Günün Yazısı - Siyaset yasağı istenen 687 HDP’li nasıl belirlendi? - 20.03.2021

Han

En Güzel Edep Güzel Ahlaktir...!
Kullanıcı
Katılım
20 Ocak 2021
Mesajlar
7,620
Tepkime puanı
6,991
Puanları
0
Konum
Huzur🧿
Cinsiyet
Erkek
Fırtına gibi bir haftayı geride bıraktık.

Danıştay’ın ‘Andımız’ kararı ve bu karar üzerine gelişen tartışmalar, HDP’li bir milletvekillinin dokunulmazlığının kaldırılması ve aynı günün akşamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurması.

İleride bugünleri yazacak olanlara bugünden bir ‘not’ bırakmak gerekirse, bu bir haftanın fotoğrafını nasıl çekmek gerekir acaba?

Şöyle bir not bıraksak, yerini bulur mu?

Sanki bir akıl, eş zamanlı olarak, bir taraftan terörün gölgesinde siyaset yapılamayacağını, buna hoşgörü gösterilmeyeceğini, öbür tarafıyla da, Kürtlere dönük ret ve asimilasyon politikalarına dönüş olmayacağını, Kürt sorununu yeniden alevlendirebilecek ‘ricatlara’ izin verilmeyeceğini kulağımıza fısıldamış oldu.

CUMHUR İTTİFAKI ORTAKLARININ ARASINA FİTNE SOKMA GİRİŞİMLERİ İŞE YARAMADI

CHP, İYİ Parti ve o çizgideki medya, Danıştay’ın ‘Andımız’ kararını, Cumhur İttifakı ortaklarının arasının bozulması için fırsat olarak görüp, hemen heyecan yaptılar.

Manşetler, demeçler, AK Parti ile MHP’yi birbirine düşürmek için araya ‘fitne sokma’ çabaları.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun MHP lideri Devlet Bahçeli’ye hitaben sarf ettiği şu sözleri mesela:

“Sayın Bahçeli, Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı muhatap alıyorsa muhatap aldığı yer yanlıştır. Sen Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı suçluyorsun. Açarsın Erdoğan’a telefon, ‘Bu ant okunmadan kusura bakma bir daha bir araya gelemeyiz, ben ülkemi bayrağımı seviyorum, Andımız’ın okunmasını istiyorum’ dersin. Yapar mı? Göreceğiz”

Gördük, yapmadı.

MHP lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinden iki gün sonra, partisinin 13. Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, seçimlerin 2023’te yapılacağına, cumhurbaşkanı adayı olarak da Tayyip Erdoğan’a destek vereceklerine vurgu yaparak, Cumhur İttifakını birbirine düşürme hamlelerine prim vermeyeceğini ortaya koydu.

ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖNÜNDEKİ SEÇENEKLER

Dün, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, mahkemenin önüne gelen HDP’ye kapatma dosyasıyla ilgili ilk adımı atıp, bir raportör görevlendirdi.

Görevlendirilen isim, 15 gün içinde ‘usul’ incelemesi yaptıktan sonra, iddianame kabul edilirse, HDP’nin savunma süreci başlatılacak.

Mahkeme çevrelerinden edindiğim izlenime göre, HDP’nin savunma yapması için verilecek süre iki aydan aşağı olmayacak.

Devamında, raportör dosya üzerinde çalışmalarını sürdürüp, Genel Kurul üyelerine kendi görüşlerini yansıtan bir takım tekliflerde bulunacak.

Anayasa Mahkemesi’nin mevcut 15 üyesinin en kıdemli ismi, 2010’da dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanmış olan Engin Yıldırım.

Bu veri ne anlama geliyor?

2009’da HDP siyasetinin temsilcilerinden olan DTP’nin kapatılmasından buyana, Mecliste grubu olan herhangi bir parti için kapatma davası açılmış değil.

Dolayısıyla, HDP kararı çıktığında, Anayasa Mahkemesi’nin mevcut üyelerinin bu konulardaki eğilimleri ilk defa görülmüş olacak.

(Bu arada kamuoyunda ismi bilinmeyen 4 küçük parti için AYM’de kapatma davası olduğunu da bu konuları araştırırken öğrendim).

Seçenekler belli.

Kapatma ya da kapatmama yönünde bir karar çıkacak bu bir.

Hazine yardımının kesilmesi ya da kesilmemesi yönünde bir karar çıkacak bu da iki.

Bu iki karardan belki daha önemlisi, 5 yıllığına siyaset yasağı getirilmesi istenen 687 kişinin her biriyle ilgili ne tür kararların çıkacağı sorusu.

687 KİŞİ, HAKLARINDA SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA DOSYASI OLAN HDP ÜYELERİNDEN OLUŞUYOR

609 sayfalık iddianameyi inceleyince, dosyanın büyük bölümünün bu kişilerle ilgili verilerden oluştuğu görülüyor.

Kapatma dosyasını hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, 687 kişinin ismini belirlerken, Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü’nden temin ettiği HDP üyelerine ilişkin Cumhuriyet savcılıklarına ve mahkemelere intikal eden soruşturma ve kovuşturma bilgilerine göre hareket ettiği anlaşılıyor.

Soruşturma ve kovuşturma dosyalarının hepsi, terörle ilişkili suçlar kapsamında yer alıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin kapatma dosyası üzerinde çalışırken, en fazla mesaiyi bu isimlerle ilgili harcayacağını şimdiden öngörmek mümkün.


