- Katılım
- 19 Tem 2017
- Mesajlar
- 1,562
- Tepkime puanı
- 2,340
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Erkek
[FONT="]Ben kendimi aşk için sildim, sen beni başkası için…[/FONT]
[FONT="]Daha önce hiç bu kadar özensiz sevilmemiştim. As*lına bakarsan çok da üzülmedim. Gidişin yüzünden aşka kü*secek de değilim. Hatta ona inanmaya devam edeceğim. Aşka hep inanırız; çünkü o, dünyanın en gerçek yalanıdır. Aşk, ilk kez kazanılan bir son gibidir bazen. Bazen de son kez kaybedi*len bir ilk. Aşkın çaresi yoktur derler; kim çare arıyor ki zaten? inanma böyle şeylere katilim. Çaresiz aşk yoktur; çareleri red*deden âşıklar vardır. Bu sana bir şey hatırlattı mı? Şimdi eski bir arabesk şarkı var dilimde. “Seninle aşkımız eski bir roman/ yandı sayfaların/ külüdür kalan.” Gerçekten de bir roman gibi başlamıştı seninle aşkımız. Satırları aşarız diye düşünürken, devrik cümleler altında kaldık, ezildik. Sonra hayat denen sil*gi geçti üstümüzden. Ne izimiz kaldı geride, ne de anlatabile*cek bir hikâyemiz. Şimdi başka romanların sayfalarında baş*ka hikâyelere mezeyiz. Aşk büyük harfle başlıyor, sonra küçük harflerle devam ediyor ve sonunda minicik bir nokta, tüm cüm*leyi bitiriyor. İşte böyle katilim! Aşk başlıyor; öncesini sorgulat*mıyor, aşk bitiyor; seni öncesine mahkûm ediyor.[/FONT]
[FONT="]öyle çok şey öğrendim ki senden sonra. Mesela, bir in*san bir insana bir “hiç” gibi sarılabiliyormuş. Ve bir insan bir insanı içinden terk edebiliyormuş. Bana kimse bu kadar “hiç”ten sarılmamıştı ve kimse bu kadar içten ayrılmamış*tı. öyle zor geçti ki ilk günler, ayakta durmaya çalışmaktan, yaşamayı unutuyor insan. Nerde dursam yoktun, nereye git*sem ardımdan geliyordun. Sonra kendinde arıyor insan terk edilmenin hatasını. Yokluğun seni haklı, beni suçlu gösteriyor. Oysa varlığına duyduğum sevgiden daha şiddetliydi yoklu*ğuna duyduğum nefret! “Kalbim! Hak ettin bu kırgınlığı, bu yorgunluğu” dedim ve sustum. Uzaklara, çok uzaklara gittim; bir aşk hikâyesini gömüp sırt çantama… Susarak büyüttüm bendeki varlığını… Anlatarak tüketemem.[/FONT]
[FONT="]Umarım sana beni hatırlatır, boynunda izi kalan o yabancı*ların bıraktığı her öpüş. Sana bir ihanet borcum var şimdi. Sen onu alacaklarımdan düş.[/FONT]
[FONT="]Solundan geri döndüm katilim! Ve iyiyim. Gürültülerine sessizliğimi bırakarak yeni aşklara yelken açıyorum. Her yeni başlangıç biraz daha kolay, biraz daha eksiktir bir öncekinden, biliyorum. Sensiz yaşayabildiğime inciniyorum… Bir de…[/FONT]
[FONT="]Aşka…
Sevmeye…
Yenilmeye…
Müsaitim, gelme!
[/FONT]
[FONT="]Daha önce hiç bu kadar özensiz sevilmemiştim. As*lına bakarsan çok da üzülmedim. Gidişin yüzünden aşka kü*secek de değilim. Hatta ona inanmaya devam edeceğim. Aşka hep inanırız; çünkü o, dünyanın en gerçek yalanıdır. Aşk, ilk kez kazanılan bir son gibidir bazen. Bazen de son kez kaybedi*len bir ilk. Aşkın çaresi yoktur derler; kim çare arıyor ki zaten? inanma böyle şeylere katilim. Çaresiz aşk yoktur; çareleri red*deden âşıklar vardır. Bu sana bir şey hatırlattı mı? Şimdi eski bir arabesk şarkı var dilimde. “Seninle aşkımız eski bir roman/ yandı sayfaların/ külüdür kalan.” Gerçekten de bir roman gibi başlamıştı seninle aşkımız. Satırları aşarız diye düşünürken, devrik cümleler altında kaldık, ezildik. Sonra hayat denen sil*gi geçti üstümüzden. Ne izimiz kaldı geride, ne de anlatabile*cek bir hikâyemiz. Şimdi başka romanların sayfalarında baş*ka hikâyelere mezeyiz. Aşk büyük harfle başlıyor, sonra küçük harflerle devam ediyor ve sonunda minicik bir nokta, tüm cüm*leyi bitiriyor. İşte böyle katilim! Aşk başlıyor; öncesini sorgulat*mıyor, aşk bitiyor; seni öncesine mahkûm ediyor.[/FONT]
[FONT="]öyle çok şey öğrendim ki senden sonra. Mesela, bir in*san bir insana bir “hiç” gibi sarılabiliyormuş. Ve bir insan bir insanı içinden terk edebiliyormuş. Bana kimse bu kadar “hiç”ten sarılmamıştı ve kimse bu kadar içten ayrılmamış*tı. öyle zor geçti ki ilk günler, ayakta durmaya çalışmaktan, yaşamayı unutuyor insan. Nerde dursam yoktun, nereye git*sem ardımdan geliyordun. Sonra kendinde arıyor insan terk edilmenin hatasını. Yokluğun seni haklı, beni suçlu gösteriyor. Oysa varlığına duyduğum sevgiden daha şiddetliydi yoklu*ğuna duyduğum nefret! “Kalbim! Hak ettin bu kırgınlığı, bu yorgunluğu” dedim ve sustum. Uzaklara, çok uzaklara gittim; bir aşk hikâyesini gömüp sırt çantama… Susarak büyüttüm bendeki varlığını… Anlatarak tüketemem.[/FONT]
[FONT="]Umarım sana beni hatırlatır, boynunda izi kalan o yabancı*ların bıraktığı her öpüş. Sana bir ihanet borcum var şimdi. Sen onu alacaklarımdan düş.[/FONT]
[FONT="]Solundan geri döndüm katilim! Ve iyiyim. Gürültülerine sessizliğimi bırakarak yeni aşklara yelken açıyorum. Her yeni başlangıç biraz daha kolay, biraz daha eksiktir bir öncekinden, biliyorum. Sensiz yaşayabildiğime inciniyorum… Bir de…[/FONT]
[FONT="]Aşka…
Sevmeye…
Yenilmeye…
Müsaitim, gelme!