Cennette zencinin beyazlığı bin senelik yoldan görünecektir

CENNETE UÇUVERDİ

Cihan denilen bu saray tâ Hazret-i Âdem devrinden beri belki de böylesini hiç görmedi…
Bu bahçeden nice huri yüzlü güzel geldi geçti… Bu toprakta nice işve fidanları bitti… Fakat böylesini ben hiç görmedim…

Bir gün Esved isimli biri, Habeş illerinden kalkıp Medine”ye geldi… Yüzü kapkara, kömür gibi simsiyah Har beşli hemen Peygamber huzuruna can attı… Belli ki câ-nında aşktan bir eser vardı.

Taraf taraf nur cümbüşü içinde pırıldayan Allah Resulünün mübarek yüzüne gözlerini dikti…
Baktı, baktı…

Sonra ipler gibi kıvnm kıvrım bükülerek:

— Ey Allahın Resulü, dedi, bir şey soracağım… İzniniz olur mu?

Rahmet Peygamber buyurdular ;

— Sor!…

Esved Hazretleri ak çiçekli gül dalı gibi titreyerek sordu:

— Ey Allahın Resülü!… Sen hem Nebilik, hem de renk ve şekil bakımından insanoğlunun en üstünüsün…

Bütün âlem halkı senin kölendir… îki âlemde de efendi sensin… Acaba ben de senin gibi iman etsem ve amel işlemeye kalksam, cennette seninle beraber olabilir iniyim?…

Allahın Pâk Elçisi, derinler derini nazarlarını zenci sahabîye diktiler ve buyurdular:

— Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Cennette zencinin beyazlığı bin senelik yoldan görünecektir!…

Birden Esved Hazretleri, gözyaşları içinde öyle bir heyecan kasırgasına yakalandı ki, hemen oracıkta yere yığıldı ve temiz ruhunu teslim ediverdi…

Böyle bir aşkı kim yaşamıştır?…
 
Üst
Alt