- Katılım
- 8 Eyl 2018
- Mesajlar
- 1,257
- Tepkime puanı
- 1,734
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
- Konum
- İstanbul
- Cinsiyet
- Kadın
Fiziksel Şiddet Gören Kişide ve Ailesinde Oluşan Duygusal Yaralar
Okuyacağınız bu yazı fiziksel şiddet mağduru bir çocuğun yaşadıklarıyla ilgilidir. Bu hikaye bize kaygının insanları nasıl tükettiğini, fiziksel şiddet ve onun en hızlı etkilerini de gösteriyor.
“Sorunun ne olduğunu bilmiyoruz. Sürekli midesinden ve baş ağrısından şikayet ediyor. Eskiden olduğu gibi uykuya dalamıyor, gecenin bir yarısı sıkıntılı bir şekilde uyanıyor ve bizim yatağımıza geliyor. Daha önce hiç ilgilenmediği, önemsemediği bir şeylerden dolayı kaygılandığını görüyoruz.
Ruh hali aniden değişebiliyor. Bir an sakin görünüyor ve sonra çılgına dönüyor veya kontrolsüz bir şekilde ağlamaya başlıyor. Bazen isyankar davranıyor tırnaklarını yemeyi ya da saçlarını yolmayı bırakmasını söylediğimizde, daha önce onda görmediğimiz davranışlara tanık oluyoruz.
Bir şey onu rahatsız ediyor, ama nedenini bilmiyoruz. Bizimle bu konuda konuşmuyor. Okulda bir şeyler olduğundan şüpheleniyoruz. Belki çok fazla baskı görüyor ya da okulda bir çocuk ona zor anlar yaşatıyor. Onun çevresini incelemeye çalışıyoruz. Öğretmenine, erkek kardeşlerine, arkadaşlarına, anne babasına bile sorduk. Ama hiç kimse bize bir şey anlatmadı.
Bazen çok sevimli oluyor ve oldukça duygusal bir çocuk olmasına rağmen, onun bu derece bağımlı oluşu endişe verici. Bazen ölçüsüz bir şekilde bizim dikkatimizi çekmeye çalışıyor. Ondaki bu değişimin kaynağını bilmediğimiz için, onunla konuşmaya ve neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Bazen kendisini odaya kapatıyor ve utangaç olduğu için kimseyle konuşmak istemediğini söylüyor. Ve bazı zamanlar da kötü bir şey olduğu için okula gitmek istemediğini söylüyor. Sonunda bir gün okulundaki çocukların onunla uğraştığını, onu azarladıklarını ve bazılarının da onu dövdüğünü söyledi.
Onunla adeta dünyalarımız ayrıldı. Sadece onun yaşadığı acının, kaygının ve huzursuzluğun adını koyabiliyoruz: Fiziksel şiddet.
Derhal ilk adımı attık: Gidip okuldaki yetkililerle konuştuk. Bunu çözmek zorundalar. O çocuklar yaptıkları davranışların sonuçlarına katlanmak zorunda. Bizim çocuğumuz bunu tekrar yaşamamalı. Ne bizim çocuğumuz, ne de başka bir çocuk.
Fikirlerimizi organize edip, bir plan yapmanın ve ne yapabileceğimizi tespit etmenin artık zamanı geldi. Bu olduğunda fiziksel şiddet uygulayanları ve ailelerini azarlamamak çok zor. Yine de çocuğumuzun çatışmalara ve direkt karşılıklı cepheleşmeye girmemesinin en iyi yol olduğunu biliyoruz.
Bu yüzden şimdi bekliyoruz ve kontrol edemediğimiz duygularımızı hafifletmeye çalışıyoruz. Bu kabaran duygularımız net düşünmemizi engelliyor, ama biraz zaman kazanmak ve bu durumdan kaçınmak o duygularımızı yatıştırabilir.
En önemli şey çocuğumuz için güvenli bir çevre oluşturmak. Bunun üzerinde çalışıyoruz ve elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Okul da harekete geçmeye başladı. Öğretmenleri ve arkadaşları zorba çocukların oğlumuza karşı yaptığı her davranış ve tavırdan haberdar olacaklar.
Yine de hepsi bu değil. Fiziksel şiddet ve zorbalığın çocuğumuzda açtığı yaralar hala olduğu gibi duruyor. Bize bunu önceden söylemesine rağmen hala korkuyor ve kaygılanıyor. Okula gitmeyi reddediyor. Ne yapabiliriz?”
Fiziksel şiddet gören çocuğunuza yardımcı olun
Fiziksel şiddet ve zorbalık gören bir çocuğa ruhunda oluşan duygusal yaralarla baş etmesi için yardımcı olmak aileler için hiç kolay değildir.
