Gelişimin Dönemleri Nelerdir

M

Mustafa

Guest
Gelişimin Dönemleri Nelerdir




İnsan gelişimi, döllenmeden başlayarak yaşamın sonuna dek devam eden bir süreçtir. Gelişim dönemlerindeki yaşlar, değişik kaynaklara göre farklılık şöstermektedir. şenel olarak doğumdan sonraki ilk 2 yıl bebeklik, 3-6 yaş ilk çocukluk (oyun), ilkokul yıllarını kapsayan 7-11 yaş ikinci çocukluk, 12-18 yaş ergenlik dönemi olarak kabul edilir.
ahlaki-yargilar.jpg
Bebeklik dönemi (0-2 yaş)
İlk çocukluk (oyun) dönemi (3-6 yaş)
İkinci çocukluk (ilkokul) dönemi (7-11 yaş)
Ergenlik dönemi (12-18 yaş)

Bebeklik Dönemi (0-2 Yaş)
Bebeklik dönemi, çocukların en hızlı büyüyüp geliştikleri dönemdir. Çocuğun her yönden sağlıklı büyüyebilmesi, bu ilk yıllarda gösterilecek özene bağlıdır. Bu dönemdeki
çocuklar bedensel (kas ve kemik) gelişimlerinin bir uzantısı olarak kendi başlarına hareket edebilmek, yürümeyi öğrenmek durumundadır. Böylelikle bebek, anneye bağımlı olmaktan kurtulur ve dünyayı keşfe çıkabilir. Yürümeyi öğrenme, dokuz ay civarında ayakta durma çalışmalarıyla başlar ve iki yaş civarında yürümede ustalaşma biçimini alır. Kemiklerdeki en hızlı gelişme yaşamın ilk yılı içinde görülür. Daha sonra ergenlik dönemine kadar gelişme hızında bir düşme ortaya çıkar. Bebek, dünyaya gelir gelmez zihinsel ve ruhsal olarak da gelişmeye başlar. Bu dönemde alıcıdır. Duyduğu, gördüğü, dokunduğu her şeyden duyumlar alır. Algılar edinir ve bunları biriktirerek belleğine yerleştirir. Zamanı gelince de bu bilgileri kullanmaya başlar. Yaşamın ilk aylarında bebek her açıdan annesine bağımlıdır. Bebek dünyaya geldiğinde dişleri yoktur, bu yüzden anne sütü ile beslenir. İlk yıl içinde dişlerinin çıkmaya başlamasıyla birlikte katı yiyecekleri yemeyi öğrenir. Böylece anne sütünün yerini diğer yiyecekler almaya başlar.

Doğuşta sadece bakışları ile iletişim kurabilen bebek, agulama ile başlayan dil gelişimini iki yıl içinde üç kelimelik cümlelere dönüştürebilir. Kavram gelişiminin temelleri
de bu dönemde atılır. Bebek, iki yaşına doğru biyolojik gelişime paralel olarak kaslarına hâkim olabilir ve dışkısını kontrol etmeye başlayabilir. Bebek, dış dünya ile etkileşimde bulunmalı, bununla ilgili tanım ve kavramları edinmelidir. Yetişkinlerin gösterdiği ilgi, oynamak için kullandığı oyuncaklar, yaşadığı çevredeki çeşitli uyaranlar, çocuğun zihinsel gelişimini büyük ölçüde etkiler. Bu nedenle dolayı bebeklik döneminde yetişkinlere büyük görevler düşmektedir. Çocuk, bu devrede yetişkinlerden ne kadar olumlu duyumlar alır ve zengin uyaranlarla karşılaşırsa çevresiyle de o ölçüde olumlu ilişkiler kurabilir, sağlıklı bir gelişim gösterebilir.
ahlaki-yargilar.jpg

