Hüda Kaya’nın söylemi Kur’an’a yöneltilmiş açık bir iftiradır. Umuyorum ki kendisini biran evvel toparlar ve hatasından döner. Allah’ın affetmeyeceği suç...
Haber sitelerini gezinirken gözüme ilginç bir haber ilişti. Bir zamanlar verdiği Başörtüsü mücadelesi ile herkesin sevgi ve saygı duyduğu, hatta dönemin savcılarınca idam edilmesi istenen Hüda Kaya Marksist faşist ve laik PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan bir partide yer almasını açıklarken “Kur’an okuyunca HDP’li oldum.” demiş.
Hüda Kaya’nın şahsiyetini tartışmıyorum. Siyasi tercihi de beni ilgilendirmiyor. Ancak batıl ideolojik tercihini Kur’an’a atfetmesine itiraz ediyorum.
Zira Kur’an batıla teşvik etmez. Kur’an küfür saflarında yer almayı asla meşru görmez.
Peki Kur’an neye davet eder? Buyrun beraber okuyalım:
Zariyat 56- Ben, insanları ve cinleri, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.
Enbiya 10- Andolsun ki biz size öyle muazzam bir kitap indirmişiz ki (iman ettiğiniz takdirde) bütün şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Ali İmran 133- Rabbinizin mağfiretine ve eni, göklerle yer kadar olan cennete koşuşun. O cennet takva sahipleri için hazırlanmıştır.
Yasin 13- (Ey Resulüm) Mekke halkına, o şehir halkının (Antakyalıların) halini misal göster. Hani oraya (İsa’nın gönderdiği) elçiler gelmişti. 14- O vakit kendilerine (İsa’nın Havarî’lerinden) iki elçi göndermiştik de bunları tekzip etmişlerdi. Biz de bir üçüncü elçi ile bu ikisini takviye etmiştik. (Bu üç elçi varıp Antakya halkına) şöyle demişlerdi: Gerçekten biz, size gönderilmiş elçileriz. 15- Onlar dediler ki: Siz, ancak bizim gibi bir insansınız (bize bir üstünlüğünüz yok), hem Rahman, Allah bir şey (kitap) indirmemiştir. Siz, sırf yalan söylüyorsunuz. 16- (Elçiler onlara şöyle) dediler: Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. 17- Bize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir. 18-(Onlar, elçilere) dediler ki: Doğrusu biz, sizinle uğursuzlandık. Eğer (bu sözünüzden) vaz geçmezseniz muhakkak sizi taşla öldürürüz ve herhalde size bizden çok acıklı bir azap dokunur. 19- (Elçiler) dediler ki: Uğursuzluğunuz yanınızdadır. Nasihat edilirseniz mi (bunu uğursuzluğa yoruyorsunuz ve bizi tehdit ediyorsunuz)? Doğrusu siz, haddi aşmış bir kavimsiniz.20- (O esnada, elçilerin geldiğini haber alan ve Allah’a ibadet etmekte olan) bir adam (Habibi Neccar), şehrin ta ucundan koşarak geldi (ve şöyle) dedi: Ey kavmim, uyun bu gönderilen elçilere, 21- Uyun sizden bir ücret istemeyen kimselere ki onlar hidayet üzeredirler...
Nisa. 116- Muhakkak ki Allah, kendine ortak koşanları bağışlamaz. Bu günahtan başkasını, dilediği kimseden mağfiret buyurur (bağışlar). Kim Allah’a eş (ortak) koşarsa doğrusu çok uzak bir sapıklığa sapmıştır.” Buyrulmuştur..imanı muhafaza etmek için cahil çoğunluğa da uymamalıdır.
Zira: Enam. 116- Eğer yeryüzündeki insanların ekserisine (ki onlar cahil ve kâfirlerdir) uyarsan seni, onlar Allah yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zan ardında yürürler (babalarının gittiği yolu hak zannederler) ve sadece yalan uydururlar.” Burulmuştur. İmanın korunması için Yahudi ve Hıristiyanlarla da dostluktan da kaçınmalıdır.
