İnsan ve Anlam İlişkisi

  • Konbuyu başlatan Eqe
  • Başlangıç tarihi
E

Eqe

Guest
“Herkes anlayabildiği kadar yaşar ve anlayamadığı şeyleri umursamadan ölüp gider.” (Platon)

Bir günümüzün diğer günümüzden farklı olması gerektiği bu dönemde, insan modernitenin kendisi ile getirdiği yabancılaşma kavramı içinde kaybolup gitmektedir.

Yaptığımız eylemler hep öylesine anlamsız ve amaçsız gerçekleşmekte bu da bizi bizden uzaklaştırmakta ve yapılan eylemin bir sonuca varmasını engellemektedir.

İnsan yaptığı eyleme bir anlam verebilmelidir. Yaşadığımız bu dönemde yaptığı eylemi bir anlam çerçevesinde yapan insan bulmak gün geçtikçe imkânsız bir durum almaktadır.

Birçok insan sosyal yaşantısında bireysel bir yaşantıyı tercih ettiği için anlam noktasında da kendi eylemini diğer insanların beğenisine sunmaktan çekiniyor. Bu da insanı toplumsallaşmaktan çok bireysel bir yaşantıya sürüklemiş oluyor. Hal bu ki insan tek başına bir anlam ifade etmez. İnsan toplumsallaştıkça anlam kazanır. Bu anlamsallık hem varlık boyutunda hem de eylem boyutunda ele alınmalıdır.

Bazen insan kendi yaşantısına bile anlam veremez. İnsan hayatına anlam veremediği zamanlar kendisini bir boşlukta hisseder ve hayattan zevk alamaz duruma gelir.

Tarih boyunca insanlar anlam arayışı içinde bulunmuşlardır. Bur da ki anlam anlayışı hayata yöneliktir. İnsan yaptığı eylemin farkına varabiliyorsa o eyleme karşı özgürlüğünü kazanmış olur. Ama insan yaptığı eylemin farkında değilse o eyleme karşı özgür olmamış olur. Ayrıca hayatın anlamını da yitirmiştir.

Günümüz modern insanı hız ve çok seslilik çağını yaşamaktadır. Bu da insanı gün be gün yalnızlığa itip bizi kendimizden ve değerlerimizden uzaklaştırma aşamasına getirmiştir. İşte bu noktada insan anlam arayışının serüvenini başlatmıştır.

İlk insanlığın yaratılışından itibaren insan anlam arayışı çerçevesinde en fazla mutluluk ve huzur kavramlarını sorgulamıştır.

Günümüz toplumlarında hiçbir ideali bulunmayan bir kişi için bile mutluluk kavramı çok büyük bir önem arz etmektedir. Peki, biz toplum olarak mutluluğu nerede arıyoruz? Veya mutluluğa gerçekten bir anlam yükleye biliyor muyuz?

İnsan; mutluluk kavramını bir anlam çerçevesinde değerlendiremiyorsa ve bu kavrama bir anlam yükleyemiyorsa nasıl mutlu olabilir ki?

Küreselleşme dönemini yaşayan dünyamızda mutluluk adına ortak bir kavramda buluşmak mümkün mü? Bu soruyu tarih boyunca insanlar birbirlerine sürekli sorup durmuşlardır. Ama bu yaşlanan dünyamızda bir türlü cevap bulamamışlardır. İşte bu noktada eğer bizler öncelikle birey olarak sonrasın da ise toplum olarak hayatımıza bir anlam verebilirsek daha anlamlı bir yaşam sürdürmüş oluruz. Bundan dolayı yaptığımız her eyleme bir anlam yükleye bilmeliyiz ki yaşamımızın bir amacı olsun. Yoksa yaşamın efendisi değil kölesi olmuş oluruz.

 
Üst
Alt