Franz Von Papen önemli bir diplomat ve tecrübeli bir siyaset adamı olarak iki dünya savaşında da varlığını sürdürmüştür. 1933’te Adolf Hitler’in iktidara gelmesinin önünü açmış, İkinci Dünya Savaşı’nda da Türkiye’de Alman Büyükelçiliği görevinde bulunmuştur. Hitler’in yer yer kendisine güvensizlik duymasına karşın onu önemli görevlere getirmesinde de Franz Von Papen’in tecrübesinin etkisi vardır. Nasıl derler; ‘’tarihin karanlık sayfaları’’ gibi bir devir.
1. İlk dönemler
Franz Von Papen 29 Ekim 1879 yılında Almanya’da dünyaya gelir. Zengin bir aileye mensup olmakla birlikte 1891’de eğitimi için harp okuluna gider. Teğmen olarak görev almasına rağmen aktif bir görev yürütmez. 1913 – 1915 arasında önce Meksika’da askerî ataşelik yapar, Birinci Dünya Savaşı’nda da Washington’daki Alman elçiliğinde görev alır. Elçilikteki bu görevi sırasında ABD’ye ters düşen sabotaj planlarında yer aldığı için Washington’dan kovulur. Savaşın sonuna dek Filistin Cephesi’ndeki Osmanlı ordusunda kurmay başkanı olarak yer alır.
2. Savaştan sonra
İlk dünya savaşı sonra erdiğinde Franz Von Papen ABD’deki sabotaj planları nedeniyle Almanya’da büyük bir şöhret kazanır. Filistin cephesinde görev aldığı dönemde Türkçe de öğrenen diplomat, Atatürk başta olmak üzere birçok Türk subayını da tanır. Atatürk’ün onunla ilgili izlenimleri iyi değildir, ona geleceğiz. Savaş bittiğinde siyasete atılmaya karar verir ve 1921 – 1932 arasında Prusya Landtag’ında milletvekilliği yapar. Hatta Weimar Cumhuriyeti’nde 1932’de şansölyeliğe kadar yükselir. Alman monarşistleri, eski aristokratlar, büyük iş çevreleri ve Alman ordusuyla bağları olmasına rağmen Franz Von Papen’in siyasi yandaşları yoktur. Dönemin Almanya Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg’un danışmanı tarafından türlü entrikalarla başbakanlığa getirildiğinde de herkes için sürpriz olur.
3. Başbakanlığı ve Naziler
1 Haziran 1932’de kendini başbakanlık koltuğunda bulan Papen, Nazi Partisi’nin de ortaya çıktığı döneme tesadüf eder. İlk başlarda Nazileri kontrol altında tutmaya çalışsa da bunun sağlanamayacağını anlar ve taktik değiştirerek geleneksel partilere hücum eder. Nazilerin milis gücü olarak bilinen Sturmabteilung’un çalışmalarına yeniden izin verir. Almanya’nın Versailles Antlaşması ile kabul ettiği ekonomik yükümlülükleri iptal eder. Kasım 1932’deki seçimlerde güven oyunu alamadığını görünce başbakanlıktan istifa eder.
4. Hitler dönemi
Artık sıra adım adım büyük bir kıyım yapacak olan Hitler’e gelir. Papen’in ardından başbakanlığa gelen Hitler, yardımcısı olarak Papen’i yanında tutar; çünkü Papen oldukça tecrübeli bir siyasetçi ve diplomattır. Papen’in aklındaysa önemli bakanlıklara arkadaşlarını getirmek ve böylece Nazileri kontrol altında tutmak vardır. Lâkin tarih öyle işlemez ve Papen de yanıldığının farkına varır. Haziran 1934’te, Hitler’in Sturmabteilung (SA) tasfiyesinden birkaç gün sonra görevinden istifa eder.
5. Türkiye’ye doğru
Başbakanlık yardımcılığından 1934’te istifa eden Papen Avusturya’ya büyükelçi olarak gönderilir ve 1938’e dek bu görevini sürdürür. Yine aynı yıl Türkiye Büyükelçiliği’ne getirilse de Filistin cephesini bildiği ve Türkiye’de işleri karıştırabileceği düşüncesiyle Atatürk tarafından reddedilir. Ayrıca Atatürk ile tanıştığı dönemde bir istihbaratçı olması, o dönemde Almanya’nın yaptıkları da göz önüne alındığında Gazi Paşa’nın bu tavrı oldukça doğaldır. Ancak 1939’da, Almanya ile olan görüşmelerimizin önem kazanmasının da etkisiyle büyükelçiliğe başlar.
