Cennetin kaç derecesi vardır? İşte mü'minler için hazırlanan 8 cennet

Her mü'minin gönlünde yatan cennet nasıl bir yer? Cennetin yedi tabakası olduğu haber verilmektedir. Bunlar, Firdevs, Adn Cennet'i, Nâim Cennet'i, Daru'l-Huld, Me'va Cennet'i, Daru's-Selâm ve İlliyyûn'dur. Bu tabakalardan her birinde, müminlerin yaptıkları iyi işler karşılığında girecekleri veya yükselecekleri derece veya mertebeler vardır. İslâm literatüründe cenneti ifade etmek üzere kullanılan isimleri ve cennet tabakalarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
1. CENNET: Ebedî saadet yurdunu ifade etmek üzere Kur'an'da, çeşitli hadislerde ve diğer İslamî eserlerde yer alan isimler içinde en çok kullanılan, içindeki bütün mekân ve imkânları kapsayacak şekilde muhtevası geniş olan bir terimdir. Kur'an'da yüz kırk yedi yerde geçmektedir. İslam literatüründe ebedî saadetle ilgili vaadler, özendirici anlatım ve tasvirler genellikle cennet ismi etrafında yoğunlaşmıştır. Diğer isimler tekil olarak kullanıldığı halde, cennetin çok sayıdaki ayette çoğul şekliyle de (cennât) yer alması, saadet yurdunun belli bir bölgesinin değil; tamamının adı olduğunu gösterir.

2. Cennetü'n-NAİM: On üç ayette geçmektedir. Arapça'da "refah, huzur, mutlu hayat" anlamına gelen nimet kelimesinden daha kapsamlı bir muhtevaya sahip olan naîm, insana mutluluk veren maddî ve manevî bütün güzellikleri ifade etmektedir. Buna göre cennâtü'n-naîm; mutluluklarla dolu cennetler manasına gelir. "Beni cennetü'n-naîmin vârislerinden kıl." (Şuarâ, 26/85)

3. ADN CENNETİ: En belirgin anlamı ile ikamet etme, ikamet edilen yer demek olan adn, on bir ayette kullanılmıştır. Adn'in, cennetin belli bir bölümünün adı olduğu veya çoğul şeklinde kullanılışına bakarak, onun tamamını ifade eden bir isim olduğu anlaşılır. "Şüphesiz ki, iman edenler ve güzel amel işleyenler yok mu, işte onlar mahlukatın en hayırlısıdır. Onların Rableri katındaki mükâfatı, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan râzı olmuş, onlar da O'ndan râzı olmuşlardır. Bu, Rabbinden korkan O'na saygı gösterenler içindir." (Beyyine, 98/7-8)

4. FİRDEVS: Özellikle, içinde üzüm bulunan bağ bahçe anlamına gelir. İki ayette geçer. Firdevs, cennetin tamamını ifade eden bir isim olabileceği gibi, onun ortası, en yüksek ve en değerli bölgesinin özel adı da olabilir. "Şüphesiz, iman edip güzel amel işleyenler için barınak olarak Firdevs cennetleri vardır." (Kehf, 18/107)

5. HÜSNÂ: İyilik yapanlara Allah tarafından daha büyük bir iyilikle karşılık verileceğini, ayrıca buna bir de ilave (ziyade) yapılacağını ifade eden Yunus 26. ayetindeki hüsnâ (daha güzel, daha iyi, en güzel, en iyi) kelimesinin cennet anlamına geldiği müfessirlerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir. Ayetteki "ziyade"den maksat da, cennetten Allah'ı görme şerefine nail olmaktır. "Güzel davrananlara hüsnâ (daha güzel karşılık), bir de ziyade/fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır." (Yûnus, 10/26)

6. Dârüs's-Selâm: Maddî ve manevî âfetlerden, hoşa gitmeyen şeylerden korunmuş olma manasındaki selâm ile dâr/yurt kelimesinden oluşan bu terkip, iki ayette cennetin adı veya tabakası olarak zikredilmiştir. Cennetin esenlik yurdu olduğu şüphesizdir. Gerçek esenliğin ancak cennette bulunabileceği, sonsuz hayatın, ihtiyaç bırakmayan zenginliğin, zillete yer vermeyen şeref ve üstünlüğün, eksiksiz bir sıhhatin sadece orada mevcut olduğu anlaşılır. "Halbuki Allah, Dârü's-Selâm'a çağırıyor ve O, dilediği kimseleri dosdoğru bir yola hidayet buyurur." (Yûnus, 10/25)

7. Dârü'l-Mukame: Asıl durulacak yer, ebedî ikamet edilecek yurt manasındaki bu terkip de cennete girenlerin Allah'a hamd ve şükür sırasında bulundukları mekân için kullanacakları bir tabir olmalıdır. "O (Rab) ki lütfuyla bizi Dârü'l-Mukameye / asıl oturulacak yurda (cennete) yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de orada bize bir usanç gelecektir." (Fâtır, 35/35)

8. Cennetü'l-Me'vâ: "İman edip güzel amel işleyenlere gelince, onlar için Me'vâ cennetleri vardır." (Secde, 32/19) Bu isimlerin dışında, "ev, konak, şehir, ülke" anlamlarına gelen "dâr" kelimesi, Kur'an'da dâru'l-huld (ebediyet / sonsuzluk yurdu), dâru'l-âhire (âhiret yurdu), âkıbetü'd-dâr, ukbe'd-dâr (dünya yurdunun sonu) terkipleriyle cennet anlamında kullanılmıştır.
 
Üst
Alt