Hukuk Felsefesi Nedir

Uzay

New member
Kullanıcı
Katılım
29 Mar 2017
Mesajlar
42
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Cinsiyet
Erkek
Hukuk felsefesi kanunlar, yasal düzenler, haklar ve adalet gibi konulara odaklanır. Hukuk felsefesi de bireylerin müşterek iyiliği için hukukun temel prensiplerinin adil olmasına zemin hazırlar. Özel ve kamusal yargı işlemlerinin yerine getirilmesini adil bir temele oturtur. Tüm insanların müşterek iyiliğini arayışı ile insanın tatmini ve akabinde de etik bağlamında felsefi tasavvura sahiptir.

Kamu görevlileri ve politikacılar tarafından kutsanan, ıslahatçılar tarafından eksikliğinden dem vurulan ve filozoflarca adalet ile eş tutulması sorgulanan hukukun, toplumsal değişimin bir aracı olarak anlaşıldığı söylenebilir. Toplum içerisinde herkesin sorduğu bazı sorular hukuk felsefesinin temel odak noktalarındandır. Bunlar örneğin: Hak nedir? Adalet nedir? Kanunlara uymak ve uymamak ne gibi sonuçlara sahiptir? gibi sorulardır. Bununla birlikte, hukuk felsefesi ihtisas alanında daha ayrıntılı biçimde işlenerek çeşitli kuramlar oluşturulmuştur. Hukuk, doğal hukuk filozoflarına göre: doğa ile uyum içerisindeki evrensel etik ilkelerdir. Karşıt bir görüş olan yasal pozitivizme göre: insanlar tarafından üretilmiş ve geçerli kılınmış kurallardır. İki görüşü sentezleyen yasal yorumculuk kuramına göre bireysel hakları korumaya yarayan, belli amaçlara hizmet eden ve kimsenin en iyiye ulaşamayacağı yorumlardır. Uygulama açısından yaklaşan yasal realizme göre de konulmuş kurallardan ziyade, yargı ve kolluk güçlerinin uygulamalarından ibarettir ve daha çok hukukun toplumbilimi ile ilgilidir. Farklı görüşler içerisinde ekonomik, politik ve toplumsal eşitliğe ve toplumsal içeriğe de atıf yapan çeşitli açıklamalar mevcuttur

Hukuk felsefesi, legal teori, yasal felsefe, kanun felsefesi olarak ifade edilegelmiştir. Bununla birlikte hukuk ilmi ile de yakından ilişkilidir. Felsefe bakış açısından hakka ve yasal düzene ait sorgulamaların yürütüldüğü disiplindir. Yukarıda saydığımız gibi, temel konulardan başlayarak farklı yaklaşımlar edinmiş, toplumsal felsefe, ahlak felsefesi ve politik felsefe ile iç içe olmuştur. Toplumu ve bireyi anlama yolunda diğer tüm bilimsel çalışmalara kaynak olabilecek sorgulamalar yürütür. İnsanların kuralları ve hak anlayışlarını sergiler.

İnsanı anlarken kendi içinde iki farklı yaklaşım tarzına sahiptir. Bunlardan ilki, betimleyici hukuk kuramı, hukukun ne olduğunu ve nasıl olduğunu irdeler. Normatif hukuk kuramı da hukukun nasıl olması gerektiği ile ilgilenir. Betimleyici kuram gerçeklerle, normatif kuram değerlerle ilgilidir. Ayrıca doktrinel hukuk gibi uygun konulara uygun kuramlar öne sürmeye ve konuların temelinde yer alan kuramları sergilemeye çalışan; Marksist kuram gibi hukukun yöneten sınıfın çıkarlarını yansıtmasını betimleyen açıklayıcı yaklaşımlar da mevcuttur. Hemen söylemelidir ki, betimleyici ve normatif hukuk arasında kesin bir ayrım yoktur. Diğer hukuk kuramları gibi, bütün ile ilişkilidir.[3] Örneğin Ronald Dworkin[4]’in bütünlük olarak hukuk kuramı hem betimleyici, hem de normatif olmayı gerektirir. Ona göre de yargıcın görevi önceki kuralları ve uygulamaları yorumlamak ve vereceği kararla şimdiyi geleceğe taşımaktır.
 
Üst
Alt