Uzun yıllardır gizemi çözülememiş, keşfedilmeyi bekleyen dehliz ve zindanlarıyla dünyanın en fantastik yerlerinden birisi olan Esenler Otogarı‘nın Yüzüklerin Efendisi ile bağlantısı mı var? Geçtiğimiz günlerde bu otogarda dolaşırken benzerlikleri araştırdım ve burası hakkında bize anlatılmamış şeyler olabileceğini keşfettim. Şimdi sizlerle düşüncelerimi ve bulduklarımı paylaşayım.
Esenler Otogarı, 1987 yılında temelleri atılmış ve 1994 yılında açılışı yapılmış fantastik bir yapı. İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan bu otobüs terminali için temeli atılmış diye belirttik ancak 1987 yılında başlayan çalışmaların ne şekilde yapıldığı veya bu inşaatta kimlerin çalıştığı gizemini koruyor. Esenler Otogarı’nın yerden yukarı doğru yapılmış olduğunu ve bunu desteklemek için “1987 yılında inşaatın temeli atıldı” söylemlerini yıllardır bize söylüyorlar ancak burası aslında tıpkı Moria gibi yukarıdan aşağıya kazılarak yapılmış.
Esenler Otogarı’nda Cüceler Çalışmış
Tıpkı Moria Madenleri’nde olduğu gibi Esenler Otogarı da yukarıdan aşağıya kazılarak yapılmış. İnşaatler genellikle çukur kazılıp üstüne temel atılıp üst katlara doğru ilerlerken burada tam tersi bir yöntem izlenmiş. Bunu çok uzun yıllar önce Cüceler çok başarılı şekilde yaptığı için inşaatta da yine Cüceler çalışmışlar. Ayrıca Türkler, yukarıdan aşağı kazılarak yapılan inşaat tekniğini bilmiyorlar. Zaten otogar ve Moria’nın fotoğraflarını karşılaştırınca benzerlik gözden kaçmıyor.
Esenler Otogarı
Moria Madenleri
Otogarın üstü otobüslerin ve yolcuların sürekli hareket ettiği aydınlık bir alanken, alt katlar ise tam bir maden ve zindan havasında ve neredeyse hiç hayat yok. Gitgide de karanlıklaşıyor. Bu da yukarıdan aşağı kazıldığının bir kanıtı.
Cüceler, tıpkı Moria’da olduğu gibi burada da hırslarına yenik düşüp kazdıkça kazmışlar. Buna Cüceler’in kendi kazma hırsı mı sebep oldu yoksa onlara kazmaları için bir emir mi verildi bilemiyoruz lakin söylentilere göre Cüceler ve Türkler o kadar derine kazmışlar ki, bilinmeyen bir gücü bile uyandırdıkları söyleniyor. Bu nedenle Esenler Otogarı’nın alt katları hâlâ tekinsizdir. Bu durumu keşfeden daha pek çok kişi var.
Esenler Otogarı’nın inşaatında Cüceler’in çalışmış olduğunu gösteren bir kanıt da Cüceler’in çok sık kullandığı altıgen şeklin ve köşeli yapıların otogarın mimarisinde kullanılmış olması. Dikkat ettiyseniz elflerin zerafeti hiç yok, cücelerin sert taş işçiliği kendisini çok net gösteriyor.
Hatta biraz daha dikkatli bakarsanız aslında Esenler Otogarı’nı Cüceler Erebor’un anılarını yaşatmak için de yapmış olabilir. Otogarın bu fotoğrafına bakarsanız Erebor’un girişine ne kadar benzediğini görebilirsiniz.
Erebor’un kapısı
Otogarın Yapılış Amacı, Neden Bu Kadar Derine Kazdılar ve Ortaya Ne Çıktı?
Ülkemizdeki her yapı gibi neden Esenler Otogarı da yukarıdan aşağı doğru inşa edilmişti, neden Cüceler çalıştırıldı? Bunun tek bir amacı olabilir, dönemin yetkilileri bir şeyler arıyordu!