Okuyacağınız bu yazı fiziksel şiddet mağduru bir çocuğun yaşadıklarıyla ilgilidir. Bu hikaye bize kaygının insanları nasıl tükettiğini, fiziksel şiddet ve onun en hızlı etkilerini de gösteriyor.
“Sorunun ne olduğunu bilmiyoruz. Sürekli midesinden ve baş ağrısından şikayet ediyor. Eskiden olduğu gibi uykuya dalamıyor, gecenin bir yarısı sıkıntılı bir şekilde uyanıyor ve bizim yatağımıza geliyor. Daha önce hiç ilgilenmediği, önemsemediği bir şeylerden dolayı kaygılandığını görüyoruz.
Ruh hali aniden değişebiliyor. Bir an sakin görünüyor ve sonra çılgına dönüyor veya kontrolsüz bir şekilde ağlamaya başlıyor. Bazen isyankar davranıyor tırnaklarını yemeyi ya da saçlarını yolmayı bırakmasını söylediğimizde, daha önce onda görmediğimiz davranışlara tanık oluyoruz.
Bir şey onu rahatsız ediyor, ama nedenini bilmiyoruz. Bizimle bu konuda konuşmuyor. Okulda bir şeyler olduğundan şüpheleniyoruz. Belki çok fazla baskı görüyor ya da okulda bir çocuk ona zor anlar yaşatıyor. Onun çevresini incelemeye çalışıyoruz. Öğretmenine, erkek kardeşlerine, arkadaşlarına, anne babasına bile sorduk. Ama hiç kimse bize bir şey anlatmadı.
Bazen çok sevimli oluyor ve oldukça duygusal bir çocuk olmasına rağmen, onun bu derece bağımlı oluşu endişe verici. Bazen ölçüsüz bir şekilde bizim dikkatimizi çekmeye çalışıyor. Ondaki bu değişimin kaynağını bilmediğimiz için, onunla konuşmaya ve neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Bazen kendisini odaya kapatıyor ve utangaç olduğu için kimseyle konuşmak istemediğini söylüyor. Ve bazı zamanlar da kötü bir şey olduğu için okula gitmek istemediğini söylüyor. Sonunda bir gün okulundaki çocukların onunla uğraştığını, onu azarladıklarını ve bazılarının da onu dövdüğünü söyledi.
Onunla adeta dünyalarımız ayrıldı. Sadece onun yaşadığı acının, kaygının ve huzursuzluğun adını koyabiliyoruz: Fiziksel şiddet.
Derhal ilk adımı attık: Gidip okuldaki yetkililerle konuştuk. Bunu çözmek zorundalar. O çocuklar yaptıkları davranışların sonuçlarına katlanmak zorunda. Bizim çocuğumuz bunu tekrar yaşamamalı. Ne bizim çocuğumuz, ne de başka bir çocuk.
Fikirlerimizi organize edip, bir plan yapmanın ve ne yapabileceğimizi tespit etmenin artık zamanı geldi. Bu olduğunda fiziksel şiddet uygulayanları ve ailelerini azarlamamak çok zor. Yine de çocuğumuzun çatışmalara ve direkt karşılıklı cepheleşmeye girmemesinin en iyi yol olduğunu biliyoruz.
Bu yüzden şimdi bekliyoruz ve kontrol edemediğimiz duygularımızı hafifletmeye çalışıyoruz. Bu kabaran duygularımız net düşünmemizi engelliyor, ama biraz zaman kazanmak ve bu durumdan kaçınmak o duygularımızı yatıştırabilir.
En önemli şey çocuğumuz için güvenli bir çevre oluşturmak. Bunun üzerinde çalışıyoruz ve elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Okul da harekete geçmeye başladı. Öğretmenleri ve arkadaşları zorba çocukların oğlumuza karşı yaptığı her davranış ve tavırdan haberdar olacaklar.
Yine de hepsi bu değil. Fiziksel şiddet ve zorbalığın çocuğumuzda açtığı yaralar hala olduğu gibi duruyor. Bize bunu önceden söylemesine rağmen hala korkuyor ve kaygılanıyor. Okula gitmeyi reddediyor. Ne yapabiliriz?”
Fiziksel şiddet gören çocuğunuza yardımcı olun
Fiziksel şiddet ve zorbalık gören bir çocuğa ruhunda oluşan duygusal yaralarla baş etmesi için yardımcı olmak aileler için hiç kolay değildir.
