçer ve adı Lülüfer (Ülüfer) şeklinde de belirtilir. Bazı araştırmalarda asıl adının Holophira (Olievera) olduğu ve Nilüfer isminin bundan geldiği ileri sürülür. Ancak Türkçe’ye Farsça’dan geçen nilüfer kelimesi de Grekçe asıllıdır.
[KRSAG=https://admin.biyografya.com/_docs/photos/c488fcb4dabf4706ad3fb67697ee2382.jpg][/KRSAG]
Faslı gezgin İbn Battuta'nın İznik'te bizzat görüştüğü ve Beylun Hâtun olarak tanıttığı Orhan Gazi'nin baş hâtunudur. Nilüfer, "lotüs" adındaki kutsal çiçek mânâsına gelir. Onun bu ismi İznik'teki imaretinin kitabesinde yazılıdır. İslâmî bir isme sahip olmayan Nilüfer'in sağlığında inşa ettirdiği tesisler arasıda herhangi bir cami bulunmamaktadır. İbn Battuta'nın naklettiğine göre Orhan Gazi ile birlikte Bursa'da oturmayan Beylun Hâtun, ondan ayrı olarak o yıllarda "Anadolu'nun Kudüsü" olarak adlandırılabilecek kadar Hristiyanlarca kutsal kabul edilen İznik'te ikamet etmekteydi. İznik'e giden gezgin İbn Battuta bu harap şehirde sultanın zevcesi Beylûn Hâtun'un oturduğunu ve sultanın hizmetlilerinin bu dindar ve erdemli kadının emrinde olduklarını nakletmektedir. İznik'te Sultanönülü fakih imâm Hacı Alâeddin'e konuk olan İbn Battuta, İznik hâkiminin Orhan Gazi'nin eşlerinden dindarlığıyla meşhur olan Beylûn Hâtun olduğunu ve Hacı Alâeddin ile birlikte ziyaretine gittikleri Beylûn Hâtun'un kendilerine izzet ve ikramlarda bulunduğunu, birkaç gün sonra Orhan Bey'in de oraya geldiğini yazmaktadır.

Nilüfer, cariye (köle) durumundaki ilk padişah hanımıdır. Osmanlı Hanedanı'na ana tarafından Rum kanı taşıyan ilk şehzadeleri de o doğurmuştur. 1360 yılında vefat eden Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa ile ondan 10 yaş daha küçük olan kardeşi üçüncü Osmanlı Padişahı Murad Hüdavendigar'ın annesidir.

Orhan Bey'le farklı dünyaları temsîl eden Nilüfer Hâtun terkedilmiş görüntüsü yansıtan İznik'te yanındaki hizmetkârlarıyla birlikte münzevî bir hâyat geçirmiştir. İznik'te kendi adına bir imarethane inşa ettirmiş ve yaptığı hayır işleriyle çevresinde çok sevilmiştir.

Bursa'da bir ilçeye Nilüfer ismi verilmiştir.

Kabri Bursa'daki Orhan Gazi türbesindedir. Ayrıca, ismi Orhan Gazi'nin kendi türbesi olan Bursa'daki (Gümüşlü) Tophane'de bulunmaktadır.
Nilüfer Hatun İmareti
[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/img/images/nilufer-hatun-imarethaneside2b6c387fd402e1.jpg][/KRSAG]
Mezarı Söğüt’teki Orhan Gazi Türbesi’nde olan Nilüfer Hatun için oğlu I. Murat da 1388 yılında İznik’te annesi adına bir zaviye-i imaret yaptırdı. Yeşil Cami’nin kuzeybatısında; Müze, Türbe ve Lefke sokaklarının bulunduğu yerde olan imarethane günümüzde İznik Müzesi olarak kullanılmaktadır. İmaret’in doğu cephesindeki giriş kapısının üzerinde 48x151 cm. ebadındaki üç satırlık bir kitabenin Türkçesi şöyledir:

“Bu mamur olarak sürecek olan mübârek ve şerefli imaretin yapılmasını büyük hükümdar, kerem sahibi Hakan Sultan oğlu Sultan, Orhan’ın oğlu Murat emretti. Annesi merhume ve mağfure Nilüfer Hatun için yedi yüz doksan senesinin Cumade’l-evvelinin başında”

Bu kitabede Sultan Murat’ın annesi Nilüfer Hatun için 1388’de yapılmasını emrettiği, kitabesinde belirtilmekte olan bu yapı, en eski Osmanlı yapılarındandır. 19. yüzyılın sonlarına dek imaret işlevini gören bu yapı, İznik’in Yunan işgali sırasında büyük ölçüde tahrip edilmişti. Cumhuriyet döneminde bir süre depo olarak kullanılmış, bu arada onarılmış, binanın çevresini kuşatan ekler ortadan kaldırılmış ve bugünkü görünümünü almıştır. Nilüfer Hatun anısına yapılan bu bina 1955 yılında müze olarak hizmete ve ziyarete açılmıştır.
Kaynak Topragizbiz.com
 
Üst
Alt