Türk Destanı Dede Korkut, UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi’ne oy birliğiyle kabul edildi.
Türkiye’nin bir kültür mirası daha UNESCO listelerindeki yerini aldı. “Dede Qorqud/ Korkyt Ata/ Dede Korkut Mirası: Destan, Masal ve Müzik” çok uluslu dosyası olarak geçtiğimiz yıl Mart ayında UNESCO’ya gönderilen Türkiye’nin kültür mirası temsili listesine 17’nci unsur olarak bugün itibariyle dahil edildi.
Morityus Cumhuriyeti’nin başkenti Port Louis’de gerçekleştirilen UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması 13. Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda temsili listeye alınan Türk destanı artık insanlığın somut olmayan kültürel mirası oldu.
Türkiye bu kararla temsili listeye en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasındaki yerini de korudu.
Dede Korkut Birleştirici Unsur
“Dede Korkut: Destan, Masal ve Müzik” dosyası Kazakistan’ın moderatörlüğünde, Azerbaycan ve Türkiye’nin katılımıyla çok uluslu olarak hazırlandı.
Türk dünyasının yüzlerce yıllık kültürel kimliğinin taşıyıcısı ve ortak mirası olan ‘Dede Korkut’ etrafında şekillenen destan, masal ve müzik geleneği Türkiye’nin başta kuzeydoğusu olmak üzere ülke genelinde yaşatılıyor.
Dede Korkut kültürünü oluşturan destan, masal ve müzik içerisindeki dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılan değerler, Türkiye’nin kültürel belleğinde canlılığını koruyor; geçmişle bugün arasındaki kültürel bağın güçlenmesine, kültürel devamlılığın, aidiyet ve kimlik anlayışının geleceğe taşınmasına katkıda bulunuyor.
Birikimi ve değerleri sınırları aşan ‘Dede Korkut’ mirası bu yönüyle Türkçe konuşan ülkelerde de birleştirici bir unsur olarak son derece önemli.
Dede Korkut Kimdir?
Tüm Türk topluluklarının, milletlerinin ortak kültürüdür. Dede Korkut; Dedem Korkut, Korkut Ata, Atam Korkut olarak da bilinir. Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan ve diğer Türk illeri, Dede Korkut’u farklı adlarla ama aynı hikayelerle tanır.
Genel anlamda birçok kaynak Dede Korkut için “Oğuzların bilicisi” olarak geçer. Dede Korkut hakkında bir özyaşam ya da yaşam öyküsü yoktur, biz onu bize bırakılan ve kendi adıyla anılan Kitab-ı Dede Korkut eserinden biliyoruz. Tahminimizce Dede Korkut, bir çıkış noktası olarak düşünülmelidir ki tarihte hemen hemen her Türk milleti bu biliciye sahip çıkmış ve bu yüzden de onun hakkında net ve kesin bilgilere ulaşamaz hale gelmiştir.
Türkiye’nin bir kültür mirası daha UNESCO listelerindeki yerini aldı. “Dede Qorqud/ Korkyt Ata/ Dede Korkut Mirası: Destan, Masal ve Müzik” çok uluslu dosyası olarak geçtiğimiz yıl Mart ayında UNESCO’ya gönderilen Türkiye’nin kültür mirası temsili listesine 17’nci unsur olarak bugün itibariyle dahil edildi.
Morityus Cumhuriyeti’nin başkenti Port Louis’de gerçekleştirilen UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması 13. Hükümetlerarası Komite Toplantısı’nda temsili listeye alınan Türk destanı artık insanlığın somut olmayan kültürel mirası oldu.
Türkiye bu kararla temsili listeye en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasındaki yerini de korudu.
Dede Korkut Birleştirici Unsur
“Dede Korkut: Destan, Masal ve Müzik” dosyası Kazakistan’ın moderatörlüğünde, Azerbaycan ve Türkiye’nin katılımıyla çok uluslu olarak hazırlandı.
Türk dünyasının yüzlerce yıllık kültürel kimliğinin taşıyıcısı ve ortak mirası olan ‘Dede Korkut’ etrafında şekillenen destan, masal ve müzik geleneği Türkiye’nin başta kuzeydoğusu olmak üzere ülke genelinde yaşatılıyor.
Dede Korkut kültürünü oluşturan destan, masal ve müzik içerisindeki dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılan değerler, Türkiye’nin kültürel belleğinde canlılığını koruyor; geçmişle bugün arasındaki kültürel bağın güçlenmesine, kültürel devamlılığın, aidiyet ve kimlik anlayışının geleceğe taşınmasına katkıda bulunuyor.
Birikimi ve değerleri sınırları aşan ‘Dede Korkut’ mirası bu yönüyle Türkçe konuşan ülkelerde de birleştirici bir unsur olarak son derece önemli.
Dede Korkut Kimdir?
Tüm Türk topluluklarının, milletlerinin ortak kültürüdür. Dede Korkut; Dedem Korkut, Korkut Ata, Atam Korkut olarak da bilinir. Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan ve diğer Türk illeri, Dede Korkut’u farklı adlarla ama aynı hikayelerle tanır.
Genel anlamda birçok kaynak Dede Korkut için “Oğuzların bilicisi” olarak geçer. Dede Korkut hakkında bir özyaşam ya da yaşam öyküsü yoktur, biz onu bize bırakılan ve kendi adıyla anılan Kitab-ı Dede Korkut eserinden biliyoruz. Tahminimizce Dede Korkut, bir çıkış noktası olarak düşünülmelidir ki tarihte hemen hemen her Türk milleti bu biliciye sahip çıkmış ve bu yüzden de onun hakkında net ve kesin bilgilere ulaşamaz hale gelmiştir.