6. Papen İstanbul’da
Papen, görevine atandıktan yaklaşık 1 hafta sonra İstanbul’a gelir, akşamına da Ankara’ya hareket eder. Kendisini zor bir görevin beklediğini bilmektedir, zira tam da o sıralarda İtalya’nın Arnavutluk’u işgali söz konusudur. Bu durum da Türkiye’yi Akdeniz açısından endişelendirir. Papen’in Türkiye’ye geldiği dönemin bir diğer ayraç konusu ise Türkiye – Almanya arasındaki ticarî görüşmelerdir. Şöyle ki; Polonya’yı işgal eden Almanya, Sovyet Rusya ile bir ticaret anlaşması imzaladığı için Türkiye’yle olan ticaretini durdurur. Bu durum da Türkiye’nin tavrı konusunda Almanya’nın şüpheci bir bakış açısına neden olur.
7. Almanya’ya dönüş
1939 – 1944 yıllarında Almanya’nın Türkiye’deki büyükelçisi olan Papen Ağustos 1944’te Almanya’ya döner. Son bir görüşme yaptığı Hitler tarafından Askerî Liyakat Şövalye Haçı madalyası ile ödüllendirilir.
8. Savaşın ardından
Tabiri caizse; falso yapmakta ustalaşmış bir diplomat olan Papen savaşın ardından, 10 Nisan 1945’te kendi evinde yakalanıp tutuklanır. ABD Ordusunda Üsteğmen olan Thomas McKinley tarafından tutuklanan Papen kendini savunmak adına Amerikalıların kendi gibi 65 yaşındaki bir adamdan ne istediklerini bilmediğini söyler. Ancak bu defa işin içinden sıyrılamaz ve Üsteğmenle bir yemek yedikten sonra esir kampına götürülür.
9. Savaş suçlusu
Franz Von Papen, tıpkı Hitler’in iktidara geldiği ya da ilk dünya savaşı zamanında yaptığı gibi işin içinden sıyrılmak niyetindedir, ancak bir savaş suçlusu olarak yargılanır. Nürnberg Savaş Suçları Mahkemesi’ndeki yargılanmasında somut hiçbir delil bulunmaz, ancak bir Alman mahkemesi tarafından Nazi olduğu gerekçesiyle 8 yıl hapse mahkum edilir. 1949’da ise bunu para cezasına çevirir ve serbest kalır. 1950’li yıllarda anılarını yazmaya başlayan Papen 1969’da, 89 yaşındayken Almanya’da hayatını kaybeder
1. İlk dönemler
Franz Von Papen 29 Ekim 1879 yılında Almanya’da dünyaya gelir. Zengin bir aileye mensup olmakla birlikte 1891’de eğitimi için harp okuluna gider. Teğmen olarak görev almasına rağmen aktif bir görev yürütmez. 1913 – 1915 arasında önce Meksika’da askerî ataşelik yapar, Birinci Dünya Savaşı’nda da Washington’daki Alman elçiliğinde görev alır. Elçilikteki bu görevi sırasında ABD’ye ters düşen sabotaj planlarında yer aldığı için Washington’dan kovulur. Savaşın sonuna dek Filistin Cephesi’ndeki Osmanlı ordusunda kurmay başkanı olarak yer alır.
2. Savaştan sonra
İlk dünya savaşı sonra erdiğinde Franz Von Papen ABD’deki sabotaj planları nedeniyle Almanya’da büyük bir şöhret kazanır. Filistin cephesinde görev aldığı dönemde Türkçe de öğrenen diplomat, Atatürk başta olmak üzere birçok Türk subayını da tanır. Atatürk’ün onunla ilgili izlenimleri iyi değildir, ona geleceğiz. Savaş bittiğinde siyasete atılmaya karar verir ve 1921 – 1932 arasında Prusya Landtag’ında milletvekilliği yapar. Hatta Weimar Cumhuriyeti’nde 1932’de şansölyeliğe kadar yükselir. Alman monarşistleri, eski aristokratlar, büyük iş çevreleri ve Alman ordusuyla bağları olmasına rağmen Franz Von Papen’in siyasi yandaşları yoktur. Dönemin Almanya Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg’un danışmanı tarafından türlü entrikalarla başbakanlığa getirildiğinde de herkes için sürpriz olur.