Nisa 60- Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettik diye boş iddiada bulunanlara bakmaz mısın? O azgın şeytana muhakeme olmak istiyorlar. Hâlbuki onu (şeytanı) tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan ise onları çok uzak bir sapıklığa düşürmek ister.
Nisa 65- Rabbin hakkı için, onlar, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükümden nefisleri hiç bir darlık duymadan tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar. “Buyrulmuştur.
Al-i İmran 105- Ey müminler, kendilerine açık deliller ve ayetler geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşen Hıristiyan ve Yahudi’ler gibi olmayın. İşte onlar için çok büyük bir azap vardır.
Al-i İmran 106- Kıyamet gününde bir takım yüzler ak ve bir takım yüzler de kara olacak. O vakit, yüzleri karaolanlara şöyle denecek: İmanınızdan sonra küfrettiniz ha! İşte o küfrünüzün cezası olarak tadın azabı...”
En’âm -161- De ki: “Rabbim beni doğru yola, İbrâhîm’in dimdik ayakta duran, bâtıldan uzak, tamamen Hakk’ka yönelmiş tevhîd dinine iletti. O, asla müşriklerden olmamıştı.”
Zuhruf 45- Senden önce gönderdiğimiz elçilere sor bakalım: Biz, hiç Rahmân’dan başka tapılacak ilâhlar kabul etmiş miyiz? Asla! Bütün Resûller tevhîdi titizlikle uygulamışlardır.
Yukarıda birkaç örneğini verdiğimiz ayetlerde de görüleceği üzere Kur’an herhangi bir siyasi partiye tabi olmayı asla teşvik etmez. Kur’an bir olan Allah’ın mutlak egemenliğine işaret eder. Kur’an insanları Allah’ın şeriatına göre bir yaşam sürdürmelerine teşvik eder.
Hüda Kaya’nın söylemi Kur’an’a yöneltilmiş açık bir iftiradır. Umuyorum ki kendisini biran evvel toparlar ve hatasından döner. Allah’ın affetmeyeceği suç kendi egemenliğine herhangi bir gücü, sistemi, ortak kabul etmektir. Bunu Hüda hanım gayet iyi bilmektedir.
Vesselamu Ala Menit-Tebea’l -Huda
Haber sitelerini gezinirken gözüme ilginç bir haber ilişti. Bir zamanlar verdiği Başörtüsü mücadelesi ile herkesin sevgi ve saygı duyduğu, hatta dönemin savcılarınca idam edilmesi istenen Hüda Kaya Marksist faşist ve laik PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan bir partide yer almasını açıklarken “Kur’an okuyunca HDP’li oldum.” demiş.
Hüda Kaya’nın şahsiyetini tartışmıyorum. Siyasi tercihi de beni ilgilendirmiyor. Ancak batıl ideolojik tercihini Kur’an’a atfetmesine itiraz ediyorum.
Zira Kur’an batıla teşvik etmez. Kur’an küfür saflarında yer almayı asla meşru görmez.
Peki Kur’an neye davet eder? Buyrun beraber okuyalım:
Zariyat 56- Ben, insanları ve cinleri, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.
Enbiya 10- Andolsun ki biz size öyle muazzam bir kitap indirmişiz ki (iman ettiğiniz takdirde) bütün şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Ali İmran 133- Rabbinizin mağfiretine ve eni, göklerle yer kadar olan cennete koşuşun. O cennet takva sahipleri için hazırlanmıştır.
