Mekanizm, Mekanikçilik Nedir?
Mekanizm veya Mekanikçilik, evrende gelişen bütün olayları mekanik sebeplerle açıklamaya çalışan fikir akımıdır. Mekanizm, bütün olay ve olguları hareketle ve hareket yasalarıyla açıklamaktadır.
Mekanizm için fiziksel varoluşun geliştirmiş olduğu fiziki olay ve olguların beraberinde canlılar dünyasındaki bütün olaylar ve olgular da gene salt hareketle açıklanmaktadır.
Antik Çağ Yunan düşüncesinde “Abdera Düşünürleri” adı ile anılan, Leukippos ve Demokritos doğayı nicelik farklılaşmalarıyla oluşan bir nedensellik anlayışı içerisinde gördüler. Hava, su vb. Gibi atom biçimlerini büyüklük ve küçüklükleriyle, eş deyişle nicelikleriyle birbirinden ayırıyor, farklılaştırıyorlardı.
Onlara göre evren, sonsuz geçmişten sonsuz geleceğe kadar birbirlerine çarpıp birbirlerini itmeyle devinen bir atomlar yığınıydı. Her şey, bu çarpma ve itmeyle gerçekleşen yer değiştirme devimi (mekanik devim)’nin mecburi düzeni içindeydi.
Yoktan varolma ve vardan yok olma diye bir şey yoktu, her şey bu çarpma ve itme devimiyle birleşen (doğum) ve ayrılan (ölüm) özdeksel atomlardan oluşuyordu, bu oluşma ilksiz ve sonsuzdu.
MEKANİZMİN TARİHİ
Mekanizm, öncül düşüncelerini ilk defa Demokritos‘un atomcu madde anlayışı çerçevesinde temellendirmiştir. Demokritos’un hareket sorununa getirmiş olduğu açıklamada başlangıçta atomlar, kendi kendilerine hareket eden en temel varlıklar olarak düşünülmüştür.Ardından bu temel varlıkların, yani atomların hareketini ve dolayısı ile da uzaydaki yerlerini ağırlıklarıyla bağıntılı olarak açıklamaya çalışmıştır Demokritos. Atomların bu hareketleriyle çarpışmaları, bir araya gelmeleri, dağılmaları sonunda, oluş meyden temel gelmektedir.
Demokritos’un anlayışında materyalist bir bakış açısı söz konusudur. Bununla birlikte tüm mekanist anlayışlarda materyalist bir yaklaşımın söz konusu olduğunu söylememiz doğru olmayacaktır. Öyle ki farklı dini kökenli anlayışlarda da mekanizm, ilk hareket ettirici olarak Tanrı’yı göstermektedir.
Söz gelimi Aquinolu Thomas, Aristoteles‘in de etkisiyle geliştirmiş olduğu varlık anlayışında var olan hareketin kaynağında ilk hareket ettiriciyi; Tanrı’yı var saymaktadır. Burada oluşu başlatan neden, Tanrı’dır.
Materyalist temelli olmayan mekanist anlayışları din dışı görüşlerde de bulmak olasıdır. Batı düşüncesi Orta Çağ’ın etkisinden sıyrılmaya ve Rönesans’a açılmaya başladığı sırada özellikle doğa bilimleri konusunda önemli adımlar atmıştır.
Doğa anlayışında artık doğayı araştırmayı ilke edinmiş olan Rönesans’ta mekanizm de önemle benimsenen açıklama temellerinden birisi olmuştur. Örneklemek gerekirse, Rönesans’ta, doğa anlayışının en tipik temsilcilerinden bir tanesi olan Galileo için önemli olan nitelikler değil, ölçülebilir olan niceliklerdir.
Bir doğa olayını bilmek, onu ölçülebilir ögelere ayırmak, sonra bunu yine matematiksel olan formüllerle dile getirmektir. Doğa bilimi sadece nicelik işlerini ve bu bağlamda hareketi inceler. Çünkü doğa hareketli bir bütündür ve matematik formüllerle dile gelen de bu hareketin durumlarıdır.
Doğaya egemen olan harekettir. Öyleyse temel bilim, mekanik olmak zorundadır. Bu nedenle Rönesans’ta evren açıklamalarının ana bilimi, mekaniktir.
MEKANİZM ve MADDECİ ATOMCULUK
Evren, aralıksız ve devamlı bir nedensellik zinciri içinde akıp gidiyordu. Ruh, bütün duyu algıları, bütün düşünme de özdeksel atomdan ibaretti. Atomlar pürüzlü, düz, köşeli, tekerlek, yuvarlak, eğri büğrü, kanca, çengel biçimindeydiler ve sayısızdılar.Bölünmez (atom) ve parçalanamazdılar. “Atomlar sonsuz boşluk içinde birbirinden ayrılmış; biçim, büyüklük, duruş, sıralanış bakımından birbirinden farklı olarak boşlukta sürükleniyorlar, birbirleri üzerine gelerek çarpışıyorlar. Bir bölümü birbirinden uzağa atılırken bir başka bölümü biçimlerin, büyüklüklerin, duruş ve dizilişlerin simetrisine göre birbirleriyle örülüp kalıyorlar”dı.
Abdera düşünürlerinin bu özdekçi atom öğretilerinde evren mekanik devim‘le açıklanmaktadır. Bu mekanik devimli mecburi olarak bir nedensellik zinciri meydana getirir, çarpan neden ve kendine çarpılan sonuç’tur. (iten ve itilen).
Bu nedensellik zinciri de mecburi olarak bir aralıksızlığı, eş deyişle devamlılik’i gerektirir; kendine çarpılan da bir başkasına da çarparak onun sebebi olacak ve bir sonuç meydana getirecektir, bu vuruşmalı devim araya hiçbir kesinti girmeksizin bu şekilde sürüp gitmek zorundadır.
Kısaca mekanizm, evreni bütün olguların bir nedensellik zinciriyle birbirlerine bağlı bulundukları, devamlı bir yer değiştirme devimiyle açıklama anlayışıdır. Buysa vereni bir makine düzeni içinde görmektir, doğa çarpma yasalarına göre işleyen bir makinedir. Devim özdeğim içerdiği bir güç değildir, ona dışarıdan verilir; bu nedenle de oluşma aşamaları birbirinin içinden çıkmaz, yan yana dizilir. Demek ki doğadaki bütün değişmeler diyalektik değil mekaniktir.
Bu mekanikçi açıklama, doğada özdekten başka hiçbir öge tanımamasına rağmen, idealist bir açıklamadır. Mekanik hareketin sıraladığı neden-sonuç dizisi mecburi olarak ilk ve son ereği gerektirir, buysa metafiziği gerektirmek demektir. Nitekim mekanikçi özdekçilik, özdeği ilk devindiren dışsal gücün tanrı olduğunu ileri sürmüştür.
Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım