- Katılım
- 14 Mar 2017
- Mesajlar
- 54
- Tepkime puanı
- 15
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Erkek
[FONT=&]Mükemmellik;
Yaptığınız her işi, konumunuzu ve şartlarınızı bilinçli, maksimum şekilde kullanarak, yapabileceğiniz en iyi şekilde yaptığınızda aldığınız sonuçtur.
Bu tanıma göre iki kıstas üzerinde durulmalıdır.
1.Konumunuz
Yaptığınız herhangi bir işi en iyi yapmak için içinde bulunduğunuz kişisel konuma hâkim olmanız gerekmektedir. Kısaca, kendinizi yapacağınız işe hazırlamalısınız. Uygunluğunuzu ve sistemi kontrol etmeli, olaylara ve gelişmelere maksimum seviyede hâkim olmalısınız.
2.Şartlarınız
Yapılan her işin belirli şartları vardır. Yaş, zamanlama, maddi imkânlar, içinde yaşanılan toplum... Bu şartlara uygun davranış ve sistem geliştirmek çok önemlidir. Bir örnek vermek gerekirse, küçük bir tatlıcı düşünün. Bütçesi sınırlı ve küçük bir dükkânda, büyük rakipler karşısında müşterilerine hizmet vermek zorunda. Ama bu şartlar onun mükemmelliği aramasına ve elde etmesine bir engel olamaz. O tatlıcı farklı olan noktaları keşfetmeli ve yaptığı tatlıları en temiz ve en lezzetli şekilde sunmalıdır. Tabiî ki bunun yanında bir tatlıcı olarak, güler yüz ve tatlı dil ile müşterilerine yaklaşmalı onlara pozitif enerji vermelidir. Dünyanın en iyi tatlıcısı olmak, sürekli şartlarını değerlendiren ve geliştiren bir şirket içindir ve çaba gerektirir.
Unutmamalıyız ki, elimizden gelenin en iyisini yapmak dinamik, devamlı değişen, gelişen ve her zaman herkesin yapması gereken ve tabii ki de yapabileceği bir iştir.
Mesela dört yaşındaki bir çocuk İstiklal Marşımızı ezbere okuyabilirken mükemmel değildir de nedir? Sokakları süpürürken konumuna ve şartlarına uygun şekilde; yani çalışma süresi ve etraftaki insanların yoğunluğu gibi etkenler içerisinde, yapabileceği en iyi şekilde işini yapan çöpçü işini mükemmel yapıyor demektir.
Dünyaca ünlü orkestra şefi Artura Toscanini’nin 80. doğum gününde, oğlu Walter’e babasının en önemli işinin, en büyük başarısının ne olduğu sorulduğunda Walter şu cevabı vermiş.
“Babam açısından böyle bir şey düşünülemez. Çünkü herhangi bir anda, ne iş yapıyorsa, o iş babamın hayatının en büyük işidir, ister bir orkestra yönetsin, isterse bir portakal soymuş olsun, yaptığı her şeye o, son derece önem verir ve özenle yapardı.”
Mükemmelliğin üzerindeki zırhı delin
Mükemmellik sanılan bir ütopya değil, her an yanı başımızda bizi tebrik edendir. Ne zamanki işimize sarılıp bu sefer bir öncekinden daha iyi yapacağım dersek, mükemmellik bizimle olur.
“Dağ tepesinde bir çam olamazsan, vadide bir çalı ol;
Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.
Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver;
Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol;
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
Cadde olamazsan patika ol;
Güneş olamazsan yıldız ol;
Kazanmak veya kaybetmek ölçü ile değil;
Sen her neysen, onun en iyisi ol.”[/FONT]
Yaptığınız her işi, konumunuzu ve şartlarınızı bilinçli, maksimum şekilde kullanarak, yapabileceğiniz en iyi şekilde yaptığınızda aldığınız sonuçtur.
Bu tanıma göre iki kıstas üzerinde durulmalıdır.
1.Konumunuz
Yaptığınız herhangi bir işi en iyi yapmak için içinde bulunduğunuz kişisel konuma hâkim olmanız gerekmektedir. Kısaca, kendinizi yapacağınız işe hazırlamalısınız. Uygunluğunuzu ve sistemi kontrol etmeli, olaylara ve gelişmelere maksimum seviyede hâkim olmalısınız.
2.Şartlarınız
Yapılan her işin belirli şartları vardır. Yaş, zamanlama, maddi imkânlar, içinde yaşanılan toplum... Bu şartlara uygun davranış ve sistem geliştirmek çok önemlidir. Bir örnek vermek gerekirse, küçük bir tatlıcı düşünün. Bütçesi sınırlı ve küçük bir dükkânda, büyük rakipler karşısında müşterilerine hizmet vermek zorunda. Ama bu şartlar onun mükemmelliği aramasına ve elde etmesine bir engel olamaz. O tatlıcı farklı olan noktaları keşfetmeli ve yaptığı tatlıları en temiz ve en lezzetli şekilde sunmalıdır. Tabiî ki bunun yanında bir tatlıcı olarak, güler yüz ve tatlı dil ile müşterilerine yaklaşmalı onlara pozitif enerji vermelidir. Dünyanın en iyi tatlıcısı olmak, sürekli şartlarını değerlendiren ve geliştiren bir şirket içindir ve çaba gerektirir.
Unutmamalıyız ki, elimizden gelenin en iyisini yapmak dinamik, devamlı değişen, gelişen ve her zaman herkesin yapması gereken ve tabii ki de yapabileceği bir iştir.
Mesela dört yaşındaki bir çocuk İstiklal Marşımızı ezbere okuyabilirken mükemmel değildir de nedir? Sokakları süpürürken konumuna ve şartlarına uygun şekilde; yani çalışma süresi ve etraftaki insanların yoğunluğu gibi etkenler içerisinde, yapabileceği en iyi şekilde işini yapan çöpçü işini mükemmel yapıyor demektir.
Dünyaca ünlü orkestra şefi Artura Toscanini’nin 80. doğum gününde, oğlu Walter’e babasının en önemli işinin, en büyük başarısının ne olduğu sorulduğunda Walter şu cevabı vermiş.
“Babam açısından böyle bir şey düşünülemez. Çünkü herhangi bir anda, ne iş yapıyorsa, o iş babamın hayatının en büyük işidir, ister bir orkestra yönetsin, isterse bir portakal soymuş olsun, yaptığı her şeye o, son derece önem verir ve özenle yapardı.”
Mükemmelliğin üzerindeki zırhı delin
Mükemmellik sanılan bir ütopya değil, her an yanı başımızda bizi tebrik edendir. Ne zamanki işimize sarılıp bu sefer bir öncekinden daha iyi yapacağım dersek, mükemmellik bizimle olur.
“Dağ tepesinde bir çam olamazsan, vadide bir çalı ol;
Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.
Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver;
Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol;
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
Cadde olamazsan patika ol;
Güneş olamazsan yıldız ol;
Kazanmak veya kaybetmek ölçü ile değil;
Sen her neysen, onun en iyisi ol.”[/FONT]