Ġlk Çocukluk-Oyun Dönemi (3-6 Yaş)
Okul öncesi yıllarını içine alan ilk çocukluk dönemi; çocuğun aktif olarak çevresine yöneldiği, uyarıcılar ile dolu dış dünyayı keşfetmeye çalıştığı, insan yaşamının en temel becerilerinin kazanıldığı bir dönemdir.
Bu dönemde çocuk, belli bir yapılanmayı tamamlamış olan bedenini oyunlarında etkili bir şekilde ve ustaca kullanmayı öğrenmiştir. Aynı zamanda çocuk, büyümeye devam etmektedir. Bir yandan büyümeye devam ederken diğer yandan kendisinin ve bedeninin farkına varmaya başlamıştır. Çocuk, bu dönemde sosyalleşmeye de başlamıştır. Başkalarını keşfetmiş ve onlarla birtakım kurallar çerçevesinde bir araya gelmeye çalışmaktadır. Okul öncesi eğitim kurumlarına gitmekte ve yaşıtlarıyla ortak etkinliklerde bulunmaktadır. Çocuğun bu dönemde kazandığı beceriler, sonraki yıllarda sosyal ilişkilerinin temel yapı taşı olarak kullanılacaktır. Çocuk yavaş yavaş aile ortamından çıkmakta ve başkalarıyla karşılaşmaktadır.
Bu dönemde bedensel gelişme hızı, bebeklik dönemine oranla yavaşlar. Beden orantıların da değişiklik göze çarpar. Yine bu dönemde kaslardaki gelişme dikkati çeker. Çocuk rahatlıkla koşup zıplayabilir ancak dar bir tahta üzerinde denge sağlayarak daha üst düzeyde motor koordinasyon gerektiren hareketleri yapmakta güçlük çeker.
Bu dönemde cinsiyetine uygun davranma davranışı ağırlıklıdır. Çocuk, kendi cinsindeki ebeveyni model alır. Cinsiyet farklılıkları bu dönemde keşfedilir. Bu konuda
sorular sormaya başlar. Çocuğu sorduğu sorular yüzünden azarlamak ve araştırma girişimlerine engel olmak, çocukta suçluluk duygusunun gelişmesine neden olur. Erkekler/Kızlar şöyle yapar ifadeleriyle başlayan cümleler kullanır. Çocukta vicdan gelişiminin ve ahlakın, yargıların temelleri bu dönemde atılır. Yalan
söylediklerinde suçlandıkları, hatalı bir davranışta bulunduklarında bunu anladıkları görülür. Bu kazanım daha sonraki dönemlere de taşınır. Her alanda olan gelişim gibi daha sonraki dönemlere biraz şekil değiştirerek devam eder.
Oyun bu dönemde çocuk için en önemli etkinliktir. Zamanını büyük bir bölümünü oynayarak geçiren çocuk, daha çok hayal gücüne dayalı oyunlar oynar. Çocuğun ebeveyni ile kurduğu özdeşim oyunlarına da yansır. Okul öncesi eğitim kurumları, çocuklar için yeni arkadaş çevresi, zengin bir oyun ortamı ve çeşitli deneyimler kazanabileceği bir yer olması nedeniyle oldukça önemlidir. Bu dönemde sembolik oyun, animizim (canlandırmacılık) ve yapaycılık görülür. Ayrıca bu çocuk, davranışlarında egosantriktir (benmerkezcil).
Etkinlik 6
Çocuğun bebeklik ve ilk çocukluk (oyun) dönemine ait gereksinimlerini tespit edip listeleyerek yazınız ve karşılaştırınız. Bu konuda aşağıda verilmiş olan örnek tablodan, kendi geliştireceğiniz örneklerden ve öğretmeninizden yardım alabilirsiniz. Size göre çocuğun hangi dönemde hangi gelişim alanına ait ihtiyaçlarının daha dikkat çekici olduğunu arkadaşlarınız ile paylaşınız.
İkinci Çocukluk (İlkokul) Dönemi (7-11 Yaş)

Çocuğun aile ortamından çıkarak dış dünya ile daha iç içe olduğu dönemdir. Bu dönemin başlangıcı ilkokula yeni başlaması, son yılları ise çocuğun ergenlik dönemine
girmeye başlaması açısından son derece önemlidir.
Çocukta bu dönemde aşağıdaki değişimler görülür:

Mantıklı düşünme başlar.
Korunum özelliği kazanır.
Benmerkezcilik azalır.
Yaşıtları önem kazanır.
Bellek ve dil becerileri artar.
Bilişsel becerileri artar.
Fiziksel gelişme durağanlaşmıştır.
Benlik kavramı gelişimi, benlik yapısını geliştirir.
Güç ve sportif beceriler artar.
Çocuk, okulda hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı okuma-yazma ve hesap becerilerini edinmeye başlar. Çocuk bu becerilere dayanarak ileriki yaşlarda karmaşık problemleri
çözebilir hâle gelecektir. Gündelik yaşamda olup bitenler çocuğun ilgisini çekmeye başlamıştır. Ülkelerinde ve dünyada olup bitenler ile ilgili fikir beyan etmeye başlar.
Çocukta zihinsel gelişim soyut işlemlere hazırlanmaya başlamıştır. Çocuğun konuşma yeteneği ve kelime hazinesi oldukça gelişmiştir. Bu dönemde kız ve erkek çocuklar kendi aralarında gruplaşarak oynamayı tercih eder. Çocuk için arkadaşları ve öğretmeni çok önemlidir. Bu dönemin önemli bir özelliği olan başarıya karşı aşağılanma duygusu nedeniyle çocuğun başarı duygusu yaşaması kişilik gelişimine olumlu yansır. Bir yandan arkadaşlarıyla bir arada olmaktan hoşlanırken diğer yandan grup içinde sivrilme, üstünlüğünü kanıtlama çabası vardır. İlkokulun ilk yıllarında görülen büyümedeki yavaşlama on yaşına doğru vücut biyokimyasındaki farklılaşmaya bağlı olarak hızlanır. Kız çocuklarında ani bir boy artışıyla birlikte ikincil cinsiyet özelliklerinin belirmeye başladığı görülür. Erkek çocuklar dokuz-on yaşına kadar kızlardan biraz daha uzun ve daha iri bir bedene sahipken on-on bir yaşlarında kızlardan daha ufak bir görünüme bürünürler. Çocukların sağlığı bu dönemde genellikle iyidir. Önceleri çok hastalananların sağlık durumu bu dönemde düzelmiştir.
Bu dönemde erkek çocuklar kızlardan daha hareketli olup bedensel ve güce dayalı etkinlikleri daha fazla tercih ederler.



