Dil Bilgisi Öğretimi

  • Konbuyu başlatan Eqe
  • Başlangıç tarihi
E

Eqe

Guest
Dil Bilgisi Öğretimi
(Türkçe Öğretimi)

(1. Bölüm)

1. Giriş

Bir dildeki ses, sözcük ve cümleleri, yapı, tür, görev ve bunların kuralları açısından inceleyen bilime dilbilgisi denir. Dilbilgisi, bir başka deyişle, dilin işleyişini, düzenini ve dil kullanımının kurallarını inceleyen dil bilim dalıdır. Yeryüzündeki dillerin oluşumlarını, evrimlerini, gelişmelerini, dünya üzerinde yayılmalarını, aralarındaki ilişkileri, ses, biçim, anlam ve sözdizimi açısından genel ya da karşılaştırılmalı olarak inceleyen bilime de dilbilim denir. Bu iki tanımı vermekten amacımız dilbilgisi öğretiminin içine, sınıf düzeyi doğrultusunda, dilbilimin kimi konularını da ekleyerek dilbilgisi öğretimi yapılmasının gereğidir.

2. Dilbilgisi Öğretiminin Amaçları
• Kişiler, daha küçük yaşlardan başlayarak öğretime gereksinme duymadan dili kullanabilmektedirler. Buna bilinçaltı dil yapısı diyoruz. Bu bilinçaltı dil yapısını bilinç düzeyine çıkartmak ve bunu kullanım boyutuna getirmek,
• Öğrencilerin, etkili bir iletişim kurabilmeleri için dilin işleyiş biçim ve düzenini onlara kavratmak,
• Öğrencilerin, anadillerini sözlü ya da yazılı olarak doğru ve etkili bir biçimde kullanmalarını sağlamak, dilbilgisi öğretiminin temel amaçlarıdır.

İlköğretimin VI, VII, VIII. sınıflarında Dilbilgisi öğretmeniz niçin önemlidir? Özetleyiniz.

3. Dilbilgisi Öğretiminin Yöntemi

Dilbilgisi öğretiminde ezberden kaçınıp işlevsel ve uygulamalı öğretimin sizce yararları nelerdir?
• Dilbilgisi, birtakım kuralların ezberletildiği bir ders değil, dil öğretiminin diğer bütün çalışmaları gibi öğrencilerin anadillerini sözlü ya da yazılı olarak, doğru ve etkili bir biçimde kullanmaları için bir araçtır.

• Dilbilgisi öğretimi, okuma, yazma ve konuşma çalışmalarıyla koşut götürülmelidir. Dilbilgisi konuları işlenirken doğal, canlı örnekler üzerinde durulmalıdır. Bu örnekler, cümleler içinde verilmeli ancak cümleler kuru ve basma kalıp olmamalıdır. Örneklerin verildiği cümleler günlük ve doğal konuşmalardan, çeşitli okuma parçalarından, öğrencinin daha çok ilgisini çekmesi bakımından öğrenci ödevlerinden seçilebilir. Bu tür öğretim uygulama ve çözümlemelere yer verdiğinden öğrencinin ilgisini çekme ve öğrenciyi geliştirme açısından yararlı olur.

• Dilbilgisi öğretiminde yalnızca ad, sıfat, adıl, özne, nesne vb. leri tanım olarak verilmemeli, bunların kullanımları, kullanım farklılıkları belirtilmelidir. Örneğin güzel, sözcüğünü sıfat diye ezberleyen bir öğrenci, “güzeller güzeli geliyor” kullanımını çözemez. Bir başka örnek; öğrenci, “yararlı bir yöntem” ya da “bir yararlı yöntem” kullanımlarındaki ayırımı bilebilmelidir.

• Dilbilgisi öğretiminde asıl yöntem, dilin kullanım boyutu olmalıdır. Öğrencinin karşılaştığı sorular, kural dışı durumlar, aykırılıklar, bilmediği ya da ikileme düştüğü konular öncelikle ele alınacak konular olmalıdır.

• Anadili öğretiminin temel amacı, anadilin sözlü ya da yazılı olarak doğru ve etkili kullanım olduğuna göre, dilbilgisi öğretimi de bu işlevi yerine getirecek alanlardan biridir. Bu nedenle dilbilgisi dersi, anadili ders ve etkinliklerinin hepsine bağlı olarak işlenmelidir. Ders işlenirken, sorun bulma, yanlışları düzeltme, alıştırma ve uygulama yapılması ve yaptırılması yararlı olur.