Mehmet Acet
 

SuMBuL

Tam güldüğün yerde başlar şiirler... Yang❤️
Moderator
Katılım
4 Ara 2020
Mesajlar
2,331
Tepkime puanı
4,612
Puanları
113
Konum
...
Cinsiyet
Kadın
Fırtına gibi bir haftayı geride bıraktık.

Danıştay’ın ‘Andımız’ kararı ve bu karar üzerine gelişen tartışmalar, HDP’li bir milletvekillinin dokunulmazlığının kaldırılması ve aynı günün akşamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurması.

İleride bugünleri yazacak olanlara bugünden bir ‘not’ bırakmak gerekirse, bu bir haftanın fotoğrafını nasıl çekmek gerekir acaba?

Şöyle bir not bıraksak, yerini bulur mu?

Sanki bir akıl, eş zamanlı olarak, bir taraftan terörün gölgesinde siyaset yapılamayacağını, buna hoşgörü gösterilmeyeceğini, öbür tarafıyla da, Kürtlere dönük ret ve asimilasyon politikalarına dönüş olmayacağını, Kürt sorununu yeniden alevlendirebilecek ‘ricatlara’ izin verilmeyeceğini kulağımıza fısıldamış oldu.

CUMHUR İTTİFAKI ORTAKLARININ ARASINA FİTNE SOKMA GİRİŞİMLERİ İŞE YARAMADI

CHP, İYİ Parti ve o çizgideki medya, Danıştay’ın ‘Andımız’ kararını, Cumhur İttifakı ortaklarının arasının bozulması için fırsat olarak görüp, hemen heyecan yaptılar.

Manşetler, demeçler, AK Parti ile MHP’yi birbirine düşürmek için araya ‘fitne sokma’ çabaları.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun MHP lideri Devlet Bahçeli’ye hitaben sarf ettiği şu sözleri mesela:

“Sayın Bahçeli, Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı muhatap alıyorsa muhatap aldığı yer yanlıştır. Sen Erdoğan’ı değil, Danıştay’ı suçluyorsun. Açarsın Erdoğan’a telefon, ‘Bu ant okunmadan kusura bakma bir daha bir araya gelemeyiz, ben ülkemi bayrağımı seviyorum, Andımız’ın okunmasını istiyorum’ dersin. Yapar mı? Göreceğiz”

Gördük, yapmadı.

MHP lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinden iki gün sonra, partisinin 13. Büyük Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, seçimlerin 2023’te yapılacağına, cumhurbaşkanı adayı olarak da Tayyip Erdoğan’a destek vereceklerine vurgu yaparak, Cumhur İttifakını birbirine düşürme hamlelerine prim vermeyeceğini ortaya koydu.

ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖNÜNDEKİ SEÇENEKLER

Dün, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, mahkemenin önüne gelen HDP’ye kapatma dosyasıyla ilgili ilk adımı atıp, bir raportör görevlendirdi.

Görevlendirilen isim, 15 gün içinde ‘usul’ incelemesi yaptıktan sonra, iddianame kabul edilirse, HDP’nin savunma süreci başlatılacak.

Mahkeme çevrelerinden edindiğim izlenime göre, HDP’nin savunma yapması için verilecek süre iki aydan aşağı olmayacak.

Devamında, raportör dosya üzerinde çalışmalarını sürdürüp, Genel Kurul üyelerine kendi görüşlerini yansıtan bir takım tekliflerde bulunacak.

Anayasa Mahkemesi’nin mevcut 15 üyesinin en kıdemli ismi, 2010’da dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanmış olan Engin Yıldırım.

Bu veri ne anlama geliyor?

2009’da HDP siyasetinin temsilcilerinden olan DTP’nin kapatılmasından buyana, Mecliste grubu olan herhangi bir parti için kapatma davası açılmış değil.

Dolayısıyla, HDP kararı çıktığında, Anayasa Mahkemesi’nin mevcut üyelerinin bu konulardaki eğilimleri ilk defa görülmüş olacak.

(Bu arada kamuoyunda ismi bilinmeyen 4 küçük parti için AYM’de kapatma davası olduğunu da bu konuları araştırırken öğrendim).

Seçenekler belli.

Kapatma ya da kapatmama yönünde bir karar çıkacak bu bir.

Hazine yardımının kesilmesi ya da kesilmemesi yönünde bir karar çıkacak bu da iki.

Bu iki karardan belki daha önemlisi, 5 yıllığına siyaset yasağı getirilmesi istenen 687 kişinin her biriyle ilgili ne tür kararların çıkacağı sorusu.

687 KİŞİ, HAKLARINDA SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA DOSYASI OLAN HDP ÜYELERİNDEN OLUŞUYOR

609 sayfalık iddianameyi inceleyince, dosyanın büyük bölümünün bu kişilerle ilgili verilerden oluştuğu görülüyor.

Kapatma dosyasını hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, 687 kişinin ismini belirlerken, Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü’nden temin ettiği HDP üyelerine ilişkin Cumhuriyet savcılıklarına ve mahkemelere intikal eden soruşturma ve kovuşturma bilgilerine göre hareket ettiği anlaşılıyor.

Soruşturma ve kovuşturma dosyalarının hepsi, terörle ilişkili suçlar kapsamında yer alıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin kapatma dosyası üzerinde çalışırken, en fazla mesaiyi bu isimlerle ilgili harcayacağını şimdiden öngörmek mümkün.


Mehmet Acet
paylaşım için teşekkürler @Han
 
  • Beğen
Tepkiler: Han
Üst
Alt