II. Mustafa (Gazi)

II. Mustafa (6 Şubat 1664, İstanbul - 29 Aralık 1703), lâkabı Gazi, Divan Edebiyatı'ndaki adı İkbâlî; 22. Osmanlı padişahı ve 101. İslam halifesidir. Babası Sultan IV. Mehmed, annesi Emetullah Râbi'a Gülnûş Sultan'dır. Kuvvetli bir ilim tahsili yaptı. Osmanlı padişahları arasında sefere çıkan son padişahtır.
[WARNING]Şehzadelik Dönemi[/WARNING][WARNING][/WARNING]
[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/img/images/2.mustafa_d63cf642f50babcf.jpg][/KRSAG]
1664 yılında Edirne’de doğan Şehzade Mustafa, IV. Mehmet’in oğludur. Küçük yaştan itibaren iyi bir eğitim gören şehzade, babası ile birlikte Lehistan seferine çıktı. 1687 yılında babasının tahttan indirilmesi ile tahta aday olsa da devlet erkanı II. Süleyman’ı layık gördü ve Şehzade Mustafa babası ile birlikte Topkapı Sarayı’nda hapsedildi. Ancak 1691 yılında II. Süleyman’ın hayatını kaybetmesiyle yeniden tahta aday olsa da, Fazıl Mustafa Paşa II. Ahmet’i tercih etti. Sultan Ahmet’in vefatı üzerine oğlu İbrahim tahta aday gösterilse de Mustafa, hanedanın en büyüğü sıfatıyla Edirne Sarayı’nda Ortakapı önüne taht kurduraraka veziriazam ve şeyhülislamı beklemeden padişahlığını ilan etti. 1695 yılında tahta geçen II. Mustafa o sırada 31 yaşındaydı; bir kaç gün sonra da kılıç kuşanma merasimi yapıldı
[WARNING]Padişahlık Dönemi[/WARNING][WARNING][/WARNING]
Saltanat döneminin ilk yıllarında hala devam eden Viyana Kuşatması’nın getirisi çok uluslu savaşlar tüm cephelerde sürdüğü için ilk yaptığı hamle tüm kontrolü kendi eline alması oldu. Uzun süredir düzenli toplantı yapılmayan Divan-ı Hümayun’un hafta 4 gün çalışmasını emretti.

Atası Kanuni Sultan Süleyman’ı örnek aldığını, Sultan Mehmet’ten beri padişahların zevk ve sefaya düştüğünü bunun da düşman kuvvetlerinin işine geldiğini; bundan sonra kendisine rahatı ve zevki haram kıldığını bildirerek bizzat ordunun başında sefere çıkmak istediğini bildirdi.

II. Mustafa başa geçer geçmez hızla düşündüklerini gerçekleştirmeye çalışırken daha önce Venedikliler’in eline düşen Sakız adası o sırada geri alınmış, Kırım Tatarları’ndan Şahbaz Giray, Lehistan topraklarına girip Lemberg’e kadar ilerlemiş, çok sayıda esir ve ganimetle dönmüştü. Bu sırada hazırlıkları tamamlanan ordu 1695 yılında Avusturya seferine çıktı. Önce Lippa fethedildi, ardından Burdur civarında Avusturya ordusu ile karşılaşan Osmanlı ordusu savaşı kazandı. Bu zaferin ardından Lugoş alındı ve bu zafer ona Gazi lakabını getirdi.