• Dilbilgisi öğretiminde sözcük ve cümle çözümlemelerinin önemli bir yeri vardır. Çözümleme için, daha çok dilin doğal kullanımını gösteren örnekler seçilmelidir. Çözümleme, sözcük ya da cümlenin yapı, kuruluş ve görev açısından incelenmesidir. Özellikle cümle çözümlemelerinde cümlenin yapısı, kuruluşu, belirtildikten sonra, varsa, cümle kuruluşundaki bozukluklar, eksiklikler ve yanlışlıklar ortaya çıkar. Bunlar anlam eksikliğini ya da belirsizliğini de ortaya çıkarır. Cümle çözümlemesinden sonra sözcük çözümlemesi yapılmalı, sözcüğün türü, aldığı ekler, nedenleriyle belirtilmeli, cümledeki görevi açıklanmalıdır. Bu tür çözümlemeler, öğrencinin kendi anlatımını geliştirmesine yardım eder.

• Sözcük çözümünde öğrencinin bildiği ya da anlayabildiği sözcüklerin çözümü yaptırılmalı, bilmediği ya da yeni sözcüklerin çözümleri, örnekler üzerinde yapılmalı, yabancı sözcüklerin, yabancı olduğu vurgulanıp dilimizde kullanılış biçimi ile türleri, varsa aldığı çekim ekleri belirtilmelidir.

• Dilbilgisi öğretiminde öğrencilere, sözlük, sözlük türleri ve yazım kılavuzu gibi kaynakları kullanma alışkanlığı kazandırılmalı, bu tür, değişik kaynaklardan karşılaştırmalı olarak yapılan araştırma ve incelemenin yararları anlatılmalıdır.

• Dilbilgisi sınavları ayrı olarak yapılacağı gibi anadiliyle ilgili genel sınavlar içinde de yapılabilir. Dilbilgisi sınavlarının soruları salt kurallarla ilgili olmamalıdır. Bir yazıdan alınan parça, verilen bir paragraf üzerinde ya da öğrencinin kendi yazdığı bir yazının bir bölümü üzerinde sözcük ve cümle çözümlemesi, sözcüklerin birbirlerine göre görevleri, ilgileri ve cümle içinde taşıdıkları anlam ve anlam farklılıkları sorulabilir. Ayrıca, yazım yanlışları olan, noktalama imleri bulunmayan yazı ya da yazı parçaları verilerek bunların düzeltilmesi ya da uygun noktalama imlerinin uygun yerlere konulması istenebilir. Böyle inceleme, araştırma ve uygulamaya yönelik yapılan ders ve sınavlar, öğrenciyi ezber bilgiden kurtarıp kalıcı bilgiye götürecektir. Ayrıca, öğrencinin bilgisini en iyi ölçecek ve değerlendirebilecek yol da uygulamalı sınav biçimidir. 84 D İ L B İ L G İ S İ Ö Ğ R E T İ M İ

“Dilin doğal kullanımı” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız. Öğrencilerinize dilbilgisi sorusu olarak sormayı düşündüğünüz sorular hazırlayınız. Soru biçimlerinin gerekçelerini tartışınız.

4. Dilbilgisi İzlencesi

Dilbilgisi derslerinde en önemli sorun, öğretim aşamalarına göre okutulacak konuların seçilmesidir. Bizde dilbilgisi izlenceleri, genellikle belli terimleri, sınıflamaları (ses, sözcük, sözcük türleri, cümle ve türleri gibi) öğretmeye yönelmiştir. Ne kadar istense de hiçbir zaman işlevsel ve anlamsal dilbilgisine yönelinmemiştir. Dilbilgisi izlenceleri, kuramsal bilgilerin yanında Türkçeyi doğru konuşmaya, doğru yazmaya, doğru anlamaya, doğru cümle kurmaya, doğru noktalamaya yönelik yararlı bilgileri içermelidir. Ayrıca, sözdiziminin yapısal ve anlamsal nitelikleriyle birlikte cümleyi oluşturan dil birliklerinin görev, yapı, anlam ilkeleri birbirini bütünler biçimde verilmek üzere izlenceye alınmalıdır. Bir sözcük cümle içinde yalnızca yapısı ile değerlendirilemez. Sözcüğün görevi ve taşıdığı anlam da değerlendirme açısından çok büyük önem taşır. Aşağıda verilen dilbilgisi izlencesi, Sayın Beşir Göğüş tarafından hazırlanmış; yukarıda belirttiğimiz ölçütlere ve amaca uygun bir izlencedir. Ancak öğretmen, bu izlencedeki konuları, genişletme ya da seçme yoluyla öğrencilerin ilgi ve gereksinimlerine göre düzenleyebilir. Unutulmaması gereken şudur ki; yeterince uygulama yapılmadıkça kuramsal bilgiler bir yarar sağlamaz. Bu nedenle, canlı örneklere dayalı uygulamalara, cümle çözümlemelerine geniş yer verilmelidir.

