- Katılım
- 4 Haz 2017
- Mesajlar
- 10,838
- Tepkime puanı
- 5,175
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Erkek
[h=3][/h][FONT="]
Yalanın pembesi olmaz, yalan hep yalandır.
Anne karnından 2 yaşına gelene dek bir çocuk etrafında olup biten her şeyi bir kamera gibi yargılamadan kaydeder. Bu dönemde kaydetmiş olduğu bilgilere dayanarak kendisine şemalar oluşturur.
Şemalar nedir?
Şemalar değer yargılarımızı, davranışlarımızı, düşüncelerimizi ve buna bağlı duygularımızı şekillendiren bilgi dağarcığı kümeleridir. Bu kümecikler çocukken aldığımız bilgilerle sosyal öğrenme yoluyla oluşur.
Çocuğunu emzirirken bir annenin bebeğinin yüzüne bakmaması, onunla ilgilenmemesi, ya da yüzünü korkunç şekillere sokarak bebeğine bakması bir çocuk için çelişki oluşturur. Bir diğer durum ise, çocuğun ağlarken annesinin gülmesidir. Bu da çocuk için çelişkili bir durumdur. Böylesi durumlar çocuklukta çelişkili şemalar oluşturduğu için bilgi karışıklığına sebep olur. Bilgi karışıklığı yaşayan çocuk durumlar karşısında belirsizlik hissettiği için kendini korumak amacıyla yalana başvurur.
Ya da çocuğunun yanında telefonla konuşan bir annenin o gün bir işi olmadığı halde, şimdi çok işim var demesi de çocuğu yalan teşvik eder.
Çocuklar bazen olmamış bir şeyi olmuş gibi anlatabilirler. 0-3 yaş dönemi egosantrizm dediğimiz egoyu yani beni merkeze alan dönemdir. Bu dönemdeki çocuklar hayal ile gerçeği birbirinden ayırt edemez. Gördüğü rüyayı da gerçekten görmüş gibi anlatabilir, ya da kendi gözlerini kapatınca saklandığını düşünebilir. O kimseyi görmüyordur ya, onu da görmüyorlardır diye düşünür. Bu tür yalanlara pseudoyalan denir. Çocuk bunu yalan söylemiş olmak için söylemez oyun oynuyordur.
Peki ya pembe yalanlar?
Yalanın pembesi olmaz, yalan hep yalandır. Yalnız motivasyon ile yalanı birbirine karıştırmamak gerekir. Bir çocuğa “sen bunu başaracaksın” gibi bir söylemde bulunmak onu yüreklendirmektir. Çocuk onu yapamasa bile annesi onu motive etmiş olur, bu bir yalan değil cesaretlendirmedir.
Eğer kuşu öldüğü için taziyeye giden bir Peygamberin ashabıysak, bu hassasiyetle çocuğumuzun mimarı olmak için önce kendi mimarımız olmak gerek…
Çürük tuğlalarla ayakta kalmayacak bir bina gibi, yalan söyleyen bir ebeveynin de dürüst çocuğu olmayacaktır.
Sevgiyle, DÜRÜST kalın…
[/FONT]
Anne karnından 2 yaşına gelene dek bir çocuk etrafında olup biten her şeyi bir kamera gibi yargılamadan kaydeder. Bu dönemde kaydetmiş olduğu bilgilere dayanarak kendisine şemalar oluşturur.
Şemalar nedir?
Şemalar değer yargılarımızı, davranışlarımızı, düşüncelerimizi ve buna bağlı duygularımızı şekillendiren bilgi dağarcığı kümeleridir. Bu kümecikler çocukken aldığımız bilgilerle sosyal öğrenme yoluyla oluşur.
Çocuğunu emzirirken bir annenin bebeğinin yüzüne bakmaması, onunla ilgilenmemesi, ya da yüzünü korkunç şekillere sokarak bebeğine bakması bir çocuk için çelişki oluşturur. Bir diğer durum ise, çocuğun ağlarken annesinin gülmesidir. Bu da çocuk için çelişkili bir durumdur. Böylesi durumlar çocuklukta çelişkili şemalar oluşturduğu için bilgi karışıklığına sebep olur. Bilgi karışıklığı yaşayan çocuk durumlar karşısında belirsizlik hissettiği için kendini korumak amacıyla yalana başvurur.
Ya da çocuğunun yanında telefonla konuşan bir annenin o gün bir işi olmadığı halde, şimdi çok işim var demesi de çocuğu yalan teşvik eder.
Çocuklar bazen olmamış bir şeyi olmuş gibi anlatabilirler. 0-3 yaş dönemi egosantrizm dediğimiz egoyu yani beni merkeze alan dönemdir. Bu dönemdeki çocuklar hayal ile gerçeği birbirinden ayırt edemez. Gördüğü rüyayı da gerçekten görmüş gibi anlatabilir, ya da kendi gözlerini kapatınca saklandığını düşünebilir. O kimseyi görmüyordur ya, onu da görmüyorlardır diye düşünür. Bu tür yalanlara pseudoyalan denir. Çocuk bunu yalan söylemiş olmak için söylemez oyun oynuyordur.
Peki ya pembe yalanlar?
Yalanın pembesi olmaz, yalan hep yalandır. Yalnız motivasyon ile yalanı birbirine karıştırmamak gerekir. Bir çocuğa “sen bunu başaracaksın” gibi bir söylemde bulunmak onu yüreklendirmektir. Çocuk onu yapamasa bile annesi onu motive etmiş olur, bu bir yalan değil cesaretlendirmedir.
Eğer kuşu öldüğü için taziyeye giden bir Peygamberin ashabıysak, bu hassasiyetle çocuğumuzun mimarı olmak için önce kendi mimarımız olmak gerek…
Çürük tuğlalarla ayakta kalmayacak bir bina gibi, yalan söyleyen bir ebeveynin de dürüst çocuğu olmayacaktır.
Sevgiyle, DÜRÜST kalın…
[/FONT]