Edirne’den İstanbul’a dönen ve hemen ikinci sefer için çalışmalara başlayan II. Mustafa, tarihte bir ilk olarak 1500 kadar İstanbul ve Edirne bostancısına sefer emri verdi. 1696 yılında bizzat ordusunun başında ikinci sefere çıkan II. Mustafa, Avrupa topraklarında başarı kazanma arzusundadır. Çıktığı bu seferde de başarı kazanan Osmanlı ordusu, üçüncü ve sonuncu Avusturya seferine 1697 yılında çıktı. Şiddetli bir çarpışmanın sonunda ne yazık ki Osmanlı ordusu mağlup oldu. Ancak yüzerek karşıya geçebilenler kurtuldu, 20 kadar kumandan şehit olurken ordunun sekizde biri yok oldu. Pek çok malzeme, hazine sandıkları, binlerce at, öküz ve sadaret mührü Avusturyalılar’ın eline geçti. Bu habere çok üzülen padişah hemen geri çekildi. Bu mağlubiyetin etkisi II. Mustafa’nın üzerinde büyük oldu; barış istesede böylesi bir durumun Osmanlı Devleti’nin prestijini sarsacağını düşünerek savaşın devam etmesi gerektiğine inanıyordu. Ancak devletin ileri gelenleri ve elçilerin ısrarı üzerine Karlofça barış anlaşması ile 16 yıldır devam eden savaş bitti. Osmanlı Devleti Tımışvar hariç bütün Macaristan’ı kaybetti.
[WARNING]Avusturya Seferleri[/WARNING][WARNING][/WARNING]
II. Mustafa döneminde Avusturya üzerine Sultan'ın katıldığı üç büyük sefer düzenlenmiştir. Tahta geçtiği zaman Osmanlı Devleti, Avusturya ile karada ve Venedik'le deniz ve karada savaşa devam etmekteydi. Tahta geçtiğinin üçüncü günü yapacağı işleri anlatan bir hatt-ı hümayun yayınladı. Yazısında: "Zevk, sefa ve rahatı kendimize haram eylemişizdir." diyordu. Lehistan ve Rusya ile anlaşmazlık çok ciddileşmişti. Sultan II. Mustafa, Balkanlarda savaş için askerî merkez olan Edirne'de kalarak savaş işleri ile uğraşmak zorunda kaldı.

II. Mustafa, birinci Avusturya Seferi'ne tahta geçmesinin beşinci ayında 30 Haziran 1695'te Edirne'den hareketle başladı. Ordu Belgrad'a geldiği zaman o zamana kadar orada ikamet etmekte olan Orta Macar (Kurs) Kralı Tökeli İmre bir şayka ile Tuna Nehri üzerinden İstanbul'a gönderildi. Sonra Avusturya ordusuna karşı Lugos Muharebesi'ni kazandı.[1] Bu nedenle II. Mustafa Gazi unvanı aldı. Sonra II. Mustafa İstanbul'a döndü ve 14 Kasım 1695'te Davutpaşa ordugahına indi ve 4 gün sonra büyük bir alayla İstanbul'a gelip Topkapı Sarayı'na yerleşti.

II. Mustafa, ikinci Avusturya Seferi için 8 Nisan 1696'da Davutpaşa ordugahında kurulan Sultan Otağına çıktı ve oradan ordu ile 22 Nisan 1696'da Macaristan'a doğru yola çıktı. 27 Ağustos 1696'da Osmanlı ordusu Avusturya ordusu ile Temeşvar yakınında Ulaş Muharebesi'ne girişti ve II. Mustafa komutası altındaki Osmanlı ordusu galip geldi. Avusturya ve Macar kaynaklarında bu muharebenin adı Olaschin olarak geçer. 26 Ekim 1696'da II. Mustafa ordu ile İstanbul'a döndü.
[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/img/images/2.mustafa-zirhi_c51be8cfe285b647.jpg][/KRSAG]
II. Mustafa, üçüncü Avusturya Seferi için, 20 Mayıs 1697'da Edirne'de otağa çıktı. Ancak 11 Eylül 1697'de Savoylu Prens Eugene komutasındaki Avusturya ordusuna karşı yapılan Zenta muharebesi sonucu Osmanlı Devleti için büyük bir bozgun ve bir facia oldu. Tisza Irmağı'nı geçemeyen Veziriazam Elmas Mehmet Paşa ile dört divan veziri, birçok eyalet beyi, 30 kadar yeniçeri ağası, ordunun 30.000 asker ve subayı düşman çemberinde kalıp imha edildi veya Tisza Irmağı'nı geçerken boğuldular. Bu yenilgide Osmanlı Devleti bir anda savunmasız kaldı.

Bu arada Venedikliler, Mora ve Dalmaçya'ya; Lehistan ise Boğdan'a saldırdı. Aynı dönemde Rusya'nın başına Deli Petro geçmişti. Deli Petro ordusunu modernize etmiş, boğazlardan Akdeniz'e inme ve Karadeniz'e egemen olma çabalarına girişmişti.