5. İzlencedeki Konular Aşağıdaki her izlence konusunu okuduktan sonra uygun örnekler yazınız. Yalın tümcenin kuruluşu:
• Yüklem, özne.
• Tümleçler : Nesne, dolay tümleçleri, zarf tümleci.
• Öğelerin sırası : Özne- tümleç- yüklem. ( Düşünce ve duyguya göre, öğelerin sırasında değişmeler).
• Eylem tümcesi, ad tümcesi.
• Öğelerinin anılmasına gerekli görülmeyen tümceler (öğeleri eksik tümceler). Eksik tümce sonuna “…”konması.

Yalın tümcenin çözümlenmesi:

Tümcenin noktalanması: Sona (anlama göre) “:.?” imi. İçte: - Eş görevdeki öğeler arasına “,” konması. - Eş görevde öğelerin “ve” bağlacıyla bağlanması. - Duygusal tümcelerin noktalanması : “!…”

Tümcenin yazımı: Sözcük türü (söz bölükleri) :Ad, eylem (fiil), adıl (zamir), sıfat, belirteç (zarf), ilgeç (edat), bağlaç, ünlem. (Bu türler, tümce içinde ve tümce kuruluşunda aldıkları görevlerle birlikte öğretilir.)

Ad durumları. Ekleri (-i,-e,-de,-den,-in)

Adlarda tekil - çoğul kavramı.

Tümce içinde öğelerin anlamca belirtilmesi : Adla tamlama (ad tamlaması), sıfatla tamlama (sıfat tamlaması), ilgeç kümelerinin adları, eylemleri belirtmesi (aslan gibi asker, ok gibi atıldı.)

Adılların çeşitleri: Kişi, soru adılları, belirsiz adıl, ek adıllar.

Sıfatların çeşitleri: Niteleme, soru, sayı sıfatları, belirsiz sıfatlar.

Belirteçlerin çeşitleri: Yer, zaman, nitelik, nicelik belirteçleri.

Çeşitli belirtme ilgileriyle oluşan sözcük kümelerinin tek bir öğe oluşu (okul kapısı : özne, öğrencinin çantasının sapını: nesne, AtaTürk Bulvarında: dolay tümleci olabilir.)

Deyim : Oluşumu. Tümce içinde tek bir sözcük gibi öğe değeri taşıması (Kara gün dostusun : Yüklem. Varlık gösterdi : Yüklem. Yerden bitme (sıfat)…..)

Hece. Yazarken, sözcüğü hecelere bölme.

Özel ad. Eylem çekimi: (Tümce içinde) eylemin bildirdiği kişi, zaman, kip, birleşik zaman kavramları; bu kavramlarla ilgili olarak aldığı ekler. -Tümcede eylemin (yüklemin), özneye tekillik – çoğulluk yönünden uyması (çocuklar gittiler.) (Türkçede insandan başka öznelerin yüklemle nicelik yönünden uyuşmasına gereklik görülmediği durumlar “kuzular otluyor”, “yemekler pişti” gibi.)

Türkçede ünlü uyumu ve eklerdeki ünlülerin eylem gövdesindeki ünlülere uyması. - Büyük ünlü uyumu, küçük ünlü uyumu kuralı.

Eylemin olumsuzluk ve soru anlamlı biçimleri.

Eylem çatısı : Tümce kuruluşunda, öznesi ve nesnesiyle anlam ilgisine göre, eylemin aldığı eklerle kurulan çatılar : işteş, ettirgen, edilgen, dönüşlü, geçişli, geçişsiz…
 
Üst
Alt