- Katılım
- 26 Eyl 2016
- Mesajlar
- 654
- Tepkime puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Cinsiyet
- Kadın
"Başlangıçta korkak ile cesur insan arasında pek bir fark yoktur.
Aradaki tek fark: Korkak korkularını dinler ve onları izler.
Cesur ise korkularını bir kenara koyup ileri adım atar.
Cesur insan, bütün korkularına rağmen bilinmeyene adım atandır.
Cesaret, bütün korkulara rağmen bilinmeyene adım atmaktır. Cesaret, korkusuzluk demek değildir. Korkusuzluk, sürekli cesur ve daha cesur olunca ortaya çıkar. Cesaretin en uç deneyimi korkusuzluktur. Korkusuzluk, cesaretin sonsuz olduğu zaman ortaya çıkan güzel kokudur. Ama başlangıçta korkak ile cesur arasında pek bir fark yoktur. Tek fark: Korkak korkularına kulak verir ve onları izler. Ve cesur, onları bir kenara atıp ileri adım atar. Cesur insan, korkularına rağmen bilinmeyene adım atar. O, korkuyu bilir. Korku oradadır.
Kolomb gibi keşfedilmemiş denizlere açıldığın zaman, bir korku vardır, yoğun bir korku. Çünkü kimse ne olacağını bilemez. Güvenliğin kıyılarını terk ediyorsun. Bir anlamda hiçbir sıkıntın yoktu. Eksik olan tek bir şey vardı: macera. Belirsizliğe adım atmak sana heyecan verir. Kalp tekrar atmaya başlar, tekrar canlanırsın; yaşadığını hissedersin. Varlığındaki her hücre canlanır. Çünkü bilinmeyenin meydan okumasını kabul etmişsindir.
Bütün korkulara rağmen, bilinmeyenin meydan okumasını kabul etmek cesarettir. Korkular oradadır. Ama eğer sen tekrar tekrar bu meydan okumayı kabullenirsen, yavaş yavaş o korkular kaybolur. Bilinmeyenin getirdiği o sonsuz keyfi yaşamak, bilinmeyen ile duymaya başladığın heyecan, seni güçlü yapar. Zekanı keskinleştirir. Belirli bir bütünlüğe ulaşmanı sağlar. İlk kez hayatın bir sıkıntı değil, macera olduğunu hissetmeye başlarsın. Sonra yavaş yavaş korku kaybolur. O zaman sürekli macera peşinde koşmaya başlarsın.
Kısacası cesaret, bilinmeyen için bilineni riske etmektir; tanıdık olmayan için tanıdık olanı; konforsuzluk için konforlu olanı; bilinmeyen bir varış noktası için herkesin bildiği göç yollarını terk etmek demektir. İnsan başarıp başaramayacağını asla bilemez. Bu bir kumardır. Ama hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir.
Kaynak: Osho, 'Cesaret'
Aradaki tek fark: Korkak korkularını dinler ve onları izler.
Cesur ise korkularını bir kenara koyup ileri adım atar.
Cesur insan, bütün korkularına rağmen bilinmeyene adım atandır.
Cesaret, bütün korkulara rağmen bilinmeyene adım atmaktır. Cesaret, korkusuzluk demek değildir. Korkusuzluk, sürekli cesur ve daha cesur olunca ortaya çıkar. Cesaretin en uç deneyimi korkusuzluktur. Korkusuzluk, cesaretin sonsuz olduğu zaman ortaya çıkan güzel kokudur. Ama başlangıçta korkak ile cesur arasında pek bir fark yoktur. Tek fark: Korkak korkularına kulak verir ve onları izler. Ve cesur, onları bir kenara atıp ileri adım atar. Cesur insan, korkularına rağmen bilinmeyene adım atar. O, korkuyu bilir. Korku oradadır.
Kolomb gibi keşfedilmemiş denizlere açıldığın zaman, bir korku vardır, yoğun bir korku. Çünkü kimse ne olacağını bilemez. Güvenliğin kıyılarını terk ediyorsun. Bir anlamda hiçbir sıkıntın yoktu. Eksik olan tek bir şey vardı: macera. Belirsizliğe adım atmak sana heyecan verir. Kalp tekrar atmaya başlar, tekrar canlanırsın; yaşadığını hissedersin. Varlığındaki her hücre canlanır. Çünkü bilinmeyenin meydan okumasını kabul etmişsindir.
Bütün korkulara rağmen, bilinmeyenin meydan okumasını kabul etmek cesarettir. Korkular oradadır. Ama eğer sen tekrar tekrar bu meydan okumayı kabullenirsen, yavaş yavaş o korkular kaybolur. Bilinmeyenin getirdiği o sonsuz keyfi yaşamak, bilinmeyen ile duymaya başladığın heyecan, seni güçlü yapar. Zekanı keskinleştirir. Belirli bir bütünlüğe ulaşmanı sağlar. İlk kez hayatın bir sıkıntı değil, macera olduğunu hissetmeye başlarsın. Sonra yavaş yavaş korku kaybolur. O zaman sürekli macera peşinde koşmaya başlarsın.
Kısacası cesaret, bilinmeyen için bilineni riske etmektir; tanıdık olmayan için tanıdık olanı; konforsuzluk için konforlu olanı; bilinmeyen bir varış noktası için herkesin bildiği göç yollarını terk etmek demektir. İnsan başarıp başaramayacağını asla bilemez. Bu bir kumardır. Ama hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir.
Kaynak: Osho, 'Cesaret'