Yıllarca derinlere kazanlar, sonunda onlara söylenen şeyi bulmuşlardı. 1990’lı yılların başlarında, henüz “sözde” inşaatın bitmesine yaklaşık 1 sene kalmışken Esenler Otogarı’nı o kadar derine kazmışlardı ki günümüzde bile oralarda yaşayan tarifsiz karanlık uyanmıştı ancak işçiler aradıkları şeyi bulmuşlardı: Arkentaşı!
Arkentaşı
Yetkililer, ya Cüceler’in hırslarına yeniden yenilip bu kadar derine kazması sonucu bunu bulmuşlardı ya da yapılan jeolojik araştırmalar, Arkentaşı’nın burada olduğunu yetkililere bildirmişti. Cüceler daha önce çok derine kazdıklarında başlarına geleni biliyorlardı o yüzden hırslarına yenilmiş olmaları pek mümkün görünmüyor; muhtemelen yetkililer özellikle Arkentaşı’nı arıyordu.
Bu durumu daha önce farkedenler de olmuştu ama sadece yerini yanlış biliyorlardı.
Aranan Arkentaşı bulunmuş olmalı ki inşaat da hızlıca bitirildi ve burası otogar olarak hizmete başladı. Bulunan taşa ne olduğu yıllarca bilinmedi ancak basında yer alan bir fotoğrafı görenler taşı buldu. Taşın sırrını bilenler fotoğrafı görünce taşı hemen tanıdı. Arkentaşı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki tahta işlenmişti… Tam da Erebor Cüceleri’nin yaptığı gibi…
Başkanlık tahtındaki Arkentaşı
Thorin’in Erebor’daki tahtındaki Arkentaşı
Arkentaşı, Cüceler için hükümdarlıklarını simgeleyen ve taçlandıran bir simgeydi. Belli ki Türkler de bu taşı benzer bir simge olarak görüyorlar.
Özetle; Esenler Otogarı’nın bu kadar karanlık dehlizlerle dolu olması, alt katlarında hâlâ bilinmeyen gizemlerin ve korkuların olması Arkentaşı arayışındaki Cüce ve Türk işçilerin birlikte çok derine kazarak Arkantaşı’nı aramasından ötürüdür.
Esenler Otogarı’nın neden yapıldığının gizemini çözmüş olarak artık huzurla yaşayabiliriz. Alt katlar ise hâlâ metafizik varlıklarla dolu olabilir, bilinmeyen hâlâ çok şey var. Otogara yolunuz düşerse alt katlara inmemeniz gerektiğini artık biliyorsunuz, siz Gandalf değilsiniz!
Esenler Otogarı, 1987 yılında temelleri atılmış ve 1994 yılında açılışı yapılmış fantastik bir yapı. İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan bu otobüs terminali için temeli atılmış diye belirttik ancak 1987 yılında başlayan çalışmaların ne şekilde yapıldığı veya bu inşaatta kimlerin çalıştığı gizemini koruyor. Esenler Otogarı’nın yerden yukarı doğru yapılmış olduğunu ve bunu desteklemek için “1987 yılında inşaatın temeli atıldı” söylemlerini yıllardır bize söylüyorlar ancak burası aslında tıpkı Moria gibi yukarıdan aşağıya kazılarak yapılmış.
Esenler Otogarı’nda Cüceler Çalışmış
Tıpkı Moria Madenleri’nde olduğu gibi Esenler Otogarı da yukarıdan aşağıya kazılarak yapılmış. İnşaatler genellikle çukur kazılıp üstüne temel atılıp üst katlara doğru ilerlerken burada tam tersi bir yöntem izlenmiş. Bunu çok uzun yıllar önce Cüceler çok başarılı şekilde yaptığı için inşaatta da yine Cüceler çalışmışlar. Ayrıca Türkler, yukarıdan aşağı kazılarak yapılan inşaat tekniğini bilmiyorlar. Zaten otogar ve Moria’nın fotoğraflarını karşılaştırınca benzerlik gözden kaçmıyor.
Otogarın üstü otobüslerin ve yolcuların sürekli hareket ettiği aydınlık bir alanken, alt katlar ise tam bir maden ve zindan havasında ve neredeyse hiç hayat yok. Gitgide de karanlıklaşıyor. Bu da yukarıdan aşağı kazıldığının bir kanıtı.
