Depresyon ve Kişilerarası İlişkilerin Neden-Sonuç İlişkisi

  • Konbuyu başlatan Eqe
  • Başlangıç tarihi
E

Eqe

Guest
Depresyon çok yönlü sebepleri olan yaygın bir ruh sağlığı problemidir (Mendlewicz,1985; Stokes,1987). Depresyon vakaları incelendiğinde depresyonun biyolojik, çevresel, bilişsel ve psikolojik kaynaklı bir hastalık olduğu kabul edilmektedir(Segrin C., 2000). Depresyonun yakın ilişkiler üzerindeki etkilerine bakıldığında ise depresyonun yakın ilişkileri olumsuz etkilediği dikkat çekmektedir(Coyne & Gotlib,1985; Coyne, Kahn, & Gotlib, 1987). Kişilerarası işlevler psikolojik iyilik haliyle doğrudan ilişkilidir ve kişilerarası ilişkilerde zorluklarla karşılaşma psikolojik destek arayan kişilerde daha fazla olduğu görülmektedir(Horowitz and Vitkus,1986). Coyne(1976) ‘nun yaptığı çalışmalardan yola çıkarak depresif kişilerin ilişkilerde destek kabul etmediği, ilişkilerini negatif yöne çektiği bu durumun onu daha da depresif bir hale süreklediğini göstermiştir. Bu çalışmaya dayanarak, depresyonunda ilişki türlerini etkilediği aynı zamanda ilişki türlerinin depresyon üzerinde etkisi olduğunu ve bu ‘çapraz ilişkinin’-ilişkiler depresyonu olumsuz etkilerken; depresyonunda ilişkileri olumsuz yönde etkilemesi-bir sebep sonuç ilişki olduğu düşünülebilir.

Literatürde son 40 yıldır depresyonun çevresel faktörleri üzerinde yapılan çalışmalara bakıldığında, özellikle kişilerarası ilişkilerin depresyon üzerinde etkili olduğu vurgulanmaktadır. Bu derlemenin amacı da depresyon ve kişilerarası ilişkiler arasındaki ‘çapraz ilişkiyi’ gözden geçirmek ve literatür ışığında değerlendirmektir. Literatürde, depresyonun özel ilişkileri büyük ölçüde etkilediği görülmektedir. Depresyon sahibi bir bireyle yaşamak diğer aile bireylerini, yakınlarını büyük ölçüde etkilemektedir. Yakınlarında yorgunluk, umutsuzluk, üzüntü, ilgisizlik, sosyal ortamlardan kaçınma gibi belirtiler sıkça görülmektedir. Depresyonun özel ilişkilerde gündelik hayata etkisini inceleyen Dobson, Jacobson, & Victor (1988) , depresyon episodlarının eşler arasında anlamsız tartışmalara neden olduğunu, bu tartışmaların ilişkileri yıprattığını vurgulamıştır.

Depresyonun ilişkiler üzerindeki etkilerini ele alan araştırmalara bakıldığında, Safran ve Segal’e göre (1990), psikolojik sorunları olan kişiler, karşılaştıkları kişilerarası ilişkilerdeki olumsuzlukları genelleyerek tüm ilişkileri için tehdit olarak görmektedirler. Safran ve Segal’in araştırmasında, depresif olmayan kimseler ilişkilerinde daha esnek ve birey odaklı düşünürken; depresifler, şema geliştirerek olayları kötüye atfederler.