Rusya 1695'teki saldırıda başarısız olmuş, fakat bir yıl sonra Azak Kalesi'ni ele geçirmişti (6 Ağustos 1696). Uzun süren savaşlar sonunda Osmanlı Devleti yorgun düşmüştü.
[OFFTOPIC]Karlofça Antlaşması[/OFFTOPIC][OFFTOPIC][/OFFTOPIC]
Son Avusturya seferindeki Zenta yenilgisi bir facia olmuştu. Yeni Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa'nın girişimleriyle, özellikle İngiliz hükûmetinin elçisi Lord Paget ile Hollanda elçisi Jacob Colyer araya girmesi sonucunda Sultan II. Mustafa barışa razı oldu. İmzalanan Karlofça Antlaşması'yla Banat ve Temeşvar hariç, bütün Macaristan ve Erdel Prensliği Avusturya'ya, Ukrayna ve Podolya Lehistan'a, Mora Ayamavrave Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakıldı (26 Ocak 1699).

Karlofça Antlaşması Osmanlı Devleti'nin büyük ölçüde toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nin gerileme dönemi başlar. Ayrıca bir yıl sonra Rusya ile de bir antlaşma yapıldı. 14 Temmuz 1700 tarihinde imzalanan İstanbul Antlaşması ile Azak Kalesi Rusya'ya bırakıldı.
[OFFTOPIC]Edirne Vakası ve tahttan indirilmesi[/OFFTOPIC][OFFTOPIC][/OFFTOPIC]
[KRSAG=https://www.topragizbiz.com/img/images/karlofa-anlasmasi-oncesi-sonrasi_b2868c2af1b43191.jpg]Karlofça Antlaşması'ndan önceki ve sonraki sınırlar[/KRSAG]
Tarih 1703 yılına gelmiş, Osmanlı Devleti'nin kötü gidişine dur denilememişti. Padişah tahta çıktığında söylediklerini unutmuş gibiydi. "Zevk ve sefa bana haram olsun" dediği halde, av partileri düzenliyor, aylarca av peşinde dolaşıyordu. Devlet işlerini sadrazamlarına ve eski hocası olan sonradan Şeyhülislam yaptığı Feyzullah Efendi'ye bırakmıştı. Bu durum ordu içinde hoşnutsuzluğa yol açtı.

Sultan II. Mustafa, Azak Kırımlılarına saldırmasının ardından İstanbul yerine Edirne'de oturmaya başladı. Mart 1700'den sonra İstanbul'a dönmedi. İstanbul'daki askerler bu duruma isyan edip, Edirne üstüne yürüdüler. Sultan II. Mustafa, Edirne'de bulunan askerleri teşkilatlandırıp yolları tutturdu ama Edirne ordusunun komutanları kardeş kanı dökmemek için geri çekildiler. İstanbul'dan gelen ordu Edirne'ye girdi ve Şeyhülislam Feyzullah Efendi onlar tarafından öldürüldü.