3. Başbakanlığı ve Naziler
1 Haziran 1932’de kendini başbakanlık koltuğunda bulan Papen, Nazi Partisi’nin de ortaya çıktığı döneme tesadüf eder. İlk başlarda Nazileri kontrol altında tutmaya çalışsa da bunun sağlanamayacağını anlar ve taktik değiştirerek geleneksel partilere hücum eder. Nazilerin milis gücü olarak bilinen Sturmabteilung’un çalışmalarına yeniden izin verir. Almanya’nın Versailles Antlaşması ile kabul ettiği ekonomik yükümlülükleri iptal eder. Kasım 1932’deki seçimlerde güven oyunu alamadığını görünce başbakanlıktan istifa eder.
4. Hitler dönemi
Artık sıra adım adım büyük bir kıyım yapacak olan Hitler’e gelir. Papen’in ardından başbakanlığa gelen Hitler, yardımcısı olarak Papen’i yanında tutar; çünkü Papen oldukça tecrübeli bir siyasetçi ve diplomattır. Papen’in aklındaysa önemli bakanlıklara arkadaşlarını getirmek ve böylece Nazileri kontrol altında tutmak vardır. Lâkin tarih öyle işlemez ve Papen de yanıldığının farkına varır. Haziran 1934’te, Hitler’in Sturmabteilung (SA) tasfiyesinden birkaç gün sonra görevinden istifa eder.
5. Türkiye’ye doğru
Başbakanlık yardımcılığından 1934’te istifa eden Papen Avusturya’ya büyükelçi olarak gönderilir ve 1938’e dek bu görevini sürdürür. Yine aynı yıl Türkiye Büyükelçiliği’ne getirilse de Filistin cephesini bildiği ve Türkiye’de işleri karıştırabileceği düşüncesiyle Atatürk tarafından reddedilir. Ayrıca Atatürk ile tanıştığı dönemde bir istihbaratçı olması, o dönemde Almanya’nın yaptıkları da göz önüne alındığında Gazi Paşa’nın bu tavrı oldukça doğaldır. Ancak 1939’da, Almanya ile olan görüşmelerimizin önem kazanmasının da etkisiyle büyükelçiliğe başlar.
6. Papen İstanbul’da
Papen, görevine atandıktan yaklaşık 1 hafta sonra İstanbul’a gelir, akşamına da Ankara’ya hareket eder. Kendisini zor bir görevin beklediğini bilmektedir, zira tam da o sıralarda İtalya’nın Arnavutluk’u işgali söz konusudur. Bu durum da Türkiye’yi Akdeniz açısından endişelendirir. Papen’in Türkiye’ye geldiği dönemin bir diğer ayraç konusu ise Türkiye – Almanya arasındaki ticarî görüşmelerdir. Şöyle ki; Polonya’yı işgal eden Almanya, Sovyet Rusya ile bir ticaret anlaşması imzaladığı için Türkiye’yle olan ticaretini durdurur. Bu durum da Türkiye’nin tavrı konusunda Almanya’nın şüpheci bir bakış açısına neden olur.
7. Almanya’ya dönüş
1939 – 1944 yıllarında Almanya’nın Türkiye’deki büyükelçisi olan Papen Ağustos 1944’te Almanya’ya döner. Son bir görüşme yaptığı Hitler tarafından Askerî Liyakat Şövalye Haçı madalyası ile ödüllendirilir.
8. Savaşın ardından
Tabiri caizse; falso yapmakta ustalaşmış bir diplomat olan Papen savaşın ardından, 10 Nisan 1945’te kendi evinde yakalanıp tutuklanır. ABD Ordusunda Üsteğmen olan Thomas McKinley tarafından tutuklanan Papen kendini savunmak adına Amerikalıların kendi gibi 65 yaşındaki bir adamdan ne istediklerini bilmediğini söyler. Ancak bu defa işin içinden sıyrılamaz ve Üsteğmenle bir yemek yedikten sonra esir kampına götürülür.
9. Savaş suçlusu
Franz Von Papen, tıpkı Hitler’in iktidara geldiği ya da ilk dünya savaşı zamanında yaptığı gibi işin içinden sıyrılmak niyetindedir, ancak bir savaş suçlusu olarak yargılanır. Nürnberg Savaş Suçları Mahkemesi’ndeki yargılanmasında somut hiçbir delil bulunmaz, ancak bir Alman mahkemesi tarafından Nazi olduğu gerekçesiyle 8 yıl hapse mahkum edilir. 1949’da ise bunu para cezasına çevirir ve serbest kalır. 1950’li yıllarda anılarını yazmaya başlayan Papen 1969’da, 89 yaşındayken Almanya’da hayatını kaybeder