Yasin 13- (Ey Resulüm) Mekke halkına, o şehir halkının (Antakyalıların) halini misal göster. Hani oraya (İsa’nın gönderdiği) elçiler gelmişti. 14- O vakit kendilerine (İsa’nın Havarî’lerinden) iki elçi göndermiştik de bunları tekzip etmişlerdi. Biz de bir üçüncü elçi ile bu ikisini takviye etmiştik. (Bu üç elçi varıp Antakya halkına) şöyle demişlerdi: Gerçekten biz, size gönderilmiş elçileriz. 15- Onlar dediler ki: Siz, ancak bizim gibi bir insansınız (bize bir üstünlüğünüz yok), hem Rahman, Allah bir şey (kitap) indirmemiştir. Siz, sırf yalan söylüyorsunuz. 16- (Elçiler onlara şöyle) dediler: Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. 17- Bize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir. 18-(Onlar, elçilere) dediler ki: Doğrusu biz, sizinle uğursuzlandık. Eğer (bu sözünüzden) vaz geçmezseniz muhakkak sizi taşla öldürürüz ve herhalde size bizden çok acıklı bir azap dokunur. 19- (Elçiler) dediler ki: Uğursuzluğunuz yanınızdadır. Nasihat edilirseniz mi (bunu uğursuzluğa yoruyorsunuz ve bizi tehdit ediyorsunuz)? Doğrusu siz, haddi aşmış bir kavimsiniz.20- (O esnada, elçilerin geldiğini haber alan ve Allah’a ibadet etmekte olan) bir adam (Habibi Neccar), şehrin ta ucundan koşarak geldi (ve şöyle) dedi: Ey kavmim, uyun bu gönderilen elçilere, 21- Uyun sizden bir ücret istemeyen kimselere ki onlar hidayet üzeredirler...
Nisa. 116- Muhakkak ki Allah, kendine ortak koşanları bağışlamaz. Bu günahtan başkasını, dilediği kimseden mağfiret buyurur (bağışlar). Kim Allah’a eş (ortak) koşarsa doğrusu çok uzak bir sapıklığa sapmıştır.” Buyrulmuştur..imanı muhafaza etmek için cahil çoğunluğa da uymamalıdır.
Zira: Enam. 116- Eğer yeryüzündeki insanların ekserisine (ki onlar cahil ve kâfirlerdir) uyarsan seni, onlar Allah yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zan ardında yürürler (babalarının gittiği yolu hak zannederler) ve sadece yalan uydururlar.” Burulmuştur. İmanın korunması için Yahudi ve Hıristiyanlarla da dostluktan da kaçınmalıdır.
Nisa 60- Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettik diye boş iddiada bulunanlara bakmaz mısın? O azgın şeytana muhakeme olmak istiyorlar. Hâlbuki onu (şeytanı) tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan ise onları çok uzak bir sapıklığa düşürmek ister.
Nisa 65- Rabbin hakkı için, onlar, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükümden nefisleri hiç bir darlık duymadan tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar. “Buyrulmuştur.
Al-i İmran 105- Ey müminler, kendilerine açık deliller ve ayetler geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşen Hıristiyan ve Yahudi’ler gibi olmayın. İşte onlar için çok büyük bir azap vardır.
Al-i İmran 106- Kıyamet gününde bir takım yüzler ak ve bir takım yüzler de kara olacak. O vakit, yüzleri karaolanlara şöyle denecek: İmanınızdan sonra küfrettiniz ha! İşte o küfrünüzün cezası olarak tadın azabı...”
En’âm -161- De ki: “Rabbim beni doğru yola, İbrâhîm’in dimdik ayakta duran, bâtıldan uzak, tamamen Hakk’ka yönelmiş tevhîd dinine iletti. O, asla müşriklerden olmamıştı.”
Zuhruf 45- Senden önce gönderdiğimiz elçilere sor bakalım: Biz, hiç Rahmân’dan başka tapılacak ilâhlar kabul etmiş miyiz? Asla! Bütün Resûller tevhîdi titizlikle uygulamışlardır.
Yukarıda birkaç örneğini verdiğimiz ayetlerde de görüleceği üzere Kur’an herhangi bir siyasi partiye tabi olmayı asla teşvik etmez. Kur’an bir olan Allah’ın mutlak egemenliğine işaret eder. Kur’an insanları Allah’ın şeriatına göre bir yaşam sürdürmelerine teşvik eder.
Hüda Kaya’nın söylemi Kur’an’a yöneltilmiş açık bir iftiradır. Umuyorum ki kendisini biran evvel toparlar ve hatasından döner. Allah’ın affetmeyeceği suç kendi egemenliğine herhangi bir gücü, sistemi, ortak kabul etmektir. Bunu Hüda hanım gayet iyi bilmektedir.
Vesselamu Ala Menit-Tebea’l -Huda