- Güvenli bir yer ve çevre oluşturun. Oluşturduğunuz güvenli ortamdaki insanların ona hiçbir zarar vermeyeceği konusunda ona güven vermek esastır. Ona bulundukları çevrenin ondan yana olduğunu ve saldırganların bu davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşeceğini söyleyin. Anne babalar zor olsa da, negatif sonuçlar doğuracağı için çocuklarına karşı aşırı korumacı davranmaktan kaçınmalıdır.
NOT: Okul şiddeti engellemek için gerekli tedbirleri alsa da, çocuk okula ısrarla gitmek istemeyebilir. Bu sebepten dolayı, onun yakın çevresinin güvenli olduğunu ve okula gitmekte bir sakınca olmadığını, okula tekrar gitmesinin yavaş yavaş kendisini daha iyi hissettireceğini bilmesi önemlidir.Çocuğumuzu yavaş yavaş okula gitmeye zorlayarak tekrar okul ortamına katılmasını kolaylaştırabiliriz. Bunu, çocuk bir tehlike olmadığını anlayana dek tekrar arkadaşlarıyla bir araya gelmesini sağlayarak, okulun yakınlarında birlikte yürüyerek, hatta birkaç saat derslere katılmasını sağlayarak yapabiliriz.
- Çocukla maruz kaldığı sorunları açıkça konuşun. Rahatsızlık veren konuların adı konulmalıdır. Çocuk belki yaşadığı endişeyi, üzüntüyü veya öfkeyi dile getiremez. Duygusal farkındalık oluşturmak, yaşanılan olayları detaylandırmak çocuğun atacağı ilk adımdır. Çocuğunuzun yaşına uygun, anlayabileceği kelimeler kullanın ve onun rahatlıkla ilerleyebileceği gelişim basamakları tayin edin. Bütün bunları baskı uygulamadan yapın ve onun hissettiği duygulardan sorumluluk duymasına fırsat vermeden yapın.
- Çocuğunuza gevşeme tekniklerini ve başka duygusal rahatlama yollarını öğretin. Çocuğun tansiyonu azaltacak yöntemler geliştirmesi esastır. Yaşadığı ve onu tamamen istila eden herhangi bir fizyolojik ve duygusal gerginliği azaltmada rahatlama teknikleri sakinleşmesine yardımcı olacaktır. Bu onun zihnini düzenleyip rahatlamasına ve olumlu düşünmesine yardımcı olur.
- Onun gününü pozitif aktivitelerle doldurun. Bu onun içinde bulunduğu karmaşık durumun sebep olduğu sıkıntıları etkisiz hale getirmesini sağlar. Bu anlar çok güçlüdür ve çocuğun rahatsızlık veren düşüncelerin yerine rahatlatıcı düşünce ve anıları hatırlamasına yardım eder.
- Gelecekte mümkün olabilecek çatışma durumları için bir aksiyon planı geliştirin. Çocukla kendisini tehdit altında hissettiği durum karşısında nasıl harekete geçileceğini konuşabiliriz. Onun geçmişte, şu anda veya gelecekteki davranışlarını kötüleyecek ifadeler ya da terminoloji kullanmamaya dikkat edin.
- Onun sosyal yeteneklerini güçlendirin. Çocuk davranışsal gücünün temeli olan çatışma yönetimi becerisiyle eğitilmelidir. Çatışma durumlarını çözmek için iddialı bir iletişim kullanmak en iyi yoldur. Bu durum, çocuğun başkalarının yanında “küçülmesini” engeller ve kendilerini dışarıya kapatmadan olumlu kararlar almasını sağlar.
- Yardım istemenin önemi hakkında konuşun. Dışarıdan yardım istemek sizi aciz veya sosyal ve kişisel olarak yetersiz yapmaz. Bu mesajı çocuğa vermek önemlidir, tacizin kurbanı ister olsunlar, isterse olmasınlar.
- Onların öz saygılarını daima ve istikrarlı olarak güçlendirin. Şiddet mağdurları kimliklerinden uzaklaşmışlardır. Bu nedenle onların kendileriyle ilgili düşüncelerini aşırı övgüden kaçınarak günlük olarak kuvvetlendirmek önemlidir.
Gördüğünüz gibi fiziksel şiddet mağduru çocuklar ve aileler birçok sıkıntılara maruz kalıyorlar. Bu nedenle, bu ailelerin etrafındaki insanların anlayış göstermesi ve bu durumun meydana getirdiği acıya empati kurmaları gereklidir. Aynı şekilde çocukları ahlaki değerlerle ve şiddete ve zorbalığa“sıfır toleranslı” olarak eğitmek esastır. Bunu yapmanın en iyi yolu küçük yaşlardan itibaren onlarla konuşmak ve yetişkinler olarak örnek teşkil etmektir.