Ergenlik Dönemi (12-18 yaş)

Ergenlik dönemi, bedensel değişikliklerin yaşandığı bir dönemdir. Çocukluk döneminde kısmen yavaşlayan bedensel büyüme ve gelişme, ergenlik döneminde yeniden
hızlanarak bu dönemin sonunda yetişkinlikteki yapısına ulaşır. Gencin beden oranları değişmeye başlamıştır. Bu değişim yüzünden genç biraz sakarlaşabilir, değişen bu oranlara uyum sağlayabilmesi için biraz zamana ihtiyacı vardır. Genellikle ergenlik ve gençlik çağı en sağlıklı yaşam dönemidir. Çocukluk hastalıkları geride kalmıştır, yetişkin çağa özgü hastalıklar ise çok uzaktadır. Ergenliğe özgü denebilecek tek hastalık belki de ergenlik sivilceleridir (akne). Ter ve yağ bezlerinin salgıları artmakta ve birikim olmaktadır. Bu durumun erkeklik ve dişilik hormonlarının (androjen ve östrojen) dengesizliğinden ileri geldiği sanılmaktadır.
Bu dönemde ergen aşağıdaki değişimleri gösterir:

- Fiziksel değişimi hızlıdır.
-Üreme olgunluğu oluşmaya başlar.
- Kimlik arayışına odaklanmıştır.
- Yaşıtları, benliğinin gelişmesine ve onu test etmesine yardımcı olur.
- Soyut düşünme ve bilimsel sorgulama gelişir.
- Ergen benmerkezciliği bazı davranışlarda sürdürür.


Ergenlik dönemi, genç için çalkantılı bir dönemdir. Bu dönemde bireyin kişiler arası ilişkileri gelişir, artar ve nitelik değiştirir. Artık çocuk değildir. Sosyal ilişki kurma becerisi artmaya başlamıştır. Toplum içinde kendi başına girişimlerde bulunabilir. Başkalarıyla kendi tercihleri doğrultusunda etkileşimler kurabilir. Bunun sonucunda duygusal yakınlıklar yaşayabilir. Bu duygusal yakınlıklar aynı zamanda anne-babadan duygusal anlamda ayrılmanın bir görüntüsüdür.
Gençler ne yetişkin ne de çocuk olarak kabul edildikleri bu geçiş döneminde uyum sağlamakta güçlük çekerler. Kimlik arayışına giren genç, bu dönemden ya kimliğini kazanmış olarak ya da kimlik kargaşası ile çıkar.

Bu dönemde genç, gelecekteki işi için belirlemeler yapmak durumundadır. Hayatı boyunca nasıl bir iş yapmayı ummaktadır? Bu karar aşaması, gencin bir anlamda geleceğini de belirleyecektir. Başka bir deyişle hangi okulda okuyacağını belirlemesi demektir. Vicdan gelişimi bu dönemde birtakım temel değer yargılarının gelişmesi biçimini alır. Hayatta neye değer verdiğini belirleyen ergen, bu nedenle sık sık ideolojik kötüye kullanmalara maruz kalır. İdeolojik düşüncelerin yoğunlaşması bu gelişim döneminin bir görüntüsüdür. Değer sistemi geliştirme ve sosyal gelişimle bağlantılı olarak ergen artık yetişkin toplumsal düzeni içine girmek ve sorumluluk yüklenmek ister. Ergenlik dönemindeki sosyal ve ideolojik hareketlerin bir anlamı da budur. Başka bir deyişle ergenler sorumluluk yüklenmek istemektedir.
Kısacası bu dönem oldukça fırtınalı bir dönemdir. Genç, kendisiyle ve çevresiyle sürekli bir savaş hâlindedir. Kimi genç bu dönemi oldukça gürültülü geçirirken kimisi daha az çalkantılı geçirebilir. Ergenin yetişkin otoritesiyle çelişkide bulunduğu bu dönemde yetişkinin onu kabul etmesi, ona koşulsuz bir saygı ve anlayış sunması gerekir. Anne-baba; ergenin bağımsız davranmasına, onun kendi kendine karar vermesine, kendine güvenmesini sağlayacak yaşantılar geçirmesine özen göstermelidir.
 
Üst
Alt