Makyavelizm Nedir? Makyavelcilik Ne Demektir?
Makyavelizm; siyasette çıkarların sağlanması adına, her yola başvurulabileceğini savunan ve bu istikamette her yolu meşru kabul etmiş olan düşüncedir (Ülbeği, 2016: 90). Makyavelizm; manipülatif ve menfaatçi tutumlar örgüsünde bireysel fonksiyonları nitelendirmektedir. Kökleri 1469-1527 senelerinde yaşamış Niccolo Machiavelli’nin 1513’te kaleme aldığı “The Prince” kitabına dayanmakta olan Makyavelizm açıkgözlülüğü ve riyakârlığı bünyesinde bulunduran bir yaklaşımdır (Kareshki, 2011: 414).
MAKYAVELİZM FELSEFE ANLAYIŞI
Niccolo Machiavelli dürüst ve iyi görünmeyi isteyebilecek olmamıza rağmen, bunun pek de iyi bir fikir olmadığını ileri sürmektedir. Machiavelli’ye göre bazı durumlarda yalan söylemek, verilen sözlerin tutulmaması ve hatta düşmanlarının öldürülmesi tercih edilmelidir. Bunu da şöyle açıklamaktadır:Buna göre elde edilen nihai sonuç, o sonucun nasıl elde edildiğinden daha önemlidir (Warburton, 2016: 83).“Bir prensin verdiği sözleri tutmak için endişelenmesine gerek yoktur. Etkili bir prens nasıl iyi olunmayacağını öğrenmelidir. En önemlisi iktidarda kalabilmektir ve bunu yapabilmek için hemen hemen her yol mubahtır.”
Machiavelli’nin siyasete yaklaşımı bir bakıma insan doğasını çözümlemesini içermektedir. Machiavelli’ye göre insan yaradılışında yeni şeylere sahip olma dürtüsüyle doğar yani sahip olma arzusu doğuştandır.
Eğer kudret yetiyor ise arzulanan şey elde edilir ve bu çevre tarafından başarı olarak görülür. Eğer kendimizin dışında bir başkasının kudret kazanmasına izin verirsek bu bizim sonumuzu getireceğini ifade etmektedir.
Dünyadaki kaynakların sınırlı olması ve rekabet; güce olan gereksinimi arttırır. Kişinin sahibi olduğu kudret eğer istediğini almaya yetmiyor ise mutsuzluk kaçınılmazdır bu durumda kudreti elinde tutanlar diğerleri tarafından kıskanılır (Dahling, Whitaker ve Levy, 2009: 223).
Machiavelli felsefesine göre, sevilen bir lider ziyade korkulan bir lider olmanın çok daha iyi olduğunu, ideal olanı ise, hem korkulan hem de sevilen bir lider olunması gerekli olduğu, ancak bunu başarmak bir hayli güç olduğunu vurgulamaktadır.
Makyavelist tutumlar bencilliği meşru kılmakta, bu da davranışları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu tutumlar organizasyonlarda etik iklimi, kamu idaresinde ise siyasal etkileşimleri olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Akdoğan ve Demirtaş, 2014).
Makyavelizmin, siyaseti ahlaki sınırlamalardan yoksunlaştırma önerisi, tüm ahlaksızlıkların siyaset ile meşru kılınmasını içermemektedir. Ancak, siyasi etkileşimleri yalnızca soyut bir yasa bağlamında değerlendirmeyi reddeder (Baştürk, 2013: 77).
Makyavelizm, kişinin kendi çıkarları için başkalarını manipüle edici tutumlarını içeren kişilik özelliği ifade etmektedir (Chen, 2010: 294). Makyavelist kişilik, kendi menfaatleri adına entrika çevirmeyi ve asılsız ifadelerle yönlendirme yapmayı yanlış bir tutum olarak görmez (Winter ve diğerleri, 2004: 281).
Makyavelizm eğiliminde olan bireyler; kişiler arası iletişimde duygusuzluk, kabul görmüş etik normlara ilgisizlik, toplumsal öğretilere zayıf bağlılık ve benzeri yönelimler göstermektedirler.