Sultan II. Mustafa tahttan indirildi. Yerine kardeşi Sultan III. Ahmed tahta çıkarıldı (22 Ağustos 1703). Sultan II. Mustafa tahttan indirildikten sonra fazla yaşamadı ve 29 Aralık 1703'te öldü. Cenazesi İstanbul'a getirilip, Turhan Sultan türbesinde babası Sultan IV. Mehmed'in yanına gömülmüştür.
[WARNING]Mimarî Çalışmalar[/WARNING][WARNING][/WARNING]
Sultan II. Mustafa döneminde yapılan mimari çalışmalar şunlardır; Saraçhanebaşı Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi, Anadolu Hisarı üzerinde Meşruta Yalısı, Fatih semtinde Millet Kütüphanesi, Erzurum Kurşunlu Camii.
[WARNING]Zor Yıllar[/WARNING][WARNING][/WARNING]
Bu çok cepheli savaşlar Osmanlı Devleti’nin sosyal ve ekonomik yapısını temelinden sarsmıştı. Artan sefer masrafları için yeni vergiler ihdas edilirken mevcutların miktarları arttırıldı. Kapıkulu ve timarlı sipahi teşkilatları bozulmuş olduğundan genel seferberlik ilan edilerek halktan asker toplandı. Bunlar savaşlar sona erince döndükleri memleketlerinde önemli problemlere yol açtı. Savaşlar yüzünden beylerbeyi ve sancak beyleri görev bölgelerinde bulunamadıklarından eşkıyalık hareketleri baş gösterdi; topraklarını terkeden çiftçiler inzibatı temin etmekle vazifeli yarı resmi sarıca ve sekban teşkilatına katıldı. Anadolu bu halde iken Balkanlar’da “hayduk” denilen zümreler ortaya çıktı. II. Mustafa, bu tür eşkıyalık hareketlerinin önlenmesi için bir yandan teftişçi adı altında valiler tayin ederken diğer yandan sarıca ve sekban teşkilatının kaldırıldığını ilan etti. Bunun dışında savaş giderlerini karşılamak için bazı mali önlemler alan II. Mustafa; ayarı düzgün olan İstanbul altınının tüccarlar tarafından toplanıp Mısır’a götürülmesiyle Osmanlı tarihinde bir ilk olarak ilk defa üzeri tuğralı altın para bastırıldı. Bu çalışmalar sonucunda devlet bütçesi istikrar kazanmaya başladı.

Ancak savaşlardaki başarısızlık ve kaybedilen topraklar nedeni ile halk mutsuz ve padişahtan memnun değildi. Bu tepkiler sonucunda Edirne Vak’ası denilen olay patladı ve İstanbul’a hakim olan asiler Edirne’ye isteklerini belirten bir mahzar gönderdi. Ancak Şeyhülislam Feyzyllah Efendi bu yazıyı padişaha ulaştırmadı ve durumdan habersiz olan asiler Edirne’ye gelerek padişah değişikliği istedi ve yerine Şehzade Ahmet önerildi. Çarpışma olmadan mesele halledilmeye çalışıldı, zira II. Mustafa kardeşi Ahmet’in bulunduğu yere giderek ‘’Birader, kul seni padişah istemişler’’ diyerek kendi rızası ile tahttan çekildi ve onun kaldığı yere gitti. 8 yıl hükümdarlık yapan II. Mustafa ordunun başında sefere çıkan son Osmanlı padişahıdır.

Yakalanmış olduğu istiska ve mesane hastalıklarına son gelişmelerin verdiği üzüntüler de eklenince tahttan indirilmesinden 5 ay kadar sonra çok sevdiği Edirne’de 1703 yılında hayatını kaybetti. Cenaze namazı kılındıktan sonra Yenicamii civarındaki Valide Turhan Sultan Türbesi’ne defnedildi.
[WARNING]Ailesi[/WARNING]
Eşleri
  1. Afife Kadın
  2. Hümaşah Kadın
  3. Saliha Sultan
  4. Şehsuvar Sultan
  5. Hatice Kadın
  6. Hanife Hatun (İkbali)
  7. Hafsa Sultan (İkbali)
Erkek çocukları
  1. I. Mahmut
  2. Şehzade Mehmed
  3. Şehzade Selim
  4. Şehzade Murat
  5. Şehzade Ahmed
  6. III. Osman
  7. Şehzade Hasan
  8. Şehzade Hüseyin
  9. Şehzade Ahmed
Kız çocukları
  1. Atike Sultan
  2. Büyük Ayşe Sultan: Kocaları sırayla Köprülü Numan Paşa, Tezkereci İbrahim Paşa, Koca Mustafa Paşa.
  3. Emine Sultan: Kocaları sırayla Çorlulu Ali Paşa, Recep Paşa, Abdullah Paşa.
  4. Safiye Sultan: Kocaları sırayla Maktulzade Ali Paşa, Mirza Mehmed Paşa, Kara Mustafa Paşa, Ebubekir Paşa
  5. Büyük Rukiye Sultan
  6. Hatice Sultan
  7. Fatma Sultan
  8. Esma Sultan
  9. Küçük Rukiye Sultan
  10. Ümmügülsüm Sultan
  11. Zeynep Sultan
  12. Emetullah Sultan: Kocası Sirke Osman Paşa
  13. Küçük Ayşe Sultan
Kaynak Topragizbiz.com
 
Üst
Alt