Cüceler, tıpkı Moria’da olduğu gibi burada da hırslarına yenik düşüp kazdıkça kazmışlar. Buna Cüceler’in kendi kazma hırsı mı sebep oldu yoksa onlara kazmaları için bir emir mi verildi bilemiyoruz lakin söylentilere göre Cüceler ve Türkler o kadar derine kazmışlar ki, bilinmeyen bir gücü bile uyandırdıkları söyleniyor. Bu nedenle Esenler Otogarı’nın alt katları hâlâ tekinsizdir. Bu durumu keşfeden daha pek çok kişi var.
Esenler Otogarı’nın inşaatında Cüceler’in çalışmış olduğunu gösteren bir kanıt da Cüceler’in çok sık kullandığı altıgen şeklin ve köşeli yapıların otogarın mimarisinde kullanılmış olması. Dikkat ettiyseniz elflerin zerafeti hiç yok, cücelerin sert taş işçiliği kendisini çok net gösteriyor.
Hatta biraz daha dikkatli bakarsanız aslında Esenler Otogarı’nı Cüceler Erebor’un anılarını yaşatmak için de yapmış olabilir. Otogarın bu fotoğrafına bakarsanız Erebor’un girişine ne kadar benzediğini görebilirsiniz.
Otogarın Yapılış Amacı, Neden Bu Kadar Derine Kazdılar ve Ortaya Ne Çıktı?
Ülkemizdeki her yapı gibi neden Esenler Otogarı da yukarıdan aşağı doğru inşa edilmişti, neden Cüceler çalıştırıldı? Bunun tek bir amacı olabilir, dönemin yetkilileri bir şeyler arıyordu!
Yıllarca derinlere kazanlar, sonunda onlara söylenen şeyi bulmuşlardı. 1990’lı yılların başlarında, henüz “sözde” inşaatın bitmesine yaklaşık 1 sene kalmışken Esenler Otogarı’nı o kadar derine kazmışlardı ki günümüzde bile oralarda yaşayan tarifsiz karanlık uyanmıştı ancak işçiler aradıkları şeyi bulmuşlardı: Arkentaşı!
Yetkililer, ya Cüceler’in hırslarına yeniden yenilip bu kadar derine kazması sonucu bunu bulmuşlardı ya da yapılan jeolojik araştırmalar, Arkentaşı’nın burada olduğunu yetkililere bildirmişti. Cüceler daha önce çok derine kazdıklarında başlarına geleni biliyorlardı o yüzden hırslarına yenilmiş olmaları pek mümkün görünmüyor; muhtemelen yetkililer özellikle Arkentaşı’nı arıyordu.
Bu durumu daha önce farkedenler de olmuştu ama sadece yerini yanlış biliyorlardı.
Aranan Arkentaşı bulunmuş olmalı ki inşaat da hızlıca bitirildi ve burası otogar olarak hizmete başladı. Bulunan taşa ne olduğu yıllarca bilinmedi ancak basında yer alan bir fotoğrafı görenler taşı buldu. Taşın sırrını bilenler fotoğrafı görünce taşı hemen tanıdı. Arkentaşı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki tahta işlenmişti… Tam da Erebor Cüceleri’nin yaptığı gibi…
Arkentaşı, Cüceler için hükümdarlıklarını simgeleyen ve taçlandıran bir simgeydi. Belli ki Türkler de bu taşı benzer bir simge olarak görüyorlar.
Özetle; Esenler Otogarı’nın bu kadar karanlık dehlizlerle dolu olması, alt katlarında hâlâ bilinmeyen gizemlerin ve korkuların olması Arkentaşı arayışındaki Cüce ve Türk işçilerin birlikte çok derine kazarak Arkantaşı’nı aramasından ötürüdür.
Esenler Otogarı’nın neden yapıldığının gizemini çözmüş olarak artık huzurla yaşayabiliriz. Alt katlar ise hâlâ metafizik varlıklarla dolu olabilir, bilinmeyen hâlâ çok şey var. Otogara yolunuz düşerse alt katlara inmemeniz gerektiğini artık biliyorsunuz, siz Gandalf değilsiniz!