Kişilerarası anlaşmazlıkların depresyonun iyileşmesini geciktirdiği ve semptomları sürdürdüğü görülmektedir. Costello(1981)’nun yazılarında olduğu gibi, kişilerarası sorunlu ilişkilerin yarattığı stres, depresyonu tetikleyici bir etken olduğu düşünülmektedir. Sosyal ilişkilerdeki zayıflıkların depresyonun ana sebebi olduğu çünkü bireylerin sosyal çevresindeki diğerleri tarafından davranışlarının pozitif yönde ödüllendirilmesine ihtiyaç duyduğu vurgulanır. Faust J. Baum, C.(1985) makalesinde, özellikle yetişkinlik öncesi dönemlerde akran ilişkileri ve depresyon arasında güçlü bir kolerasyon olduğu görülmektedir. Kendini sosyal çevresinde kabul ettiremeyen ya da sosyal çevresinden destek bulamayan kişilerde depresyon görülme olasılığı daha yüksek olduğu vurgulanmaktadır. Depresyon hastaları üzerinde Friedmann(1992) yaptığı çalışmalara dayanarak zayıf aile ilişkilerinin depresyonu kronik hale getirdiğini görülmektedir. Negatif ilişkilerin depresyona pozitif ilişkilerden daha fazla etki gösterdiği ve depresyonla daha ilişkili olduğu söylenebilir(Weissmann,1987). Kişilerarası iletişimde beceri eksikliğinin, depresyonun geçmesiyle birlikte yavaş yavaş kaybolacağını düşündürmektedir.

Sonuç olarak, depresyon ve kişilerarası ilişkiler arasındaki ilişki son 40 yıldır Coyne’un depresyonun kişilerarası ilişkileri modelinden beri üzerinde en çok çalışılan konulardan biridir(Marcus, D., Nardone, M.,1992). İki farklı bakış açısının kesişimi olduğu düşünülen bu derlemede ‘kişilerarası ilişkiler ve depresyonun ilişkisel araştırması’ konusu;

1. Depresyona neden olan faktörlerden biri olarak kişilerarası ilişkilerin rolü,

2. Depresyonun kişilerarası ilişkiler üzerindeki etkisi olmak üzere iki yönlü olarak incelenmiştir.

Literatürde depresyon ve kişilerarası ilişkiler ilişkisel olarak taranmış ve ilişkili olduğu tespit edilen yerler bağdaştırılmıştır.

YAZAN: PSİKOLOG NURBANU PERİŞAN

KAYNAKÇA

Coyne, J. C. (1976a). Depression and the response of others. Journal of Abnormal Psychology, 85, 186-193.

Coyne, J. C., & Gotlib, I. H. (1985). Depression and parenting: An integrative review.

Dobson, K. S., Jacobson, N. S., & Victor, J. (1988). Integration of cognitive therapy and behavioral marital therapy. In J. F. Clarkin, G. L. Haas, & I. D. Glick (Eds.), Affective disorders and the family: Assessment and treatment (pp. 53-88). New York: Guilford Press.

Faust, J., Baum, C. G., Forehand, R. (1985). An Examination of the Association Between Social Relationships and Depression in Early Adolescence. Journal of Applied Developmental Psychology, 6. 291-297.

Handbook of depression: Treatment, assessment, and research (pp. 795–815).

Segrin C. Clinical psy review, no 3, 371_403, 2000

Marcus, D. K., & Nardone, M. E. (1992). Depression and interpersonal rejection. Clinical Psychology Review, 12, 433–449.

Mendlewicz, J. (1985). Genetic research in depressive disorders. In E. E. Beckman & W. R. Leber (Eds.),

Safran, J. D.; Segal, Z. V. (1990). Interpersonal Process inCognitive Therapy. New York: Basic Boks, Inc.

Petty, S. C., Ericsson, N. S., Joiner, T. E. (2004). Interpersonal Functioning Deficits: Temporary or Stable Characteristics of Depressed Individuals?. Journal of Affective Disorders, 81. 115-122.

Stokes, P. E. (1987). The neuroendocrine measurement of depression. In A. J. Marsella, R. M. A. Hirshfeld, & M. M.

Katz (Eds.), The measurement of depression (pp. 153–195). New York: Guilford Press

Segrin, C., & Flora, J. (in press). Poor social skills are a vulnerability factor in the development of psychosocial problems. Human Communication Research.




 
Üst
Alt