Makyavelist eğilimleri yüksek olan bireyler, çevresindeki bireylerle ilişkilerinde duygusal yönden kopuk etkileşimde bulunmaktadırlar. Ayrıca makyavelizm ile empati, samimiyet ve dürüstlük arasında negatif yönlü bir ilişki söz konusudur (Austin vd., 2007: 180).
Bununla beraber düşük Makyavelist eğilimler, yüksek iş ahlakı ile ilişkilendirilmektedir (Simić, Motović ve Stojković, 2015: 205).
Makyavelizm eğiliminde olan kişiler; septik ve duygusuzluk eğilimleri yüksek, ancak çevresindeki bireylere yön verme eğilimleri yüksektir. Kolay ikna edip zor ikna olurlar (Katrinli, Günay ve Zaptçıoğlu, 2013: 695).
MAKYAVELİZMİN 4 ALT BOYUTU
AHLAKİ YOKSUNLUK
Ahlaki davranışta istenç ve usavurma önemli ölçüde yer bulur iken, ahlaki karakter; ahlaki davranışların yineleme sonucu kazanılan yatkınlığa dönüşmüş halidir.Ahlaki değerlerin edinilip kişinin öz malı durumuna gelmesi sürecinde usavurma, seçme ve istenç etkinken; sonrasında duygulara yerleşen hal ve itiyat etkin hale gelmektedir (Yazıcı ve Yazıcı 2011: 54).
Günümüzde ahlak, doğasındaki iyi niyeti yitirme meylindedir (Köse, 2012: 14) Toplumsal ahlaki ilkeler ile bireyin ahlaki değerleri arasında meydana gelen tutarsızlığın oluşturmuş olduğu çelişki, ahlaki yoksunluğa ortam hazırlar (Kayıklık, 2005: 18).
Ahlaki yoksunluk, sosyal sınıfların her birinde kendini gösterebilmekte olup en çok siyaset, iş ve ticaret ortamında görülmektedir (Akdoğan, 2009: 37).
DİĞERLERİNE GÜVENSİZLİK
Güvensizlik, insanların çevresindekilere karşı ön yargıları ve kuşkuyla yaklaşmasına, git gide kendi içerisine kapanık hale gelmesine ve akabinde de genele negatif duygular beslemesine sebep olur (Özler, Atalay ve Şahin, 2010: 48).Diğerlerine güvensizlikle ahlaki tutumlar arasında ters orantı söz konusudur. Mevcudiyete ilişkin tehdide maruz kaldığında ya da kalındığı düşünüldüğünde birey normal koşullarda ahlaki yönden uygun görmediği davranışları, tehdidi bertaraf etmek adına ahlakileştirme eğilimi gösterebilmektedir (Ekmekci, 2011: 131).
KONTROL ARZUSU
Bu boyut insanın, süreçleri kendi düşünce, hitap ve davranışları ile yönlendirebileceğine yönelik inanç ve beklentilerini içermektedir (Hisli, Basım ve Şahin, 2009: 154).Kontrol, insanın kendisini ve çevresini etkileme ve yön verme kabiliyetidir. Makyavelizm eğilimli kişilik tipinde hiyerarşide daima kontrol gereksinimi kendisini göstermektedir.
STATÜ ARZUSU
Statü, toplumsal piramit içerisindeki yerdir (Gökaliler, Aybar ve Gülay, 2011: 37).Statü hem insanın toplum içerisindeki yerini, hem de insanın, çevredeki bireylerin nazarındaki değerini ifade etmektedir. Statü, bireylerin, olumlu ya da olumsuz onur ölçüsü ile konumlandırılan tüm tipik unsurlarını içermektedir (Weber, 2008: 290).
Statü; çevredekileri kontrol etmek, gerekirse bilgiyi manipüle etmek ve benzeri unsurlarla amaca erişme yolunda konumdan yararlanmak adına gereklidir.
Kaynak: Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Güz-2017 Cilt:16 Sayı:63 (1361-1370), Sercan Ayhan SUNGUR