Korkular çocuğun gelişiminin bir parçasıdır. Onlara karşı ters tepki verilmemeli, destekleyici bir yaklaşım içinde olunmalıdır.
Örneğin her zaman odasında yalnız yatan çocuk bir gece korktuğunu söyleyerek anne-babasının yanına geldiğinde sert tepki verip yerine gönderilmemelidir. Bunun yerine beraber odasına gidip korkulacak bir şey olmadığı sakin ve destekleyici bir ifadeyle anlatılmalıdır. Çocukla, korktuğu için alay edilmemeli, çocuk utandırılmamalıdır. Korkular normal karşılanmalı ve çocuk bu konular hakkında bilgilendirilmelidir.
Çocukluk korkularının pek çoğu bilgisizlikten kaynaklanır. Korkuları hakkında çocukla konuşmak, onları anlatmasını sağlamak, yok olmaları konusunda olumlu sonuçlar verir. Bilgilendirildikten sonra sıkılıkla çocuk korkularından kurtulabilir.
Terk edilme gibi birtakım korkuları ise sıklıkla ilgisizlikten ileri gelmektedir. Bu tür korkular fark edildiğinde çocuğa gerekli ilgi ve sevgi gösterilmelidir. Gerekli özgüveni sağlamak çocuğun birtakım korkularından sıyrılmasını sağlayacaktır.
Çocuğa korku veren olayların ve korku kaynaklarının üzerine kademeli biçimde gidilmelidir. Çocuğu korku kaynağı ile bir anda yalnız bırakmak korkunun daha da pekişmesine ve yerleşmesine neden olabilir. Örneğin karanlıktan korkan çocuk karanlık bodruma sokulmamalıdır. Karanlık odaya yetişkinle birlikte bir göz atılmalıdır. Korkuyu yavaş yavaş ele almak gerekir. Diğer bir örnek, denizden ya da sudan korkan bir çocuğu, bağırta çağırta suya sokmak korkuyu artıracaktır. Bunun yerine çocuğu su kıyısında, kumsalda oynamaya bırakmak, küçük bir havuz yaparak suyla barışmasını sağlamak yararlı olacaktır.
Korkuların nedenleri mutlaka araştırılmalı ve çocuğa yeterince süre tanınmalıdır.
Diğer yandan önemli bir başka husus da, korkulara yol açan etkenlerin bulunup, çocuğun bunları tehdit aracı olarak kullanması ve bunlardan ikincil kazançlar elde etmesini engellemektir.
Örneğin her zaman odasında yalnız yatan çocuk bir gece korktuğunu söyleyerek anne-babasının yanına geldiğinde sert tepki verip yerine gönderilmemelidir. Bunun yerine beraber odasına gidip korkulacak bir şey olmadığı sakin ve destekleyici bir ifadeyle anlatılmalıdır. Çocukla, korktuğu için alay edilmemeli, çocuk utandırılmamalıdır. Korkular normal karşılanmalı ve çocuk bu konular hakkında bilgilendirilmelidir.
Çocukluk korkularının pek çoğu bilgisizlikten kaynaklanır. Korkuları hakkında çocukla konuşmak, onları anlatmasını sağlamak, yok olmaları konusunda olumlu sonuçlar verir. Bilgilendirildikten sonra sıkılıkla çocuk korkularından kurtulabilir.
Terk edilme gibi birtakım korkuları ise sıklıkla ilgisizlikten ileri gelmektedir. Bu tür korkular fark edildiğinde çocuğa gerekli ilgi ve sevgi gösterilmelidir. Gerekli özgüveni sağlamak çocuğun birtakım korkularından sıyrılmasını sağlayacaktır.
Çocuğa korku veren olayların ve korku kaynaklarının üzerine kademeli biçimde gidilmelidir. Çocuğu korku kaynağı ile bir anda yalnız bırakmak korkunun daha da pekişmesine ve yerleşmesine neden olabilir. Örneğin karanlıktan korkan çocuk karanlık bodruma sokulmamalıdır. Karanlık odaya yetişkinle birlikte bir göz atılmalıdır. Korkuyu yavaş yavaş ele almak gerekir. Diğer bir örnek, denizden ya da sudan korkan bir çocuğu, bağırta çağırta suya sokmak korkuyu artıracaktır. Bunun yerine çocuğu su kıyısında, kumsalda oynamaya bırakmak, küçük bir havuz yaparak suyla barışmasını sağlamak yararlı olacaktır.
Korkuların nedenleri mutlaka araştırılmalı ve çocuğa yeterince süre tanınmalıdır.
Diğer yandan önemli bir başka husus da, korkulara yol açan etkenlerin bulunup, çocuğun bunları tehdit aracı olarak kullanması ve bunlardan ikincil kazançlar elde etmesini engellemektir.